Ebru Demirel: “Gezdiğim şehirlerde rotayı; lezzet duraklarına, tarihi yerlere, müzelere göre belirliyorum”

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
İflah olmaz bir gezgin, lezzet kâşifi, Anthony Bourdain hayranı, iletişimci ve bilimci adayı, dalıcı ve dalış eğitmeni adayı, süper bir eş, tatlı bir abla, huysuz bir evlat, isteyene iyi bir dost.

Gezmek size ne ifade ediyor? Seyahatlerin hayatınızdaki yeri nedir?
1997 yılında keşfe başladım. İlk keşfim, sinemada tesadüfen tanıştığım bir Türk ve onun eşlik ettiği uluslararası bir grubun sayesinde Genç Tur ile tanışmamla başladı. Uluslararası gönüllü gençlik kamplarının, yapmak istediğim şeylerle örtüştüğünü gördüm ve ilk olarak Çek Cumhuriyeti’ne gittim. Hatta bunun için, sürekli olarak seyahat edilen bir işten, hosteslikten istifa ettim. Kamp, muhteşem bir ilk deneyimdi. Daha sonra Almanya ve Türkiye’de kamplar yaptım. Kamplar sayesinde hem Avrupa’da hem Türkiye’de gezme imkânı buldum. Her yere yalnız seyahat ettim ve bu böyle devam etti. Son olarak birkaç yıl önce gitmiş olduğum Erasmus eğitimi dolayısıyla Avrupa’da birkaç ülkeye gittim.

Ebru Demirel: “Gezdiğim şehirlerde rotayı; lezzet duraklarına, tarihi yerlere, müzelere göre belirliyorum”

Şimdiye kadar kaç ülke gezdiniz?
Rusya, İspanya, Portekiz, Almanya, Fransa, Hollanda, Malezya, Mısır, Çek Cumhuriyeti, Suriye ve Lübnan. 11 ülke ama çok şehir, kasaba, köy. Kıbrıs’ı da ülkeden sayabilir miyim? Çünkü bence Kıbrıs bambaşka bir yer…
 
Bugüne kadar gittiğiniz yerler arasında sizi en çok neresi etkiledi?
Lizbon’a hayran olduğumu söyleyebilirim. Kaldığım hostelin de etkisi olabilir. Çok güzel insanlarla tanıştım. Hatta tanıştığım insanlardan biri Türkiye ziyaretinde düğünümüze geldi. Lizbon’un İstanbul’a benzerliği, eski şehrin eski sokakları, barlar mekânı Bario Alto’nun coşkusu, hepsi beni çok etkiledi.
 
Gezdiğiniz ülkeler arasında tekrar gitmek istediğiniz bir ülke var mı?
Lizbon’a ve Paris’e tekrar gitmeyi çok isterim. Kız kardeşim Berlin’de yaşadığı için her yıl oraya gitmeyi isterim. Fransa’nın Paris dışındaki, özellikle sahil kesimindeki şehirlerine, İspanya’nın kuzeyine gitmeyi çok isterim.
 
Rotanızı nasıl belirliyorsunuz?
Uçuşların ucuzluğuna, mevsimine bağlı. Gezdiğim şehirlerde ise rotayı, lezzet duraklarına, tarihi yerlere, müzelere göre belirliyorum. Bazen amaçsız olarak sokak sokak dolaşmayı seviyorum. Bitpazarlarına gidiyorum.
 
En son nereye gittiniz?
Geçtiğimiz yıl Paris’e gittik. Evlilik yıldönümümüzdü. Bundan sonra her yıl dönümünde bir ülkeye seyahate gitmeye hedefliyoruz.

Ebru Demirel: “Gezdiğim şehirlerde rotayı; lezzet duraklarına, tarihi yerlere, müzelere göre belirliyorum”

Sırada neresi var?
Ljubljana’ya gitmeyi istiyorum.
 
Gezi deneyimlerinizi paylaştığınız blog ya da web siteniz var mı?
Erasmus öğrencisi olduğum dönemde, Almanya deneyimlerimi ve yaptığım seyahatleri bir blogta topladım. http://leipziggunlugum.blogspot.com.tr/
 
Profesyonel olarak dalış yapıyorsunuz. Dalış için gittiğiniz seyahatlerle ilgili deneyimlerinizi anlatır mısınız?
2004 yılından bu yana dalış yapıyorum. Türkiye’de Kaş, Kemer, Sığacık, Bodrum, Saroz Körfezi, Ayvalık gibi birçok yerde dalış yaptım. Yurtdışında Malezya ve Kızıldeniz’de daldım. Kızıldeniz’de özellikle live-on board dalış seyahati, en keyifli, en rahat dalış seyahati bence. İyi bir teknede, çok konforlu bir 1 hafta geçirebilirsiniz. Kızıldeniz’in muhteşem sualtı dünyasına doyabilirsiniz. Malezya gibi uzak noktalar ise özellikle sualtının farklı dünyasını keşfetmek için çok güzel. Şimdiye kadar görmediğimiz sualtı canlılarını Uzak Doğu’da görürsünüz. Bir sonraki dalış durağımın Zanzibar olmasını çok isterim.

Ebru Demirel: “Gezdiğim şehirlerde rotayı; lezzet duraklarına, tarihi yerlere, müzelere göre belirliyorum”

Ebru Demirel: “Gezdiğim şehirlerde rotayı; lezzet duraklarına, tarihi yerlere, müzelere göre belirliyorum”

Seyahatleriniz sırasında sizin gibi gezginlerle tanışıyor musunuz? Hiç enteresan anınız var mı?
Almanya’da 6 ay kaldığım Erasmus döneminde, Lizbon seyahatimde ve çalışma kamplarında güzel dostluklar edindim. Çek Cumhuriyeti, Almanya, Şili, Nijerya’dan arkadaşlarım var, hala görüşüyoruz, haberlerini alıyorum.
 
Seyahatlerim sırasında hiç unutamadığım bir anım var. Almanya’da çalışma kampına katıldığım dönemde, Berlin’den Frankfurt’a trenle seyahat ediyordum. Frankfurt havalimanında uzun bir beklemeden sonra Paris’e uçacaktım. Trende karşımda oturan kız, “havalimanında çok vaktin var, bize gelsene” dedi. Ben de neden olmasın dedim. Marburg’ta trenden indim. Bana yemek ikram etti, şehri gezdirdi ve tekrar tren istasyonuna bıraktı. Tekrar trene binemeyeceğimden, havalimanına geç kalacağımdan çok korkmuştum.
 
Ülkelerin yeme-içme alışkanlıkları çok farklı olabiliyor. Siz gezilerinizde bu durumu nasıl belirliyorsunuz, yemek yemek için nasıl yerler tercih ediyorsunuz?
Yemek konusunda seçici değilim, her ülkede her şeyi yiyebilirim. Seyahatlerde ise ağırlıklı olarak internette tavsiye edilen mekânlara gidiyoruz. Bunun dışında, yol üstünde gördüğümüz herhangi bir yere de yemek yemek için girebilirim. Uygun fiyatlı yerleri tercih ediyoruz ama iyi bir yer için yüksek bir fiyatı gözden çıkarabilirim.

Ebru Demirel: “Gezdiğim şehirlerde rotayı; lezzet duraklarına, tarihi yerlere, müzelere göre belirliyorum”

Kalacak yer olarak tercihiniz genelde nedir? Otel, hostel, kamp vs.
Yalnız seyahat edersem hostelde kalmayı seviyorum. Eşimle seyahat ettiğimde ise otelde kalıyoruz. Bunun yanı sıra başkalarının evinde kalma gibi deneyimleri de yaşamak istiyorum ama eşim çok sıcak bakmıyor.
 
Bugüne kadar gittikleriniz arasında sizi hayal kırıklığına uğratan bir yer oldu mu?
Neden bilmiyorum Barcelona’yı pek sevmedim. Beni içine çekmedi.

Farklı bir ülkeye yerleşmeyi düşündünüz mü? Düşündüyseniz neresi ve neden?
Almanya’ya yerleşmeyi isterdim. Ama Etiyopya’ya yerleşmeyi çok ciddi düşündüm.

Ebru Demirel: “Gezdiğim şehirlerde rotayı; lezzet duraklarına, tarihi yerlere, müzelere göre belirliyorum”

Eğer imkânınız olsa 1 sene izin ve limitsiz para verseler, haydi gez deseler, neler yapar nerelere giderdiniz?
Latin Amerika’yı baştan sona gezerdim. Sonra ABD’yi bir uçtan bir uca gezerdim. Hostellerde kalır, insanlarla tanışır, yarı yerleşik yarı gezgin bir hayat yaşardım. Hatta bir gün mutlaka yapacağım.
 
Gezmeye yeni başlayanlara tavsiyeleriniz nelerdir? Nereden başlamalı, nelere dikkat etmeliler?
Uluslararası gönüllü çalışma kampları iyi bir seçenek. Bunun yan ısıra Interrail ile gezilebilir. Plan yapmadan seyahat, seni nereye götürürse gezmek de iyi bir seçenek. Seyahat etmek için çok paraya ihtiyacınız yok bence.