Tav - Gezimanya Sergisine Katılan Yarışma Fotoğrafları - 2

İrem ŞARDAŞLAR Bolivya’da, 3 gün süren ‘’Salar de Uyuni’’ turu. Birbiriyle daha bir önceki gün tanışmış 6 gezgin ve şoförümüz Marcial... Yemeklerimizi geceden hazırlayıp gün içinde de servis ediyor. Dediğine göre yılın 365 günü de çalışıyormuş. Tek bir gün tatili olmamasına ve her 3 güne bir aynı döngüyü yaşamasına rağmen mutlu. Yol üstünde durduğumuz her yeri ilk kez görüyormuşçasına heyecanlı, hevesli. Bize de hayatımızın en lezzetli öğle yemeğinin ve Marcial’in neşesinin keyfini çıkarmak kalıyor...

İrem ŞARDAŞLAR   Bolivya ile Peru arasındaki Titicaca Gölü’nün kıyısında bir gün batımı. Doğanın sunduklarının çeşitliliği insanı her zaman şaşırtan Bolivya’da, mor gökyüzü görmenin şaşkınlığı, yerini inanılmaz bir huzura bırakıyor. Son güneş ışınlarının yerini renk cümbüşü içindeki bir gökyüzü alıyor, tonlar koyulaşıyor ve ardından gelen ılık bir meltem o anı ölümsüzleştiriyor...

İrem ŞARDAŞLAR Buenos Aires’in ünlü Plaza de Mayo’su. Drag Queen’imizin gözleri uzaklarda, yüzünde ise umursamaz bir bakış... Ayakkabılarının rahatsızlığını bir an olsun belli etmeden saatlerdir ayakta durup poz veriyor. Gri binaların, tekdüze insanların, rutin hayatların arasından kimseye değmeden geçip giden bir gökkuşağı... 

İrem ŞARDAŞLAR Salvador’un merkezinde, şehrin meydanına çıkan dar sokaklardan birinde, sokak ressamının bitmiş eserleri demirlere asılıp turistlerin beğenisine sunulmuş. Müşterilerle ilgilenmek için sonuncusunu yarım bırakılmış. Ne yazdığını görebilsek de, boşlukların ne ile tamamlanacağını hiçbir zaman bilemeyeceğiz.

İrfan ALTINAY Türkiye'de Konya'dan sonra en büyük mevlevihane Afyonkarahisar'da bulunmaktadır.Müslümanlık inancında mevlevilik önemli bir yer tutmaktadır , Hz.Mevlana'nın Oğlu,Sultan Veled Kızı Mutahhara Hatun Oğlu,Hızır Oğlu,Muhammed Paşa Oğlu,Ahmed Paşa Oğlu,Bâlî Çelebi Oğlu,Dîvâne Muhammed Çelebi olarak secerelenen Sultan Divani Mehmed Çelebi  burada yatmaktadır.Mevlevihane dergah olarak tasarlanmıştır , içindeki çilehaneler ve dergah içindeki tüm bölümler günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Geleneksel olarak günümüzde hala  aşure gününde Afyon Mevlevi (Türbe) Camii'nde 40 kazan aşure 40 hocayla dualarla pişirilip halka dağıtılmaktadır.

İrfan ALTINAY Kahire'deki Meçhul Asker Anıtı'nda nöbet tutan, geleneksel kıyafetli, Mısır askeri. 2010 yılında yaptığımız fotoğraf gezimizde çektiğim bir fotoğraftır. Anıt Kahire'de özellikle dış ülkelerden gelen protokol tarafından ilk ziyaret edilen yerlerden birisidir.Geleneksel kıyafetleriyle nöbet tutan askerler nöbet değişimlerinde kılıçlarını birbirlerine devrederler.6 Ekim 1981'de anıtın hemen karşısında askeri töreni izlerken suikasta uğrayan Enver Sedat'ın kabri de bu anıtın içinde yer almaktadır.Her yıl 6 Ekim'de anıt bölgesinde törenler düzenlenmektedir.

İrfan ALTINAY Kahire'ye fotoğraf çekmeye gittiğinizde mutlaka gezmeniz gereken yerler arka sokaklardır. Ekonomik olarak çok düşük olan gelir seviyesi ile halk arka sokaklarda geleneksel Mısır kıyafetleriyle eski zaman Kahire yapıları içinde döneme ve duruma uygun kadrajlar vermektedir.Tarihi yapılar , geleneksel kıyafetler , yöresel baharatlar ve yemekler piramitler ve Kahire Müzesinden sonra mutlaka görülmesi ve tadılması gereken şeylerdir.Nil nehrinde felluke'ye binmeyi de ihmal etmeyin.Fotoğraf 2010 yılında Kahire'de çekilmiştir.

İrfan ALTINAY 2012 yılında yaptığımız fotoğraf gezimizde çekilmiştir.Tunus özellikle osmanlı zamanından çok fazla yapı barındıran bir bölge olarak bilinmektedir.Afrika kıtasındaki ilk müslüman dönemi yapıları burada bulunmaktadır.Hammamet bölgesinde özellikle tarihi Türk hamamları bulunmaktadır.Bu hamamlar günümüzde hala faaliyetini sürdürüp bölge halkına hizmet vermektedir.Tunus halkı Türk insanına çok yakın ve sevecen davranmaktadır.Hatta ülke bayraklarında bile bizim bayrağımızdan esinlendikleri söylenmektedir.

İzzet TOKUR Wadi al Hayaa hayat vadisi anlamına geliyor. Çölün ortasında bir serap sanki. Her taraf yeşil. Tarımla uğraşan insanlar çoğunlukta. Çöle uyum sağlayan kabiledaşlarının aksine yeşile uyum sağlamışlar gibi. Yinede güneşe ve  her an ortaya çıkabilecek toza karşı geleneksel tuareq başlığı ile karşımızda.

İzzet TOKUR Hala geleneklerine son derece bağlı bir hayat sürüyor Tuareqler. Libya’nın Fizan eyaletinin Güney batısında  Gut şehrinde çölde karşılaştık onunla. Palmiye yapraklarından yapılmış kulübesinde ağırladı bizi.Çölün sarısından ayrılmak, hayatlarına renk katmak için renkli kıyafetler ve kendilerini 55 dereceye varan güneş ve sıklıkla karşılaşılan kum fırtınasından korumak için kullandıkları geleneksel bağlanmış başlığı ile ''çöl göçeri'' tuareq.

İzzet TOKUR Karadeniz kadını Karadeniz gibidir; coşkun,hırçın,inatçı. Deresinden ağıtlar yakıp türküler söyler horon teper. Karadeniz gibi rengarenktir. Renkler bizim renklerimiz ışıl ışıl titriba işlemeli şifonların üzerinde şaylarımız olmadan Hemşinli olduğumuz anlaşılamaz. Yediden yetmişe Hemşin kızının kadınının cıvıl cıvıl yüreğinin en güzel ifadesidir renkli Hemşin başımız. Gezmek görmek gerek  ve unutmamak.

İzzet TOKUR Yeşilin mavi ile kucaklaştığı dağ başlarının özlemi bulutlar misali sarar kahkahalar dört bir yanı. Kadın demek; ana demek, yar demek, hayatımızın rengi insan demek. Karadeniz kadını Karadeniz gibidir; coşkun, hırçın, inatçı, sevmekten çekinmez sevdiğini söylemekten de  Hemşi başı denilen rengârenk örtülerin anlamı vardır hayatında.Kimi zaman sevinç kimi zaman öfke kimi zaman acı. Ve her renk belli eder duyguların anlamını. 

Mehmet ÖZGEN Tayland'ın Puket adasında Patong şehrinde bulunan Bangla caddesi. Akşamdan sabaha kadar renkli ve sınırsızca süren gece hayatının yaşandığı Bangla caddesi sabahın ilk ışıkları ile birlikte bambaşka bir kimliğe bürünüyor. Taşıt trafiğine açılan cadde sıradan bir Uzakdoğu caddesi oluyor ve gecenin ışıltısında kaybolan elektrik telleri yol boyunca çırıl çıplak ortaya çıkıyor.

Mehmet ÖZGEN Endonezya'nın Balı adasında bulunan ve dünyanın en kaliteli sörf dalgalarının dövdüğü dik bir yamaca inşa edilmiş bulunan Uluwatu Tapınağı muhteşem manzarası ile görülmeye değer yerlerden biri. Tapınak içerisindeki ormanda yüzlerce maymun yaşamakta. Maymunların da tapınak kadar ilgi çekici olduğu Uluwatu'da ziyaretçilere muz satarak geçimini sağlayan teyze.

Mehmet ÖZGEN Edonezyanın Balı adasında adanın kültürünü yansıtan ve kendine özgü figürleri ile ziyetetçilere görsel şölen yaşatan dansçı kızların gösteri sonu selamlama ani. Balı halk danslarını icra etmek için adada birçok dans okulu bulunmakta. Dansçılar gösterilere çıkabilmek için küçük yaştan başlayarak ciddi eğitimden geçmekte ve özenle hazırlanan kıyafetleri makyajları ile bütünleşmekte.

Mehmet ÖZGEN Balı'nın başşehri Denpasar'da haftada iki kez kurulan halk pazarında tropikal iklimde bulunan adanın tüm meyva ve sebzelerinin yanısıra et ve balık satan pazarcıları da bulmak mümkün. Hayatta hiç görmedik bir meyve veya sebzeyle karşılaşmanın sizi heyecanlandıracağı pazarda çiçek satan yaşlı teyze kahve molasında kahvesini yudumlarken o anın keyfi gözlerinden okunuyordu.

Mehmet ÖZGEN Endonezya'nın Balı adasında tropikal iklimin getirdiği bol yağış ve iliman iklim yeşilin her tonu için inanılmaz bir ortam sağlıyor. Dünyanın heryerinden bu iklim koşullarında yaşamak için adaya yerleşen yabancı bulunmakta. Adanın yeni sakinleri geleneksel Balı mimarisinin pek dışına çıkmadan ama birbirinden özgün tasarımlarla Balı halkına da tasarım konusunda öncülük yapmakta. Son derece geniş bir arazi üzerine kurulu olan bu kulübe belli ki sahibine huzur ve ötesini vermekte.

Mehmet ÖZGEN Bali Adası Ubud yolu üzerindeki pirinç tarlaları. Pirinç Bali de olmazsa olmazlardan biri. Yetişmesi için son derece uygun ortam bulunan pirinç ada sakinlerinin yemek kültüründe birinci sıraya bulunuyor. Adada yerel yemek yapan tüm restorantlarda pilavın türlü çeşidini bulmak mümkün. Pirinç yetişirken ise yol boyunca tarlalarda ziyaretçilere görsel şölen sunmakta.

Mehmet ÖZGEN Bali Adası Ubud yolu üzerindeki pirinç tarlaları. Pirinç Balı de halkının büyük ölçüde geçim kaynağını oluşturuyor. Adada iç kesimlerde hemen heryerde görebileceğiniz pirinç tarlaları ziyaretçiler için inanılmaz güzellikte. Pirinç yerel halk için ne kadar önemli ise kuşlar içinde o kadar önemli. Çiftçiler kuşlarla karşı önlem olarak buldukları tüm bez ve poşetleri tarlaya aşmışlar. Poşetler yaklaşan muson fırtınasıyla adeta çırpınırken.

Mehmet ÖZGEN Tropikal bir ada olan Bali'de meyve çeşidi son derece fazla. Ama bunların içinde en yaygın olarak bulunan ve taze olarak suyu tüketilen Hindistan cevizidir. Her köşe başında susadığınızda içebileceğiniz Hindistan cevizleri ustaların palayla üç vuruşla açtığı üst kapaklarının ardından pipetle servise sunuluyor.Uluwatu Tapınağı'nı dolaştıktan sonra yorgunluğumuzu atmak için içtiğimiz meyve sularının servise hazırlanış ani.

Menekşe PRAAGMAN Letonya’nın başkenti Riga, Baltık ülkelerinin en büyük yerleşimi. Şehrin turizm bilgi merkezi Karakafalılar Evi önünde gerçekleştirilen geleneksel törenden renkli kareler yakalamak mümkün.

Menekşe PRAAGMAN Faroe adalarında başkent Torshavn’ın 63 kilometre kuzeyinde yer alan küçücük bir yerleşim. Köy adını denizden 200 metre yükseklikteki geçitten dolayı almış. Denizde yoğun dalga olduğunda balıkçı tekneleri kaya üzerine kurulmuş merdiven sistemi ile 200 metre yukarıya çekiliyor. 1584’ten beri bölge halkı burada balıkçılıktan özellikle de kurutulmuş ve tuzlanmış balıktan para kazanıyor.

Merve Senem DAĞ 13 Kasım 2013 tarihinde geleneksel Aşura Matemi'nde çekilmiştir. Bir fotoğraf grubuyla gittiğim bu matemi kaçırmak istemedim makinemi aldığım gibi hemen oraya gittim. Oradaki insanların birbirlerini zincire vuruşu, gözlerinden akan yaşları, çocukların annelerine sarılıp ağlamaları, tüm kadınların el ele tutuşup birlik olduklarını makineme tek tek kaydettim.Seneye tekrar orada olmalıyım diyorum,olmalıyım...

Merve Senem DAĞ 13 Kasım 2013 tarihinde geleneksel Aşura Matemi'nde çekilmiştir. Bir fotoğraf grubuyla gittiğim bu matemi kaçırmak istemedim makinemi aldığım gibi hemen oraya gittim. Oradaki insanların birbirlerini zincire vuruşu, gözlerinden akan yaşları, çocukların annelerine sarılıp ağlamaları, tüm kadınların el ele tutuşup birlik olduklarını makineme tek tek kaydettim.Seneye tekrar orada olmalıyım diyorum,olmalıyım...

Merve Senem DAĞ 13 Ekim 2013 tarihinde Safranbolu-Kristal Teras'ta çekilmiştir.Bir çok turistin ilgisini çektiği bu yere bende sonunda gidebildim.Yapmak istediğim tek şey bu anı ölümsüzleştirmek ve arkadaşlarımla paylaşabilmekti. Safranbolu tarih kokan bir şehir ve kesinlikle gidip görülmesi gereken yerler arasında 1. sırada olmalı,özellikle sonbahar mevsiminde o çiçeklerin renk cümbüşünü görmek bir harikaydı...

Merve Senem DAĞ 25 Şubat 2014 tarihinde, Afyonda çekilmiştir. Tatile gittiğim zamanda makinemi elimden düşürmediğim doğrudur. Hep ters ışık kullanarak fotoğraf çekmek isterdim fakat bir türlü yapamazdım, hangi saatte daha iyi sonuçlar alınacağını bilmiyordum. Öğrendim ve öğrenir öğrenmez bu fotoğrafı çektim.Yapamayacağınız hiçbir şey yoktur bu hayatta, yeter ki isteyin...

Merve YÖRÜK Renkler, kıvrımlar,tekrar.Tüm bunlar doğanın muhteşemliğini gösteriyor ,el değmemişliğini.Kumlar sıcak, ayakları kavuran.Soğuk ve sıcak ikisi de izlerini bırakmış taneler üzerinde.Hepsi derin bir büyüklüğün içinde oradan oraya savrulmuş rüzgarla.Kum taneleri, rüzgarla sıcaklıkla olan savaşından sonra, insanoğluyla olan savaşına başlıyor şimdi de.Tanımadığı bedenler, tanımadığı adımlar var üzerinde.İzlerini bırakarak ilerliyorlar uzağa doğru.Çölün, sıcağın derinliğine doğru.. 

Merve YÖRÜK Sahra; uçsuz bucaksız.Ve sıcak, ateş kadar.Bu sıcaklık, ateşin harelerinde dans ediyor.Dünyanın farklı renklerinden gelip buranın renklerine bürünmüş insanlar da bu ateşin içinde, dans edip bambaşka bir varoluşu tadıyorlar yerel halkla.Ve bu halk ki, Sahra gibi kocaman bir yüreğe sahip.Kocaman sofraları var bizlere açtıkları.Biz ki onlardan kocaman sofralara sahip olduğumuz halde yıllardır doyamazken, onlar sahip olduklarını paylaşıyorlar.Çölü, ateşi, müziği, yaşam enerjilerini, renklerini.. 

Merve YÖRÜK Sarı topraklar üzerinde, küçük bedenli, kocaman yürekli, rengarenk çocuklar.Hepsinin yüreği, gülüşü, bakışı ayrı renkte, ayrı derinlikte.El sallarken kendi dünyalarından bambaşka bir dünyaya, en gerçek rengin kendileri olduğunun farkında değiller.En yalın, yalansız ve en beyaz; en kirlenmemişi bu dünyanın.. 

Mükerrem BATUM Fransanın kuzeyinde  Reims şehrine giderken ,yağmurlu  bir günde ,sürekli değişen bir hava şartlarında gökyüzü binbir renkle sıvanmış bir şekilde  ,manzaranın  renkli hali beni çekti, kucağımdaki makina ile hızla giden otomobilimizden Champagne-Ardenne Bölgesindeki bu güzel manzaraları yakalamak heyecanlı idi…

Mükerrem BATUM Hava yağmurlu  renkli şemsiyeler ellerde  insanlar sokaklarda yağmur hiç kimseyi içeriye hapsetmemiş.Kanallar şehri kanal boyu ortaçağdan kalma eski yapıların suya aksi,sudaki salınım çok hoş atmosfer yaratmıştı.   Küçük gezi tekneleri renkli şemsiyelerle donanmış turistik gezilerini yapıyorlar.Yağmur beklenenin aksine ,kuzey avrupanın ortaçağdaki en zengin ve en eski şehrine  renkli şemsiyelerle güzellik renk katmıştı.   Kötü havanında  şanslı bir kare yarattığını görünce hemen suyun  hareketine yansıyan renkli kıvrımları kelebek kanadı görüntüsünü  vakit geçirmeden kareye hapsettim . .     

Mükerrem BATUM Unesco dünya mirası listesinde yer alan Mont St. Michel, Normandiya kıyılarından 600 mt. açıktaki  yerleşimi ile mimari bir anıt gibi yükselmiş.   Çoğu hristiyanların  hac yeri diye kabullendikleri dini bir özelliğide var. Hızlı bir turla bir saatte  gezmek  mümkün,Fransız devrimi sırasında manastırda dahil olmak üzere  hapishane olarak kullanılmış. Çevre kirliliğinden dolayı  ,  kıyıya bağlanan yol yapımı yüzünden    istediğim gibi   Mont St Michell fotografı çalışamadım ..                             Her zaman fotoğrafın ne zaman nerede çıkacağı belli olmuyor, bana da seyir terasından  med cezir manzarası izlemek için çıktığımda deniz kıyısındaki chapel den  çok sevdiğim kareler  çıktı ,neye niyet neye kısmet oldu ..   

Mükerrem BATUM İskoçya göl canavarları, güzel yamaçları ve ilginç ingiliz aksanıyla bilinen bir ada ülkesi. Turizm de bu ada ülkesi için oldukça önemli. Yaptığım İskoçya seyahati sırasında rastladığım  doğanın sessiz güzelliğini  yansıtan bir yansıma karesi.. Fotoğraf 24.4.2011 tarihinde  kuzeydeki en büyük ada isle of skye  gezisi sırasında çekilmiştir…

Murat MOLALI Küba’da az görülen sokak satıcıları özel iş yapma iznini alan sayılı kişilerdir. Çiçekçilere bu izin verilirken yerel giysiler giymeleri istenmiş. Giysiler yerel özelliği taşımakla birlikte spor ayakkabı “ben bu kıyafete yakışmadım” diye bağırıyor. Yüzlerinin görünmesini istemiyorlar. Çok utangaçlar. Bir o kadar da doğallar. İçlerinden geldiği gibi davranıyorlar. Hiçbir yapmacıklık ve şımarıklığa kaçmadan tek bir şey yapıyorlar; çiçek satıyorlar. Çiçek almayacaksan fazla oyalanmadan devam et yoluna…

Murat MOLALI Şaka değil, bu gerçek bir okul servisi. Öğrenciler her gün bu at arabası ile okula götürülüp getiriliyor. Küba’da en pahalı şey araba ve akaryakıt. Ambargo yüzünden ithalatta büyük sıkıntı var. Ancak çocukların kıyafetleri son derece düzgün. Tüm çocuklara okul çantası ve kıyafet devlet tarafından dağıtılıyor. Fırsat eşitliği sağlanmış. Okula gidemeyen çocuk yok. Yoksulluk diz boyu ama eğitimden yine de taviz yok. Ata arabası ile gitseler de çocukların yüzünde okula gidebilmenin mutluluğu hakim…

Murat MOLALI Poseidonion Koyu, Samos Adası’na Kuşadası’ndan (doğudan) yaklaşırken, Dilek Boğazı’na girer girmez teknelerin barınabileceği en güzel koydur. Kıyıyı gösterişsiz, yalın ve sevimli evler çevreler. Eski ismi Molla İbrahim Koyu’dur. Osmanlı zamanından kalma bu ismi kullanır halen Türk denizciler. Denizi pırıl pırıl bir akvaryumdur. Kıyıda tek bir restoran vardır. Garsonları Türkçe bilir. Restoran’ın denize uzanan ahşap iskelesi vardır. Tekneler bağlanabilir. Bağlandığınız tekne ile masanız yan yanadır. Kafanızı çevirince teknelerin içindesinizdir. Onlarla beraber yersiniz enfes deniz mahsullerini. Teknelerinizi davet edersiniz bu ziyafete. Geceleri teknelerden yansıyan ışıklar denizi aydınlatır ve akvaryum şenlenir. Çocuklar artık balıkları seyredip onlarla oyunlar oynamaktadır.

Murat MOLALI Havana’nın dar ve fakir sokaklarında yoksul bir Küba’lı. Yoksul ama tütünlerin şahı bir puroyu keyifle tüttürmekte. Küba’da en bol bulunan şey puro olduğu için belki de bu garip değil. Bir kafeye oturacak parası olmadığı için kaldırımda yorgunluk çıkarıyor. Yoksulluğundan dolayı üzüntülü mü? Şapkasındaki bayrağa bakılırsa; Hayır. Ülkesinin bayrağını gururla taşımaktadır şapkasında. Tüm tezatlar bu fotoğrafta. Karşıtlıkların simgesel bir bütünü sanki.

Murat MOLALI Kalymnos’un Vathis Koyu denizcilerin en mükemmel sığınaklarından biridir. Denizden içeriye neredeyse 1,5 km. bir girinti oluşturur. Pırıl-pırıl bir denizi vardır. Doğa muhteşem bir liman yapmıştır denizcilere. Peki denizciler durur mu? Sanki bu lütfa cevap verir gibi onlar da muhteşem bir tekne yapmışlar ve biblo gibi, sanki buraya özel yapılmış bir heykel gibi sergilemişler bu koyda. Teknenin her tarafı el yapımı. Direği bile ahşap ve el yapımı. Direğe mavi-beyaz süsleme de çok yakışmış. Yelkeni basıp gidesi geliyor insanın ama hayır, o tekne bu koyda öylece durması için yapılmış bir heykel. Tılsımı bozmayın. 

Murat MOLALI Thames Nehri’nin kıyısındaki London Eye Londra’nın en güzel manzaralarını sunar ziyaretçilerine. Bir dönme dolaptır aslında. Bu sayede çok değişik açılardan fotoğraflar çekilebilir.  Ama hep bir camın arkasından. O cam tüm fotoğrafların katilidir. Herkes Londra’yı çeker ama yansımalarda kendilerini görürler fotoğraflarda. Bu fotoğraf hariç tabii. Bu fotoğrafın nasıl çekildiği bir sır ve her zaman öyle kalacak.

Murat MOLALI Pitagorion Samos’un en sevimli kasabasıdır. Pisagor’un memleketi. Limana girişte karşılar sizi Pisagor üçgeni heykeli. Sokaklarını gezdikçe bir huzur kaplar insanı. Etrafa yayılan kokular, bahçelerde yetişen binbir çiçeğin kokularıdır, aman dikkat sarhoş eder insanı… Hele manzaraların biri biter biri başlar. Fotoğraftaki sokağın aşağısı limandır. Çeşit çeşit tekneler arz-ı endam eder. Arkadaki dağlar ise Türkiye’dir. Dilek Yarımadası (Kalamaki) Milli Parkı görünür. Türkiye ve Yunanistan’ın en yaklaştığı kara parçalarıdır. Fotoğrafta hem Yunanistan yer alır hem de Türkiye.

Murat Zafer Özbilgi Uzun boylu ve zayıf bir vücut yapısına sahip olan Maasailer, 15. yüzyıl civarında Sudan'ın Nil havzasından göçmüşler. Tanzanya’nın kuzeyinde 3.2 milyon, Kenya’nın güneyinde 1.2  milyon Masaili yaşıyor. Savaşçı erkeklere Maasai Kabilesinde Moranlar adı veriliyor. "En yükseğe kim sıçrar" temalı dansları sırasında, her erkek diğerlerinden daha yükseğe sıçramaya çalışıyor ve bu sayede dayanıklılık ve çeviklik konusundaki yeteneklerini ortaya koyuyorlar. Her biri en az 70 – 80 santimetre yükseğe zıplayabiliyor. Bu dans sırasında bir çoğunun yanında avcılıkta kullandıkları ok, pala ve mızrak gibi aletler de yer alıyor. En yükseğe sıçramak aynı zamanda köyün kadınları arasında takdir kazanmanın da bir yolu. Dansları sırasında en çok tekrar edilen hareket zıplamak. Bir kişi ortaya gelip 2-3 kez zıplayıp yerini diğer Maasaili’ye bırakıyor. Bir diğeri gelip 2-3 kez zıplıyor ve o da yerini diğerine bırakıyor. Zıplarken ayakları genelde çıplak oluyor. Küçük çocuklar ise ufak yaşlarda bu dans ayinlerine katılarak eğitiliyorlar.

Murat Zafer ÖZBİLGİ Hong Kong’un Lantau adasında Ngong Ping kasabasında yer alan Tian Tan Buda heykeli 1993 senesinde tamamlanmış olup çok sayıda ziyaretçi ağırlamakytadır. Po Lin Manastırına yakın konumdaki heykel insanoğlu ve doğa ile insanlık ve din arasındaki uyumu sembolize eder. Hong Kong’un en önemli Budizm merkezidir.

Murat Zafer ÖZBİLGİ Kamboçya’daki Tonle Sap Gölü üzerinde hayat her mevsim devam ediyor. Kimi zaman nehir yükselince tahta bacaklar üzerindeki kulübeler yükseltilip hareket ettiriliyor, mevsim gereği sular azalıp alçalınca da evler suya yanaştırılıyor. Balıkçılık dışında su üzerindeki evlerinde tarım ve hayvancılık da dahil olmak üzere hayatın tüm ihtiyaçlarını karşılıyor halk.

Murat Zafer ÖZBİLGİ Kamboçya’daki Tonle Sap Gölü üzerinde tüm fakirliğe ve hayatın zorluklarına rağmen yüzü gülen çocuklar. Turist teknelerine yanaşıp yiyecek içecek satmak ve cep harçlıklarını çıkarmak istiyorlar. 

Murat Zafer ÖZBİLGİ Kamboçya’daki Tonle Sap Gölü üzerinde bir ev. Bazen hayatta fazla birşeyiniz yoktur, paranız pulunuz ya da mal varlığınız. Ama hayat yine de güzeldir ve eviniz de çiçeklerle bezenmeye değecek kadar özel bir yerdir.

Murat Zafer ÖZBİLGİ Mekong nehri 4.000 kilometre uzunluğunda olup, dünyanın 7. en uzun nehri. 4 farklı ülkeden geçerek Vietnam’a geliyor ve Saigon kenti yakınlarından denize dökülüyor. Mekong deltası’na Vietnam dilinde “Dokuz Ejder Deltası” denilmektedir. Sebebi ise Mekong Nehri'nin burada 9 ana kola ayrılarak denize ulaşması. Deltada adalar arası ulaşım feribot, kano ve sandallar aracılığı ile sağlanıyor. Vietnamlı kadınların ayakları ile yön verdikleri 3-4 kişilik kanolar ile dar su kanallarında etrafta Hindistan cevizi ormanlarını izleyerek seyahat etmek mümkün.

Murat Zafer ÖZBİLGİ Müzik, mimik, dans ve akrobasiden oluşan Pekin Operası Çin’in antik sanatlarından biri. 4 temel rolden birisi olan Dan rolü bu sanatın ilk yıllarında erkekler tarafından oynanıyormuş.

Murat Zafer ÖZBİLGİ Phnom Penh Kamboçya’nın en büyük şehri. Son yılları insanlık trajedilerine sahne olmuş bu ülkenin geçmişinde ise çok köklü bir kültür ve barışçıl dini gelenekler var. Bu karede Royal Palace bahçesindeki Tapınaktaki rahipler ayin sırasında görülüyor.

Mustafa AKYOL 24 Aralık 2013 günü çekilmiş bir fotoğraftır. Fotoğraf Türkiye/Kocaeli/İzmit'te çekilmiştir. Yukarı doğru çıkan bu evler bir nevi çarpık kentleşmeyi temsil etmektedir. Ancak aynı zamanda Güney Amerika'da bulunan pek çok evlerin benzeri olma özelliğinide göstermektedir. Tek tip olmayan, herbiri birbirinden renkli olan bu evlere, yağan kar'da ayrı bir ahenk katmıştır. Renk cümbüşü ve beyazın muhteşem uyumu ... 

Mutlu TOPALOĞLU Balık türlerini ve deniz yaşamını çok yakından izleme imkanı sağlayan Bahama Takımadaları'ndan Nassau-Paradise Island'da bulunan Atlantis Otel'in akvaryumunda çok keyifli zaman geçirmek mümkün. Farklı bölümlere ayrılmış devasa boyutlardaki akvaryumda, tatlı ve tuzlu su canlılarını izlemeye gelen turistleri büyülü bir ortam beklemektedir.

Mutlu TOPALOĞLU Nepal’in başkenti Katmandu dünyanın en mistik şehirlerinden bir tanesidir. Özellikle 40 metre çapındaki kubbesi ile Boddhanath Stupasi etrafında “om mani padme hum” mantarlarıyla budistler sizi karşılar. Genel olarak oldukça mutlu ve huzurlu bir hayat yaşayan budistler bölgeyi ziyarete eden turistlere çok renkli kareler sunar. Fotoğraflarını çektiğiniz küçük budist öğrencilere vereceğiniz minik hediyelerle onları mutlu edebilirsiniz. Tıpkı fotoğrafta gördüğünüz küçük budistin gözlerinde kayboluşunuz gibi, Katmandu'nun da tanrılarla dolu mistik sokaklarında kaybolursunuz...

Mutlu TOPALOĞLU Dünya’nın en yüksek rakımlı ülkesi Nepal. Dağları ve fotoğrafı seviyorsanız, biraz da macera ruhu ile harmanlanmişsa ruhunuz, gidilecek adreslerden bir tanesidir Nepal. Himalaya Dağ Sistemi’nin 8000 metrenin üzerindeki 14 üyesinden 8’i bu ülkenin sınırları içerisinde bulunmaktadır. Nepal dilinde "him" kar, "alaya" da çatı demek. Yani, Himalaya'nın anlamı karlı çatı. Nepaldeki yüzelerce trekking rotası Himalaya zirvelerinin görkemli görünüşü, günün farklı saatlerinde mucizevi görüntüler sunarak sizi kendine hayran bırakır. Himalaya havasını soluduktan sonra eve döndüğünüzde bir sonraki seyahatinizi çoktan planlamışsızdır...

Nahide KAYA Güzel hintliler. Renklerine bayılıyorum. Bu fotoğraf Jodhpur'un çarşısında çekildi, gerçek doğal halleri. Jodhpur nam-ı diğer mavi şehir. Çünkü sinek,böcek,örümcek girmesin diye duvarları maviye boyamışlar. Bu kent de racastanın önemli kentlerinden. Çok güzel bir sarayı var. Bu resim 10 Şubat 2014 te Jodhpur'un çarşısında çekildi. Kadınlarda pembe turuncu ve sarı renk çok revaçta.yüz ifadeleri de çok anlamlı. 

Nahide KAYA Hindistan da renkler sarı kırmızı turuncu ve mavi . Kadınlar hep gülüyor. Genelde herkes güleryüzlü. Maalesef artık yerel giysileri çok kullanmıyorlar. Blue Jean'a geçmişler.burası da racastan ın udaipur kenti. Udaipur hindu bir kent. Çok güzel bir gölü var. Bazen göl kuruyor. Biz gittiğimizde su tamdı. Harika fotoğraflar veren bir göl. Kıyısında yıkanıyorlar. Bu resim Udaipur'un çarşısında 8 Şubat 2014 tarihinde çekildi. 

Nahide KAYA Jaipur. Kalenin dış duvarlarında oturan jaipurlular. Bizim romanların akrabaları deniyor. Onlar da racastan da bir kabileymiş. Avrupa'ya göçmüşler. Burda fakirlik dizboyu ama hep gülüyorlar. Ayrıca çok da güzeller. Jaipur racastan eyaletinin başkenti., kalesi sarayı enfes. Jaipuru görmeden hindistan olmaz. Bu resim 12 Şubat 2014 de Jaipur da çekildi. 

Nahide KAYA Burası Fas'ta bir KASBAH. Adı Telouat. İçinde artık insan yok. Bir zamanlar eski fas kralı bile yaşamış. Evler kerpiç. Renk gördüğünüz gibi kızıl. Atlas dağlarının arasında. Dışı biraz harap görünse de içi şahane. Mukarnaslı tavanlar ferforje pencereler. Tam krallara göre. Mimari çok egzantrik. Kasbah demek kasabayı andırsa da aslında kasr demek. Derebeylerinin oturduğu bir KALE SARAY. Bu fotoğraf 1 Nisan 2014 de Teloat kasabasında atlas dağlarında çekildi.

Nahide KAYA Marakeş te bir çarşı. Renkleri kendileri boyuyorlar. Çok canlı gözüküyor değil mi? Marakeş gece gündüz yaşayan bir kent. Film festivali de var. Fas'ın bence en otantik kenti.Tabii Fas'a adını veren Fez'den sonra. Geceleri serin gündüzleri sıcak bir kent. Binalar aynı renk. Çarpık hiçbirşey yok. Bu fotoğraf 31 Mart 2014 te marakeşin çarşısı yani MEDİNA da çekildi. 

Nahide KAYA Burası Tuva. Bir özerk cumhuriyet. Rusya'ya bağlı. Bölge Sibirya. Yenisey ırmağı kenarında güneş batıyor. Yenisey Sibirya'nın üç önemli ırmağından biri. Diğerleri Obi ve Lena. Tuvaca Türkçe ile akraba. Dinleri şaman. Doğaya tapıyorlar aslında. Yani bildiğimiz yertanrı ve göktanrı. Tanrı'ya da Tengri diyorlar. Şaman bize davulla bir ayin yaptı. Aslında çoğu rusça biliyor ama dillerini de anlayabiliyoruz. Bu resim 15 Haziran 2013 te Tuvanın başkenti Kızıl da çekildi. 

Nahide KAYA Udaipur. Göl kenarı yıkananlar. Hindistan'ın en güzel kentlerinden biri. Inekler kutsal ve heryerde. Hintliler sanılanın aksine çok temiz. Sürekli yıkanıyorlar ve kokmuyorlar. Dişler ise bembeyaz. Günde üç dört kere yıkarlar. Hindistan bence en güzel fotoğraf veren ülkelerden biri. Bu fotoğraf 8 Şubat 2014 te udaipur gölünde tekneyle tur yaparken çekildi. Ineklerin rahatlığına dikkatinizi çekiyorum. Caddelerde sokaklarda serbestçe dolaşıyorlar. 

Nahide KAYA Yakutistanın başkenti yakutsk da bir köy evi. Üç küçük kız yerel kıyafetleriyle.. Dilleri bizimle akraba. Konuştukça biraz anlıyoruz. Kelimeler aşina. Bize yoğurt,at eti,kefir ve kımız ikram ettiler. Kışın donan Sibirya yazın bataklık ve sivrisinek içinde . Yakutistan oldukça kuzeyde. Yani bizim gittiğimiz ay olan Haziran da güneş hiç batmıyor hava hiç kararmıyor. Uyumak zor. Yaşam da zor. Ancak çok medeniler. Tiyatroları,baleleri var. Biz Giselle balesini gördük. Bu fotoğraf 17 Haziran 2013 te çekildi. 

Nefise Selma EL-MORO Eski bir Katar sokağı. Duvarlardaki kilimler, sandalyeler, kir tutmuş duvarlar, el örgüsü sepetler, tavan... Hepsi adeta insanı zamanda bir yolculuğa çıkarıyor ve çok farklı zaman dilimlerine götürüyor. Bu küçük ve şirin sokağa girince tüm her şeyi unutuyor, eski bir dünyaya adım atıyor, biraz ilerleyip sağa dönerseniz, sanki bir padişahla veya bir divanla karşılaşacakmışsınız gibi hissediyorsunuz.

Nefise Selma EL-MORO Hindistan’lı bir takı ustası. Bir yandan sanatını icra ederken, öbür tarafta anlamını kimsenin bilmediği, fakat Hintçe olduğu tahmin edilen bir şarkı söylemekte. Bir yanda ateşin üzerinde şekil verilen bilezikler, kolyeler, küpeler öbür yanda ise bunları meraklı gözlerle izleyen turistler. Ve tüm bunlar yaşanırken, etrafta esen Hint rüzgarı...

Nefise Selma EL-MORO Souq Waqif'a girdiğinizde, bambaşka kokular sizi karşılar. Biraz daha ilerlersiniz, kokuya biraz daha yakınlaşmak için... Evet, işte orada; buhur deniliyor kendisine Katar'da. Yüzlerce farklı çeşidi bulunan, hemen her Katar'lının evinde bulunan, arap kültürünü bağrında taşıyan buhur. Yavaşça buhurun yayıldığı, o değişik şekliyle ilgi çeken kaba gözlerinizi çevirirsiniz. Kokuyla beraber o duman sizi bambaşka diyarlara götürür. Adeta Binbir Gece Masalları'nda hissedersiniz kendinizi.

Nihani BAYINDIR Kerala-Varkala-Hint Plajı: Yabancı turistlerin gittiği yerden farklı bir yerde bulunan ve Hintlilerin gittikleri plajdan bir görüntü. 

Nihani BAYINDIR Peru-Pisac (Yeni Yerleşim): Bekleme anında İnkalılar.

Nihani BAYINDIR Hindistan-Kerala-Vaikom: Sandal’da dört kadın.

Nihani BAYINDIR Nepal-Pokhara: Bir terzi dükkanının önü. 

Nihani BAYINDIR Nepal-Chitwan: Chitwan sokaklarında, yolda yatan köpek, yolcu taşıyan fil, muz götüren bisikletli ve üç tekerlekli bisikleti ile yolcu bekleyen kişinin aynı karede buluştuğu bir an.

Nihani BAYINDIR Küba-Trinidad: Küba sokaklarında çok görülen, modelleri  1950 li yıllara dayanan ve taksi olarak çalışan otomobil, arkasındaki bina ve üç kız öğrencinin mavi tonlarının aynı karede görüldüğü bir fotoğraf. 

Nihani BAYINDIR Peru-Chivay: Yerliler sohbet ederken.

Nihani BAYINDIR Peru-(Arequipa-Chivay Yolu): Hiçbir yerleşimin olmadığı bir yol üzerinde, annesi hediyelik eşya satarken, kendisi de Lama yavrusu ile turistlere poz veren yerli kız.

Nihani BAYINDIR Myanmar-Yangon: Yangon’da bir Pazar.

Nihani BAYINDIR Hindistan-Varanasi: Ganj’ın suyuyla çocuğunu yıkayan bir baba.

Nihani BAYINDIR Myanmar-İnle Gölü (Inlay Gölü): Ayakları ile sandal küreğini çeken balıkçılar.

Nihani BAYINDIR Myanmar-Mandalay-Sagaing : Tapınaktan manzara izleyen Budist rahibe kızlar.

Nur OCAKTAN Budizm de 4 esas: 1- Isdıraplarla dolu hayat. 2- Isdıraplardan kurtulmamıza engel olan bilgisizlik yüzünden kapıldığımız  heves ve yaşama arzuları 3-ısdırabı yenmek için bu heveslerden uzaklaşmak 4- Hevessiz, ısdırapsız bir dünya yani nirvanaya ulaşmak. İnsanların saadete kavuşması için: doğru itikat, doğru karar, doğru söz, doğru hareket, doğru hayat, doğru çalışma, doğru düşünce, doğru muhakemedir.  

Nur OCAKTAN Biz bedenimizin farkında olmadan yapılan istençlerimize göre yaşarız. İstençlerimizin devrede olmadığı zaman çoçukluk dönemi yada sanatla uğraştığımız zaman. 23 nisanda çocukların büyükadada bir duvar resmi. İstençlerinin devrede olmadığı çocukların sanat yoluyla, resim yolu ile dışa vurulması. Büyükada Not:Fotoğraf açıklaması, Friedrich Schiller düşüncesinden alınıp kendimce yorumlanmıştır.

Nurhan Yılmaz Angkor Wat Kamboçya’nın siem reap kentine yakın konumdaki Angkor Wat, Khmer uygarlığı tarafından oluşturulan dünyanın en önemli tapınaklarının bulunduğu bir alan. Unesco dünya mirasları listesinde yer alıyor. MS 9. yy’da kurulmaya başlanmış. Ama 15.yy ortalarında tamamen terk edilmiş. Terkedilme nedeni ise halen çözülebilmiş değil. 1860 senesinde Fransız gezgin Henry Mouhot burayı keşfedene kadar ise tamamen orman altında kalmış.

Nurhan Yılmaz ​Apsara Kamboçya’ya özgü bir tür dans. Apsara Hindu ve Budist mitolojisinde bulutlarda ve suda yaşadığına inanılan dişi perilere verilen isimdir. Genellikle dans ederken betimlenirler. Müzikleri ağır ve sakindir. Danslarında ise en önemli hareketleri el ve ayakları ile yaptıkları hareketlerdir.

Nurhan Yılmaz ​164.000 nüfusa sahip olan Basel, kuzeybatı İsviçre’nin de en büyük metropolü. Her sene Ocak ayı sonunda yapılan Fasnacht Basel Karnavalı sadece Avrupa’nın değil, dünyanın önde gelen festivalleri arasındadır. Üç gün süren karnaval Küllenme Çarşambası’ndan sonraki ilk pazartesi günü sabaha karşı 4’te başlıyor. Saat sabaha karşı tam 4’te kentteki tüm ışıklar söndürülüyor ve insanlar ellerinde fenerlerle dışarıya çıkıyorlar. Fener alayının en net görüntülenebileceği yer Mittlere Rheinbrücke (Orta Ren Köprüsü).Gece yarısı sabaha karşı kentin tüm ışıkları söndürülüyor. Birkaç dakika sessizlik sonrası fenerler yakılıyor. Tüm şehir davul ve fifre sesleri eşliğinde hareketleniyor ve dans grupları ritim yaparak kentin sokaklarında yürümeye başlar. Bu yürüyüşe Morgestraich diyorlar. 

Öner Akalın İstanbul Yeni Camii  Eminönü İlçesi`de, Eminönü Meydanı`nda, Mısır Çarşısı`nın yanındadır. Külliyenin merkezindeki cami deniz kıyılarındaki sultan camilerinin en görkemlisi olarak İstanbul siluetini tamamlar. Sultan III. Mehmed`in annesi ve Sultan III. Murad`ın eşi Safiye Sultan adına 1597`de Mimar Davud Ağa tarafından yapımına başlanan caminin mimarlığını 1598`den sonra Dalgıç Ahmed Ağa üstlenmiştir. Sağda ve solda üçer şerefeli iki minare yer almıştır. 

Öner Akalın Mekke  Suudi Arabistan'da Mekke Bölgesi'nin yönetim merkezi olan şehir. Mekke, Arap Yarımadası'nın batısında bulunan eski Hicaz bölgesinde ve Kızıldeniz'in doğusunda yer alır. İslam dinininde önemli yeri olan kutsal bir şehirdir. Zira İslam dininin peygamberi Muhammed burada doğmuş, kutsal kitabı Kur'an burada indirilmeye başlanmış ve Beytullah denilen Kabe de yine bu şehirde yer almaktadır.Günümüzde ise her yıl milyonlarca müslümanın ziyaret ettiği kentdir.

Öner Akalın İstanbul Fener İstanbul'un Fatih ilçesine bağlı mahallelerden biridir. Tarihî yarımadada, suriçinde kalan mahalle Haliç'in güney kıyılarında kurulmuştur. Doğusunda Balat, batısında, Eyüp'ün Defterdar mahallesi, kuzeyinde Haliç ve güneyinde Edirnekapı yer alır Haliç’in Fener semti sahilinde, tepedeki Fener Rum Lisesi’nin görkemli binasının gölgesinde, önemi ile kıyaslanamayacak sadelikteki Patrikhane binaları yer alır.Yine etrafında Atik Ali Paşa cami vardır. 

Oya Topaloğlu Mercanlara bakış Beyaz kumlu plajlari, sıcak tropikal iklimi ve lüks otelleri ile Nassau Limanı hergün Cruise gemilerini ağırlamaktadır. Bu gemiler 700 kadar ada ile sayıları 2400’e ulaşan çıplak kaya oluşumundan meydana gelen Bahama Takımadaları'nı ziyaret ederken konuklarına muhteşem bir denizaltı seyri sunar. Kısa yürüyüşlerin ardından bir çift palet ve gözlük ile sualtındaki sakin mercanları keşfetmek, Bahamalar'da yapılacaklar arasında ilk sıralarda yer almalı..

Ozan İşcan Moskova'nın en ünlü pazar alanlarından biri olarak adlandırılan İzmailovska aynı zamanda Moskova ziyaretinde görülmesi gerekli yerlerden bir tanesidir.İkinci dünya savaşından kalan mühimmat örnekleri,miğferler,kıyafatler,kullanılmış haritalar,silahlar,pullar vs.. tarih kokan herşey...Gördüğünüz bu kare işte bu pazarda fotoğraflandı.

Ozan İşcan Floating market yani yüzen pazar(çarşı) olarak adlandırılan bu yer Tayland Bangkok'da yer alır.Şehir merkezinin yaklaşık 100 km dışında yer alan yüzen pazarda mahsüllerini,ürünlerini satmaya gelen yüzlerce Bangkoklu bir arada toplanır.Bu kare sabahın erken saatlerinde 2014 yılının şubat ayında sabahın erken saatlerinde fotoğraflandı.

Ozan İşcan Ekonomik yetersizlikler,iklimin verdiği güçlükler ve dinin etkisiyle halkın yaşam şartları Asya yemeklerini de etkiledi.Çoğu evde gerek metrekare olarak küçük olduğundan gerekse dışarıda yemek daha ucuza mal olacağından mutfak bulunmuyor.Akşam kurulan sofralardan birtanesini fotoğrafladım.Yolunuz buralara düşerse siz cesaret eder miydiniz?

Pablo Gonzales Kampala, Uganda 2012. Kin Initiative yetim çocuklar eğitim kurumuna gönüllü olarak gittiğim samimi günlerden biri. Çocuklardan biri aralık kapıdan meraklı bir şekilde ne yaptğıma bakıp muziplik yaparken. Hiç bir şeyleri olmasa da yine de mutlu olabiliyorlar.

Pablo Gonzales Kampala, Uganda 2012. Kin Initiative yetim çocuklar eğitim kurumundaki çocuklar aralarında futbol oynarken ekranıma yansıyan anlardan sadece bir tanesi. Dünya’nın neresinda olursa olsun futbol toplulukları birleştiren ve her yaşta insanı heyecanlandıran az şeyden biri.

Pablo Gonzales Uganda, 2012. Çıktığımız safari turundaki eşsiz anlardan biri. Zürafa ailesi belli belirsiz bulutlar önünde dingin süzülürken aşağıda ekrana aniden kafasını uzatan antilop gibi diğer hayvanlar ile huzur içinde yaşıyorlar.

Pablo Gonzales Manchester, İngiltere 2012. Çin yeni yılının çin mahallesinde müthiş bir coşkuyla ve renklerle kutlandığı bir gündü. Kuklaları rahat görebilmesi için omzuna aldığı minik çinli kızla o an gözgöze geldik.

Pablo Gonzales Marakeş, Fas 2011. Marakeş pazarında akşam saati : yemek saatine az kala faslı kadınlar alışveriş yapmak için pazarın her yerini renkli kıyafetleri ve kulağa hoş gelen sesleri ile dolduruyorlar. Sokakları labirent gibi olan pazarda her aradıklarını bulmaları mucize.

A. Rüştü Hatipoğlu ​ 9 Mayıs 2008 – Himalayalar’da kolay kolay karşılaşamayacağımız bir görüntü. Çiçek ve renk cümbüşü. İşte umulmadık anlarda umulmadık görüntüler yakalama ve umulmadık deneyimler yaşama olasılıkları belki de gezginleri yollara düşüren…

A. Rüştü Hatipoğlu ​ 12 Mayıs 2008 – Dağlara sevdalanmamın ilk yılları. Sanki ülkemdeki dağlar bitmiş gibi işe en tepelerden başlayım deyip Himalayalar’ın yolunu tuttuğum ilk yıl. “Annapurna Sanctuary” adlı Annapurna ana kampında noktalanan rotada uzun ama keyifli ve heyecanlı bir yürüyüşte emektar rehberim Madan bulutlar arasında kaybolmuş…

A. Rüştü Hatipoğlu ​ 14 Mayıs 2008 – Nepalli süslü bebek. Bir çocuğun gülümsemesi insana nasıl da yaşama sevinci aşılıyor… Bir insan böylesi bir görüntü karşısında içinde bulunduğu olumsuz bir durumdan sıyrılıp yaşadığı için mutlu olmaz mı? Şunun güzelliğine bakar mısınız? İçinize sokmak, kucaklamak gelmiyor mu içinizden.

A. Rüştü Hatipoğlu ​ 26 Ekim 2011 – Yine Himalayalar. Zaman 2011 sonbaharı. Gittikçe yükseliyoruz. 4.000 metrelerdeyiz. Mola verdiğiniz anda üşüme başlıyor, ama molasız da yükselmek çok zor. İşte o molalardan birinde güneşin yükselişini izleyen taşıyıcılar. Bu etkinlik biraz tatsız devam etti bundan sonra. Çok sevdiğim İspanyol gurubun lideri Valentin’i  5.000 metrelerdeyüksek irtifa hastalığı sonucu  kaybettik. 

A. Rüştü Hatipoğlu ​ 30 Ekim 2011 – Dağ etkinliği bitmiş, ısınmak ve dinlenmek için Pokhara’dayım. İnsanı renkli kayıkları, sükuneti ve gölü çevreleyen ormanları ile kendisine âşık eden Phewa Gölü’nün kıyısında bir fakir. Genelde gülen insanlar ülkesi Nepal’de böylesine düşünceli insan görmek fazla görülen bir şey değil.

A. Rüştü Hatipoğlu ​ 4 Ekim 2009 – Nepal kaçamaklarımı affettirmek için bu seyahati de eşimle yapıyorum. Güney Afrika… Johannesburg, Güney Afrika’yı zenginleştiren iki unsurdan, altın ve elmas, altının ilk kez yoğunlukla çıkarıldığı bölge olan Johannesburg’taki harika bir park olan “Gold Reef City”de bir Zulu dans gösterisi.  

A. Rüştü Hatipoğlu ​ 15 Ekim 2009 (Sabah) – Plettenberg, Güney Afrika. Ülkemizde, özellikle Akdeniz ve Ege kıyıları, birçok yerde begonville karşılaşırız. Dolayısıyla pek alışık olmadığımız bir görüntüdür bu. Ama şuna bakar mısınız? Böylesine gür ve büyük bir begonville hiç karşılaştınız mı? Öylesine davet edici bir görüntüsü var ki… Koşarak sıçrayıp arasına dalmak istiyor insan.

A. Rüştü Hatipoğlu 15 Ekim 2009 (Akşam) – Mossel Bay, Güney Afrika. Akşam yemeğimizi sipariş vermiş bekliyoruz. Devasa koy,  plaj ve gökyüzü yavaş yavaş kızarmaya başladı. Gezilerde bir an bile yanımdan ayırmadığım makinemi kaptım ve terasa fırladım. Sonrasında tutabilene aşk olsun. Deklanşör peşpeşe basılmaya başlandı. Öylesine olağanüstü anlardı ki…   

Serap Yıldırım Dakka'nın ana caddesi burası.Dakka çok yeşil ve sulak.Bizden önce muson yagmurları yagmıştı.Şehir sular altında gibiydi..Çünkü yagmur suları çekilmemişti hala.Daka'nın erkekleri günlük hayatların da etege benzer örtü giyiniyorlardı.Ayarlanabilir olmasıda sanırım  rahatlık veriyordu.Yagmur yagdıgında da yukarıya dogru toplayıp kirlenmesini engelliyorlar.Bu örtü Dakkalıların geleneksel kıyafetleri.Tabi hava şartları da çabası...

Serap Yıldırım Bu fotografımı da, Dakkanın sokaklarında çektim.Renkli Dakka.. Renkleri bu kadar güzel kullanan insanlar yok,herhalde..Bir Hindistan,bir Bangladeş.Gülen insanları.O gülen yüzleri asla unutmayacagım.Bizim taksi duraklarımız gibi sıraları vardı.Sırası gelen müşterisini alıp,sokak sokak geziyordu.Bu genç de onlardan biriydi.

Serap Yıldırım Bu fotoğrafımı da Dakka'nın Bagımsızlık Parkında çektim.Dakka'nın gençleri,parkda gezmeye gelmişler.O güzel yeşil parklarında.Bayanlar koşup.agaçların altında oturuyorlar.Banada hayretler içinde bakıyorlar.Belki içlerinde fotograf makinasını  görmemiş olanlar bile vardı.Oysaki dijital dünyanın hakim oldugu şu zaman da..bazı çocuklar ne kadar da  şanslılar..

Serap Yıldırım Bu güzel Hintli bayana parkda rast geldim.Güzel süslemeleri olan Hintli güzelin takılarına hayran oldum.Renklerle barışıklıgına..Yüzündeki süslemelerde de tamamiyle geleneksel..Ama çok güzel.. Kim bilir nasıl bir hayatı ve yaşam tarzı var. Onun yerinde olmak kim bilir nasıl bir duygudur?

Seyhan Yüceyatak Bolivya - La Paz - Ay Vadisi “Valle de la Luna” olarak bilinen Ay Vadisi, Bolivya’nın La Paz kentine sadece 10 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Tamamı 100 kilometrekare olan vadide yer alan turistik park 3 kilometrekarelik bir alanı kapsıyor. Tektonik hareketler ile yukarıya çıkan bölge zaman içerisinde erozyona uğramış. Sert kayaların üzerindeki killi yapı yağmur, ve rüzgar gibi doğa olayları ile aşınmış ve bu tepeler ortaya çıkmış. Kayaların üzerinde deniz canlılarının fosilleri var. Aymaralı yerli üzerinde pançosu ve şapkası ile tepede yerini almış. Gitara benzeyen “çaranga” dedikleri yerel müzik aleti ile turistlere tek kişilik konser veriyor. Konseri bitince kondor hareketi (Kartala benzer bir hayvanın uçma hareketi) yaparak izleyenleri selamlıyor.

Seyhan Yüceyatak Bolivya - La Paz - Büyücüler Çarşısı Büyücüler Çarşısı, diğer adı ile Cadılar Çarşısı “Calle de Las Burujas” olarak adlandırılıyor ve La Paz’ın en önemli ve ilgi çekici yerlerinden biri. Bu çarşıda lama fetüsleri nden heykelciklere, çeşitli taşlardan  renkli ipliklere kadar pek çok şey büyücülük malzemesi olarak satılıyor. Hayvan heykelciklerinden baykuş aklı, kondor iyi yolculuğu, totem çalışkanlığı, kaplumbağa uzun ömrü, kurbağa zenginliği, güneş sağlığı, 1 çift insan aşkı simgeliyor.

Shepotko Elena Moskova, Rusya, 09.12.2011. Kurtarıcı İsa Kilisesi - klasik Rus kilise mimarisinin en güzel örneklerinden biridir.  Napolyon’a karşı 1812′de kazanılan zafer şerefine yaptırılmış olan kilise 44 yılda tamamlanmış ve Mimar Konstantin Ton’un projesi olarak 1883′de ibadete açılmış ve halka bağışlanmıştır. 1931 yılında Stalin’in emriyle yıktırılmış, yerine Kruşçev döneminde bir yüzme havuzu yaptırılmıştır. Rus Ortodoksları kendi olanakları ile kiliseyi yeniden inşa etmişler ve 1998′de tamamlamışlardır.

Shepotko Elena Berlin Almanya, 13.03.2014. Reichstag, Adolf Hitler’in Almanya’nın başına geçişine kadar Alman parlamentosunun toplandığı yerin ismidir. Bugün Alman parlamentosu yine aynı isimli binada. Norman Foster'ın restorasyonu sırasında eklenen cam kubbe, binanın üzerinde yer alan geniş bir cam bölümdür. 360 derecelik bir bakış açısına sahiptir. Hemen aşağısında parlamento ana salonu yer alır. Gün ışığını doğrudan doğruya parlamento içerisine yansıtır. Ziyarete açık olan kubbe pek çok turistin ilgisini çekmektedir.

Shepotko Elena Varadero, Küba, 10.05.2011. Küba'nın en ünlü içeceği Pina Colada - rom,ananas suyu ve hindistan cevizi sütünün bir araya gelmesiyle oluşan yaz aylarının vazgeçilmez enfes kokteyli. İsmi ispanyolca'da "süzülmuş ananas" manasına gelir. Bu yüzden orjinal tarifinde ananas suyu degil, ezilmiş/süzülmuş/parçalanmış ananas vardır. Ama ananas bulunmayan ortamlarda ananas suyu da iyi bir alternatif olur.

Suat Özbilgi Apoyo Lagünü Nikaragua’nın Granada ve Masaya kentleri arasında bulunan Apoyo Lagunü 43 kilometrekarelik bir alan kaplar. 1991’den bu yana doğal koruma alanıdır.

Suat Özbilgi Bled Bled gölü, Ljubljana merkezine yaklaşık 55-60 kilometre uzaklıkta, Avusturya sınırına yakın bir bölgede yer alıyor. Bled gölünün çevresi toplam 8 km, gölün kendisi ise 5 kilometrekare. Deniz seviyesinden 501 metre yukarıda Bled gölü Slovenya’nın en fazla turist çeken bölgesi. Göl kenarındaki ufak teknelere “Pletna” adı veriliyor. Bu teknelerle gölün ortasındaki adaya gitmek mümkün.

Süleyman Münci Kaymak Kardeşim, yol dostum Erol ile beraber 19 Mayıs 2010 tarihinde motosikletlerimiz ile Ankara'dan yola çıkarak Avrupa'nın kuzey ucunda bulunan Nordkapp'e, Mayıs ayının yirmisekizinci günü 5754 kilometre yol yaparak, ulaştık. Güneş'in batmadığı bu coğrafya bizi eksi derecelerde soğuk ile karşıladı. Aşağılara Avrupa içlerine doğru dönüşe geçtiğimizde; Norveç'in muhteşem doğasında, virajlı yolların keyfini çıkartarak motorlarımızı sürdük. Oderdalen bölgesinden geçerken, O anın fotoğrafını çekerek ölümsüzleştirdim.