Tayland'da Khao Sok Ulusal Park Gezisi - Surat Thani

Tayland'a gitmeden ön araştırma yapmıştım, malum ülke harika, bir dolu yer vardı görülecek. Önceden planlı olmadığımız için ülke içinde uçak kullanmayacaktık, Chiang Mai mi yoksa güney mi diyorduk, kararsızdık, orada karar veririz diyorduk, lakin Bangkok'taki son günümüze dek bir karar veremedik hani. Sanki 3-5 aylık tatile çıkmışız gibi bir kafa vardı hala, eski alışkanlıklar, hemen de havaya girivermiştim.

Bir sonraki sefere güzel Tayland'ın kuzeyini ve Kamboçya'yı kapsayan bir gezi yapılacaktı illaki. Neyse, bilet almak için gittiğimiz yerde bize, gideceğimiz yol üzerinde olan bir ulusal parktan bahsettiler, burası zaten gitmek istediğim bir yerdi. Demek yolumuzun üstünde idi. Harika, tamam oraya gidelim dedik, 2 gün yeterdi.

Burası muhteşem doğaya sahip, çok eski bir yağmur ormanı. Hiç yağmur ormanında bulunmadığım ve hep görmek istediğim için baya ilgimi çekti açıkçası. Aslında Taylan'a gelen turistlerin farklı profilleri var: Maceracı doğa tutkunları, tur satın alan yuppiler, Phuket'e direkt uçakla gelip resort tatili yapan zenginler, adalarda partileyenler ve backpackerlar…

Backpackerlar belli bölgelerde yoğunlaşır, az para ile en çok gezen onlardır genellikle, en güzelidir. Turcular garanticidir, baştan parayı ödemişlerdir, istedikleri yere de gidemezler, biraz daral bir durum. Gerisini bilemiyorum. Bize burayı önerdiler : http://www.treetopsriverhuts.com/

Bangkok'tan gece otobüs ile çıktık, gene göğsümüze nereye gideceğimizin stickerları yapışık, yol boyunca uyuduk, 1 kere yemek molası verdik. Mola yerleri oldukça iyiydi ben hamhum gene esnaf yemekleri yedim elbette, diğer turistler yemeklere mesafeli yaklaşıyordu, bense bulduğumu yiyordum.

Neyse uyuya uyuya yaklaşık 10 saatte Surat Thani’deydik. Burası merkez, aynı muğla gibi, yazmıştım önceden de. Buradan minivan ile gideceğiniz yere dağılıyorsunuz. Yanımızda çiftler, yalnız seyahat edenler, her yerde uyuyan bir amca ve bir de gergin bir tay var.

Sabah sabah nerede olduğunu bilmediğim bir yerlerdeyiz, açız, yiyecek adam gibi birşey de yok. Bekle de bekle. Bu Tayland'da herşey iyi hoş da hintli ağırlığı var, shanti shanti. Otobüs ne zaman gelir? Gelir gelir… Ne zaman? Hemen hemen… bekle de bekle, neyse, 2 saat orada takıldık, sonra bir tuktuk bizi aldı ve başka bir bekleme yerine bıraktı. Neyse, yine bekliyoruz, sona kaldık, otobüs yok, gelen otobüsleri de anlamıyoruz ki her şey tayca yazıyor. Sonunda geldi bir tane local bus, herkes yerli, bayılırım bu işe, koyulduk yola.

Khao Sok, 2 saat kadar uzakta. Deli gibi açız. Bir garda duruyoruz, içeri yemek satıcıları giriyor. Harika… Hemen kızarmış tavuk, pirinç ve salapao kapıyoruz. Salapao ile burada tanıştım, içi domuzlu puf puf bişi, ben ona puf diyorum. Bizim Karaköy böreği gibi de tatlı, bayıldım. Tavuk da acı değil. Yiye yiye gidiyoruz. Yol şahane, şehirden uzaklaştıkça ve güneye indikçe nasıl yeşil, nasıl yeşil anlatamam. Her yer bolluk bereket, her yer hindistancevizi, palmiyeler... Bol bol da begonvil gördüm.

Hava çok nemli ve sıcak. Aralık ayı, kıştayız, 32 derece. Şansımıza yağmursuz 2 gün geçirdik, haliyle burası çok yağmur alıyor. Otobüs duruyor ve bize geldiğimizi söylüyor, hemen sağdan kıvrıla kıvrıla ağaçların ardından bir yol giriyor, bir de durak var, kalacağımız yerden bizi almaya gelecekler çünkü kısa da olsa yol var arada. Bizim mekan tam ormanın girişinde, nehrin kenarında. Arkası açık bir van ile alıyorlar bizi, nasıl sessiz, nasıl huzurlu… Çok beğendim daha ilk andan burayı. Sonra konakladığımız yere geldik, pek temiz, güzel bir alan, yemyeşil, her yer acaip bitkiler dolu, ee yağmur ormanı tabii… Orkideler fışkırmış her yerden, garip böcekler, kuş sesleri, değişik çekirgeler, her şey var. Muhteşem doğa, merhaba : )

Bizim ev

Otobüs bileti ile odayı bir arada aldığımız için tam fiyatını bilmiyorum ama oldukça uygundu konaklama ücretleri, üstelik bu mekanın yemekleri de harikaydı ve pahalı da değildi. Yağmur ormanında bungalovda kalacak olmak değişik bir kafa, çünkü geceleri yılanlar ve böcekler oluyor. Tanımadığımız envaı çeşit böcek olmalı elbette ki. Odada cibinlik var, süper, gerisi önemli değil, temiz, tv bile var ama kim tv izler ki…


Bizim evin önünden manzara


Evden restorana gidiş


Burası ulusal parkın girişi, bizim mekân içinde kaldığı için giriş parası da ödememiş olduk

Çalışanlar çok ilgili ve sıcak ama görevli gencin İngilizcesi çok çok kötü, neyse önemi yok, anlaştık bir şekilde.


İşte odamız, bayılırım antin kuntin yerlere


Balkonumuz, balkonumuzun önündeki dev tik ağacımız ve nehir

O kadar yorgunluğun üsüne ilaç gibi geldi doğrusu, tertemiz yataklar, sessiz bir ortam. Burada neler yapılırdı acaba. Yerleşip bir duş alıp restorana gidiyoruz, bir şeyler içip, ertesi gün için aktivitelere bakıyoruz.

fil safarisi:  http://www.treetopsriverhuts.com/activities/elephant-trek-khaosok-thailand
kano: http://www.treetopsriverhuts.com/activities/canoeing-khaosok-thailand
trekking: http://www.treetopsriverhuts.com/activities/trekking-khaosok-thailand

Bunlar bizim seçtiklerimizdi, alan çok geniş, bazen 7-8 km. yürüyüşün ardından gece kamp yapanlar oluyormuş. Rehbersiz gece kalamazsınız, orman tehlikeli. Günlerce süren turlar var. Biz ilk gün sadece kısa yoldan ilk 2-3 rotayı yaptık. Hem yol yorgunluğu hem de aşırı sıcaktan çok gidemedik, zaten akşam güneş batarken dönmek zorundasınız. İlk gün rehber almamıştık. Yol güzeldi, yer yer dar ve tehlikeliydi de. Ayakkabı giydik bu sıcakta mecburen. Özellikle yılanlara dikkat edilmeli.

Yolda patika işaretlenmiş, bizden başka kimsecikler yok, insan olarak yani. Arada hışırtı çıtırtı falan duyduk bol bol, çok film izlediğimden iz sürmeye bile çalıştım. Bu ormanda kaybolmak istemezdim ama açıkçası.


Dikkat fil!


Birtakım değişik mantarlar

Yağmur ormanı büyülü bir yer. Havası ve verdiği his çok farklı, zaman 1000 yıl öncesinde durmuş sanki, ağaçlar dev gibi. En çok bambular hoşuma gitti, haliyle bambu ormanı hiç görmemiştim. 2-3 saatimiz burada geçiyor, hava kararacağı için dönüşe geçiyoruz. Burada hayat sakin, güneş battı mı yemek yiyip yatmak lazım, ertesi gün trekking var, enerji toplamalıyız.


Akşamüstü civarda keşif


Tatlı-ekşi soslu domuz, inanılmaz lezzetliydi yemekler. Tıka basa yedik.


veee ertesi gün, 13 saat uyumuşum, muhteşem güneşli bir gün ve bu da prenses yatağım. Çok mutlu bir gün.

Kahvaltının ardından, rehberimiz Kai geliyor ve yarım günlük trekking de başlıyor. Yol dünkünden kolaydı, dümdüz, bol ağaçlı, uzun bir yol, sık sık insanlarla karşılaştık. Fiks mekanlara gittik; şelale, maymunlar, büyük ağaçlar vs. Ben şelalede yüzdüm.


Kayalıklarda oturdum, düşündüm, anın tadını çıkarttım, rehberimiz de sigarasını tüttürdü o esnada. Tütünü muz kabuğuna sarıp içiyor, güzel kokuyordu.

Kendimce aktiviteler bulup eğlendim, yorucu bir trekking değildi, öğlen yemeği için döndük, yine duş alıp dinlendik ve harika yemekler hazırlanmıştı bizim için.

Klasik Thai usulü yemek, muz yaprağında, Kerala'da da böyleydi yemekler; sebzeli fried rice, çorba, kızarmış sebzeler ve sos. O kadar acıkmıştık ki hepsini yedik, öğleden sonra file binip kano yapacağız.


Chang birası süper, "Chang" fil demek

Öğleden sonra yine arkası açık bir van bizi alıyor ve file bineceğimiz yere götürüyor, yanımızda 2 çocuklu bir İtalyan aile de var. File binmek harika ama tabii bu hayvanları burada ne şartlarda tutuyorlar bilmiyorum, hayvan hakları konusunu düşünmemiştim, yine de bu ulu ve güzel varlıkların turistik amaçla kullanılması çok hoşuma gitmedi. Binmiş olduk. Fil çok büyük, çok ağır hareket ediyor, daha önce deveye bindim ama fil çok daha farklıydı.

Filler unutmaz derler. Kulakları kocaman, hortumu şiirsel. Üstünde gitmekse bir denge işi, çok kolay değil, tırmanışta ve yokuş inerken hakikaten zor.

Gezinin sonunda bizi taşıyan yaşlı arkadaşımıza veda ediyoruz, çok güzelsin, şeker kamışı yediriyoruz ve ardından bakakalıyoruz. Sanırım bir daha asla karşılaşmayacağız bu hayatta…

Chang

Sonra hep beraber, İtalyanlarla beraber kanoya gidiyoruz, bu esnada 4 kişi daha katılıyor bize. Çok eğleniyorum : ) İtalyanlar süper gürültücü, biz filin tepesinde fısıltı ile konuşurken, onlar çığlık çığlığa biniyorlardı. Ormanda yüksek insan sesi rahatsızlık verici.

Gelelim kanoya… Nasıl huzur buldum o cam gibi sakin sularda, sessiz doğanın kollarında yenilendim diyebilirim, çok sevdim. Huşu içinde uyuyakalacaktık öyle de mayıştık.

Arada mola verip yüzdük ve sonra harika bir akşam yemeği için evimize geri döndük.

Eğer yolunuz buraya düşerse bu aktiviteleri tavsiye ederim. Tayland'ın doğal güzelliklerinden kesinlikle faydalanmak lazım, gelip de görmemek olmaz, muhakkak görülmeli bence.

 

Berrak Chi

Yazar Hakkında

Berrak Chi

Şu hayatta tek istediğim şey, dönmemecesine uzun bir dünya seyahatine çıkmak.