Mavi Yolculukta İlk Durak: Kos Adası

Uzun zamandır heyecanla planladığımız “Mavi Yolculuk” başlıyor. Bodrum’dan demir alıp Kos, Nysiros, Symi, Rodos ve Datça sonrası tekrar Bodrum’a döneceğiz. Bu iki kişilik mavi yolculuğumuzda bize Mehmet Kaptan ve iki yardımcısı eşlik edecek.

Bodrum’da bir cumartesi günü sabah saatlerinde bir elimizde valizler diğer elimizde kahvaltılık simidimiz ve poğaçamız ile gidiyoruz 7 gece konaklayacağımız Noltalgia isimli yelkenliye.

Önce tanışıyoruz Mehmet Kaptan ve ekibi ile… Şimdiden içim ısındı bile. Çünkü negatif elektrik aldığınız bir grup insanla 7 gün aynı teknede çok kolay olmazdı. Ama biz şanslıydık ki hem Mehmet Kaptan hem de ekip on numaraydı : )

Öğle saatlerinde Bodrum Limanı’ndan ayrılacağız. Ayrılmadan önce bizi iki arkadaşımız teknede ziyarete geldi. Güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra arkadaşlarımız bizi uğurladı ve demir aldık.

Pasaport ve çıkış işlemleri sonrası biraz açıldıktan sonra koylardan birinde kısa da olsa bir yüzme molası verdik : )

Ardından ilk durağımız olan Kos’a doğru yelken açtık : ) Yelkenliyle seyahati şimdiden sevdim ben : )

Kos Adası’na daha önce annem ve babam ile Bodrum Turgutreis’teki D-Marin’den feribot ile gitmiştik. Yolculuk hatırladığım kadarıyla yarım saat sürmüştü. Adayı çok sevmiştim. O gittiğimde adadaki ufak tren benzeri turistik araca binerek merkezden yaklaşık 3,5 kilometre mesafede yer alan Asklepion Tapınağı’na kadar gitmiştik. Antik çağlardan bu yana Asklepion Tapınağı, Kos Adası’nın en önemli anıtıymış.

Bu kez biraz daha adanın merkezi odaklı bir gezi yaptık. Tekne limana yanaştı. Üzerimize montlarımızı alıp hemen kendimizi adaya attık : )

Yunanistan Oniki Adalar içinde yer alan Kos, Hipokrat’ın adası olarak biliniyor. Şüphesiz ki adanın en fazla ziyaret edilen yeri çınar ağacı. Neden bir çınar ağacı adanın en çok ziyaret edilen yeri diyebilirsiniz. Çünkü bu çınar ağacı zamanında Hipokrat’ın öğrencilerine tıbbi eğitim verirken gölgesinden yararlandığı ağaç.

Kos’ta tahminimce en fazla satılan hediyelik eşya ise bu ağacın bir yaprağının iliştirildiği eski tarz kâğıda yazılmış “Hipokrat Yemini”. Ben bile ilk gittiğimde 4 tane, bu gittiğimde 2 tane aldım.

Ağacın bulunduğu meydana Neratzia Meydanı deniliyor. Meydana adını 15. yüzyılda St. John şövalyeleri tarafından inşa edilmiş olan Neratzia Kalesi veriyor.

Osmanlılar bu kaleyi 1522 senesinde ele geçirmişler ve 1900’lü yıllara kadar ellerinde tutmuşlar. Yani Osmanlılar adaya neredeyse 400 sene boyunca hâkim olmuşlar. Dolayısıyla adada Osmanlı dönemine ait pek çok yapı da bulunuyor. Özellikle de Osmanlı hamamları…

Yine bu meydandaki Kemeraltı Camii de Osmanlı döneminden kalma bir yapı. 1786 senesine tarihlenen yapının diğer adı ise Gazi Hasanpaşa Camii.

Adadaki en büyük arkeolojik alan Helenistik dönemden Orta Çağ’a ait harabelerin yer aldığı açıkhava müzesi. Burada Dionysos Helenistik Tapınağı, Casa Romano (Roma evi), Nymphaeum ve Roma Odeon’u görülebilir. Ancak biz vardığımızda girişler kapanmıştı. O nedenle bu açıkhava müzesini sadece dışarıdan fotoğraflayabildik.

Yavaş yavaş karnımız acıkmaya başladı. Liman bölgesinde çok sayıda restoran var. Ancak bunlar direk limanda turistlerin kolay ulaşabileceği noktada, daha çık tabirle çok göz önünde oldukları için yediğiniz yemeğe karşın ödediğiniz ücret yüksek kalıyor.

Ancak liman bölgesinde kalenin aksi yönüne yürürseniz, o bölgedeki ara sokaklarda çok daha yerel restoranlar ve tavernalar olduğunu göreceksiniz.

Buradaki bazı restoranlarda kredi kartı geçmediğini de belirtmeliyim. Ama gerek mezeler, gerekse deniz ürünleri nefis. Mesela bu içi krema peynir ve deniz ürünleri dolu bir çeşit kızartma.

Yanında da tabii ki Ouzo… Ouzo’nun çok farklı çeşitleri var. O nedenle garsona danışmak yararlı olacaktır. Yumuşak içimli bir Ouzo mu arıyorsunuz? Sert mi? İsteğinize göre önerileri farklılaşacaktır.

Ayrıca bu yerel restoranda sunum da gayet güzeldi.

Yemek sonrasında limanda bir gece yürüyüşü yaparak Kos’un eski kent merkezine gittik. Bu eski yerleşim Kos’un ana merkezi. Burası çok şık kafelerin yer aldığı geniş bir meydan.

Meydana bakan yapılar arasında; Panellinion kompleksi, Arap mimarisi ile yapılmış olan kapalı sebze meyve pazarı, Defterdar Camii yer alıyor.

Burada bir de 1930’lu yılların başında yapılmış olan tipik Yunan kilisesi St. Poroskevi Kilisesi yer alıyor.

Burada çok vakit geçirmeden eski kent sokaklarını gezmeye başladık. Her yerde hediyelik eşya dükkânları. En fazla sergilenen ürünler arasında ise sünger, mermerden yapılmış Yunan tanrı ve tanrıçalarının heykelcikleri, zeytin ağacından yapılmış hediyelik ürünler yer alıyor.

Kos’a özgü domates reçeli, bal, mastica, mastica şekeri, zeytinyağı ve “Possa” adı verilen Kos’un şarap peyniri de alınabilir. “Possa” için alınabilir diyorum ama şunu da belirtmeliyim. Ben daha önce aldım. Pek yenmeden çöpe gitti. Tabii damak tadı. Ama önerim tatmadan almayın : )

Bizim bu sefer alışveriş serüvenimizdeki en büyük kazancımız, aldığımız iki Apollon heykelciğinin yanında bu heykelleri satan sevimli çift ile tanışmak oldu.

Yıllar önce Türkiye’den kopup çocuk yaşlarda yerleşmişler adaya. Orada büyümüşler, tanışmışlar, evlenmişler. Ama hala Türkiye’ye hasret olduklarını dile getiriyorlar.

Alışveriş sonrası limanda kısa bir yürüyüş yapıp tekneye geri dönüyoruz.

Yunanistan’ın bu güzel ve hayat dolu adasında konaklama adınada birkaç otel önerisi vermek mümkün. Altın rengi kumsallara sahip Kos sahiline ve Kardamena tatil beldesine sadece 3 dakikalık yürüme mesafesinde olan Nissia Kamares tercihleriniz arasında ilk sırada olması gereken güzel bir otel. Bunun yanında adanın canlı bölgesinde yer alan ve çevresinde birçok tavern, bar, restoran bulunan Efi Studio oteli de adayı doya doya tadacağınız güzel bir lokasyonda yer alıyor. Fiyat olarak da gayet uygun. Ayrıca otelden,, Kefalos Plajı ve  Aya Nikola manastırı 100 metre mesafede bulunuyor. Bu ki otelin yanında alternatif otel olarak ise Kamari Plajı'na sadece 100 metre uzaklıkta ki Eleni Hotel’I düşünebilirsiniz. Kos Adası’nda ki diğer otel seçenekleri için isterseniz buradan booking.com’a girebilir ve rezervasyon yapabilirsiniz.

Akşam limanda kalacağız, sabaha karşı ise Nysiros Adası’na doğru yola çıkacağız.

Nysiros’ta görüşmek üzere : )

Yazının ikinci bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.Yazının üçüncü bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.
Yazının dördüncü bölümüne buradan ulaşabilirsiniz. 

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni