Tazmanya Canavarı ve Hobart

450.000 nüfusu olan Tazmanya, Avusturalya’nın güneyinde küçük bir ada.  Tazmanya 12.000 yıl önce Avusturalya’ya bitişikmiş. Eriyen buzullar neticesinde Tazman Denizi ve Bas Boğazı ile Avusturalya’dan ayrılmış. Avusturalyalı’lar Tazmanyalı’ları pek sevmiyorlar. Onlara Avusturalya’nın köylüleri diyorlar ve biraz hakir görüyorlar.

Tazmanya'nın yüzölçümü 90 bin kilometrekare. Topraklarının %20’si tarıma elverişli. Burada tarım, hayvancılık, ormancılık ve turizm çok önemli. En çok ektikleri ürünler ise tatlı patates ve yer elması. Endüstri çok gelişmemiş olsa da Hobart’ta gemi yapımcılığı ileri seviyede.

Abel Tazman anısına adaya Tazmanya adı verilmiş.

Biz Avustralya seyahatimizin devamı olarak Tazmanya'yı ziyaret ettik. Öncelikle Avustralya'nın Melbourne kentinden 1,5 saatlik uçuşla  Tazmanya’nın en önemli şehri olan Hobart’a ulaştık. Hobart bir nevi Tazmanya'nın giriş kapısı gibi.

Tazmanya’nın en önemli şehri olan Hobart, Dünya’nın en temiz havasına sahipmiş. Burası aynı zamanda Avusturalya’nın en eski 2. şehri.

Hobart’ın nüfusu 150.000 kişi. Yani neredeyse Tazmanya nüfusunun üçte biri Hobart'ta yaşıyor.

1796 senesinde Kaptan Cook buraya geldikten sonra Fransızlar da bu bölgeye yerleşmek istemişler. Bu nedenle, İngilizler burada hızla kolonyal çalışmalara başlayıp, burayı koloni haline getirmişler.

Hobart çok yeşil bir şehir. %20’si orman. Bu sebeple yağışı da çok alıyor. Bu da park ve bahçelerin çok güzel ve diri olmasını sağlıyor. Doğayı çok iyi koruyorlar. Ağaç kesimi, avlanma, toprakların tarıma açılması kesinlikle yasak ve cezası da çok çok ağır.

Hobart'ta Gezilecek Yerler ve Yapılacak Şeyler

2800 metre yükseklikteki panoramik bir tepeye çıkıyoruz. Manzara muhteşem. Dağlarda toprak yok, her taraf volkanik kaya.

Daha sonra sahile iniyor, akabinde botanik bahçesine gidiyoruz. Burada da yeşillikler, geniş parklar, çok bol ve büyük çiçekleri gördükten sonra otelimize dönüyoruz.

Ertesi gün motorla Derbent nehrinde geziye çıkıyoruz. Sanki haliç gibi, denizden içeriye doğru ilerliyoruz. Bu tur esnasında yeşilin maviye dokunduğu manzaraları izliyoruz. Turun ardından Hobart müzesine gidiyoruz.

Soyu tükenmiş bir tür: Tazmanya Canavarı

Tazmanya’nın bir özelliği de çizgi filmlere de konu olan Tazmanya canavarı. Ama maalesef soyu tükenmiş. Ancak müzede doldurulmuş halini gördük. Hayalimizde canlandırdığımız gibi büyük bir hayvan değil, kedi büyüklüğünde. Fare ile sincap karışımını andıran bir hayvan. Çenesi ve dişleri çok kuvvetli olan saldırgan bir hayvanmış. Göğüs kısmında iki beyaz şerit var.

Yine burada Dingo adlı bir köpek cinsi görüyoruz. Bu da yine çok vahşi bir köpek türü. Bu müzede aynı zamanda doğal taşlar ve doğal yaşam sergilenmiş. Mutlaka görülmesi gereken bir müze.

Saat 17:00'den sonra Hobart'ta hayat duruyor.

Tazmanya'da dükkanlar akşam üzeri saat 17:00’de kapanıyor. Bu saatten sonra kesinlikle açık bir yer bulamıyorsunuz. Mutlaka akşam üzeri saat 17:00’ye kadar karnınızı doyurun. Bu saatten sonra gece ölü şehre dönüyor. Tek açık restoranlar otellerin içindeki restoranlar.

Hobart’ta da ünlü bir Elizabeth caddesi var ama bu cadde alışveriş merkezleri ile dolup taşmıyor. Bu cadde üzerinde tek ya da iki katlı binalar çoğunlukta. Bu binaların bir kısmı dükkan. Zaten şehirde çok sayıda gökdelen görmüyorsunuz.

Hobart’ta en fazla dikkatimizi çeken şeylerden biri de metalden yapılmış çeşitli heykel ve koltuklar oldu. Bu güzel sanatsal ve işlevsel çalışmalar caddelere ara ara serpiştirilmiş.

Diğer dikkatimizi çeken şey ise şık giyinmiş bayanların bazılarının ayakkabı giymemesi ve çıplak ayaklarla yürümeleri oldu.

Caddelerde ışıklar haricinde, yaya geçitlerinde “sağa bak, sola bak” diye uyarı yazıları koymuşlar. Caddede geçiş üstünlüğü yayanın.

Buradaki insanlar çok güler yüzlü ve yardımcı. Alışverişte asla pazarlık edemiyorsunuz. Sokak pazarlarına da hiç rastlamadık.

Hayvanları öyle istediğiniz saatte gezintiye çıkartamıyorsunuz. Bu konuda , hayvanların gezdirilebileceği saatleri tabelalarda belirtmişler. Ancak o saatte gezdirebiliyorsunuz.Hobart’ta meyve çok bol ve karpuzların hepsi çekirdeksiz.

Hobart’a girişte hiçbir şekilde yiyecek, içecek sokamıyorsunuz. Eğer çantanızda, valizinizde yiyecek, içecek varsa, havaalanında problem yaşamanız çok muhtemel. Aynı ülke içinde bile (iç uçuşlar da dahil) kesinlikle yiyecek, içecek sokulmuyor.

Hobart’ın olmazsa olmazları:

  • Metal heykel ve koltuklar,
  • Geniş park ve bahçeler,
  • Tazmanya canavarı,
  • Dingo köpeği,
  • Akşam 17:00’da kapanan dükkanlar,
  • Ayakkabısız şık bayanlar,
  • Yaya geçitlerinde yerlerde sağa bak - sola bak yazıları,
  • Hayvanların gezdirilebileceği saatleri belirten tabelalar
NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.