Vietnam'In Başkenti Hanoi

"S" Şeklindeki Ülke: Vietnam

85 milyon kişilik bir ülke Vietnam. 331.000 kilometrekarelik alanı kaplayan Vietnam “S” harfi şeklinde ve şeklen dragon’a benziyor. Kimisi ise Vietnam’ın haritadaki şeklini Vietnamlıların omuzlarında taşıdıkları uzunca bir çubuk ile bağlı olan iki sepete benzetiyor.

Vietnam’da yaşayan halka Vietler deniliyor. Vietnam nüfusunun %80’i Budist. Diğer öne çıkan din ise Taoizm. Konfüçyüs akımı da oldukça yaygın.

Viet halkı yaklaşık 2500 senedir burada. Vietnam MÖ 2. yüzyılda Çin’in hegamonyasına girmiş. Bu sebeple de kendilerine Çin’in güneylileri diyorlar. MS. 1000 senesine kadar da Çin’in sömürgesi olarak kalmışlar.

Gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan Vietnam’da kişi başına düşen milli gelir 3.500 $ olarak görünse de, halkın satın alma gücüne göre reel rakam 730 $ civarında. Hızla kalkınan bir ülke durumunda olsa da halk çok fakir. Bir tas pirinçle idare ediyorlar. Bu kadar yoksulluğa rağmen çok güleryüzlüler. İnsanlar birbirleri ile barış içinde yaşıyorlar. Bağırış çağırış, kavga, gürültü yok.

Gürültüye neden olan tek şey ise diğer Asya ülkelerinde de olduğu gibi korna. Çok fazla korna kullanıyorlar. Otoyollarda bol bol ters yöne giden araçlar görebilirsiniz. Burada trafik kuralları teorikte olsa da, pratikte uygulanmıyor.

Vietnam’a gelen yıllık turist sayısı 3,5 milyon kişi. Bunu arttırmak için yoğun bir biçimde turizme yatırım yapılıyor. Diğer geliştikleri sektörler ise tekstil ve endüstri. Nike ve Adidas gibi ürünler burada yapılıyormuş. Petrol’de kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeydeler.

Vietnam’da taşımacılıkta nehirlerin önemi büyük. Nehirler aracılığı ile taşımacılık yapılıyor.

Dünyada karabiber ihracatında birinci, pirinç ihracatında ise ikinci sıradalar. Ülke genelinde işsizlik oranı çok yüksek değil, %2 civarında. Ancak verilen ücretler düşük olduğundan halk yine de sıkıntı çekiyor.

Vietnam kahvesi dünyaca ünlü. İsmi Vizul yani Gelincik kahvesi. Aslında bu Copy Luvak olarak da biliniyor. Bu kahve dünyanın en pahalı kahvesi. Gelinciğe benzeyen bir hayvana kahveyi yediriyorlar. Hayvan dışkıladığında ise kahve tekrar işleme sokuluyor.

Pirinç ihracatında dünyada ikinci sırada yer alan Vietnam’da doğal olarak en çok tüketilen besin de pirinç. Her öğün de mutlaka pirinç yiyorlar. Bunun yanı sıra halkın snack dediği atıştırmalık yiyecekler de mevcut. Ancak bu snackler kızartılmış böceklerden oluşuyor. Kızartılmış karaböcek, ipek böceği, çekirge, tarantula örümceğini çerez gibi yiyorlar. Açıkçası biz denemeye cesaret edemedik. Bu böcekler en zengin protein kaynakları durumunda.

Vietnam’ın Asya’ya hitap eden bir sinema sektörü var. Çok miktarda Vietnam filmi de çekiliyor.

Batı’nın Vietnam’a ilgisi 16. yüzyıllarda başlamış. Önce Portekizlilerin, sonra Hollandalıların ardından da Fransızların egemenliği altına girmişler.

19. yy’da Fransızlar ile İngilizler Mekong deltasında savaşmışlar ama bir türlü yenişemeyince bir anlaşma yaparak, Tayland’ı arada tampon bölge olarak konumlandırmışlar. Bu sebeple de Tayland sömürgeleşmeyen bir Asya ülkesi olmuş.

Fransızların sömürgeleştirme hareketi 1845’e kadar devam etmiş. Yalnız 2. Dünya harbi (1942) çıktığında Japonlar tarafından 1945 senesine kadar işgal edilmiş. 2. Dünya savaşında Japonlar yenik sayılınca çekilmişler. Bunun hemen ardından ise bu kez Vietnamlılar Fransızlara karşı bağımsızlık savaşı vermeye başlamışlar. 1954 senesinde ise Fransızlar’a Amerika’nın yoğun desteği olmasına rağmen Fransızlar yenilmişler.

Bu defa da Amerika, bu kadar desteğe rağmen Fransızların işi becerememesine çok bozulmuş. Bu nedenle Vietnam’ı kuzey (komünist) ve güney (kapitalist) olmak üzere ikiye bölmüşler. Ardından da güneyi destekleyerek, Güney Vietnam ile birlikte Kuzey Vietnam’a saldırmışlar.

1959 senesinde çok üzücü bir savaş yaşandı. 16 sene süren bu üzücü savaş 1975’te Amerikalılar’ın yenilgiyi kabul etmesi ile sonuçlandı. Savaştan sonra ise Kuzey Vietnam, Güney Vietnam’a girdi. Vietnam’ın başkenti olan Saigon’u aldı. Savaş kahramanları olan Ho Chi Ming’in adını Saigon şehrine verdi.

Vietnam hem doğası, hem tarihi ile kesinlikle görülmesi gereken eşsiz bir ülke. Vietnam'ın başkenti Hanoi'de konaklarken muhteşem Vietnam yemeklerinden tadabileceğiniz Hanoi La Siesta Hotel & Spa ve Hanoi Charm Hotel gibi oteller mevcut.

Başkent Hanoi Efsanesi

Vietnam’daki ilk durağımız başkent Hanoi. İstanbul’dan Hanoi’ye Singapur üzerinden aktarmalı olarak tam tamına 24 saatte ulaşıyoruz.

Hanoi, 1954-1976 yılları arasında Kuzey Vietnam'ın başkentiymiş. Uzun yıllar boyunca da Fransız sömürge yönetiminin merkezi olmuş. Ancak 2. Dünya Savaşı sırasında Japonya tarafından işgal edilmiş. 2 Temmuz 1976’dan bu yana ise Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti'nin başkenti.

Hanoi'nin nüfusu yaklaşık 6,5 milyon kişi. Sahip olduğu nüfus ile Vietnam’ın ikinci büyük kenti durumunda. Özellikle son yıllarda inşa edilen yapıları ve gösterdiği gelişme ile güneydoğu Asya’nın yükselen yıldızı olarak ifade ediliyor.

Şehir, merkezde yer alan Hoan Kiem Gölü çevresinde kurulmuş. Hoan Kiem Vietnam dilinde “iade edilen kılıç” anlamına geliyor. İsim ise şöyle bir efsaneden kaynak alıyor. Çinlilere karşı savunma yapabilmesi için Kral Le Loi’ye Tanrılar tarafından büyülü bir kılıç veriliyor. Daha sonra kral gölde bot ile gezinti yaparken dev bir kaplumbağa ile karşılaşıyor ve bu dev kaplumbağa kralın elinden kılıcı geri alarak gölün derinliklerine doğru gözden kayboluyor. Kılıcı suyun derinliklerinde Tanrılara geri iade ediyor. Bir söylentiye göre bu gölde hala dev kaplumbağalar yaşıyormuş.

Bu efsane de Water Puppet Theater denilen Su Kukla gösterisinde canlandırılıyor.

Göl özellikle akşam üstü saatlerde oldukça etkileyici bir görüntü sunuyor. Göl ve çevresi halkın en önemli dinlenme yerlerinden biri. Aynı zamanda sabah saatlerinde insanlar burada toplu olarak “tai chi” yapıyorlar, öğleden sonra ise göl kenarında oturup kitap okuyorlar.

Ngoc Son Tapınağı

Biz de ilk olarak bu gölün üzerinde yer alan Ngoc Son Tapınağı’na gidiyoruz. Tapınağın girişinde ufak taştan oyulmuş minik tapınma alanlarının içerisinde ateş yanıyor. Buraya gelen kişiler ellerindeki deste deste sahte paraları bu ateşe atıyorlar. İnanışlarına göre, bunu ölmüş yakınlarının ruhları için yapıyorlar, ateşe attıkları bu paralar, doğrudan kaybettikleri yakınlarına ulaşıyor ve onları ihtiyaçlarını karşılamasında yardımcı oluyormuş.

Diğer bir konu da şehirdeki insanları ölünce yakılıyor, köydekilerin ise gömülüyor olması. Bunun sebebi ise daha çok gelir ile alakalı. Yakılma olayı gömülmeye oranla daha masraflı olduğundan ve kırsalda yaşayanların gelirleri daha limitli olduğundan böyle bir şeyi tercih ediyorlar.

Ardından gölün üzerindeki tapınağa ulaşıyoruz.

Bol bol tütsü eşliğinde bu tapınağı da gördükten sonra ayrı bir bölümünde yer alan mumyalanmış dev bir kaplumbağayı görüyoruz. Burası da Hanoi’de en fazla ziyaret edilen bölgelerden.

Tapınağın yer aldığı bölgeden şehrin manzarası harika görünüyor.

Çok gösterişli olmayan Hanoi başbakanlık binasını da gördükten sonra liderleri Ho Chi Minh’in mozolesine gidiyoruz.

Ho Chi Minh Mozolesi

Ho Chi Minh, 1890 senesi doğumlu. 20 yaşlarındayken Fransa’ya gidiyor. Buralarda komünist derneklerinde faaliyet gösteriyor. 1945 senesinde Fransızlara karşı savaşı başlatıyor ve 1954 senesinde Fransızlara karşı verdiği mücadeleyi kazanıyor. 1959’da da Amerikalılar ile savaşıyor.

1969 senesinde vefat eden Ho Chi Minh, vasiyetinde yakılmayı istemiş. Küllerinin de kuzey, orta ve güney Vietnam’a serpilmesini istemiş. Ancak bu isteğine rağmen 1975 senesinde anıt yapılmış ve cesedini de mumyalamışlar.

Ho Chi Minh’in mumyalanmış cesedi şu an anıtın içerisinde bulunuyor. İnanışlarına göre Ho Chi Minh mumyalanmış olmasına rağmen halen saçları ve tırnakları uzuyormuş. Ruslar mumyalama işini iyi bildikleri için her sene mumyası 15 günlüğüne Rusya’ya gönderilip bakımı yapılıyormuş.

Hanoi’deki en önemli yapılardan biri de tek ayaklı pagoda. Rivayete göre, Kral Le Loi rüyasında Lotus çiçeğinin üzerinde oturan Buda’yı görmüş. Buda, kendisine oğlunun olacağını müjdelemiş. Gerçekten de oğlu olmuş. Kral Le Loi de bunun üzerine tek ayaklı pagoda’yı yaptırmış. Tek ayaklı yaptırmasının sebebi de, suyun içindeki tek bacağın Lotus çiçeğini anımsatıyor olması.

Akılda Kalanlar

Vietnam’daki ilk batılı tarzda üniversite Hanoi’de kurulmuş. Bu üniversite halen Vietnam’daki bilimsel çalışmaların ve araştırmaların merkezi durumunda.

ArdındanHanoi Cezaevi'ni (Maison Centrale) görmeye gidiyoruz. Burası 1890 – 1896 seneleri arasında Fransızlar tarafından yaptırılmış. 500 kişilik yapmış olsalar da, burası hiç 2.000 kişinin altına düşmemiş. Bu cezaevinin bir bölümü yıkılıp yok edilmiş. Bir kısmı ise korunma altına alınarak müzeye çevrilmiş. Görülmeye değer.

Vietnam’da iken mutlaka bir su kukla gösterisine gitmenizi öneririm. Bu gösteri, çeltik tarlalarında çalışırken çocukları ve halkı eğlendirmek amaçlı geliştirilen basit bir kukla gösterisi. Gösteri yaklaşık 1 saat civarında sürüyor.

Şehirde caddelerde dolaşırken, etrafta elektrik kablolarının açıkta olduğu dikkatinizi çekecek. Bu kadar çok dışarıda olan elektrik kablosunu, bir de Bolivya’daki Büyücüler Çarşısı bölgesinde görmüştüm.

Trafikte tam bir keşmekeşlik yaşanıyor. Her taraf motosiklet dolu. Her motosiklette ise neredeyse 3-4 kişi var. Motosiklet ile aklınıza gelen her şeyi taşıyorlar. Kafes içinde domuz, üçlü kanepe, 2 metreye 1 metre büyüklüğünde cam… daha neler neler…

Hanoi’deki binaların cepheleri çok dar. Bir çok binanın da sıvaları dökülmüş vaziyette.

Vietnam’da aile ilişkileri çok önemli. Abilik, ablalık, amcalık, dayılık önemli kavramlar. Aileye verilen önem en üst seviyede.

Okul çıkışında motosiklet ile çocuklarını bekleyen anne ve babalar var. Ufacık motosiklette çocuklarını araya almak suretiyle tost yapıp, 4 kişi (Baba - çocuk 1 – çocuk 2 – anne) biniyorlar. Bir çok motorsikletin aynası bile yok.

Biz de vızır vızır motosiklet trafiği içinden geçerek, Halong Bay’a doğru yöneliyoruz .Vietnam'ın başkenti Hanoi'de konaklarken muhteşem Vietnam yemeklerinden tadabileceğiniz Hanoi La Siesta Hotel & Spa ve Hanoi Charm Hotel gibi oteller mevcut.

HANOİ’NİN UNUTULMAYACAKLARI: Kızartılmış böcekler, motosiklet kullananlar ve trafik karmaşası, açıkta duran çok kalabalık elektrik kabloları, Ho Chi Minh Mozolesi, Tek Ayaklı Pagoda, Su Kukla Gösterisi, Hoam Kiem Gölü ve çevresi, Ngoc Son Tapınağı ve mumyalanmış kaplumbağa.

#Makedonyadan yazılar alanında göster
Kapalı
HÜSEYİN YILMAZ

Yazar Hakkında

HÜSEYİN YILMAZ

 1942 Sinop Ayancık doğumluyum. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunuyum. Mecburi hizmet nedeni ile Hakkari, Yüksekova, Siirt’te görev yaptım.