Macera Merkezi Zambiya

Güney Afrika'da, denize kıyısı olmayan bir ülke olan Zambiya, adını Zambezi Irmağı’ndan almaktadır. Eski adı ise Kuzey Rodezya'dır. Rodezya ismini ise De Beers Madencilik Şirketi'nin kurucusu Cecil Rhodes adlı İngiliz’den almıştır. Cecil Rhodes, 1889’da değersiz hediyeler karşılığında ülkede bulunan tüm maden ruhsatlarını, dönemin Kralı Lobengula Lewanka'dan almış olan kişidir. Doğal olarak da ülkede madencilik büyük öneme sahiptir. Özellikle de bakır madenleri ülke ekonomisinde büyük rol oynar. Bakır dışındaki madenleri elmas, altın, gümüş, uranyum, çinko, kurşun ve kömürdür. Ancak yatırımların azlığı nedeniyle bir çok maden işletilememektedir.

Ülke nüfusu yaklaşık 13 milyon kişidir ve Nüfusun %70'inden fazlası yoksuldur. AIDS, ise ülkedeki en yaygın sağlık sorunlarından biridir.

Afrika kıtasının “macera merkezi” olarak anılan Zambiya, halen çok fazla turist akınına uğramadığı için bozulmamıştır. Yüksek platolar ve dağlık alanlardan oluşan ülkede tropikal iklim hüküm sürmektedir.

Ülkenin görülmeye değer en önemli yeri Zambiya ve Zimbabwe arasındaki Victoria şelalesi’dir. Şelale, Zambezi Nehri üzerinde olup, 108 metreden dökülür. 1989 yılında UNESCO Dünya Miras Listesine alınmıştır. “Mosi-oa-Tunya” ya da “Gürleyen Duman” olarak da anılan bu şelalenin bir ucu Zimbabwe’de, öbür ucu ise Zambia’da biter.

Niagara Şelaleleri’nin iki katıdır. Genişliği 1,7 kilometreyi bulan Victoria Şelaleri’ni iki yoldan ziyaret etmeniz mümkündür; biri karadan diğeri ise havadan. Victoria şelaleleri büyüklük açısından ancak Iguasu Şelalesi ile karşılaştırılabilir ancak İguasu 270'den fazla (görece) 'küçük' şelaleye bölünmüşken Victoria dünyadaki en büyük, 100 metreden yüksek ve 1,5 km'den geniş, tek su yatağından dökülmektedir. Yağmur mevsiminde dökülen suyun dakikadaki hacmi 545 milyon litreyi buluyor. Kuzey Amerika'daki Niagara Şelaleleri'nden daha geniş olan Victoria Şelaleleri Şeytan Taşkını, Ana Şelaleler, Gökkuşağı Şelaleleri ve Doğu Taşkını olmak üzere dört bölümden oluşuyor. Şelaleler, aynı zamanda Zambiya'daki Mosi-oa-Tunya Milli Parkı ve Zimbabve’deki Victoria Şelaleleri Milli Parkı’nın da bir parçası.

Buradaki en önemli noktalardan biri de Victoria Şelalesi'nin üzerinde hiç kaybolmayan bir gökkuşağı olması. Nisan ve Haziran ayları arasında hava biraz rüzgârlıysa, çifte gökkuşağı da görülebiliyor.

Bu şelale, İlk olarak 1855’te İskoç kâşif David Livingstone tarafından keşfedilmiş. Dr. Livingstone buraya Hristiyanlığı yaymak ve esir ticareti ile mücadele etmek için gelmiştir. Asıl amacı Nil nehrinin kaynağını aramak olan kâşif, Victoria şelalelerini görünce ‘‘Melekleri bile güzelliği ile büyüleyen bir yer…” demiştir ve kendini buraya adamıştır. Kraliçe Victoria’nın şerefine de şelaleye Victoria adını vermiştir.

Victoria Şelaleleri’ni görmek için kara yolunu tercih ederseniz, buraya yürüyerek patikalardan gitmeniz gerekecek. Etrafa 500-600 metre sıçrayan sular yağmur etkisi yaratıyor. Yılın her günü bu bölgede yağmur efekti oluşuyor ve bu da şelalelerin uzaktan bir duman gibi gözükmesine neden oluyor. Bu nedenle adı Gürleyen Duman. Bu isim yöre halkı tarafından takılmış. Şelalenin çıkardığı ses ise özellikle Kasım-Nisan arası yağış sezonunda, diğer sesleri işitmeyi engelleyecek kadar güçlü. Yağışlı dönemde nehir 3-4 metre kadar yükseliyormuş. Yıl boyunca bir yağmur etkisi olduğundan çevresinde yağmur ormanları oluşmuş. Burayı ziyaret ederken yanınızda mutlaka yağmurluk veya şemsiye bulundurmalısınız.

Eğer ıslanmadan izlemek ve farklı bir tecrübe yaşamak isterseniz. Bu bölgede helikopter turları da düzenleniyor. Helikopter turu yaklaşık yarım saat sürüyor. Fiyat olarak ise kişi başı 30 dakika yaklaşık 200 dolar. Bu esnada Uzun ada, Palmiye adası, Kandahar Adalarını ve diğer vahşi doğa manzaralarını da görebiliyorsunuz.

Şelalenin döküldüğü bölgede rafting yapılabiliyor. 23 aşamalı köpüklü su raftingini deneyebilirsiniz. Bunun için özel organize edilen turlarda var. Ancak Suların yükselmiş olduğu Mart- Haziran döneminde sadece 13. Aşamaya kadar gidilebiliyor.

Biraz daha adrenalin isterseniz, Zambezi nehri üzerindeki Zambiya ve Zimbabwe’yi birbirine bağlayan 111 metredeki köprüden bungee jumping yapabilirsiniz. Tabii oldukça ürkütücü... Eğer cesaret edip de atlarsanız bir de atlayış videonuzu hediye ediyorlar. Tek atlayış yaklaşık 140 USD. Ancak Livingstone merkezinde önceden bazı aktivite şirketleri ile anlaşabilir ve toplu paket alabilirsiniz. Bu paketler genellikle sınırsız aktivite ve öğle yemeği dahil olmak üzere 100 dolar civarına satılıyor.

Bu köprüde isterseniz pasaportunuzu memura emanet bırakmak şartıyla vize parası ödemeden köprünün Zimbabwe tarafına da geçebiliyorsunuz.

Bölgede yapılabilecek daha sakin olan diğer aktiviteler ise kano, dağcılık ve safaridir. Çevrede safari yapabileceğiniz çok sayıda Milli Park alanı da bulunmaktadır. Bu parklar içinde en dikkat çekici olanı Afrika’nın en el değmemiş nehir sistemi üzerinde bulunan South Luangwa Ulusal Parkı’dır. Yürüyerek safari, üstü açık araçlarla safari, fil üstünde safari, at sırtında safari gibi çeşitli safari turları organize edilmektedir.

Diğer bir koruma alanı ise Zambiya’nın en büyüğü olan Kafue Milli Parkı’dır. Bu bölgede aslan, leopar, çita, fil, buffalo ve gergedan gibi vahşi hayvanları görme fırsatı yakalayabilirsiniz. Aynı zamanda bu bölge antilop ve kuş çeşitliliğinin zenginliği açısından korunma altına alınmıştır.

Bölgede gezebileceğiniz diğer bir önemli yer ise Dr. David Livingstone’nun Zambiya’ya geldiği zaman konakladığı “Mukuni köyü”dür. Burası bir kültür köyü olarak ziyarete açık. Ancak girişte bir ücret ödüyorsunuz. Bu köyde yaşayan kabileye Leya Kabilesi deniliyor.

Rehberimizin anlattığına göre bu köye gelen ilk ziyaretçi Dr. Livigstone’muş. Buradaki kabile üyeleri de ilk defa beyaz insan gördüklerinden Dr. Livingstone’u tedavi etmeye çalışmışlar.

7 bin kişinin yaşadığı köyde kabile sistemi var. Kabilede ise bir tür krallık sistemi var. Kabilede krallık, daha doğrusu şeflik babadan oğula geçiyor. Tahta geçen şef büyükçe bir taş yutuyor. Bu taş yaşamı boyunca midesinde kalıyor, ölmeye yakın ise kusturularak taş çıkartılıyor ve yeni şefe yutturuluyormuş. Şef eğer ölürse, “Şef öldü” değil “Taş kırıldı” diyorlarmış.

Köydeki kulübeler yuvarlak yapılı. Bunun sebebi ise köşe ve kuytuları seven yılanların gelmemesi içinmiş.

Kabilede evlenen erkek her eş için 3 inek hediye ediyor. Ancak 5 eşe kadar izin var. Düşünsenize 15 inek. Yani 5 eş almak için bayağı zengin olmaları gerekiyor.

Mukuni köyü, adını Dr. Livingstone’dan alan Zambiya’nın en gelişmiş kentlerinden olan Livingstone’a sadece 10 km mesafede yer alıyor.

Zambiya'da konaklama amacıyla çok tercih edilen AVANI Victoria Falls Resort ve ZigZag Town Lodge otelleri bölgedeki en iyi seçeneklerden.

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni