Nicolas Brusson: “1998 yılında ilk sırtçantalı seyahatimde Kapadokya’ya gelmiştim”

Bla Bla Car fikrineredenortayaçıktı?
Biz 3 ortağız. İlk fikir, 2004 yılında ortaklarımızdan Friedrich’in Noel tatilinde ailesinin yayına giderken ne uçak ne de otobüs bulamamasından çıktı. O zaman, neden böyle bir servis hiçbir yerde kurulmamış diye düşündük. Bu durumla ilgili 1-2 web sayfası bulduk ama aktif değillerdi. 3 arkadaş bu fikri aramızda tartışmaya başladık. 2006 yılı civarlarında bu fikrin bir iş modeli var mıdır diye araştırmaya başladık. 2007, 2008, 2009 yıllarında ise ya başka yerlerde çalışıyorduk ya da öğrenciydik. 2009 yılı başından itibaren ise bir araya gelerek aktif olarak çalışmalara başladık.

Nicolas Brusson: “1998 yılında ilk sırtçantalı seyahatimde Kapadokya’ya gelmiştim”

Nicolas Brusson kişisel hayatında araç paylaşımı yapar mı? Yapar mıydı?
Hem geçmişte yaptım hem de şu an yapmaktayım. Ailem Brüksel’de yaşıyor ama şirketin ana merkezi Paris’te. Bu nedenle sık seyahat ediyorum ve araç paylaşımı yapmaya devam ediyorum. Ama bazen daha hızlı hareket etmem gerektiğinde tabii ki uçakla da seyahat ediyorum. Geçmişte de okul ve ev arasındaki yolculuklarda araç paylaşımı yapardım. O zamanki kız arkadaşım Brüksel’deydi, okulum ise Paris’te olduğu için birçok kez Paris-Brüksel hattında sürücü olarak araç paylaşımı yapmıştım. Böylece Bla Bla Car sistemini de kendi deneyimimle geliştirme imkânı bulmuştum. Böylece ilişkimi de kurtarmış oldum : )

Neden araç paylaşımının Türkiye’de yaygınlaşacağını düşünüyorsunuz?
Öncelikle Türkiye’de benzin fiyatlarının çok yüksek olduğunu biliyoruz ve bunun ortalama GSMH’ya oranı da oldukça yüksek. İkinci olarak ise Türkiye’de 1 milyon ve üzeri nüfusa sahip olan yaklaşık 25 adet şehir bulunuyor. Burada öğrencilerin de dâhil olacağı bir ağ kurulabileceğini düşünüyoruz. Üçüncüsü ise Facebook gibi sosyal medya ağlarında Türkiye’den yaklaşık 35 milyon kullanıcı aktif olarak yer alıyor. Bir de bunun üzerine 80 milyon olan nüfusu düşünürsek; Türkiye çok ciddi bir potansiyel sunuyor.

Sizce Bla Bla Car, otostopun yerini alacak mı?
Hayır. Otostop çok küçük bir pazara sahip ve 3 tane problemi var. Birincisi önceden ayarlanmayan bir şey olması, ikincisi önceden bir fiyat da belirlenmiyor zaten genellikle bedava oluyor, üçüncüsü ise kiminle seyahat edeceğinizi bilmiyorsunuz. Bla Bla’nın avantajları da önceden planlı olması, bir ücret ödenmesi ve önceden seyahat edeceğiniz kişinin Facebook profilini görebilmeniz, o insanla konuşma imkânı bulmanız, tanımanız. Zaten bir araştırma yaptık; Bla Bla Car’ın kullanıcılarına daha önce kaç kez otostop yaptıklarını sorduk ve oldukça az bir oran olduğunu gördük.

Nicolas Brusson: “1998 yılında ilk sırtçantalı seyahatimde Kapadokya’ya gelmiştim”

Siz hiç Bla Bla Car sistemiyle seyahat ettiniz mi? Neyinden memnundunuz ve neyinden memnun kalmadınız?
Evet, sistemle seyahatlerim oldu. Genel olarak sevilen taraflarından ilki; diğer seçeneklere göre oldukça ucuz olması çünkü Avrupa’daki trenleri düşünürseniz onların 2-3 kat daha ucuzu oluyor, Türkiye’deki rakamları baktığımda da buradaki otobüs fiyatlarından % 30 - % 50 arası daha ucuz olacak. İkincisi ise otobüs ve trene göre çok daha hızlı olması, örneğin otobüslerde molalar olabiliyor ama bu sistemde birisinin arabası ile seyahat ediyor oluyorsunuz. Neyi daha iyi yapabiliriz diye düşündüğümüzde ise şu karşımıza çıkıyor; sistemin ilk, yani başlangıç zamanlarında yeteri kadar sürücü olmayabiliyor yani rahatlıkla İzmir’e hafta sonu giden araba bulabilirsiniz evet ama Salı sabahı 5.00’te gitmek isterseniz onu ilk aşamada hemen bulamayabilirsiniz. Ama bu sistemin kullanıcıları arttıkça ve topluluk büyüdükçe bu sorun ortadan kalkıyor. Bu nedenle ilk eleştiri bu kısımda gelebilir.

Kendinizi bir gezgin olarak görüyor musunuz? Araç paylaşımı ya da başka bir yöntemle dünyada nereleri gezdiniz?
1990’lı yılların sonlarına doğru Latin Amerika’da otostop yaparak çok gezdim.

Dünyada gezmekten en çok keyif aldığınız destinasyon neresiydi?
San Francisco, Brezilya, Venezuela’yı sayabilirim. Ayrıca genel olarak Latin Amerika’yı sevdiğimi söyleyebilirim. Brezilya’da sörf yapardım.  

Türkiye’yi hiç gezdiniz mi? İzlenimleriniz nelerdir?
1998 yılında ilk sırtçantalı seyahatimde Kapadokya’ya gelmiştim. Çok beğenmiştim.

Nicolas Brusson: “1998 yılında ilk sırtçantalı seyahatimde Kapadokya’ya gelmiştim”

İyi bir yatırım almış, başarılı bir girişimin kurucusu olarak Türkiye’deki girişimcileri takip ediyor musunuz? İçlerinde beğendikleriniz var mı?
Genişleme stratejimizin bir parçası olarak Türkiye’ye ilgimiz 1 yıl öncesinde başladı. Ondan sonra takip etmeye başladık. Şu an belli bir favorimiz yok. Tanışmaya devam ettikçe fikirlerimiz oluşmaya başlayacak.

Türkiye’deki internet kullanıcılarını tanıyor musunuz? Nasıl bir profil görüyorsunuz?
Bla Bla Car herkesin kullanabileceği bir servis… Genel olarak baktığımız şey; mobil telefon kullanımının yaygın olup olmadığı ve internet kullanımının yaygınlığı. Bir de şehirlerarası ulaşıma ne kadar ihtiyaç var bunlarla ilgileniyoruz. Türkiye’de genç nüfusun çok sayıda olması bizim için önemli, çünkü internet kullanmaya yatkınlar. Öğrenciler sistem için önemli bir segment oluşturuyorlar. Sistemi çok sayıda ülkeden, çok sayıda kişi kullandığı için tek tek hepsini incelemek oldukça zor. Ama genel olarak dikkat ettiğimiz şeyler bu saydıklarımdır.