A. Rüştü Hatipoğlu: "Bahaneleri bir kutuya doldurup çöpe at ve seyahate çık"

Gezmek size ne ifade ediyor?  Seyahatlerin hayatınızdaki yeri nedir?
Gezmek; günlük telaştan, kaygılardan kaçmak olabilir mi? Bir yanıyla evet. Ama daha önemlisi insanı insan yapan niteliklerin kişinin benliğinde yer etmesine katkıda bulunması bence beni yola düşüren başlıca neden. Yaşamımdaki yerine gelince; hiç eksikliğini hissetmek zorunda kalmam dilerim. Elimde olsa arada bir hafta Ankara'ya gelip dinlenerek hemen tekrar haftalarca sürecek yollara düşmekten çok beni mutlu edecek ender şey vardır yaşamımda...

Şu an kadar kaç ülke gezdiniz?
25-30 arası sanırım...

Bugüne kadar gittiğiniz yerler arasında sizi en çok etkileyen, en beğendiğiniz yer neresi?
Kesinlikle Nepal ama yine de hepsinin ayrı bir yeri var yüreğimde...
A. Rüştü Hatipoğlu: "Bahaneleri bir kutuya doldurup çöpe at ve seyahate çık"

İlk gezinizi nereye gerçekleştirdiniz?
Likya Yolu olabilir...

Hangi tarz gezi sizi daha çok tatmin ediyor? Maceracı mısınız? Yoksa gittiğim yerde sakin sakin gezer, tatilimi yaparım diyenlerden misiniz?
Doğadan kopmamalıyım. Yavaş ve çevreyi, insanları sindirerek gezmek tercihimdir. Araçla bir ülkeyi fethetmektense yürüyerek bunu yapmayı çok daha fazla tercih ederim ama maalesef bu çoğu zaman gerçekleşemiyor. Arada adrenalin yükseleceği ortamlarla karşılaşmak ta fena olmaz hani...
A. Rüştü Hatipoğlu: "Bahaneleri bir kutuya doldurup çöpe at ve seyahate çık"

Kalacak yer olarak tercihiniz genelde nedir?
Kalacak yer hakkında çok ayrım yapmam yeter ki temiz olsun ve tuvaleti uzakta olmasın...

Bugüne kadar gittiğiniz yerler arasında sizi hayal kırıklığına uğratan ve  sakın gitmeyin diyeceğiniz bir yer var mı?
Hiç öyle bir yer olmadı ve bu güzelim dünyamızda böyle bir yer olabileceğine de kuşku ile bakıyorum. Kişi hayal kırıklığına uğradıysa önce dönüp kendine bakmalı... Gidin canlar, her yere gidin... Eminim siz istedikten sonra her yerde mutlu olacaksınız...

Seyahatleriniz sırasında bunu hiç unutamam dediğiniz bir olay yaşadınız mı?
Çooook tabii ki ama beni en çok etkileyen ve hala unutamadığım, ki unutulacak gibi değil, Everest Ana Kamp dönüşü rehberim DB'yi yüksek irtifa hastalığı sonucu kaybetmemdi. Çok gençti; kimisine göre 27 kimisine göre 32...

Seyahatleriniz sırasında sizin gibi gezginlerle tanıştınız mı?
İşin en güzel yanlarından biri de bu zaten; bir sürü yeni insanla tanışıyor ve kimi ile irtibatınız yıllarca sürebiliyor, daha da sürebileceği gibi.

Hiç farklı bir ülkeye yerleşmeliyim diye düşündüğünüz oldu mu? Yoksa gezmek için gitmeyi mi tercih ettiniz her zaman?
Bu iki soru ayrı ele alınmalı kanımca:
a) Ülkemdeki, ülkemin ve insanımın hak etmediği, olumsuz koşulların bazen beni ve eşimi yıldırıp başka bir ülkeye yerleşme düşüncesini aklımıza getirdiği oluyor.
b) Gezmek için, keşfetmek için, yaşadığımı duyumsamak için gezmek, esas olan bu tabii ki...
A. Rüştü Hatipoğlu: "Bahaneleri bir kutuya doldurup çöpe at ve seyahate çık"

Ben de artık dünyayı görmek, gezmek istiyorum diyenler için tavsiyeleriniz var mı?
Bütün bahaneleri bir kutuya doldurup çöpe attıktan sonra, "Eveeet, ilk olarak nereye gideyim?" diyerek planlarını yapsınlar. Yok şu olunca, yok bu yaşıma gelince, yok şu borçtan kurtulunca, falan da filan da... Bir gün bakmışlar ki yaşam sona ermiş... Bütün iş, "Ha!" demeye bakıyor... Ayrıntılar kendisini halleder...

Türk insanı nasıl daha genç yaşta gezmeye nasıl yönlendirilebilir veya genel olarak Türkiye’de böyle bir merak nasıl yaratılabilir?
En zor soruya geldik... Tamamen eğitimle ilgili bir konu bu. Hem aile içi hem de okuldaki... Siz gençlere kişiliklerini geliştirmeleri için yollarını açmazsanız onlar adım atmaya dahi korkarlar ve yaratıcılıkları körelir. Bakın size tanıdığım bir gençten söz edeyim; İngiltere'de öğrenimim sırasında tanıştım. 18 veya 19 yaşında, çoğu Türk insanının çocuk gözüyle baktığı, bir İngiliz arkadaşım birinci sınıfı geçtikten sonra okulu dondurup seyahate çıktı, 8-9 aylığına. Nereye mi gitti? Afrika'ya. Nasıl mı seyahat etti? Otostopla. Kaç yılında mı? 1973-74 yıllarında. Yoruma gerek var mı? Biz çocuklarımızı gölgemizin dışına çıkamayacak kadar kendilerine güvensiz yetiştirirsek bu konuda başarılı olmamız söz konusu bile olamaz.
A. Rüştü Hatipoğlu: "Bahaneleri bir kutuya doldurup çöpe at ve seyahate çık"
Bakın size bir başka örnek: Nepal'de 22 yaşında inanılmaz derecede güzel bir kızla tanıştım. Seyahatinin sonlarına yaklaşmaktaydı. Amerika'dan tek başına yola çıkmış Güneydoğu Asya'da bütün ülkeleri gezdikten sonra Japonya'ya geçmiş, oradan Kore sonrasında Çin ve benim onu tanıdığım Nepal'e gelmiş. Oradan da Hindistan'a geçecek ve orayı gezdikten sonra ülkesine dönecekti. Düşünebiliyor musunuz, hem yaşın bu kadar genç olsun, hem de olağanüstü güzel ol (bunu özellikle belirttim zira erkek egemen bir dünyada kadınların çektiği malum) kalk kız başına dünyayı tek başına dolaş... Bizim insanımızın aklı alacak gibi değil...