Türk Çeşmesi, Kuyusu, Köprüsü ve Caddesiyle Çernivtsi

Ukrayna’ya gittiğimde, bir zamanlar Türklerin at koşturduğu, kalelerinde Türk bayraklarının dalgalandığı şehirleri görmek istiyordum. İlbav (Lviv), Çernivtsi > Hotin > Kamaniçe > Kiev güzergâhını izlediğim gezinin Çernivtsi ayağını 1 günde tamamladım. Çernivtsi küçük bir şehir olduğundan kısa sürede yaya olarak gezilip bitirilebilir.

İlbav’dan (Lviv) ve Kiev’den Çernivtsi’ye ulaşım en kolay demiryolu ile sağlanıyor. Otobüsler de var ama 5-6 saatlik yol, Ukrayna’nın eski otobüsleri ve bakımsız yollarıyla asla çekilmez. Gar ile şehir merkezi arası biraz uzak. Taksiyle normalde 20 Grivna’ya gidebilirsiniz. Fakat taksiciler sizden 40-50 Grivna talep edeceklerdir. Sıkı pazarlık edin. Taksimetre olan araçları tercih etmeye çalışın.

Çernivtsi Garı

İlk uğramanız gereken yer turizm ofisi olmalı. Buradan şehir haritası alabilir; sormak istediğiniz ne varsa sorup öğrenebilirsiniz. Zira şehir oldukça turistik olmasına karşın, neredeyse kimse İngilizce bilmiyor.

Turizm ofisinden çıkınca şehirde ilk karşılaştığım tarihî yapı, gözalıcı pembe rengiyle Holovna Caddesi’ndeki “Kutsal Ruh Katedrali” oldu. Zaten Ukrayna’da neredeyse tüm Ortodoks kiliseleri böyle capcanlı renklerle boyanıyor. Biraz şanslıysanız içeride bir ayine, vaftiz ya da evlilik törenine denk gelebilirsiniz. Gerçekten çok garip gelenekleri var Ortodoksların…


Kutsal Ruh Katedrali, nâm-ı diğer Pembe Katedral

Katedralin tam karşısında bir meydan var. Birkaç anıt, çevresinde birkaç ihtişamlı bina bulunuyor. Biraz bakındıktan sonra sokaklardan birini seçip şehrin Merkez Meydanı’na “Tsentralna Ploşça”ya indim. Burada şehrin masmavi boyanmış belediye binası yer alıyor. Meydana açılan ara sokaklardan biri “Teatralna Ploşça” yani Tiyatro Meydanı’na bağlanıyor. Bir koşu orayı görüp doğruca asıl bulmak istediğim yere gitmek istiyorum… Şehirdeki yegâne Türk izlerinin bulunduğu semt… Türk Caddesi, Türk Köprüsü, Türk Kuyusu ve Türk Çeşmesi…

Elinizde bir şehir haritası yoksa yolunuzu bulmakta oldukça zorlanabilirsiniz. Ben harita olmasına karşın eski Türk mahallesini bulmakta zorlandım. Biraz yardımla, zorlanarak da olsa sonunda buldum ve başladım keşfe. Aradan geçen yıllar, maalesef pek bir şey bırakmamış geriye. Türk Caddesi ve Türk Köprüsü’nün yalnızca adında görülüyor Türk izi. Yoksa ne evler Türklerden kalma, ne de köprü. Köprü belli ki sonradan yıkılıp yeniden yapılmış ama adı yine Türk Köprüsü kalmış.


Türk Çeşmesi

Meydandaki asıl önemli Türk yapıları, Türk Kuyuları ve Türk Çeşmesi. Türk Kuyusu dedikleri yer yan yana açılmış üç geniş kuyudan oluşuyor. Üzeri camla kapalı ama turistler buna rağmen bozuk paralar atarak bir dilek kuyusuna dönüştürmeyi başarmış burayı. Kuyunun hemen çaprazındaysa bir meydan çeşmesi bulunuyor. Eskiden çeşme üzerinde işlemeler ve musluklar da varmış ama bugün yüzeyi yalnızca düz mermer.

Yokuş olan Türk Caddesi’ni çıkınca rotam üzerindeki bir diğer tarihî kiliseye vardım. Ermeni cemaatine ait olan bu kilise de dışarıdan çok güzel görünüyor. Fotoğrafladıktan sonra yoluma devam ederek Çernivtsi’nin o meşhur Avrupaî caddesine, Olha Kobilyanska Caddesi’ne geldim.

Yayalaştırılmış bu geniş cadde şehrin en iyi kafe, restoran ve mağazalarına evsahipliği yapıyor. Çernivtsi’nin İstiklal Caddesi diyebiliriz. Bol bol bakıp fotoğraf çekerek yürüyorum boydan boya. Cadde üstünde birkaç müze de var. Dilerseniz gezebilirsiniz. Benim Çernivtsi’de yalnızca bir günüm var ve daha sırada görmem gereken çok önemli bir durak ile doyurmam gereken çok aç bir karın var! O yüzden müzeleri es geçiyorum. Genel anlamda Ukrayna müzelerinin biraz vasat olduğunu da belirtmek isterim.


Kobilyanska Caddesi

İkinci Dünya Savaşı’na değin kentte hatırı sayılır oranda Musevi nüfus bulunuyormuş. Ukraynalılar, Rumenler, Lehler, Almanlar, Türkler ve Museviler tarihin çeşitli dönemlerinde bir arada yaşamışlar burada. Fakat bugün Çernivtsi bu özeliğini yitirmiş. Nüfusun büyük çoğunluğu Ukraynalılardan oluşuyor. Ancak, bu eski kültürlerin izleri hâlâ sürülebiliyor arkalarında bıraktıkları binalarda…

Çernivtsi’nin en önemli yapısı kızıl tuğladan yapılan meşhur üniversite binası olsagerek. 1864-1882 yılları arasında Çek mimar Josef Hlávka tarafından yapılan bina, aslen din adamlarının ikâmetgâhı olarak tasarlandıysa da içindeki dersliklerde en başından beri ilahiyat eğitimi verilmiş. Sovyet döneminde din eğitimi durdurulmuş. İkinci Dünya Savaşı’nda yapı büyük zarar görmüş. Ukrayna bağımsızlığını ilan edince ulusal miras ilan edilip koruma ve onarım çalışmaları başlatılmış. Onarımın sonunda bina yeni haliyle UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası olarak kayıt altına alınmış. Bizans, Mağrip ve Endülüs mimari esintilerini harmanlayan çok değişik bir yapı olan Çernivtsi Üniversitesi yerleşke binaları gerçekten etkileyici ve görmeye değer. Turla ya da bağımsız olarak gezebilirsiniz.


Çernivtsi Üniversitesi Yerleşkesi

Benim günübirlik Çernivtsi maceram, üniversite yerleşkesini ziyaret ettikten sonra sona erdi. Buranın ardından otobüse atladım ve Türk izleri taşıyan bir diğer kent olan Hotin için yola çıktım.


 
***cokgezencocuk.blogspot.com.tr adresinden ziyaret ettiğim birçok şehir ve mekânla ilgili değerlendirme yazılarımı okuyabilir; gezimanya.com’daki profil sayfamdan (gezimanya.com/ruchan-ozculer) diğer gezi yazılarıma ulaşabilirsiniz. İyi gezmeler!

Rüçhan Özcüler

Yazar Hakkında

Rüçhan Özcüler

Seyahat etmeyi çok seviyorum ve gördüğüm yerleri anlatmaktan büyük zevk alıyorum. Ne yazık ki herhangi bir şehre nasıl gideceğinizi, orada neler yapacağınızı öneren çok fazla Türkçe kaynak yok.