Güney Amerika'nın En Büyük Liman Kenti: Santos

Santos, Sao Paulo eyaletinin 500 bine yakın insanın yaşadığı bir şehri. Güney Amerika kıtasının en büyük limanı ve buradan kahve, şeker, pamuk, portakal, muz gibi Brezilya’nın belli başlı ihraç malları gemilere yüklenmekte. Ayrıca dünyanın Guinness rekorlar kitabına girmiş 5.335 km uzunluk ile en uzun sahil plajı ve parkına sahiptir. Fakat ne yazık ki bu plaj deniz kirliliğinden dolayı kırmızı bayraklıdır. Yani denize girilemez. Girmek isteyenler 3 km uzaklıktaki Guaruja Plajı’na gitmek zorundadırlar. 
Ben size bu gezimde cruise limanında gemiden indikten sonra kaldığımız otele yakın olan tarihi eski Santos bölgesini anlatmaya çalışacağım. Gezimize önce belediye binası olan Jose Bonifacio sarayından ve önündeki Maua meydanından başlıyoruz. 16. Lui stilinde yapılmış olan bu saray Carrara mermer döşemeleri, Jakaranda ahşap dekorasyonu ve Bohemia Kristal avizeleri ile görülmeye değer. Her hafta sonu ve tatil günlerinde 11 ila 17 saatleri arasında ücretsiz rehber ile gezilebilir. 

Otelimizden buraya yürüyerek etrafı keşfederek ve küçük dükkânlara gire çıka geldik. Bu civarda hiç yüksek bina yok ve şehrin manzarası ve silueti eski doku olarak kalmış. Hatta restore edilmeyi bekleyen ne kadar çok yapı var, belli ki bunlara yıkıp yapma izni vermiyorlar ve zamanı gelince yapılsın aman şehir dokusu bozulmasın mantığınalar. Bizdeki mantığın tam tersi bir anlayış var burada, hayrettt!!! Tabii ki bize bravo diyorum. Biz hep gıcır gıcır yerlerde otururuz ve eskiyi sevmeyiz. İyi ki TOKİ buralarda yok!

Maua meydanında gördüğümüz turistik tramvaya biniyoruz ve sokak aralarında 5 km boyunca tarihi ve turistik yerleri geziyoruz. Tramvayda kondüktör var ve 3 R$’lık bileti hem satıyor hem de kontrol ediyor. Valongo tren istasyonunda iniyoruz. Burası içersinde hem çok şık bir restoranın bulunduğu, hem de eskiden Santos’u Sao Paolo’ya bağlayan ama şimdi çalışmayan bir tarihi bina. Kafesi o kadar güzel ki bir de lezzetli  bir kahve içtik mi ohhh sormayın gitsin. Size de tavsiye ederim.

Şimdi hemen karşıdaki Pele Müzesi’ne giriyoruz. Giriş R$ 23. işte buraya girmeye değer! 2014 yılında yeni açılan bu müze, eski ve harap durumda olan Valongo evlerinin yıkılıp yeniden ayni mimaride yapılması ile gerçekleştirilmiş. Pele’nin 2200 parçalık tüm hatıratını ve bilhassa kıymetli kupa, taç ve forma gibi eşyalarını sergiliyor. Fotoğraf ve barkovizyon gösterileri ile de destekleniyor.

Burasından sonra biraz aşağıya doğru XV. de Novembro caddesi boyunca yürüyoruz. Şimdi sıra da kahve müzesi var. Bugün içeriye giriş bedava imiş. 1922 yılında inşa edilmiş olan 6000 metrekare büyüklüğündeki bu binanın 200 den fazla kapı ve penceresi varmış. Zaten bu civardaki bütün binalar bu mimaride ve hep korunmuş. İçeride eskiden dünyadaki kahve fiyatlarının belirlendiği ve tüccarların açık arttırma yaptıkları bir salon var.

Duvarlarındaki kölelik zamanı resimleri ve tavan vitrayları zamanın meşhur sanatçıları tarafından resmedilmiş. Santos’un 1822-1933 yıllarını gösteren içerisinde 153 figürün bulunduğu bu çok güzel tablolar dikkatimizi çekiyor. Diğer bir salonda ise çeşitli kahvelerin içilerek denendiği ve satışının yapıldığı, eski kahve değirmeninin de bulunduğu bir kafe bulunuyor.

Buradaki kafede oturmak istemedim çünkü buranın kahve ve dekorasyon beklentilerim bende hem hayal kırıklığı yarattı hem de çok pahalıydı. Çıkıp hemen karşısındaki sonradan yemekleri ile de meşhur olduğunu öğrendiğim çok güzel bir tarihi kafede hem kahvemizi yarı fiyatına içtik hem de wifi internetimizi bulmuş olduk. 1 saatlik dinlenmeden sonra yine sokak aralarındayız. Şimdi Santos Katedrali’ne doğru gidiyoruz. İçerisine girdiğimizde sağ tarafta Hristiyanlara karşı hep Müslümanların koruyucu annesi olmuş Fatima Santa Bakhita adına düzenlenmiş bir köşe ve yaptıkları ile ilgili bilgi tablolarını görüyorsunuz. 1497 yılında Gotik mimaride yapılan bu katedralin vitray camları da benim çok ilgimi çekti. Bunlar sizin ilginizi çekiyor  mu bilmiyorum, tamam çekmiyor, o zaman Jose Bonifacio Meydanı’na geçiyorum.

Santos’un kurucusu olan bu zat adına yapılmış olan bu meydan, park ile anıtı da resimledikten sonra Monte Serrat tepesine çıkıp etrafı gözlemlemek istiyordum, ama ne yazık ki bunu da yapamayacağım. Bu tepe gözüme çok yüksek görünmedi ve monorail ile çıkış bedeli 2 dakika için 28 R$ pahalı değil mi? Sizin vaktiniz ve paranız bol ise böyle önden buyurun.

Hemen civarındaki Saturnino de Brito Sarayı’na geçiyoruz.

Bu bina 1936 yılında inşa edilmiş ve  şehre eskiden su sağlayan tarihi sular idaresi binası olup içerisindeki alet, ekipmanları, eski drenaj kalıntıları ve girişindeki vitrayları ile meşhur imiş. Giriş ücretsiz.

Yazı dizisinin diğer yazıları:

http://gezimanya.com/GeziNotlari/izmir-santos-transatlantik-seyahatine-baslangic
http://gezimanya.com/GeziNotlari/gemi-ile-malta-gezisi
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-lizbon
http://gezimanya.com/GeziNotlari/lizbonu-kesif
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-tenerife-la-laguna-orotava
http://gezimanya.com/GeziNotlari/kanarya-adalarinin-baskenti-santa-cruz-de-tenerife
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-atlantik-okyanusu-seferi
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-denizdeki-gunler
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-salvador-de-bahia
http://gezimanya.com/GeziNotlari/pelourinho-meydani-salvador-de-bahia
http://gezimanya.com/GeziNotlari/mercado-modelo-pazari-salvador-de-bahia
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-rio-de-janeir0
http://gezimanya.com/GeziNotlari/rio-de-janeiro-corcovado
http://gezimanya.com/GeziNotlari/rio-de-janeiro-sugarloaf
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-santos
http://gezimanya.com/GeziNotlari/guney-amerikanin-en-buyuk-liman-kenti-santoshttp://gezimanya.com/GeziNotlari/santos-sao-paulo-yolculugu

H. OĞUZ ESEN

Yazar Hakkında

H. OĞUZ ESEN

İş güç ve çoluk çocuk işlerini bitirdikten sonra emeklik günlerimi tadında geçirmek için, sıhhat ve akıl fikir yerinde iken gezmeyi seçenlerdenim.