Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Aslen makina mühendisiyim, hatta yüksek mühendisim. 15 senedir özel sektörde çalışıyorum. Eşim ise ziraat mühendisi, o da yüksek! Haftasonları, bayram tatilleri ve elbette izin zamanları yerimizde duramayız. Oğlumuz Ege’yle birlikte sık sık seyahate çıkarız. Millet dinlenmek için izne çıkar, bir yeni bir yer görmek için izin alır seyahate çıkarız. Promosyon ucuz uçak biletlerini aylar önce toptan alır, gitmeden önce de nerede kalacağımızı, nereleri gezeceğimizi araştırırız.
Gezmek size ne ifade ediyor? Seyahatlerin hayatınızdaki yeri nedir?
Gezmek benim için bir yaşam biçimi. Çok zorlu bir hafta şantiyede kaldıktan sonra insan eve gidip 2 gün yatmak dinlenmek ister dimi? Yok bizde öyle değil. Maraş’tan şantiyeden Cuma gecesi 22:00’de dönüp, ertesi sabah 06:00’da kalkarım, Edirne’ye ciğer yemeye gideriz.
Şu an kadar kaç ülke gezdiniz?
43 ülke oldu.
Bugüne kadar gittiğiniz yerler arasında sizi en çok neresi etkiledi?
Vietnam, Özbekistan ve Tanzanya
Vietnam
Özbekistan
Herkes sizi Löplöpçüler olarak tanıyor? Ne yapar Löplöpçüler?
Yaptığımız seyahatlerde yöresel mutfakları ve sokak lezzetlerini araştırır, bulur, yeriz. Asla kaldığımız otelde kahvaltı etmeyiz, çıkar dışarı insanlar nereye gidiyorsa biz de oraya gideriz. Michelin yıldızlı lüks restoranlarda değil, esnaf lokantalarına gideriz. Sonra da dönünce tüm seyahati ve bulduğumuz lezzetleri www.loplopculer.com adresinde paylaşırız.
Bize biraz ülke mutfaklarının özelliklerinden bahseder misiniz?
İtalyan ve İspanyol mutfağı benim en sevdiğim mutfaktır. Dibine kadar Akdenizlidir. Daha çok sebze ve deniz ürünleri ağırlıklıdır, pilavda bile zeytinyağı kullanırlar.
Uzakdoğu mutfağına da meraklıyım, Tayland mutfağındaki hafif Hindu kokularını severim. Baharatla acıyla aranız iyi değilse Fransız mutfağından esinlenmiş Vietnam mutfağını tavsiye ederim.
Tayland
Orta Avrupa’da et ve patatesten başka bir şey bulamazsınız. Türk mutfağı, Fransız mutfağı, Çin mutfağı bence dünyanın en zengin mutfaklarıdır.
Hangi ülke mutfağı Türk damak tadına daha uygun sizce?
Elbette Yunanistan. Gerçi ben İzmirli olduğum için Yunanistan diyorum.
Yunanistan
Bir Antepli için Suriye mutfağı, bir Trabzonlu için Gürcü mutfağı damak zevkine uygundur.
Suriye
Zira Edirneli adam ne kadar patlıcan kebabından anlarsa, Bir Siirtli de o kadar ciğer tavadan anlar. Zira Türkiye geniş ülke, Türk’ten Türk’e fark var.
Gezdiğiniz yerlerde gideceğiniz restoran ya da cafeleri nasıl belirliyorsunuz?
Gitmeden önce internette araştırıyorum. Benim gibi blog yazan bir sürü insan var. Eğer yurt dışıysa yine aynı yöntem, o ülkenin bloggerlarını takip ediyorum. Bir de kendi tuttuğum bir liste var. Dergi gazete televizyonda gördüğüm yerleri not alırım, şu ülkede bu şehirde şu lokantaya gidilecek, şu yemek yenilecek diye. 2-3 yıl sonra da olsa o ülkeye gittiğimde arar bulur yerim.
Gürcistan
Türkiye'de yeme - içme konusunda özellikle hangi bölgeleri tavsiye edersiniz?
Türkiye’nin her yöresi ayrı bir güzel. 18 yaşıma kadar İzmir’de sonra 9 sene Antep’te yaşadığım için özellikle Ege mutfağına ve Güneydoğu Anadolu mutfağına düşkünüm. Antep ve Hatay mutfakları bence Türkiye’nin en iyi noktaları. Bir de Kuzey Ege’yi çok severim. Bahar zamanı otların ege otlarının fışkırdığı, kuzuların daha bir güzel olduğu nisan mayıs ayları, Kuzey Ege için en güzel zamanlardır.
Hem doğası, hem tarihi, hem kültürü, hem yeme içme alternatifleri ile Türkiye'de ve de yurtdışında en fazla etkilendiğiniz yer neresi?
Tarih kültür işinden pek anlamam, ilgimi de çekmez. Özellikle yeme içme konusunda yurtdışı için iki yer söylemek istiyorum. İtalya’da Roma ve İspanya’da Barselona. Gece saat 23:00’de bile lokanta önünde kuyruk olduğuna şahit oldum bu iki şehirde.
Doğa deyince ise Rusya derim, her yerde parklar var.
Türkiye’de ise favorim Antep! Kültürse kültür, tarihse tarih, yeme içmeyse yeme içme. Türkiye’nin en büyük parkının Antep’te olduğunu biliyor muydunuz? Bir de hayvanat bahçesi var, şimdiye kadar gördüğüm en güzel, en temiz hayvanat bahçesi. Yemeklerine girmeye pek gerek yok. Antep mutfağı olimpiyatlara girse banko altın alır.
Seyahat sırasında sizin gibi gezginlerle tanışıyor musunuz? Hiç enteresan anınız var mı?
Elbette tanışıyoruz. Hatta son Midilli seyahatinde 2 farklı yerde 2 farklı çiftle tanıştık. Tekneden iner inmez soluğu Cafe neon O Ermis’de aldık. Siparişleri verirken hemen yan masada Türkler vardı, Ege’yi sevme bahanesiyle muhabbete girdiler. “Biz çok sipariş vermişiz bitiremedik, şu sardalyaları alsanıza” diye teklifte bulundular. Nerden buldunuz burayı diye sorunca, “Abi internette bir çift var, deli gibi yiyip içip geziyorlar” diye telefonundan bizim siteyi gösterdi. Sonra bir telefona baktı, bir bana baktı, “Abiiiiiiiiiiiiiiiii” diye ayağa kalktı sarıldı. Meğer yıllardır takip ediyorlarmış.
Yine bir başka lokantaya gittik. İngilizcesi pek olmayan iki Türk bizim Löplöpçüler’deki Midilli yazını printlemiş, “Aha bundan istiyoruz” diye garsona göstermeye çalışıyordu. İçeri bir girdik, ortalık bayram alanına döndü.
Bir keresinde de Tanzanya’nın Zanzibar adasının açıklarındaki Prison Island’da dolanıyoruz, koca koca kaplumbağaları severken karşıdan bir kız geldi ve “Aaaa löplöpçüler” dedi, çok şaşırmıştım.
Zanzibar
Kalacak yer olarak tercihiniz genelde nedir? Otel, hostel, kamp vs.
2012 Nisan ayında Ege hayatımıza girene kadar couchsurfing yapıyorduk, onun bunun evinde kalıyorduk. Bir Türk kahvesi, bir cezve, bir lokuma bedava yatak. Hatta yöresel lokantaları bulmak da cabası. Zaten couchsufingin esas amacı yerel insanlara karışmak. Olmadı hostellerde kalıyorduk. Çift kişilik odaya 60 euro’nun üstünde verdiğimi hatırlamıyorum. Ege’nin doğumundan sonra biraz hijyen ve rahatlık konusunda beklentiler arttı. Gecenin bir yarısı resepsiyondan temiz sıcak su gibi bir şey istemek hostellerde biraz zor.
Ege’miz:)
Bugüne kadar gittikleriniz arasında sizi hayal kırıklığına uğratan bir yer oldu mu?
Belki şaşıracaksınız ama Paris! Şimdiye kadar onlarca ülkeye gittim, hep yeni ve farklı şeyler görmek için gezdim. Paris’e 2 kere gittim. İkisi de iş gezisiydi. Herhalde eşimle beraber olmadığım için romantizmi yaşayamadım. Hem çok pahalı geldi, hem de garsonların inatla İngilizce konuşmamasına sinir oldum.
Farklı bir ülkeye yerleşmeyi düşündünüz mü? Düşündüyseniz neresi ve neden?
İki sene Kazakistan’da yaşadık, çok güzeldi. Hem iyi para kazanıyorduk hem de yaşam çok ucuzdu. Maalesef 2008’de kriz çıkınca geri döndük.
Kazakistan
Ama şimdi Uzakdoğu olabilir diye düşünüyorum. Tayland, Vietnam, Kamboçya ve Çin’e gittik, insanlar orada fakir ama mutlular. Kimsenin gözü kimsenin cebinde değil.
Kamboçya
Yemekleri son derece sağlıklı ve batılılara göre daha uzun yaşıyorlar.
Vietnam
Eğer imkanınız olsa 1 sene izin ve limitsiz para verseler, haydi gez deseler, neler yapar nerelere giderdiniz?
Dünya turuna çıkardım ama limitsiz parayla değil. Bir gezginin ruhuna ters. 100.000 TL versinler, üçümüze de yeter.
Rotam da şöyle olurdu: tren veya otobüsle Ukrayna, Polonya, Belarus, Letonya, Rusya sonra Sibirya Expresi ile en doğuya kadar gidip Moğolistan, sonra uçakla Güney Kore, Japonya, Filipinler, Malezya, Endonezya, Avustralya, Yeni Zelanda, Küba, Jamaika, Porto Rico, Kolombiya, ve tekrar karadan Peru, Bolivya, Şili, Arjantin, Uruguay, Brezilya.
Baltıklar
Gezmeye yeni başlayanlara tavsiyeleriniz nelerdir? Nereden başlamalılar?
Bir sürü gezgin blog var, açsınlar okusunlar. Okumaya üşeniyorlarsa nereden başlayacaklarını kestiremiyorlarsa, Delmundo Cafe’nin İzmir, Ankara, Eskişehir’de şubeleri var, gitsinler 2-3 gece oralara takılsınlar. İnsanlar nasıl geziyor, kaç paraya gidiyorlar, nerelerde kalıyorlar, küçük bütçelerle büyük seyahatler nasıl yapılır bizzat diğer gezginlerden duysunlar. Seyahat etmek turistler için pahalı, gezginler için ucuzdur. 100 Euro’ya uçak bileti alıp, konaklamaya da para vermezseniz, iddia ediyorum Antalya’daki 5 yıldızlı otelin günlük fiyatına, 1 hafta Balkanları gezersiniz.
