Kuzey Amerika seyahatimizin 11. gününde Las Vegas'tan New York'a geldik.Havaalanında indikten sonra önce otele gidip kısa bir süre dinlendik. Otelimiz Chinatown yakınındaydı. Chinatown'da gazeteler bile Çince idi, hatta çoğu bakkal ve manavlardaki etiketler de Çince idi.

New York'ta zamanımız az, gezilecek yer çok olduğundan çok planlı ve programlı gezdik. Burada çok uzatmayacağım ilk gün Chinatown dışında Ellis Island’a gittik. Bu normal bir şehir hatları vapuruydu ve Özgürlük Heykeli adasının yanından geçiyordu. Ağırlıklı olarak Lower Manhattan bölgesini gezdik. Yemeğimizi Little Italy’de yedik, gayet güzel bir pizzaydı.

Akşam Times Square’e gittik. Çok güzeldi ama işte filmlerde gördüğümüz gibiydi. Çok renkli, çok hareketli, çok sesliydi (her anlamda : ) konuşulan birçok dil duyduk).

12. Gün - New York: New York'taki 2. günümüzde Downtown’ı gezdik. Gezdiğimiz yerler; East Village, Greenwich Village, Union Square idi. Bugün Türkiye’den arkadaşlarımız, bir süre önce buraya yerleşen Melike ve Mehmet ile buluştuk, onlarla gezdik. Biraz alışveriş yaptık. Akşam Broadway’da bir müzikale gittik. Mamma Mia çok güzel bir gösteriydi. Bu müzikalin biletlerini de önceden internetten almıştım.

13. Gün - New York: Bugün istikamet Midtown. Chrysler Building, Empire State, Fifth Avenue, Grand Central, Rockefeller Center ve tekrar Times Square... Bir arkadaşımızın tavsiyesi üzerine yemeğimizi Applebee's Times Square'de yedik, ben de tavsiye ederim güzeldi.

14. Gün - New York: Bugün ilk rotamız Harlem. Biraz ürkerek metrodan indik. Ancak çok geçmeden anladık ki korkacak bir şey yok. Zaten eski orijinalliği de kalmamış, sadece binalardan sokaklara taşan müzikler, kapıların önüne çıkarttıkları taburelerde oturan daha fazla sayıda siyahi insan var. Ben Harlem’i sevdim doğrusu.

Harlem’den sonra ver elini yine metro ile Central Park. Central Park muhteşem bir yer keşke Türkiye'de de olsa benzerleri. Bir ara parkta yalnız oturdum (Etem fotoğraf makinesi almaya gitmişti). Önümden geçen insanlar bana gerçek değil de bir film stüdyosunda olduğum hissini uyandırdı. Öğretmenleri gözetimindeki çocuklar, rengarenk giyinmiş dansçılar, müzisyenler, sevgililer... Hatta smokinli erkekler ve uzun şık tuvaletli kadınlar geçti önümden. Sincapları da unutmayalım, resmen kaçmıyorlar ya insanlardan.

15 Gün - New York: Sabah erken kalkıp Brooklyn’i gezdik. Tavsiye üzerine son derece şık bir asma köprü olan Brooklyn Köprüsü'nü, Brooklyn’den Manhattan yönüne doğru yürüyerek geçtik. Manzara güzeldi, bol bol fotoğraf çektik.

Bu akşam İstanbul uçağımız saat 18.25'te. Brooklyn’den döndüğümüzde daha öğlendi ve valizlerimiz de hazırdı. Biz de metro ile tekrar Times Square’e gidelim dedik. Sonuçta yarım saat gidiş, yarım saat dönüş dersek 3 saat de orada oyalansak yine saat 16.00 olmadan otelde olurduk ve taksi ile otel-havaalanı arası 30 dakika falandı (aynı yoldan gelmiştik ya). Ancak evdeki plan çarşıya uymadı ve dönüş yolunda metro bozuldu ve yaklaşık 1 saat biz içinde kaldık, güç bela otele dönüp valizleri aldık taksiye bindik ama korkunç bir trafik yoğunluğu! Saat 18.30 gibi havaalanının kapısından girerken uçağı kaçırdığımıza emin, kafamdan "ne yapabiliriz, hangi havayolu ucuzdu İtalyan havayolları mıydı, tüh bizim uçuşumuz Comfort Class'tı, ne güzeldi, hem şimdi ekstradan bir sürü para vereceğiz, hem ekonomi uçacağız" diye yüzlerce düşünceyle koşarak THY kontuarına gittik. Gittik de ne görelim! Yüzlerce insan, upuzun bir kuyruk! Aaaa, 2 saat rötar açıklanmış, uçağı kaçırmamışız. Ne sevindim anlatamam! Yine güzel bir uçuştan sonra insanın evine kavuşması da güzel elbet.

Kuzey Amerika seyahatinin, özellikle New York'un tadı damağımızda kaldı. Tekrar gidebilmeyi umuyorum.

Hoşçakalın, herkese keyifli, bol gezmeli, bol seyahatli günler dilerim.

YAZI DİZİSİNİN DİĞER BÖLÜMLERİ İÇİN:gezimanya.com/GeziNotlari/los-angelesa-yolculuk
gezimanya.com/GeziNotlari/san-franciscoya-yolculukgezimanya.com/GeziNotlari/las-vegasa-yolculuk