Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
İzmir’de yaşamını geçirmiş, herkes gibi klasik öğretim sürecinden geçmiş, 4 üniversite okuyarak diploma sahibi olmayı reddetmiş birisiyim. Asıl mesleğim proje yöneticiliği ve web yönetimi. Yazılım firmasında ve sanayi üretimi alanında uzunca süre görev aldım. Bütün bu öğretim ve iş hayatı boyunca boş durmayıp yelken, tüplü dalış, kampçılık, dağcılık ve fotoğraf alanlarında eğitim aldım, kendimi sürekli geliştirdim.
Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”

Gezmek size ne ifade ediyor? Seyahatlerin hayatınızdaki yeri nedir?
Gezmek A noktasından B noktasına kadar geçen süredir benim için. Yolculuk – yol almak yolda geçen süreyi belirtir. Seyahatlerim bu süre boyunca yaşadıklarımdan ibarettir. Karşılaştığım insanlarla sohbetlerim, yol boyunca deneyimlediklerim, öğrendiklerim, kazandıklarım ve kaybettiklerimin toplamına seyahat diyorum.
 
Çok uzun süre kısa süreli ve her seferinde içinde geri dönmeyi barındıran seyahatler yaptıktan sonra asıl hedefim olan ömür boyu ve her daim ilerleyen bir seyahati hayat olarak kabul ettim. Artık seyahatin hayatımda bir yeri yok, hayatımın ta kendisi oldu. Düzenli çalıştığım, yıllık izin almamı gerektiren bir işte çalışmıyorum. Bir iki sene sonramı planlamıyorum. Bugün ve bir sonraki adımımı taslak olarak kabul ederek yaşamaya devam ediyorum.
 
Şu an kadar kaç ülke gezdiniz?
Sayısını gerçekten bilmiyorum desem:) Ülkeler saçma sebeplerle harita üzerine çizilmiş çizgiler arasında kalan bölgelerdir. Bugün gidilen bir ülke yarın 5 ülkeye bölünebilir. Bu yüzden kaç ülke gezdiğimin pek anlamı yok. Ülkeler yerine coğrafi bölgeler ilgimi çekmekte. Bu anlamda Balkan coğrafyasının tamamına yakınını, Ege, Akdeniz, Orta Anadolu’nun tamamını, Uzak Doğu, Ege denizi, Adriyatik denizi, Atlantik Okyanusu ve Güney Karayiplerin tamamını, Delta Amacuro bölgesi (Venezuela) ve Brezilya’da Amazon bölgesini gezdim diyebilirim.
Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”
Venezuela
 
Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”
Venezuela

Bugüne kadar gittiğiniz yerler arasında sizi en çok neresi etkiledi?
Bölgeleri karşılaştırmak yanlış olabilir. Dünya üzerindeki her yer etkileyici sanırım. Bulunduğunuz yere nasıl baktığınız ve orada neler yaşadığınızla ilgili. Balkan coğrafyasının insanları ve sosyal hayatı, Karayipler’in yaşam tarzı, Delta Amacuro’nun el değmemiş jungle yaşamı birbirinden ilginç ve etkileyici yerler olarak kafamda durmakta.
Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”

Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”

Herkes sizi drummerlizard olarak tanıyor? Nedir drummerlizard? ve neden bu isim?
Drummer – Lizard internette kullandığım çok eski bir takma isim. Drummer – baterist olan babama bir gönderme aslında. Ben de kendi çapımda perküsyonla ilgilendiğim için kullanmayı seçtim.
Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”
Lizard ise 1998 yılında ilk kez internetle tanıştığım zaman BBS sisteminde açtığım ilk kullanıcı adı. The Doors’un solisti Jim Morrison’a bir göndermedir. Bilenler bilir:)
Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”
 
Bize biraz seyahat etme mantığınızı anlatır mısınız?
Çok bir mantık yok aslında. Bir gün aklımda şimşekler çakıyor, Dünya’yı görme vakti geldi diyor. Nereden başlayacağımı bilmez halde iken en ucuz bileti Sırbistan’a buluyorum ve oraya giderek yolculuğumu başlatıyorum. İlk adımdan sonra her şey aynı mantıkla ilerledi.
Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”
 
Sandrine ile tanıştım ve haydi yürüyelim dedik. Sonrasında “hep hayalimdi Okyanus geçmek, haydi tekne bulalım” dedim, Okyanus’u geçtik. Gittiğimiz yerlerde kalacağımız süre ve imkanlarımıza göre hareket ediyorum.
Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”
 
Kural basit, her daim bir sonraki adımı planlıyorum. İki – üç adım sonrasına vakti geldiğinde karar veriyorum.
 
Gideceğim yerler ve yapacağım seyahatin belli kavramlara uygun olmasına özen gösteriyorum. Mümkün olduğunca bilinmeyen, gidilmemiş hatta haritada olmayan yerlere ulaşmak, şehirlerden uzak durmak ve Türk vatandaşlarından vize istemeyen ülkelere gitmek ön şart.
 
Yürüyerek bir Balkanlar turu gerçekleştirdiniz. Yürüyerek gezmek herkesin yapabileceği birşey değil. Size göre artı ve eksileri neler?
Adım adım seyahat etmek, hele ki uzun mesafeler ve süreler söz konusu olunca fiziksel ve ruhsal anlamda çok yorucu geçmekte. Belirtmek isterim ki son derece sıkıcı olabiliyor. Saatlerce çevreniz hiç değişmeden yol almak yeni yüzyılda insanların pek alışık olmadığı bir durum.
Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”

Gelişen teknoloji ve yaşam şartları bize ayaklarımızın varlığını ve işlevini unutturdu maalesef. Benim için en büyük artısı ayaklarımın ne işe yaradığını anlamak oldu diyebilirim. Bunun yanında sabretmeyi ve belirsizliklerle dolu bir yaşamı sakince planlamayı, stresle başa çıkmayı öğretti.

Her şeyden önemlisi ise aylar süren yürüyerek seyahat sırasında kendimle yüzleştim. Kim olduğumu anladım. Olaylara nasıl tepkiler verdiğimi öğrendim. Yol boyunca karşılaştığım hemen hemen herkesle az ya da çok sohbetler ettim. Bunların ışığında insanların nasıl farklı hayatlar yaşadığını, düşüncelerini öğrendim.
Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”

Bir kere yürüyerek seyahat etmeye alıştınız mı başka hiç bir seyahat şekli keyif vermez oluyor. Ne bisiklet ne motosiklet ne araba ne uçak. Yürümenin yerini tutacak başka bir araç maalesef yok. Bu da hayatıma dair büyük bir kayıp olarak durmakta.

Yürüyerek gezmeyi planladığınız yerlerde rotayı nasıl belirliyorsunuz?
Çok basit bir yöntemimiz vardı. Elimizde harita ile bulunduğumuz yerden gideceğimiz bir sonraki büyük şehir arasındaki en ufak yolları işaretliyor ve dağ, kanyon, nehir, yükselti gibi etkenlere göre rotamızı belirliyorduk. Ne kadar ufak yollar varsa o kadar güzeldir. Tabii bu rotalara bağlı kalmak pek mümkün olmuyor. Geçtiğimiz köylerde karşılaştığımız insanlar da zaman zaman rota hakkında bilgi verirler, bildikleri daha güzel yerleri mutlaka belirtirler, yoldaki tehlikelere karşı uyarırlar. Bunları da dikkate alarak yol aldık.
Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”

Yolculuğun en garip noktası ise Tiran’dan Üsküp’e kadar olan kısımdı. Tiran’dan yola çıktıktan bir gün sonra haritamızı kaybettik. Bir dağın başında, haritasız ve elimizde notlar olmadan yol aldık. Haftalarca sora sora Üsküp’e varabildik.

Sırada neresi var?
2014 yaz aylarında (Temmuz – Eylül arası) Moğolistan’da at sırtında bir seyahat planlıyorum. Ulanbatur’dan Moğolistan’ın doğusuna, Cengiz Han’ın doğduğu topraklardan geçecek bir seyahat olacak. Bu seyahatin içinde yol boyunca göçebelerin hayatlarını, şarkılarını, ritüellerini kaydedip bunlardan bir kısa film veya belgesel hazırlamak istiyorum. Kapsamlı ve detaylı bir yolculuk olacağı için sponsorlardan destek arayışı içindeyim. Kullanmam gereken teknik malzemeler ve lojistik gibi konuları kendi imkanlarımla çözümlemem şimdilik zor görünüyor. Bu yüzden sponsor desteği bulmak zorundayım.

Türkiye'yi yürüyerek gezmek isteyen birine nasıl bir rota önerirsiniz?
Gönlünden neresini görmek geçiyorsa o yolda ilerlemesini öneririm. Kişisel olarak tercihim Toroslar veya Karadeniz yaylaları olabilir. İlla bir rota peşinde seyahat etmenin pek bir manası yok. Her zaman dediğim gibi nereye gidildiğinin, hangi yoldan gidildiğinin hiç bir önemi yok. Önemli olan yolculuğun kendisi.
 
Peki ya yurtdışı için?
Yeni başlayanlar, kamp ve doğa meraklıları için kesinlikle Karadağ’ı öneririm. Doğa turizmi açısından tam bir cennet. Ulaşımı kolay, ucuz bir ülke. İnsanları çok cana yakın ve en önemlisi ülkedeki tüm yürüyüş ve bisiklet yolları işaretli. Kaybolma gibi bir şansınız pek yok. İşaretli yollara ait özel haritalar da mevcut. Böylece nereden gideceğinizi, yolun zorluk derecesini, mesafeleri önceden görebilir ve yolculuğu buna göre planlayabilirsiniz.
 
Karadağ dışında tüm Balkan ülkeleri de bu konuda harika yerler. Güvenlik sıkıntısı yok. Her yerde kamp kurulabilir ve çok sıcak kanlı, yardımsever insanlara sahip.
Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”
Karadağ
 
Seyahat sırasında sizin gibi gezginlerle tanışıyor musunuz? Hiç enteresan anınız var mı?
Yürüyerek seyahat ederken genelde bilinen veya popüler yolların dışında ilerlediğim için çok fazla yabancı ile karşılaşmıyorum. Denk gelenler ise çoğunlukla macerasever bisikletliler oluyor.

Karadağ’da Virpazar’a doğru yol alırken karşılaştığım bir Fransız bisikletçi beni oldukça etkilemişti. 60 küsür yaşlarında, yeni emekli olmuş ve son 2 senedir bisiklet kullanan kişi tek başına Fransa’dan yola çıkmış. Hedefi Kapadokya. Dönüşte de Karadeniz üzerinden kuzey Avrupa’ya geçip Fransa’ya geri dönmek. Karşılaştığımızda hikayesini duymak beni çok etkilemişti.

Kalacak yer olarak tercihiniz genelde nedir? Otel, hostel, kamp vs. 
Çoğunlukla vahşi doğa kampçılığı diyebilirim. Bu kısaca belli güvenlik ve sosyal kurallar dahilinde boş bulduğun yere çadır kurmak anlamına gelmekte. Zorunlu olduğumda ise hosteller tercihimdir.
Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”

Bugüne kadar gittikleriniz arasında sizi hayal kırıklığına uğratan bir yer oldu mu?
Kesinlikle hayır. Zaten bir yere giderken ön yargıları, beklentileri ardımda bırakmak huyumdur. Bunlar olmayınca da karşılaştığım her yeri olduğu gibi kabullenmek ve yaşadığım AN’ın keyfini çıkarmak kolaylaşıyor.
Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”

Farklı bir ülkeye yerleşmeyi düşündünüz mü? Düşündüyseniz neresi ve neden?
Son bir senedir bunu ciddi ciddi düşünüyorum. Yerleşik hayatın içinde bulunmak benim için ölümle eş anlamlı. Bu sebeple kendime en uygun olacak yer herhalde Moğolistan’da bir göçebe ailesine dahil olmaktır. Ne zaman olur bilmiyorum ama eninde sonunda varacağım nokta bir göçebe çadırında yaşamak olacak.

Eğer imkanınız olsa 1 sene izin ve limitsiz para verseler, haydi gez deseler, neler yapar nerelere giderdiniz?
En büyük hayallerimden birisi Pasifikte’ki Anuta adasına ulaşmak. İlk olarak bir yelkenli tekne ile oraya ulaşırdım. Geçenlerde blogumda yazdığım bir yazı vardı. Medeniyete uzak kabileler adlı. Dış dünya ile hiç iletişim kurmamış o kabilelere ulaşmak için senelik limitsiz harcama büyük destek olabilirdi.
 
Gezmeye yeni başlayanlara tavsiyeleriniz nelerdir? Nereden başlamalılar? 
Kesinlikle evlerinin önünden başlamalılar. Kendi sokağını ve mahallesini tanımakla başlayıp bunu şehir, bölge ve ülke olarak genişletmeliler. Daha sonrasında ise yurtdışı seyahatlere çıkmak anlam kazanır.
Güneş Akdoğan: “Ömür boyu seyahati hayat olarak kabul ettim”