Esra Sunar: “Adada yeme-içme alışkanlıkları bizim Akdeniz ve Ege mutfağına çok benziyor”

Son dönemde bir Rodos seyahatiniz oldu? Gitmeye nasıl karar verdiniz?
Rodos benim uzun bir süreden beri gitmek istediğim yerlerden biriydi. Hem ulaşımın nispeten kolay olması, hem bizdeki benzer yerlere göre daha hesaplı olması, hem de şehir hengamesinden uzak havasından dolayı Yunan Adaları’nı keşfetmeyi seviyorum.

Esra Sunar: “Adada yeme-içme alışkanlıkları bizim Akdeniz ve Ege mutfağına çok benziyor”

Rodos seyahatiniz öncesinde nasıl bir hazırlık yaptınız?
Fazla bir hazırlık yaptığımı söyleyemem. Otel rezervasyonumuzu yapıp katamaran biletlerimizi internet üzerinden aldık. Takip ettiğim birkaç blogdan ve önceden adaya yolu düşmüş birkaç arkadaşımdan görülecek yerler ve yenilecekler hakkında bilgi almak dışında bir hazırlığım olmadı.

Esra Sunar: “Adada yeme-içme alışkanlıkları bizim Akdeniz ve Ege mutfağına çok benziyor”

Rodos’ta nerelerde kaldınız? Şehir içi ulaşımı nasıl sağladınız?
Rodos’ta “New Town”da sahil kesiminde Meditterenean Otel’de kaldık. Denizin ve plajın yanıbaşında olması, bu oteli tercih sebebimiz oldu. Rodos büyük bir ada. O yüzden toplu taşıma da diğer adalara göre daha gelişmiş. Biz de değişik plajlara gitmek için bu yolu tercih ettik. Ancak marinadan kalkan teknelerle günlük turlara katılıp değişik plajlara gitmek de güzel bir alternatif ya da isterseniz araba kiralayıp kendiniz de gezebilirsiniz. Yolları açısından da benim gördüğüm diğer Yunan Adaları’na göre daha rahat ve güzel yolları var.

Esra Sunar: “Adada yeme-içme alışkanlıkları bizim Akdeniz ve Ege mutfağına çok benziyor”

Ne kadar süre kaldınız?
Marmaris’ten geliş ve dönüşümüz dahil 4 gün kaldık.

Esra Sunar: “Adada yeme-içme alışkanlıkları bizim Akdeniz ve Ege mutfağına çok benziyor”

Rodos’ta yeme-içme alışkanlıkları nasıl? Bize önereceğiniz yeni lezzetler var mı?
Adada yeme-içme alışkanlıkları bizim Akdeniz ve Ege mutfağına çok benziyor ve balık-sebze ağırlıklı. Yeme-içme için “Old Town” yerine “New Town” denilen lokal halkın da yaşadığı bölümü tercih ettik biz. Daha turistik olan “Old Town” gezmek, daha az turistik olan “New Town” ise yemek-içmek için daha cazip kanımca. “New Town”da Louis adındaki restoran hem servisi hem sunulan yemeklerin lezzeti ile sıkça uğradığımız bir yer oldu gezimiz boyunca. Ancak “Old Town” bölgesindeki Sokratous Caddesi üzerindeki şirin kahvehanede mutlaka Türk/Yunan kahvesinin tadına bakmayı ihmal etmeyin. Bir de yine “Old Town”a açılan kapılardan biri olan Eleftherias Kapısı yakınındaki yeni açılan Avergne adlı cafe-restoranı da şiddetle tavsiye ederim. Yemek olarak da balık, karides (özellikle küçük Symi karidesleri) ve kalamar en bilinen tatlar. Tabii bizdeki şiş, orada souvlaki; dolma, dolmades; musakka, moussaka olarak servis ediliyor, yani neredeyse tümü bildiğimiz tatlar...

Esra Sunar: “Adada yeme-içme alışkanlıkları bizim Akdeniz ve Ege mutfağına çok benziyor”

Son olarak Rodos'a gidecek olanlara tavsiyeleriniz nelerdir?
Rodos, diğer Yunana Adaları’na göre oldukça büyük bir ada. Bu yüzden de günübirlik gelmek ve gezmek için pek uygun değil. Tavsiyem, buraya en az 3 gün ayırarak seyahat planlamanız. Bir de “Old Town” gerçekten her sokağını keşfetmekten zevk alacağınız bir bölge, burayı gezmek için de zaman ayırın ama yemek için ana meydanlara değil de arka sokaklardaki veya “New Town”daki daha az turistik mekanları tercih edin derim.