Maasai Kabile Hayatı

Maasailer, Doğu Afrika'nın Kenya, Uganda ve Kuzey Tanzanya bölgesinde yoğunlaşmış olan yarı göçer kabilesidir. Uzun boylu ve zayıf bir vücut yapısına sahip olan Maasailer, 15. yüzyıl civarında Sudan'ın Nil havzasından göçmüşler. Maasaililer kendi arasında da genel olarak üç gruba ayrılıyor. Toplamda Tanzanya’nın kuzeyinde 3.2 milyon, Kenya’nın güneyinde 1.2 milyon Masaili yaşıyor.

Maasailerin yaşadıkları köyler genel olarak Manyata adını verdikleri 5 – 10 evden oluşuyor.

Her bir grup göç ederken kendi hayvanları ile birlikte göç ediyor. Maasailer, savaşçı olarak bilinen bir toplum olmasına karşın, hayvancılıkla hayatlarını idame ettiriyorlar.

Maasailer için büyük baş hayvanlar, özellikle de sığırlar çok büyük öneme sahip. Çünkü dünyadaki tüm sığırların Yağmur Tanrısı Ngai tarafından kendilerine verildiğine inanıyorlar. Maasaili bir erkek ne kadar çok sığıra sahip ise o kadar çok eş alabiliyor. 100 sığırı olan bir eşle yetinirken 500 sığırı olan beş eş alabiliyor.

Aynı soydan evlilik yasak, kan bağı olmayanlar evlenebiliyor. İlk eş aynı zamanda gelen diğer eşler arasındaki koordinasyondan da sorumlu. Her gelen yeni eş kendine yeni ev yapmakla yükümlü. Erkek, eşler arasında adil davranıyor. Hepsine ayırdığı zaman eşit. Maasailerde ortalama evlilik yaşı erkeklerde 18, kadınlarda ise 16.

Ancak bir kadın birden fazla erkekle evlenemiyor. Sadece bir kişi ile evleniyor. Eğer eşi vefat ederse, ikinci evlilik yapamıyor. Ölen eşin ailesi kadına sahip çıkıyor ve bakımını üstleniyor.

Maasai köylerinde hem kadınların hem de erkeklerin sorumluluğunda olan işler var. Kadınlar evlerin yapımı, çocukların bakımı, temizlik ve yemekten sorumlu. Erkekler sığırları otlatmaktan, köyün etrafındaki çitlerin yapımından ve köyün güvenliğinden sorumlular.

Çocuklar 7 yaşına geldiklerinde alttaki 2 dişleri çekiliyor, 10 yaşına geldiklerinde ise kolları damgalanıyor. Yetişkin olduklarında da sünnet oluyorlar. Sünnet yapıldığı sırada kıpardamadan duran erkek 10 sığırla ödüllendiriliyor ve evlenmeye hak kazanıyor. Kıpırdamadan durmasının bir sebebi de, kıpırdarsa ailesini utandıracağından ve ileride hiçbir kızın onunla evlenmek istemeyeceğinden korkması.

Maasailer ilkel şartlarda ateş yakıyorlar. Biri sert biri yumuşak iki farklı çeşit çubuğu birbirine sürterek ısınmasını sağlıyorlar. Sürtünmeden dolayı iyice ısınan çubukların hemen altında bulundurdukları kuru otları üfleyerek tutuşturuyorlar. Ateş yakma işlemi sadece 5 dakika sürüyor.

Maasailer hep yükseğe sıçramaları ile biliniyorlar. "En yükseğe kim sıçrar" temalı dansları sırasında, her erkek diğerlerinden daha yükseğe sıçramaya çalışıyor ve bu sayede dayanıklılık ve çeviklik konusundaki yeteneklerini ortaya koyuyorlar. Her biri en az 70 – 80 santimetre yükseğe zıplayabiliyor.

Ancak kadınlar danslarında hiçbir zaman sıçramıyorlar. Sıçramalı danslar erkeklere özgü.

Maasai insanlarının giyimleri oldukça çarpıcı. Erkekler kırmızı ve turuncu tonlarındaki kumaşları özel bir yöntemle vücutlarına doluyorlar. Kumaşların deseni çoğunlukla çizgili ya da kareli.

Ayakkabılarını ise öldürdükleri hayvanların derilerinden ya da araba lastiklerinden yapıyorlar. Çünkü bu malzeme çalılarda yürürken daha az ses çıkarrtığı için vahşi hayvanların dikkatini çekmiyor.

Takı hem kadınlar hem erkekler arasında yaygın olarak kullanılıyor. Masaili erkeklerin kulak memeleri kesiliyor ve bir delik açılıyor. Yaşları ilerledikçe Kulak memelerine taktıkları takıların da boyutunu büyüterek kulak deliklerini genişletiyorlar.

Maasaili kadınların saç traşları genelde sıfır numara. Rengarenk giysileri içindeki kadınlar, renk renk boncuklar ile yaptıkları takıları el, kol, ayak ve boyunlarına takıyorlar.