Küçük Bir Cennet: Koh Samui

Adalarıyla ünlü Tayland'ın Koh Samui Adası'nı anlatmaya nereden başlayacağımı bilmiyorum aslında... Koh Samui Adası Tayland Körfezi'nde olup karaya yaklaşık 15 km mesafededir.

Singapur Airlines ile başladı yolculuğumuz. Yolculuk öncesi Singapur Airlines ile bolca sıkıntı yaşadık ne yazık ki... Online check-in olarak son 24 saat kala koltuklarımızı seçmeye sıra geldiğinde, seçilecek bir koltuk bile bulamadık. Singapur Airlines herkesi canı istediği gibi yerleştirmiş dolayısıyla internette tüm koltuklar dolu gözüküyor. Verdikleri cevap bizi daha da sinirlendirdi. Yan yana oturduğunuz için şanslısınız!

 Siz siz olun önceden bilet aldığınız acenteyi sıkıştırıp koltuklarınızı aylar öncesinden ayırttırın : )

Gelelim yolcuğun nasıl geçtiğine... Hiç bu kadar kolay geçeceğini tahmin etmemiştik açıkçası çok sıkıcı, yorucu ve rahatsız bir yolculuğa hazırlamıştık kendimizi.. Beklediğimizden daha rahat geçti tabii ki bunda giydiğimiz varis çoraplarının payı çok büyük : ) Uçakta sürekli bir yemek servisi söz konusuydu; sabah kahvaltısı, akşam yemeği, arada meyve, içecekler kuruyemiş vs. Biz akşam yemeğimizi yedikten sonra yastık ve battaniyemizi alıp bir güzel uyuduk.

Aktarma durağımız Singapur, Singapur Havalimanı'ndan çıkmadan bizi adaya götürecek uçak saatimizi beklemeye başlıyoruz. Singapur Havalimanı çok büyük, dönüşte Singapur ve havalimanını anlatacak zamanımız olacak şimdilik sabırsızlıkla beklediğimiz adaya biran önce varmalıyız : )

Kendinizi lunaparkta hissettiren rengaârenk yolcu arabaları ve uçakları farklılığını uçaktan indiğiniz anda anlıyorsunuz Koh Samui'nin : ) 

Havaalanı, havaalanı gibi değil de sanki otelin bahçesindeymişsin hissi veriyor insana, her yan göz alabildiğine yeşil, göz alabildiğine çiçek...

Otelimiz çok doğal bir ortamda denize sıfır, küçük küçük onlarca bungalovdan oluşuyor. Samui'de hindistancevizi ağacından daha yüksek bir bina dikmek zaten yasakmış. O kadar doğal bir ortamdayız ki her yer börtü böcek, kertenkele odamızın misafirlerinden... Deniz alabildiğine mavi, kum bir o kadar beyaz ve etraf yeşil... Cennette miyiz acaba?

Samui'yi rehber eşliğinde gezeceğiz. Bu arada Chaweng bölgesinde kalıyoruz Burası Koh Samui'nin kalbi ama bir o kadar da pis kokuyor. Şu sıralar muson yağmurları bekliyoruz. Ayın 15'inden sonra başlıyormuş, yağmursuz kaç günümüz olacak diye merak etmeden duramıyorum.

Her şey çok mu mükemmel, tabii ki değil : ) Hava nefes bile alamayacak kadar nemli, boğulacağımı sandım bir an. O sıcak ve kaldığımız Chaweng bölgesindeki kanalizasyon sorunlarından dolayı nalet olsun dedirtecek bir koku. O kokunun yerel yemeklerin yapıldığı dükkanlardan geldiğini hissettiriyor insana... Dolayısıyla içeri girip yemek yemek istemiyorsunuz.

Sabah saatlerinde cadde bizi hayal kırıklığına uğrattı, biz nereye geldik burada 1 hafta nasıl geçer diye düşündük birbirimize bunu söyleyemedik tabi : ) Daha sonra bunu birbirimize itiraf ettik : ) Gündüz ve gece arasında uçuk bir fark var merkezlerde gündüz gezdiğiniz sokak, caddede gece gezmeye kalkarsanız çok başka bir yere gittiğinizi düşünebilirsiniz.

1) Wat Phra Yai: Adanın en çok bilinen yeri olan bu Budist tapınağı, 15 metrelik Big Buddha (büyük Buddha) heykelini barındırıyor. Uçakla inerken bile bu yapıyı fark edebilirsiniz. Heykelin çevresinde bulunan çanları çalarak kötü ruhları tapınaktan uzaklaştırmış oluyormuşsunuz.

Gördüğünüz gibi ayaklarımız çıplak, Samui'de % 90 yere ayakkabısız girmemiz gerektiğini o an anlamış olduk : )

Wat Khunaram: Mumyalanmış bir Budist rahip görmek kaç kere mümkün olabilir ki? Bu rahibin hikayesi şu şekilde: 50 yaşından sonra kendini rahip hayatına adayan Phra Khru Samathakittikhun, 20 yıl boyunca bulunduğu manastırda Budist meditasyon ve disiplinlerini öğreniyor. Ölmeden önceki son haftası, yemeyi ve konuşmayı durduruyor ve derin meditasyon durumuna geçiyor. Daha sonra bu halde ölü bulunuyor. Oradaki inanışa göre, basit hayatından sonra sağlıklı yiyecekler ve uzun meditasyonlar ile uzun bir yaşam sürdürdü ve öldükten sonra vücudu bile sağlıklı kalmaya devam etmiş. Söylenenlere göre rahibin bedeni için herhangi bir şey yapılmamış ve 1973'ten beri aynı şekilde kalmış. Sadece gözleri yok olduğu için, saygıdan güneş gözlüğü takılmış.

Hin Ta and Hin Yai: Büyükanne ve büyükbaba olarak bilinen bu kayalar adanın güneyinde yer alıyor. Kayaların ilgi çeken olayı ise penis ve vajina şekillerinde olması. Sözde birbirini çok seven balıkçı ve karısı bir dalgaya kapılarak boğulmuşlar ve deniz onların anısına kayaları oymuş.

TL olarak hesapladığınızda 1 saatlik ayak masajı 12 TL'ye tekabül ediyor : ) Biz uyumaya masajda başladık hatta bir ara neden otele para veriyoruz masaj salonunda kalsak daha ucuza gelirdi diye bile düşündük : )

Kıskandırmak gibi olmasın 12 TL olunca kahvaltıda bile yaptırası geliyor insanın : ) Leelawadee Spa'yı şiddetle tavsiye ederiz.

Yarın İstanbul’dan bize katılacak başka bir arkadaşımızla birlikte Chaweng sahilinde miskinlik yapma günü.

Sahili size sadece fotoğraflarla anlatmayı planlıyorum, fotoğraflar muhteşemliği anlatmaya yetecektir : )

Yengeçler akşam yemeği için hazır : ) Tabii böyle bir yerde olup deniz ürünlerine doymamak mümkün mü?

Bu kaplan karidesleri biraz daha küçük :) bizim gördüklerimiz ve yediklerimiz 30 cm boyutlarında inanılmaz lezzetliydi.

Bu cennet adada meyveye doyabilirsiniz


Karidesli hindistancevizi çorbası inanılmaz, mutlaka denemelisiniz.

Yeryüzünde cennet var mı deseler, burası derim muhtemelen. Burayı size ancak fotoğraflar anlatabilir. KO TAO eskiden kimsenin yaşamadığı, sadece balıkçıların uğrak yeriymiş. Ana karaya 70 km uzaklıkta olduğu için, bir ara siyasi mahkûmların koyulduğu yer olmuş.

Plajda her yerde küçük tabelalar  var; DANGER COCONUTS. Şaka değil, o kadar yüksekten hindistancevizi kafaya inse, kesin öldürür. Bu nedenle dikkat etmek gerekiyor. Adanın en tehlikeli şeyi... Adada kalmadık çünkü gece elektrik bile olmuyormuş : ) Mutlaka gitmeli ve görmelisiniz. Sizi Ko Tao, Koh Nang Yuan fotoğraflarıyla baş başa bırakıyorum.

Tekneler erken dönüyor Koh Samui'ye çünkü su çekilmesi oluyormuş (bize denk gelmedi). Koh Samui'ye akşamüzeri döndük. İstanbul’dan gelen arkadaşımızın keşfettiği yerli kadınların yemekler yaptığı bir pazara gidiyoruz yemek yemek için : ) 

Balığınızı kendiniz seçiyorsunuz. Red Snapper olan şu gördüğünüz tabak 5 TL civarında.

Ko Tao'ya giderken speed bot ile gittik bir de tecrübesizliğimize verin gittik ön tarafa oturduk. Öyle bir dövdü ki bot bizi çığlık çığlığa ve her tarafımız çürüye çürüye gitmiştik. Bugünkü turumuzu iyi ki tekneyle seçmişiz ikinci bir kez asla kaldıramazdım o dayağı : )

Ang Thong National Marine Park'ta ise neler mi yaptık; kano ile dolaştık, şnorkelyaptık ada çok sevimliydi ve çok keyifliydi :)

Bölgede yer alan pek çok diğer adacığı, ulusal park niteliği taşıyan, özel koruma altına alınmış bir sürü küçük adacıktan oluşuyor. Burası müze ilan edilmiş.

İnsanoğlu işte mamut edasındaki bu dev gibi hayvanları bile maymun etmiş gördüğünüz gibi : ) Ama ellerimle besleyip baktım onlara çok güzeller... Bu arada çok iyi pazarlık edin neredeyse 1 kişi fiyatına 3 kişi bindik file : ) Birkaç gün kalınca çok sıkı pazarlık eder hale dönüşüyorsunuz.

Gizli Buddha Bahçesi (Secret Buddha Garden), bu bahçe 1976 yılında Nim Thongsuk adında bir çiftçi tarafından yapılmış. Bahçe Nimm amcanın bahçesi (Uncle Nimm's Garden) buraya çok giden daha doğrusu bulabilen var mıdır bilmiyorum. Biraz benim inat etmem sayesinde bulduk ve kesinlikle beni en çok etkileyen yer burası oldu.

Saat 20.30'dan itibaren 1'er saat arayla Cabaret Showlar başlıyor. Buraya giriş ücreti alınmıyor sadece içeceğinizin parasını veriyorsunuz. Şova girmeden fotoğraf çektirin bence, şov bitiminde parayla çektiriyorlar : )

Cabaret Show'un bitiminde bir de masaj salonuna girdikten sonra artık tek yapmanız gereken otele gidip uyumak. Bu arada birkaç gündür geceleri yağmur atıştırıyor : ) bakalım ne zaman yakalanacağız.


Çarşıda bildiğimiz büfede ne satılıyor? Benzin! : )


Favori içeceğim : )

Yeni bir güne başlamak : ) ve beklediğimiz şey oldu yağmur... Ama sizin tahmin ettiğiniz gibi bir yağmur değil, bardaktan boşalmıyor bu yağmur kovadan boşalıyor hatta itfaiye hortumundan boşalıyor : )

Şelaleye çıkacaktık zaten, ilginç bir gün bizi bekliyor.
 
Şelaleye bir yere kadar arabayla gidip arabanınızı park ediyorsunuz. Daha sonra devam etmek isterseniz 30 dakika kadar ormanda yürümeniz gerekiyor. Börtü böcek, yağmur, tüm zor şartlara rağmen tırmandık. Spor ayakkabı giymenizi tavsiye ederiz. Çünkü bildiğiniz kaya, toprak, orman her türlü zor şartta tırmanıyorsunuz. Normal bir günde tırmansak bu kadar zevk alamayacaktık bundan eminim deli gibi yağan bir yağmur ile birlikte neredeyse ıslakken bile terledik. Şelale görülmeye değer mi derseniz yağmur yağıyorsa mutlaka tırmanın derim : )

Şelalenin fotoğrafını çekemedik çünkü ne çanta ne de elektronik bir alet taşıyamadık malum yağmur kovadan boşalır gibi yağıyordu. Kurulanmamız ve güne kaldığımız yerden devam etmemiz gerekiyor. Tabii otelden çıkarken yağan yağmuru gördükten sonra bir çanta yedek kıyafetle çıktık otelden kaç kez ıslanacağımızı bilmiyoruz ki : )
 
Sıradaki durak ise Fisherman's Village... Bophut bölgesine çok yakın buraya hem gündüz hem de akşam gittik popüler bir bölge, tüm restoranlar deniz sıfır.

Gördüğümüz her şeyin tadına bakmadan durmuyoruz tabii ki : )

Çok mu romantik’iz : ) kurulandık tabii keyfimiz yerinde...

Burada yağmurdan, yağmur çizmesiyle bile korunamazsınız en güzeli ya yalınayak ya da terlikle gezmek : )

Hindistancevizine dikkat kafaya düşmesi çok tehlikeli her daim tetikte yürümelisiniz.

Özetlemek gerekirse Koh Samui'de en popüler bölge Chaweng bölgesi fakat gerçekten kanalizasyon diye bir şey yok her zaman kokuyor. Yağmur yağdı da biraz koku hafifledi. Ne yapmadan dönmüyoruz; her akşam masaj yaptırmadan, Ko Tao'ya gitmeden, çatlayana kadar deniz mahsulü yemeden, yağmurda güzel bir macera yaşamadan, file binmeden, karidesli hindistancevizi çorbası içmeden ve meyvelerin her birini denemeden dönmüyoruz : )
 Değişik yemek deneyimleri yaşayabilirsiniz. Güçlü çok ön yargılı olmasına rağmen o bile birçok denediği şeyi çok başarılı buldu. Çok ilgimizi çeken bir yer vardı; Chaweng bölgesinde tıklım tıklım dolup taşan, kapısında yemek yemek için sıra beklenen bir yerel restoran biz 40 gün kalsak içeriye girip yemek yemezdik. Dışarıdan bakıldığında çok bakımsız pis gibi gözüksede... Yani çok korunaksız, tavanda yürüyen kertenkele sürüsü size eşlik ediyor diye düşünün. Tencerelerin dışı kapkara : ) fakat nasıl bu kadar kalabalık olabilir! Bilen gidiyor demek ki : ) O bölgede kapısında içeriye girip yemek yemek için kuyruk olan bir yer görürseniz girip bekleyin kesinlikle değer. En lezzetli hindistancevizi çorbasını, rn lezzetli kaplan karidesini orada yiyeceğinizden eminim.

#Makedonyadan yazılar alanında göster
Kapalı