Ramoche Tapınağı, Ani Sarayı ve Yöresel Gösteri: Lhasa

Ramoche Tapınağı, Lhasa’daki Jokhang Tapınağı’ndan sonraki en önemli tapınak durumunda. Kral Songsten Gampo, Nepalli eşi Prenses Bhrikuti için Jokhang Tapınağı’nı yaptırırken, Çinli eşi Prenses Wen Cheng için ise Ramoche Tapınağı’nı yaptırmış.

Tapınağın ilk yapımı 641 – 676 seneleri arasına tarihleniyor. Çin stilinde yapılmış olan bu tapınak 1474 senesinde genişletiliyor. Ancak Moğol istilası döneminde çok büyük hasar görüyor ve yerle bir ediliyor. Günümüzdeki haline gelmesi ise 1959 senesinde yeniden inşası ile oluyor. 1986’da ise renovasyon çalışmaları gerçekleştiriliyor.

4000 m2 alan üzerine kurulmuş olan üç katlı tapınakta korunan en önemli eser, döneminde Çinli Prenses Wen Cheng’in Çin’den getirdiği Sakyamuni yani Buddha’nın heykeli. Her gün binlerce Tibetli bu tapınağı ziyaret ediyor ve ibadetlerini yerine getiriyorlar.

Tapınağın girişinde siyah bez üzerinde Tibet Budizmi’nin şans sembolleri bulunuyor. Yine insanlar tapınak önünde yerlere yatarak ibadetlerini yapıyorlar. Ancak Jokhang Tapınağı kadar kalabalık bir tapınak değil.

Bu tapınağı gezdikten sonra tapınak çevresindeki yerel pazarı dolaşıyoruz. Tezgâhlarda yak etleri, açıkta asılı olarak satışa sunuluyor. Budistler vejeteryan, ancak belli zamanlarda yak eti yiyorlar. Tezgâhlarda mani’ler, Buda heykelleri, 108’lik tesbihler ve benzeri pek çok hediyelik eşya bulmak mümkün. Ancak fiyatları çok yüksek. Daha doğrusu, yerel pazardaki halk fiyatları çok yüksekten söylüyor ama siz yüksek deyip tezgahtan uzaklaşırken fiyat birden 1/10’ine iniyor.

Yak kemiği ve yak boynuzundan yapılmış çeşitli objeler Tibet’ten alabileceğiniz en güzel hediyelikler olabilir. Ancak Yak kemiğinden yapılmış olan ürünlerin keskin bir kokusu olduğunu da söylemeliyim.

Burada biraz dolaştıktan sonra “Ani Tsankhung Nunnery” denilen ve sadece kadın rahiplerin yani Nun’ların yaşadığı ufak bir manastır’a geliyoruz. Ani Sarayı olarak da bilinen bu manastır, Barkhor Meydanındaki Jokhang Tapınağı’nın güneydoğusunda yer alıyor. Burası ilk olarak 7. Yy’da Songsten Gampo tarafından kullanılıyormuş. Songsten Gampo buradaki ufak mağarada günlerce meditasyon yapıyormuş.

Burada yer alan sarı renkli ana bina manastır olarak kullanılıyor. 12.yy’dan bu yana burası kadın budist rahipler tarafından sahiplenilmiş.

Buradaki ana tapınakta Chenrezi’nin yani çok kollu Merhamet Buda’sının büyük bir heykeli yer alıyor. Biz gittiğimizde 3-5 kadın rahip bahçede çamaşır yıkıyordu.

Bir başka bölümde ise nun’lar oturmuş, dualar eşliğinde satışa sunulmak üzere küçük mantralar hazırlıyorlardı. Manastıra kaynak sağlamak üzere bu kutsanmış mantralardan yapıp satışa sunuyorlar. Oldukça ilgi çekiciydi.

Bu günün gecesinde ise Himalaya Otel’deki yerel dans gösterisine gittik. Bu gösterinin 1 kişilik maliyeti 29 dolar. Ancak sadece gösteriyi izlemiyorsunuz. Aynı zamanda açık büfe olarak tüm Tibet yöresel lezzetlerini de tadabiliyorsunuz.

Bu gösteri de Tibet’in kuzeyi, güneyi, doğusu ve batısı ile tüm bölgelerinin müzikleri eşliğinde yerel dansları sergileniyor.

Gösterinin bitiminde ise izleyicileri de sahneye davet ediyorlar. Biz de gösteri bitiminde sahneye çıkarak yöresel danslarına eşlik ettik. Bu renkli ve eğlenceli olan gösteriye katılmanızı öneririm.

Seyahatiniz sırasında Lhasa'ya ulaşımı kolay ve dağ manzaralı konaklama yerlerinden Lhasa Badacang Hotel ve InterContinental Lhasa Paradise otellerini tercih edebilirsiniz.

NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.