Kalimpong ve Çevresi

30.000 nüfuslu olan Kalimpong kentinde görülmesi gereken en önemli noktalar; Durpin Tapınağı, Kaktüs Bahçesi ve Dr. Graham’ın evi.

Budizm’in Nyima koluna ait olan Durpin Tapınağı’nın dışı kadar içi de etkileyici. Tapınak oldukça geniş ve içerisi çok renkli. Tüm duvarlarında Budizm felsefesi resmedilmiş.

Tapınak sonrası Kaktüs bahçesine doğru yola çıkıyoruz. Yol üzerinde en ilginç olan bir tüp kamyonu ile karşılaşmamızdı. Yol dar olduğundan zar zor geçtik yanından. Sonra yol üzerinde pek çok dükkan ve evlerin önünde boş tüplerini çıkaranlar, tüpün başında birbirleriyle sohbet ediyorlar. Ve bu en az 4-5 km devam etti. Belli ki buraya tüp kamyonu çok seyrek uğruyor.

Kaktüs bahçesindeyiz (Gine View Nursery). Burada yaşayan bir aile önceleri hobi olarak bahçelerinde kaktüs yetiştirmeye başlamışlar. Daha sonra aldıkları olumlu eleştirilerle ve çevrenin desteği ile mükemmel bir kaktüs bahçesine dönüştürmüşler. Dünyanın pek çok köşesinden getirilen kaktüslerle bahçeyi zenginleştirmişler. 40 yaşında envai çeşit kaktüsleri gezdik.

Hayatımda ilk kez bu kadar çeşitli ve büyük kaktüsleri bir arada gördüm. Tekila içkisinin yapıldığı kaktüs bitkisini de burada gördük. Ters J harfi şeklinde bir kaktüs çeşidi.

Almak isteyenler için bahçede satış da yapılıyor. Daha pek çok şehre uğrayacak olmamıza rağmen, yine de kaktüslerin güzelliğine dayanamayıp küçüklerinden 10 farklı kaktüs çeşidini seçerek, korunaklı bir şekilde paketlettik. Bu arada merak edenler için, kaktüslerimiz havaalanlarında herhangi bir problem yaratmadı.

Buradan Dr. Graham’ın evine (Dr. Graham’s Homes) gittik. Kalimpong’ta İngilizlerin hüküm sürdüğü dönemde, İskoç bir misyoner olan Dr. Graham, yetim çocukların eğitim ve konaklamalarını sağlamak amacı ile bir yer açıyor. İlk etapta yalnız Hintli çocuklara hizmet veriyor olsa da, zaman içinde Bhutan, Bangladeş, Nepal gibi çevre ülkelerden de yetim çocuklar bu evde barındırılmaya başlanmış.

Döneminde 500 civarında olan çocuk sayısı, zaman içerisinde okulun sınırlarının da genişletilmesi ile 1.500’leri bulmuş. Şu an burada yetim çocukların yanı sıra diğer öğrenciler de belli ücret karşılığı özel eğitim alabiliyorlar.

Buradaki çocukların okul çıkışı zamanına denk gelmemiz de güzel bir şans oldu. Çocukları da görerek arabamıza ilerliyoruz. Rehberimiz İngilizlerin her ne kadar zamanında bu ülkeyi sömürmüş olsa da, eğitimi Hintlilerle tanıştırdıkları için İngilizlere bu yönden bir şükran duyduklarını söylüyor.

Himalaya eteklerinde ilerleyerek Sıkkım sınırına doğru yöneliyoruz. Sıkkım sınır kapısının yer aldığı Rangpo ile Kalimpong arası yaklaşık yarım saat. Sınır kapısına ulaştığınızda rehberimiz vize işlemleri için yanımızdan ayrılarak bize çevrede fotoğraf çekebileceğimizi söylüyor. Çok şanslıyız ki nehir kenarında kutlanan Bihari festivaline denk geldik. Bihari Festivali, Ekim sonu Kasım başına rastlayan 2 günü kapsıyor. Bu festivalde özellikle kadınlar en güzel giysilerini giyip, ayak bileklerine kadar suya giriyorlar. Suyun içindeki bir kayanın üzerine konmuş olan Güneşi temsil eden turuncu renkli kadife çiçeklerden yapılmış olan çelenk şeklindeki yere yiyeceklerini getiriyorlar. Burada yiyeceklerini kutsatarak, tekrar eve geri götürüyorlar.

Bu arada coşkulu müzik ve havai fişek bu manzaraya eşlik ediyor. Ertesi sabah gün doğumunda yiyecekler evden alınıp yine aynı seramoni ile tekrar kutsanıyor. Akşam kutsanan yiyecekleri gönül rahatlığı ile yiyorlar. Bu seramoni sırasında özellikle kadınlar eşleri için sağlık ve iyilik diliyorlar.

Biz bu renkli seramoniyi seyrederken işlemleri tamamlayan rehber ve şoförümüz yanımıza gelerek, sorunsuz bir şekilde işlemlerin tamamlandığını söylüyor ve Sıkkım’a girişimiz başlıyor. Kişilerin giriş vizesi yanında, araçların da giriş işlemleri yapılıyor. Yani giriş izni olmayan araç Sıkkım’a giremiyor. Sikkim yakınlarında konaklayabileceğiniz Hotel Mount Siniolchu ve The Golden Crest gibi oteller de mevcut.  

NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.