Dünyadaki Tek Komünist Ülke: Küba

Uzun zamandır görmek istediğimiz bir ülkeydi Küba. Ve Fidel Castro halen hayattayken bu özel ülkeyi gördüğümüz için kendimizi çok şanslı hissediyorum.

Küba'da dolaşırken her an farklı duygu yaşayabiliyorsunuz. Buna hazır olmak gerek.

Küba'ya ulaşım

Küba’ya İstanbul’dan Amsterdam aktarmalı uçtuk. Amsterdam’dan 11 saatlik bir uçuş ile Varadero’ya geldik. Yeşil pasaporta vize uygulanmadığı halde yine de gümrükten geçerken vize adı altında kişi başı 100 Euro aldılar.

Karayip Adaları'nın en kalabalık ülkesi

Küba, dar ve uzun bir ada ülkesi. Karayip adaları içinde en fazla nüfusa sahip. Küba, şu an dünyadaki tek komünist ülke.

Kristof Kolomb buraya ilk geldiğinde, burayı Hindistan zannetmiş, yerli halka da Hindu demiş. Daha sonra İspanyollar gelince yerli halkı tamamen yok etmişler. 400 yıl kölelik devam etmiş. Halkın %42’si beyaz, %16’sı siyah ve geri kalanı melez.

Küba'nın yakın tarihi

Küba kendi içerisinde barışçıl bir ülke, tek düşmanları Amerika. Küba 3 eyaletten oluşuyor. Küba 1959’da bağımsızlığını almış.

Burada halk Castro’ya Tanrı gibi tapıyor. Castro hukuk tahsili yapmış. Arjantin’den Che Guavera’yı yanına almış ve devrimi birlikte gerçekleştirmişler. 1 Temmuz 1961’de ihtilal oluyor. 2 Temmuz 1961’de ise Halk Meclisi kurulmuş. Bir iki gün içerisinde ülkenin çıkış kapıları kapatılmış. Ama bu arada Batista, ülkeyi terk ederken, bankadan nakit olarak özel uçağına 300 milyon Amerikan dolarını da alarak Dominik Cumhuriyeti’ne, oradan da İspanya’ya kaçmış. 74 yaşındayken İspanya’da vefat etmiş.

İspanyolları Küba’dan atan zat Jose Martin. İhtilalden sonra bütün güzel villalara el konulmuş. 20 yıl kadar önce alınan bir kararla devlet herkesin oturduğu evi (maaşlarının %3’ünü alarak) kendilerine veraset hakkı ile vermiş. Böylece uzun süreler oturdukları evlerin gerçek sahibi olmuşlar.

Küba'da halk nasıl yaşıyor?

Halk burada gerçekten çok zor koşullarda yaşıyor. Devlet her ferde 10 yaşına kadar ayda 2 kilogram kırmızı et (kıyma olarak), 10 yaşından büyüklere 3 kilogram beyaz et (tavuk – kıyma olarak) veriyor. Balık serbest. Şişe suyu, kola veya diğer meyve suyu gibi şeyler yok.

Halk fakir, ama özellikle yetişkinler çok onurlu. 1961 devriminde 10 yaşında olanlar ve o dönemde zengin bir yaşam sürenler şimdilerde 50 yaşlarındalar. İşte bu jenerasyon hem çok kültürlü, hem de çok onurlu. Ama yeni jenerasyon, zaten eskiyi bilmediği için ve dış dünyayı da hiç bir şekilde öğrenemediği için yaşamın bu şekilde olduğunu kabul etmiş görünüyor.

Küba’da eğitim

Küba'da eğitim sistemi çok iyi. 12 sene zorunlu eğitim var. Halkın %99’u okur yazar. Eğitim ve sağlık tamamen ücretsiz. Bütçenin önemli bir bölümü eğitim ve sağlığa ayrılmış. Tıp adamı çok fazla yetişiyor.

Doktor maaşı 35 Euro!!!

Kişi başı yıllık gelir 220$. Bir doktorun aldığı maaş aylık 700 peso yani 35 Euro. Bu ülkede iki ayrı para birimi var;
1) Yerel halkın kullandığı pezos,
2) Turistlerin kullandığı convertibl pezos. Convertibl pezos, yerli pezos’un 20 katı.

Turistlerin eline yerli pezos geçemiyor, geçse bile kullanamıyor. Çünkü karne yok. Yerel halkın alışveriş için karneleri var.

Bu ülkede aile içi şiddet hiç yok. Burada ceza evlerine, terbiye evi diyorlar.

Küba Bayrağının anlamı

Küba bayrağı beyaz, kırmızı ve mavi renkten oluşuyor. Her rengin bir anlamı var. Beyaz bağımsızlığı, kırmızı üçgen savaştaki askerlerin kanını, mavi ebedi mutluluğu ve yıldız şekli de bağımsızlığın devamını simgeliyor.

Rom ve Puro'nun vatanı

Ekonomide şeker kamışı ve tütünün önemi büyük. Şeker kamışı hasadı iklimden dolayı yılda 2 kere oluyor. Kış hasadında elde edilen ürün miktarı daha fazlaymış. Şeker kamışının fabrikalara nakliyesi için şehrin en ücra köşesine kadar dekovil hattı denilen demiryolları döşenmiş. Bu demiryollarının uzunluğu 40.000 km.

Şeker kamışından yapılan Rom tüm dünyaca ünlü. Ve tabiii ki diğer ünlü olan şey Puro... En önemli iki Puro markası ise Cohiba ve Monte Cristo...

Şehir içlerinde toplu taşımacılık Camel-Bus denilen körüklü otobüslerle bedava denilecek ücretler ile yapılıyor. Halk otobüsün içinde resmen üst üste. Camel-bus’lar, tırdan bozma 2 troleybüs uzunluğunda çok çok eski araçlar.

Küba'da hayvancılığa devlet desteği

Küba’da devlet köylülere hayvan vererek, hayvancılık yapmalarına teşvik ediyor. Ancak kişiler hayvanın sadece sütünü alabiliyorlar. Hayvanı kesip yemek yasak. Bazı köylüler hayvanı yiyebilmek için bilerek hayvanları yola salıp kaza geçirmelerine sebep oluyorlarmış, dolayısıyla hayvan kaza geçirip ölünce de bu hayvanı yiyorlarmış. Devlet bunu fark edince bu duruma da bir ceza koymuş. Hayvan kaza ile ölse, yolda ezilse bile kesip yemek yasak.

Küba'nın Olmazsa Olmazları:

  • Varadero ve Trinidad çok ilginç. Keninlikle Küba'ya yapılan bir seyahatte yer alması gereken şehirler.
  • Deniz ürünleri son derece lezzetli.
  • Bakımsız ama çok güzel bir mimari ile yapılmış yapılar. Özellikle Paseo caddesindeki binalar ve evler (çinili, seramikli, sütunlu, heykelli bakımsız ama görkemli binalar) önemli.
  • Kübalı renkli kadınlar ve sokak dansları. Şarkı söyleyen sanatçıların kaçık çorapları ve ayaklarına büyük gelen ayakkabıları.
  • Pina colada, rom ve mojito
  • Havana’da katedral meydanı ve parlamento meydanı
  • Kamyonetlerin arkasına balık istifi gibi doluşup seyahat eden insanlar ve şehirlerarası yollarda bekleşen insanlar oldukça etkileyici
  • Bir şeker, bir kalem, bir kurabiye özellikle de bir sabun parçasına mutlu olan insanlar
  • Deve olarak tabir edilen (Camel-bus) toplu ulaşım taşıtları ve 1950’li yıllardan kalan rengarenk Amerikan arabaları.
  • Sarı-mavi plakalar
  • Şeker kamışı, tütün tarlaları, puro
  • Batista’nın hırsızlığı, Che Guavera, Fidel Castro
  • İki ayrı para birimi (yerli halkın kullandığı pesoz ve turistlerin kullandığı convertibl pesoz)
  • Halkın %99’unun okur yazar olması
  • Sahil boyunca sıralanmış petrol kuyuları
  • Katedral meydanı ve mezarlıklar
  • Bir gecede insanların fakirleşmesi
  • Yalnızca devlete ait tek TV kanalının yayın yapması
  • Komün hayatı
  • Gonzales’in dağa çizdiği resim
  • Linea caddesindeki Atatürk büstü
  • Dev tsunami dalgaları, caddedeki tahliye delikleri
  • Sahildeki muhteşem ama terkedilmiş acenta binaları
  • Bir zamanlar beyaz olan ama şimdi griye dönmüş, lime lime olmuş balkonlara asılı çamaşırlar
  • Benjamin ağaçları ve beyaz gövdeli ağaçlar
  • Capelia (dondurma) yiyen halk
  • Sebze pazarı, yerel halkın alışveriş yerleri
  • Puro yapımı

Tüm bunlar o kadar iç burkucu ve etkileyiciydi ki, akıldan çıkması mümkün değil. 

HÜSEYİN YILMAZ

Yazar Hakkında

HÜSEYİN YILMAZ

 1942 Sinop Ayancık doğumluyum. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunuyum. Mecburi hizmet nedeni ile Hakkari, Yüksekova, Siirt’te görev yaptım.