Zafer Reisoğlu: “Gezilerinizde önyargılarınız olmasın”

Gezmek size ne ifade ediyor? Seyahatlerin hayatınızdaki yeri nedir?
Gezmek benim en keyifli hobim, kaçışım, huzurum, eğlencem, tutkum, okulum, yaşam tarzım… Hani derler ya çok gezen mi çok okuyan mı? Gezilerim benim için bir bilgi, fikir, kültür deryası. Büyük bir heyecanla içine atlıyorum ve çok daha zengin olarak geri dönüyorum.
 
Şu an kadar kaç ülke gezdiniz?
50’nin üzerinde ülkeyi gezdim, ama bir rozet koleksiyoncusu gibi değil, sindire sindire, sokaklarında kaybolup, kültürlerini yaşayarak.
Zafer Reisoğlu: “Gezilerinizde önyargılarınız olmasın”
 
Bugüne kadar gittiğiniz yerler arasında sizi en çok etkileyen, en beğendiğiniz yer neresi? Neden?
Dürüst olmak gerekirse Türkiye hala beni en şaşırtan ülke. O kadar zengin bir coğrafya, tarih, kültür ki, insan hala yepyeni şeyler keşfediyor. Bence dünyanın en güzel mozaiği bizim ülkemiz. Yurt dışı kadar yurt içinde de gezmeli, hatta şehrimizi (özellikle o şehir İstanbul’sa) adım adım tanımalıyız.
 
Gezginler için sınırlar yoktur aslında ama siyasi sınırlarımızın dışında özellikle Küba daha fazla değişmeden görülmesi gereken yerlerden. Yıllarca önceden kalmış bir film seti gibi.
Zafer Reisoğlu: “Gezilerinizde önyargılarınız olmasın”
 
Roma ise yaşadığım şehir İstanbul ve doğduğum büyüdüğüm yer Alanya’ya ile olan ortak noktaları, yaşam tarzı, tarihi, sıcak kanlılığı ile her zaman favorim.
Zafer Reisoğlu: “Gezilerinizde önyargılarınız olmasın”
 
New York başta olmak üzere Amerika ise ayrı bir dünya. Sanki modern zamanın tüm zenginlikleri tek tek toplanıp, sergileniyor, dünyanın neresinden gelirseniz gelin kendinizi yabancı hissetmiyorsunuz. Bir de Ege’nin karşı kıyısını unutmamak lazım. İnsan orada kendini evde hissediyor.
 
İlk gezim dediğiniz gezi hangisidir?
Ben Akdeniz çocuğuyum. Çocukluğum Alanya’da geçti. Neredeyse 20’li yaşlarıma kadar insanlar neden tatile gitme ihtiyacı duyar anlayamadım. Çünkü ben zaten tatilin içinde yaşıyordum. Ailemin oteli vardı Alanya’da her sene yüzlerce kişiyle tanışır, onların farklı dünyalarına sohbetlerimizde yolculuk ederdim. Daha küçük bir çocukken bile sürekli elimde sözlükle dolaşırdım. Belki fiziki anlamda gezmiyordum ama her sene bir turist rehberi gibi defalarca Alanya kalesine, tersaneye Kızıl Kule’ye, Damlataş Mağarasına ve daha nicesine misafirlerimizle onlarca kez gitmişimdir.
 
Yurt dışı gezilerime ise açıkçası biraz geç başladım. Hatta ilk seferi iş nedeniyleydi. O yüzden %100 kendi gezim olarak Roma-Paris turumu sayabilirim. İşte orada kana karıştı bir kere, artık beni kimse tutamaz.
Zafer Reisoğlu: “Gezilerinizde önyargılarınız olmasın”
 
Hangi tarz gezi sizi daha çok tatmin ediyor? Maceracı mısınız? Yoksa gittiğim yerde sakin sakin gezer, tatilimi yaparım diyenlerden misiniz?
Açıkçası bir tatil köyüne git, tesisten dışarı çıkma tarzı geziler benim işim değil. Belki de güneş, deniz, hayatım boyunca Alanya’da fazlasıyla doyduğum ve ne zaman istersem rahatlıkla ulaşabileceğim içindir. Arkadaşlarım ve fotoğraflarımı takip edenler bana Zafer Gezer der. Beni Alplerde bir dağın başında da bulabilirsiniz, Soho’da bir sanat galerisinde de.
Zafer Reisoğlu: “Gezilerinizde önyargılarınız olmasın”
 
Bir bakmışsınız New York’ta golf oynuyorum, bir bakmışsınız Hint okyanusunda dalıyorum. Hep derim dünya küçük, yaşamak lazım…
Zafer Reisoğlu: “Gezilerinizde önyargılarınız olmasın”
 
Kalacak yer olarak tercihiniz genelde nedir? Otel, hostel, kamp vs.
Kalacak yer, aslında seyahatinizi şekillendiren en önemli ayrıntı. Açıkçası bir gezgin için fazla titizim ve sanırım hostel hayatı için de artık biraz yaşlıyım. Bir çok ülkede arkadaşlarım var kalabileceğim, böyle bir imkanım varsa genellikle tercihim bu yönde oluyor. Arada sırada couchsurfing yapıyorum. Ancak şunu belirtmem lazım couchsurfing’i ucuz bir konaklama seçeneği olarak değil bir kültür alışveriş olarak görmek lazım. Memleketinizde bile yoldan geçen birisini evinizden içeri almazken hiç tanımadığınız birisini, referanslarına ve doğru olduğunu varsaydığınız bilgilerine dayanarak evinize alıyorsunuz, ya da ona konuk oluyorsunuz. Bu noktada Türk kültürünü, toplumunu da yansıttığınızı unutmamak ve bu sorumlulukla davranmak lazım. Bir de her zaman bir B planınız olmalı.
 
Bugüne kadar gittiğiniz yerler arasında sizi hayal kırıklığına uğratan ve sakın gitmeyin diyeceğiniz bir yer var mı? Neden?
Her yer ayrı bir zenginlik benim için. Daha fazla zaman ayıramadığım için hayal kırıklığına uğradığım yerler var aksine. Hatta bir çok şehre, ülkeye defalarca gitme sebebim de bu. Özlem, kan çekiyor de diyebiliriz bu duruma.
 
Seyahatleriniz sırasında başınıza gelen en ilginç olay nedir?
Başıma o kadar enteresan enteresan işler geldi ki artık normal gelmeye başlıyor.
Zafer Reisoğlu: “Gezilerinizde önyargılarınız olmasın”
 
Seyahatleriniz sırasında sizin gibi gezginlerle tanıştınız mı?
Yüzlercesiyle tanıştım. Hatta kafanıza göre birilerini bulursanız, ayrı bir keyif, zenginlik katıyorlar gezinize. En önemlisi de bir sonraki geziniz için ilham veriyorlar.
 
Hiç farklı bir ülkeye yerleşmeliyim diye düşündüğünüz oldu mu? Yoksa gezmek için gitmeyi mi tercih ettiniz her zaman?
Farklı bir ülkeye yerleşmeliyimden ziyade gittiğim ülkelerde ben burada yaşayabilir miyim diye düşünüyorum. Bir çoğunda da rahatlıkla uzun süreler yaşayabilirim. Ama ne yazık ki yaşanacak onca şeye rağmen tüm bunları sığdırmamız gereken tek bir hayatımız var.
 
Ben de artık dünyayı görmek, gezmek istiyorum diyenler için tavsiyeleriniz var mı?
Geç kalmayın, bir an önce harekete geçin. Hayat sizi beklemiyor. Bir de önyargılarınız olmasın gezilerinizde. O kadar çok insan gördüm ki, sırf bu önyargıları nedeniyle daha yola çıkmadan gezilerini mahveden. Karşılaşacağınız insanlar sizden fiziki, kültürel olarak farklı da olsalar, yemek zevkleri size uymasa da iletişim bariyerlerini yıkmak için en önemlisi onlara, kültürlerine saygı duymak ve açtıkları dünyalarına önyargısız adım atmak.
Zafer Reisoğlu: “Gezilerinizde önyargılarınız olmasın”
 
Türk insanı açıkçası ekonomik şartların da etkisiyle gezmek, seyahat etmek konusunda dünyanın bir hayli gerisinde. Bu durumu aşmak için önerileriniz var mı?
Evde oturmanın da bir maliyeti var aslında. Gezi maliyetini hesaplarken bunu da göz önünde tutmak lazım. Bir geziden elde edeceğiniz haz, parayı cebinizde tutmaktan çok daha fazla. Tabi ki seyahatlerinizi ucuza getirmenin de yolları var. Kimi zaman biletinizi çok önceden almak, kimi zaman da anlık promosyonları yakalamak önemli tasarruflar sağlayabilir.
Zafer Reisoğlu: “Gezilerinizde önyargılarınız olmasın”
 
Artık Ege adaları, Yunanistan, Gürcistan vb. için pahalı uçak biletlerine de ihtiyacınız yok. Fırsatlara açık olmak lazım. Otelde kalacaksanız ve anlaşabileceğiniz birileri varsa birlikte kalmanız da konaklama maliyetinizi bir anda yarı yarıya düşürebilir. Ayrıca hemen hemen her bütçeye göre otel, hostel bulabilir veya couchsurfing/hospitality club gibi ağları deneyebilirsiniz. Ancak sırf ücretine bağlı kalarak da tercih yapmayın. Ulaşım ağından uzak bir yer size astarı yüzünden pahalıya gelebilir veya günü daha kısa yaşamanıza neden olabilir. 
 
Türk insanı nasıl daha genç yaşta gezmeye nasıl yönlendirilebilir veya genel olarak Türkiye’de böyle bir merak nasıl yaratılabilir?
Kana bir defa karışsın devamı gelir. Burada ailelere, okullara büyük iş düşüyor. Bir de bir lisan bir insan değil aslında öğrenilen diğer diller bir çok kapıyı açıyor size, özellikle yurt dışı seyahatlerindeki en önemli bariyerlerden birisini ortadan kaldırıyor. Şahsen ben dostlarımla arkadaşlarımla gezilerimiz hakkında konuşuyor, onlara seyahatler planlıyor, ya da birlikte gezilere çıkıyorum. Bir kaç aylık planlarımım içerisinde de böyle gezilerim var, hatta bugün annemle gitmek üzere balkanlara bilet aldım.