Türkiye'de Ziyaret Edilmesi Gereken 10 Antik Kent

1. Alacahöyük Örenyeri  

Alacahöyük, Çorum'un 45 km güneyinde, Alaca İlçesi'nin 17 km kuzeybatısında yer almakta olup, Boğazköy'e 34, Ankara'ya ise 210 km uzaklıktaki Alacahöyük Köyü yerleşim alanı içerisindedir. M.Ö. 4000 yılından başlamak üzere 15 kere yeniden kurulan kentte M.Ö. 750 yıllarına kadar yerleşim görülür. Alacahöyük'te Hititlerden Friglere kadar uzun dönem yerleşim izlerine rastlanır.  

2. Aizanoi Antik Kenti  

Kütahya'ya 57 km uzaklıkta Çavdarhisar İlçesi'nde bulunan kent Bizans döneminde Ortadoks piskoposluk merkezi olmuştur. Antik dönemde kentte Zeus adına inşa edilen Anadolu'nun en iyi korunmuş tapınaklarından biri yer alır. Ayrıca iki hamam ve gymnasium, büyük tiyatro ile buna bitişik stadyum, borsa binası, sütunlu caddeler, nekropol alanları, Kocaçay üzerinde iki tanesi halen kullanılan beş köprü ile antik baraj ve Kutsal mağara bulunmaktadır.

 3. Çatalhöyük Örenyeri

Konya'nın Çumra ilçesinin 10 km doğusundadır. Çatal denmesinin sebebi farklı yükseltilerde iki tepesi olduğundandır. Çatalhöyük 1958 yılında J. Mellaart tarafından bulunmuştur. Yüksek tepenin batı yönünde yapılan araştırmalar M.Ö. 7500 yıllarından başlayan 13 yapı katını ortaya çıkarmıştır. İlk yerleşme, ilk ev mimarisi ve ilk kutsal yapılara ait özgün buluntuları ile insanlık tarihine ışık tutan bir merkezdir.

 4. Efes Antik Kenti

İzmir Selçuk ilçesindeki Efes kenti'nin kuruluşu M.Ö. 6000 yıllarına dayanmaktadır. Son yıllarda Efes çevresindeki höyükler ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi'nde Tunç çağı ve Hittitler'e uzanan yerleşimler bulunduğu saptanmıştır. Hititler Dönemi'nde kentin adı Aphasas, sonrasında Ephesos adına dönüşmüştür. M.Ö. 1050'de Yunan göçmenlerin de yaşadığı liman kenti Efes, dünyanın 7 harikasından biri olan Artemis Tapınağı çevresine M.Ö. 560 yılında taşınmıştır.  Bugünkü Efes ise, Büyük İskender'in önemli generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında kurulmuştur. Roma İmparatorluğu Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak 200.000 kişilik nüfusa ulaşmıştır. Efes, coğrafi ve politik nedenlerle Bizans Çağında tekrar yer değiştirmiş ve ilk kez kurulduğu Selçuk'taki Ayasuluk Tepesi'ne gelmiştir. Burada Hıristiyan âleminin Hac noktası olan St. Jean Kilisesi ve biraz aşağıda Meryem Ana Türbesi de bulunur. 

5. Hattusaş Örenyeri  

Hititlerin başkenti olan Boğazköy (Hattuşaş) Çorum'un 82 km güneybatısında yer alır. Hititlerin ana bölgesinin merkezinde bulunan Hattuşaş Budaközü Çayı vadisinin güneyinde, ovadan 300 m yükseklikte bulunan kaya kütleleri ve yamaçlarla çevrili olarak kuzey ve batıda sınırlandırılmıştır. Şehir kuzeye doğru açık olup kuzey kısmı dışında diğer kısımları surla çevrilidir. Hattuşaş'ta ilk yerleşim M.Ö. 3. binyılda başlar, ana yerleşim Büyükkale ve çevresinde yer almaktadır. Yapılan araştırmalar 5 farklı uygarlık katmanı olduğu ve bu katmanlarda, Hatti, Asur, Hitit, Frig, Galat, Roma ve Bizans yerleşimlerinin olduğunu belirlemektedir.

6. Laodikeia Antik Kenti  

Denizli'nin 6 km kuzeyinde bulunan Laodikeia kenti ana yolların kesiştiği bir noktada Lykos (Çürüksu) ırmağının güneyinde bulunur. Kent Hieropolis ve Pamukkale'ye ortalama 10 km uzaklıkta yer almaktadır. Tarihçi Plinius'a göre Laodikeia, Diospolis "Zeus'un şehri" olarak geçer. Kent M.Ö. 263-261 yılları arasında II. Antiokhos tarafından kurulmuş ve karısı Laodike'nin adı verilmiştir. Laodikeia, M.Ö.1. yüzyılda, Anadolu'nun en ünlü kentlerindendir. Şehirdeki tüm anıtsal yapılar ve sanat eserleri bu döneme ait olduğu gibi, yine bu yüzyılda burada düzenlenen gladyatör dövüşleri şehre ayrı bir önem kazandırmıştır. Cicero, M.Ö.50 yılında buraya gelmiş ve kentin bazı hukuki sorunları ile ilgilenmiştir. Yine bu tarihlerde Romalılar, Laodikeia'yı Kibyra (horzum) conventusunun merkezi yapmışlardır. Roma İmparatoru Hadrianus, M.S. 129 yılında şehri gelmiş ve buradan Roma'ya mektuplar yazmıştır. 

 7. Magnesia Antik Kenti

Magnesia antik kenti Aydın, Ortaklar-Söke karayolu üzerinde yer almaktadır.  Hellenistik Dönemde önce Seleukos Krallığı, ardından Bergama Krallığı'nın hakimiyetine giren Magnesia, Roma Döneminde önemini korumuş, Bizans Döneminde piskoposluk merkezi olmuştur. Magnesia, bir kent suru ile çevrili, yaklaşık 1.5 km çapında bir alanı kapsayan, ızgara planlı cadde ve sokak sistemine sahip bir kentti ve Priene, Ephesos, Tralleis üçgeni arasında ticari ve stratejik açıdan önemli bir konuma gelmişti. Magnesia konumu itibariyle nehir taşmalarının ve Gümüş Dağı'ndan inen yağmur sularının getirdiği mil tabakasının kenti örtmesi sebebiyle fazla yıkım ve tahribata uğramamıştır. Ünlü Magnesia Artemis Tapınağı da bu kentte bulunmaktadır.

 8. Bergama Antik Kenti

Bergama, İzmir kent merkezine 107 kilometre ve deniz kıyısına 30 kilometre uzaklıkta, tarih öncesi dönem ile Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden eserlerin bir arada olduğu bir kenttir. Akropol (Yukarı Şehir), Bergama’da yerleşiminin başladığı yerdir. Eumenes (M.Ö. 197-159) zamanında Bergama Akropolü büyük imar çalışmalarına sahne olmuş, Helenistik Dünyanın en önemli kültür, mimarlık ve heykelcilik merkezlerinden biri haline gelmiştir.    Buradaki başlıca yapılar, Athena Tapınağı, Traian Tapınağı, Tiyatro, Kütüphane, Heroon, Zeus Sunağı, Dionysos Tapınağı, Agora, Saraylar ve Silah Depolarıdır. Asklepion, Apollon’un oğullarından biri olan ve sağlık tanrısı olarak bilinen Asklepios’a adanmış, döneminin en önemli sağlık merkezlerinden birisidir. Telkinle tedavi, su tedavisi, uyku tedavisi ve fizik tedavinin uygulandığı Asklepion’da bir kütüphanenin de bulunması burada aynı zamanda akademik çalışmaların da yapıldığını göstermektedir. Bergama kütüphanesi de dönemin önemli kütüphanelerinden biridir. Barok tarzının en zengin kullanıldığı yapılardan olan Bergama Zeus Altarı, Galatlara karşı Roma ve Bergama'nın verdiği savaşı sahne alan patetik figürleriyle dönemin heykel sanatına ışık tutmuş ve parça parça sökülerek Berlin'e taşınmıştır.

 9. Milet Antik Kenti

Bugün Aydın, Söke ilçesi sınırları içerisinde Söke’ye 30 km mesafede ve Akköy yakınlarında kurulmuş olan Milet, liman kenti olmakla beraber, Büyük Menderes nehrinin getirdiği alüvyonlarla liman doldurulduğu için günümüzde denizden içeride bulunmaktadır.  Kentte ünlü mimar Hippodamos ızgara plan uygulamış ve yapıları bu planın öngördüğü biçimde konumlandırmıştır. Kentte bulunan yapılar arasında 15.000 kişilik kapasitesi olan ve son yıllarda onarılmaya başlanan Roma çağı yapısı Tiyatro, M.S. 1. yüzyılda inşa edilmiş Roma Hamamları, ana dini merkez olan Delphinion, Kuzey Agora, M.S. 1. yüzyıla ait Ionik Stoa, Capito hamamları, Gymnasium, 2. yüzyılda inşa edilen Bouleterion, 164x196 m. boyutlarındaki Güney Agora, M.S. 2. yüzyılda yapılan Faustina Hamamı bulunmaktadır.

 10. Priene Antik Kenti

Aydın ili Güllübahçe beldesi yakınlarında bulunan kentin varlığı M.Ö. 2. bin yılına kadar uzanır. Helenistik dönem boyunca şehir Ptolemaus ve Seleukos Krallıklarının sonrasında ise Bergama Krallığı’nın yönetimine girmiştir. M.Ö. 133’de Bergama Kralı II. Attalus’un ölümünden sonra toprakları kendi isteğiyle Roma’ya eklenmiştir. Bizans döneminde piskoposluk olarak kullanılan şehir bulgulara göre imparatorluk çöküşüne kadar yerleşimin devam ettiğini kanıtlamaktadır. Bu dönemin sonunda, Priene tamamen terk edilmiştir.   Eski şehir planlamasının en güzel örneklerinden olan kent, Miletli mimar Hippodamus tarafından geliştirilen “ızgara sistemi” ile tasarlanmıştır. Priene'de günümüze kadar gelen Athena Tapınağı (M.Ö. 4. yüzyıl), Zeus Olympos Tapınağı, Bouleuterion, Tiyatro, Agora,  (M.Ö. 150), 2 Gymnasion ve Demeter kutsal alanı bulunmaktadır. Şehrin, biri batıda diğer ikisi doğuda olmak üzere üç kapısı vardır.