Kadın Sünneti

2 bin 500 yıl kadar önce Mısır'da başladığı tahmin edilen sonraları Yeni Gine, Mısır, Etiyopya olmak üzere Afrika’daki birçok ülkede yaşayan Müslüman topluluklarda ve Avusturya Aborjinleri’nde yaygın hale gelen bir gelenek.

Bu geleneğe göre kadınların vajinasının dudakları kesilip atılır.

Anestezi kullanılmadan, uyuşturmadan, açık jiletle gerçekleştirilen bu işlem kan kaybından ölümlere bile neden olmaktadır.

Sünnet işlemi sırasında ülkeler farklı kesici aletler kullanmaktadır. Avustrulya Aborjinleri ise birden fazla farklı alet kullanarak klitoris kesimini gerçekleştirir.

Kadın sünnetinin 4 farklı uygulanış biçimi vardır: 1: Prepusla birlikte klitorisin bir kısmının veya tamamının kesilmesi. 2: Klitoris, prepus ve çevredeki küçük (Labia minör) ve bir kısım büyük dudakların (Labia majör) kesilmesi. 3: Klitoris ve prepus ile birlikte küçük ve büyük dudakların neredeyse tümüyle kesilmesi, açık yaranın dış çeperlerinin bir araya getirilerek yaranın tümüyle dikilmesi, sadece idrar ve aybaşı kanamasının akabileceği ve ancak küçük parmak genişliğinde olan bir açıklık bırakılması. 4: Diğer genital tahripler: Sembolik olarak klitorisi veya dudakları çizmek; klitorisi dağlamak; vaginayı genişletecek şekilde kesmek veya bazı ilaçlarla daraltmak.  

Kız çocukları genellikle 14 yaşına kadar sünnet ediliyorlar ancak, evlenmeden önce veya hamile kadınlarda doğumdan önce sünnete de rastlanabiliyor.  

Bu eylemin amacı, kadınların gözünün dışarıda olmaması, cinsellikten zevk alıp da onu ihtiyaç haline getirmemesi olduğu belirtilmektedir.     

Geleneksel olarak yaşlı kadınların yaptığı sünnet günümüzde ebeler, hemşireler ve hatta doktorlar tarafından da yapılabiliyor.

BM verilerine göre, her yıl yaklaşık 2 milyon kız çocuğu, sünnet nedeniyle hayatını kaybetme tehlikesi yaşıyor.     

UNICEF tarafından yapılan en son tahminlerde, 29 ülkede en az 120 milyon kız çocuğunun ve kadının kadın sünnetine maruz kaldığı, 15 yaşından küçük 30 milyon kız çocuğunun halen risk altında olduğu belirtiliyor.