Arap Yarımadası'nın Yükselen İncisi: Doha

Afrika mı, Hong Kong mu, Tiflis mi, yoksa Moskova ve St. Petersburg şehirlerini kapsayan bir Rusya rotası mı çizmeliyim kendime derken; kendimi bir anda Katar’da başkent Doha’da buluverdim. Uzun zamandır takip ettiğim ama aslında sıralama olarak gerilerde bıraktığım bir ülkeydi Katar, ancak demek ki bir de nasip diye bir şey var elbette. Demek ki sıra bu ülkeyi ziyaret etmekteymiş de ben başka hayaller kurmuşum. Nereden çıktı şimdi Katar diyorum ben de kendi kendime. Orası burası derken birden bu ülkeye 1 saat içerisinde karar verip gitmek nasıl mı oldu onu da paylaşayım…

Doha / Qatar

Malum geçen yıl yani 2013’ün en uzun resmi tatili Kurban Bayramı idi, ancak işlerimiz çok yoğundu. İşlerim dolayısı ile tatile gidebilme imkânımı düşünemiyorum ve program yapacak hiç halim de yok tabii ki. Ne bir vize hazırlığım var ne de çantalarım toplanmış. Artık işlerimizi bitirdik ama arife günü de çalışma kararı aldık. O gün ise fazla iş yoktu ve ben 6 gün evde ne yapacağım demeye, keşke gitseydim diye söylenmeye başladım. İş işten geçmemişti henüz bir bakayım bakalım nerelere gidebilirdim. Afrika veya Uzakdoğu zaman olarak yetersiz ve hazırlıksızdı benim için. Ayrıca resmi tatilin de başlaması nedeniyle mutlaka vizesiz bir ülke seçmeliydim. Vizesiz kısa süreli gidilebilecek ülkeler ise Rusya, Gürcistan, Bosna-Hersek gibi ülkelerdi. Ha bir de gözüme Katar çarptı tabii. İlk önce iyice bir emin olmak istedim vize olayından ve hemen internet sitemden kontrolünü yapıp kararımı verdim. Neden kararımı Katar olarak verdim onu da bilmiyorum. En önemli etken sıcak iklim koşullarıydı öncelikle ve sıcak bir ülke olması en büyük etkendi şimdilik. Fotoğraf açısından bakıldığında harika gece fotoğrafları çekebileceğim ve son günlerdeki yoğun stresimi gece fotoğrafları ile atabileceğim bir şehir gibi görünüyordu ve yanılmamıştım. Çok çabuk olarak çantamı, makine, lens, tripod vb. malzemelerimi toparlayıp ve pasaportumu yeniden kontrol edip Sabiha Gökçen yollarına düştüm. Artık resmen yollardaydım ve araba kullanırken ancak kendime gelip “ben nereye gidiyorum” diyebildim.

14 Ekim 2013 ve Kurban Bayramı arifesinde Pegasus Havayolları’nın 22.45 uçağı ile Katar’ın başkenti Doha’ya yolculuğum başlıyor. 4 saatlik uçak yolculuğu sonrası kendinizi gece yarısı 15 Ekim 2013’te başkent Doha’da buluyorsunuz. Bu arada belirtmeliyim Türkiye ile arasında saat farkı yok. Yani Türkiye’de saat ne ise Katar’da da saat dilimi aynı. Havaalanında Türkiye vatandaşlarına vize uygulaması yok ama yine de vize adı altında 100 Riyal (Yaklaşık 55 TL) tutarındaki bedeli ödemeden Katar’a giriş imkânınız yok. Bu 100 Riyal tutarındaki vize ücretini kredi kartınızla da ödemeniz mümkün elbette. Gitmeden önce yanınızda “yeterli miktarda döviz ve kredi kartları bulundurun aksi halde giriş yapamazsınız” gibi yazıları internet sitelerinden okumuştum ama ne bunları ne sağlık sigortalarını ne de otel rezervasyonlarını soran oldu bana.
 
Ödemeyi yaptıktan sonra artık sınırın Katar tarafındayım… Ama yine de her şeyin tam olmasında fayda var. Havaalanında ilk iş ATM’den para çekmek oldu ki bu önemli çünkü biraz sonra taksi ücreti ödemek için Katar Riyali’ne ihtiyacım olacak. İstanbul’ da havaalanında beklerken rezervasyonunu booking.com’dan yaptığım otelime gitmek üzere taksi bakıyorum ki korsan taksiciler anında sizi buluyorlar. Hepsi havaalanı çıkışında bekliyorlar ama ben normal taksimetreli resmi taksicileri tavsiye ederim. İnanın taksimetreli taksiler fiyat olarak gayet uygun ve mutlaka taksimetreli taksicileri tercih edin. Bu arada Doha’da beni hayal kırıklığına uğratan en önemli konu ise metro sisteminin bu petrol zengini ülke başkentinde yerini almaması oldu. İleriye yönelik bununla ilgili çalışmalar sürüyor ama şu an için bana bir faydası yok elbette.

Doha’daki otelimin adı “Royal Qatar Hotel” ve konumu gayet güzel bir yerde. Fiyat alternatifi olarak da gayet başarılı. Doha’nın gezilebilecek önemli noktaları olan Corniche, İslam Sanatları Müzesi, İslam Kültür Merkezi ve Souq Waqif isimli çarşısına yürüyüş mesafesinde. Bu da benim için fazlasıyla yeterli. Ancak Doha’nın merkezi  olan, dev gökdelen ve rezidansların olduğu City Center’a gitmek için mutlaka taksiye ihtiyacınız olacak ya da sıcaklığın düştüğü saatlerde yaklaşık 1 saatlik yürüyüş mesafesini tüm Corniche boyunca göze alarak City Center’a ulaşacaksınız. Sonrasında ise işte o harika manzaralarını gördüğünüz dev gökdelen ve rezidansların arasında kendinizi buluyorsunuz. Dünyaca ünlü lüks oteller de burada konumlanmış durumda ve City Center isimli bu bölge, başkent Doha’nın dünyaya görsel şölen sunduğu bir bölge ve Katarlıların gurur kaynağı. Benim ise Doha’daki fotoğraf madenim diyebilirim…


Doha / Qatar

Katar, Arap Yarımadası’nda bulunan ve kendisi de yarımada şeklinde olan bir ülke. Başkent Doha ise Basra Körfezi’ne kıyısı olan bir şehir ve bölgenin Dubai ve Abu Dhabi’den sonraki yeni incisi. Al Corniche ise Doha’nın muhteşem görselliğini gözler önüne seren kıyı şeridi. Aynı zamanda Doha’da gidilecek yerlerin merkez bölgesi de burası. Yoğun bir insan kalabalığının olduğu Al Corniche boyunca İslam Sanatları Müzesi’nden City Center’a kadar olan mesafe yaklaşık 7 kilometre. Benim Doha’daki ilk günüm Al Corniche de geçti ve buradan muhteşem Doha fotoğraflarını çekerek günümü tamamladım.

16.10.2013 günü Doha’da ikinci günüm ve sabah Souq Waqif Çarşısı’ndan geçip, oradan İslam Kültür Merkezi’ne uğradım. Kurban Bayramı olması sebebi ile farklı mimarideki bu merkezin üst katları kapalı ancak zemin katına giriş yapıp en azından ufak bir ziyaret yapabiliyorsunuz. Buradan çıkışta ise Doha’nın en önemli müzesi olan İslam Sanatları Müzesi’ne giriş yapıyorsunuz ki burası gerçekten görülmeye değer. Burada çok önemli İslam eserlerini görebilir, City Center ve denize bakan manzaralı kafeteryalarında bir şeyler içip dinlenebilir hatta parklarında oturabilirsiniz. Günü geçirmek için çok ideal ve farklı bir yer ve muhteşem fotoğraflar yakalanabilecek bir yer burası. Hemen yanında ise farklı mimaride bir müze daha bulunuyor ve merak edip oraya da giriş yapıyorum. Müzelerin en güzel tarafı ise giriş ücretleri yok ve internet bedava…


City Center and Islamic Art Museum - Doha / Qatar


Islamic Art Museum

Bir Türk daha ne ister ki : ) Bu girmiş olduğum müze, gerçekten daha önce görmediğim farklılıkta. İçinde köpekbalığı modelleri, iskeletler ve ilaç koleksiyonları ve gerçekten anlatmakta zorlandığım farklı farklı ilginç koleksiyonlar vb. şeyler barındırıyor.
 
Doha’da ilginç olan başka bir şey de akşam 17.00 gibi hava kararmaya, güneş batmaya başlıyor ve bu durum da hiç alışmadığım bir hal benim için. Ben de erken gelen akşamın ardından soluğu Souq Waqif’te alıyorum. Gündüz çok kalabalık olmayan bu çarşıda akşam saatlerinde ise iğne atsanız yere düşmüyor desem abartmış olmam. Akşam kahvemi burada içtikten sonra otelime girip dinlenme zamanım geliyor artık.

17.10.2013 günü ise artık City Center’a ziyaret zamanı gelmişti. Çıplak gözle bakıldığında kolayca yürünebilir ve en fazla 15 dakika sürer diye düşündüm ama benden uyarı asla ve asla yürümeyin. Git git bitmiyor bu Corniche ve ben hala yürüyorum. Yürümenin bir avantajı her tarafı farklı bir açı ile görmek oluyor ama sırt çantası ayrı bir yoruyor insanı. Yaklaşık 1 saat yürüdüm sanırım ve sonunda City Center’ da o muazzam gökdelenlerin arasındayım. O farklı mimarilerin içinde bir an önce kaybolmak istiyorum ve tüm yorgunluğum bir anda gitti diyebilirim. City Center Mall da burada bulunuyor ve nihayet dev bir alışveriş merkezi buldum Doha’da. Yine erken günbatımı ve ışık şovlarının altında fantastik bir zaman dilimi geçiriyorum. Tabii ki farklı açılardan fotoğraflar fotoğraflar… Tek sorun ise geri dönüş yolu ve taksicilerle pazarlık başlıyor yeniden. Bu arada pazarlık deyince bunu ben yapıyorum zannetmeyin. Taksiciler taksiye oturduğunuz anda taksimetreyi açmak istemiyor ve şu kadar Riyal’e giderim diye hakkı olmayan paranın peşine düşüyor. Dürüst taksici bulmak ise bir hayli zor.


City Center - Doha / Qatar

18.10.2013 tarihinde artık adını sıkça duyduğum Doha’nın denize girilebilecek en yakın plajı olan Katara Beach’e gitmek için yola çıkıyorum. Yol yaklaşık olarak taksi ile 15 dakika sürüyor. Ama buraya geldikten sonra inanın içimden denize girmek gelmiyor burada. Çünkü bir defa denizin çok fazla bir güzelliği yok ve in cin top oynuyor. Giriş ücreti ise 110 Riyal yani yaklaşık 60 TL civarı. Eder mi? Kesinlikle etmez. Katara Beach tam bir hayal kırıklığı idi ve gün benim için sıkıcı bir gün olacak gibi gözüküyordu. Ancak hemen yanında bulunan Katara Cultural Village adındaki bölgede galiba bir farklılıklar var. Oraya doğru yürüyorum ve buraya adım attığımda anlıyorum ki Katar’ın kültür merkezi burası ve burada sergiler, kafeteryalar, sanat evleri, heykeller, amfitiyatro ve en çok dikkat çeken Pigeon Tower adındaki “Güvercin Kuleleri” bulunuyor. Ben de zaten bunları arıyordum. Yavaş yavaş da kalabalık ve turistler bu tarafa doğru ilgilerini arttırıyor. Burada fotoğraf sergisi de mevcut ve bu benim için arayıp da bulamadığım bir nimet. Herkes için her şey var burada. Gold Mosque (Altın Cami) ise daha bir farklı mimarisi buranın. Yavaş yavaş şansım yerine geliyor diyebilirim. Burada tanıştığım Çinli bir turistle ufak bir fotoğraf sohbeti yapıyoruz ve bana Pearl Qatar’ı gezip gezmediğimi soruyor. Daha gezmedim dediğimde ben de oraya gitmek istiyorum diyor ve arabası ile beni Pearl Qatar’a götürüyor.

Benim haritadan bakıp buralara nasıl giderim dediğim yerler birer birer bana geliyorlar adeta. Pearl Qatar; Doha’nın marinası ve burada bulunan rezidansları, alışveriş mağazaları ve lüks restoranları ile turistlerin ilgisini çeken uğrak noktası adeta. Doha’ da mutlaka görülmesi gereken yerlerden bir tanesi… Artık tüm günümü Pearl Qatar’da ve ardından yeniden Katara Cultural Village’da geçirip artık otelime dönme vaktimin geldiğini düşünüyorum. Sıcağın da etkisiyle yorgunluğum kendini hissettirmeye başladı.
 
Bu günden sonra Doha’da iki tam günüm daha var ancak önemli noktaların tamamını neredeyse bitirdim ve fotoğraflarını istediğim gibi tamamladım.


On Relics Damien Hirst Museum


Doha Dergileri

Artık sadece yalnızlığın tadını çıkartmak ve şu an Türkiye’de havalar soğuk iken tişört ve şortla gezmenin doyumsuz zevki kalıyordu benim için. Otelin havuzu, saunası ve fitness merkezinden yararlanma vakti de gelmişti artık. Bu arada Doha’da Hop On Hop Off adlı dünyaca ünlü gezi otobüslerinin de faaliyetine başlamış olduğunu gördüm ve ofislerini de City Center Mall’da ziyaret ettim. Hatta bir katalog alıp güzergâhlarına da baktım ama ben zaten bu yerleri gezmiştim ve benim için bu turun bir anlamı yoktu. Günübirlik yolu düşenler içinse oldukça ideal bir tur olabilir elbette. 
 www.gezenkelebek.com

UFUK AKKUŞ

Yazar Hakkında

UFUK AKKUŞ

Gezgin, Fotoğrafçı 1977 Karabük doğumlu, Safranbolu da yaşıyor.. Mesleğini çok seven bir sigortacı. Hayallerinin peşinden düştü yollara. Farklı kültürleri tanımayı çok seviyor.