Zeynep Silahtaroğlu: “Gezmek başka şekilde mümkün olamayacak bir öğrenme, anlama şekli”

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
İTÜ’de Çevre Mühendisliği eğitimi aldıktan sonra Amerika'da pazarlama masterı yaptım. Daha sonra da turizmin her dalında çalıştım (yatırım, işletmecilik, satış ve pazarlama, marka kurumu, spa, sağlık, seyahat acenteliği vs.). 3 çocuğum var. İkiz oğlanların yaşları 12 ve arkasından bonus kızım ise 10 yaşında… İstanbul'dan Antalya'ya ters göç yaptım. Antalya çocuk yetiştirmek için ideal bir yer…

Gezmek size ne ifade ediyor? Seyahatlerin hayatınızdaki yeri nedir?
Gezmek başka şekilde mümkün olamayacak bir öğrenme, anlama şekli... Dünyada yaşayan diğer insanları, kültürleri tanıma şekli… İnsanlığı, tarihi ve geçmişimizi anlama şekli… Aslında hepimizde aynı olan kaynaklarımızı (doğa, deniz, dağ, su, gıda) değişik şekillerde değerlendirme şeklini anlamak… Benim çocuklarım doğmadan evvel, dünyayı 1 yıl gezmek gibi bir hayalim vardı. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı bunu tam olarak yapamadım. Çocuklar doğduktan sonra da bu hayalimi kısa kısa olarak çocuklar ile beraber yapmaya karar verdim ve yapıyoruz. Onlar ile 1 yaşından beri sürekli geziyoruz. Gezmek, görmek, öğrenmek ve tanımak benim sahip olabileceğim en büyük servet…

Zeynep Silahtaroğlu: “Gezmek başka şekilde mümkün olamayacak bir öğrenme, anlama şekli”

Şimdiye kadar kaç ülke gezdiniz? 
Almanya, Rusya, İtalya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Makedonya, Finlandiya, Norveç, İsveç, Fransa, İngiltere, İrlanda, Hollanda, Danimarka, Suriye, Arap Emirlikleri, Katar, Güney Afrika Cumhuriyeti, Hindistan, Kanada, Tayland, Fas, Tunus, Meksika, Amerika, Kazakistan, Jamaika, Haiti, Yunanistan, Portekiz, Porto Riko, İsviçre, İsrail, Kıbrıs ve Türkiye'nin birçok noktası…

Bugüne kadar gittiğiniz yerler arasında sizi en çok neresi etkiledi?  
Suriye, Fas, Hindistan ve İtalya

Gezdiğiniz ülkeler arasında tekrar gitmek istediğiniz bir ülke var mı?
Hindistan'ı tamamlamadım. Bir de Suriye'nin eski hali…

Bize biraz seyahat etme mantığınızı anlatır mısınız? Genelde tek mi yoksa grupla mı seyahat edersiniz?
Tek veya çocuklarla… Genelde spontane gelişir ve tamamen kendimiz, kendimize göre planlayıp gezeriz.

Rotanızı nasıl belirliyorsunuz? 
Enerjimize, ilgimize, bütçemize, hava durumuna, iklim durumuna ve gün sayımıza göre... Ayrıca kışları da mümkün olduğunca kayak turu yapıp, dağları ve köyleri de keşfetmeye çalışıyoruz.

Zeynep Silahtaroğlu: “Gezmek başka şekilde mümkün olamayacak bir öğrenme, anlama şekli”

Seyahat öncesi nasıl bir hazırlık yapıyorsunuz?
O bölgeyi çok iyi çalışır ve standart göreceğimiz yerlerin dışında farklı yerlere de gitmeyi planlarım. İlginç ve enteresan yerleri görme ve tecrübe etme planı yaparken hem bana hem de çocukların ilgi alanına göre tespitler yaparım. Mesela bir müze hepimize, bir müze onlara… Mutlaka yerel yemekleri deneriz. Tarihi yerleri mutlaka gezeriz. Kültürel aktiviteleri takip eder katılırız. Araba kiralar kafamıza göre köşe bucak gezeriz. O noktadaki hayvanat bahçesi, akvaryum varsa mutlaka gezeriz. Görmediğimiz bilmediğimiz hayvanları tanırız.

Zeynep Silahtaroğlu: “Gezmek başka şekilde mümkün olamayacak bir öğrenme, anlama şekli”

En son nereye gittiniz? 
Kendim İtalya'ya gittim, çocuklar ile de gemi turuyla Yunan adaları ve Adana'da k&k turizmi (kültür ve kebap) yaptık. 

Sırada neresi var? 
Yurt içi olarak Van, yurt dışı olarak Ürdün var.

Seyahatleriniz sırasında sizin gibi gezginlerle tanışıyor musunuz? Hiç enteresan anınız var mı? 
Elbette... Biz gezerken, sabah erkenden çıkıp akşam her yer kapandığında otelimize gireriz genelde. Bir keresinde oğlanlar daha 4-5 yaşındaydı. Bir tanesi çok yoruldu ve devam etmek istemedi. Kendisi taksi çevirip otele gitmeye kalkıştı. Bir keresinde 8-9 yaşlarındayken Paris Disneyland'de hepsi ayrı bir aksiyon yapıyorlardı ve park gece kapandı ama biz birbirimizi bulamadık. Koca parkta polisler aracılığı ile birbirimizi bulabildik. Tayland’da da iki fil ile safari yapıyorduk ve bir fil iki çocuğu alıp gözden kayboldu. Başlarında bir fil bakıcısı vardı ancak Allah'ın balta girmemiş ormanında dilini anlayamadığım insanlar ile çocuklarımı fil üstünde kaybetmek biraz korkutucu olmuştu. Son olarak, yine Tayland’da çocuklar ile beraber dalış yapıp su altı güzelliklerini keşfetmek olağanüstü bir keyifti. Bu arada çocukların 15 metreye kadar dalış sertifikaları var.

Zeynep Silahtaroğlu: “Gezmek başka şekilde mümkün olamayacak bir öğrenme, anlama şekli”

Ülkelerin yeme-içme alışkanlıkları çok farklı olabiliyor. Siz gezilerinizde bu durumu nasıl belirliyorsunuz, yemek yemek için nasıl yerler tercih ediyorsunuz?
Her şeyi denemek istiyoruz. O ülkenin kendi yemeklerini ve yerel restoranlarını özellikle keşfetmeye çalışıyorum. Bir oğlum bu konuda aynen benim gibi bütün değişik yemekleri denemeye çok meraklı…

Kalacak yer olarak tercihiniz genelde nedir? Otel, hostel, kamp vs.
Hepsi

Zeynep Silahtaroğlu: “Gezmek başka şekilde mümkün olamayacak bir öğrenme, anlama şekli”

Bugüne kadar gittikleriniz arasında sizi hayal kırıklığına uğratan bir yer oldu mu?
Hayır. Çünkü hem ne göreceğimizi ve şartları bilerek hem de heyecan içinde isteyerek gidiyoruz.

Farklı bir ülkeye yerleşmeyi düşündünüz mü? Düşündüyseniz neresi ve neden?
Avustralya; çünkü insanları huzur, mutluluk ve barış içinde…

Eğer imkânınız olsa 1 sene izin ve limitsiz para verseler, haydi gez deseler, neler yapar nerelere giderdiniz?
Kesin plan yapmadan gönüllü çalışma projelerinde çalışarak en enteresan yerleri, en yerel insanları ve kültürleri tanımak isterdim.

Türkiye’deki insanlar gezmek, seyahat etmek konusunda biraz eksik kalmış durumda, ne yazık ki ekonomik şartların da etkili olduğu bu durumun gelişmesi için önerileriniz var mı?
Biz evimize değişik kanallardan sürekli yabancıları davet edip ağırlıyoruz. Bunların bir kısmı uzun, bir kısmı da kısa dönem bizimle kalıyorlar. Şimdiye kadar Avustralya, Yeni Zelanda, Amerika, İngiltere'den misafirlerimiz bizimle kaldılar. Bu çocukların amacı; dünyayı görmek, tanımak ve anlamak… Benim de amacım; hem çocuklarımın dillerini geliştirmelerini hem de değişik kültürler ile yakın temasta olup tanıyarak bir dünya vatandaşı olarak yetişmelerini sağlamak… Bu projelerin, Türk gençleri arasında da gelişmesini ve Türk gençlerinin de bu şekilde dünyayı gezip görmesini isterim. Bu projeler büyük bütçeler ile yapılıyor. Sadece biraz istek, biraz cesaret, biraz da kendini yorman ve şartlara uyum sağlaman gerekiyor. Mesela Avustralyalılar, Yeni Zelandalılar ve İsrailler liseden mezun olunca üniversiteye girmeden önce en az 6 ay dünya turu yapıyorlar. Çoğu sırt çantası ile orada burada çalışıp paralarını da kazanarak yapıyor. Burada amaç; üniversite öncesi bir ara verip dünyayı tanımak olduğu gibi, kendilerini de iyice tanıyıp hayatta ne yapmak istediklerine çok daha net karar verebilmek… Ben de Türk gençlerine böyle şeyler öneriyorum. Tabii anne ve babaların da destek olması gerekli…

Zeynep Silahtaroğlu: “Gezmek başka şekilde mümkün olamayacak bir öğrenme, anlama şekli”

Gezmeye yeni başlayanlara tavsiyeleriniz nelerdir? Nereden başlamalı, nelere dikkat etmeliler?
Önce Avrupa olabilir… Çok ön yargılı ve çok talepkâr olmamalı… Kesinlikle hoşgörülü ve anlayışlı olmalı… Çocuklarım küçükken boyunlarına ya da ceplerine isim, soy ad ve bizim numaralarımızı yazan kartlar koyuyordum, kesinlikle tavsiye ederim. Çocuklarınızı gezmeye küçükten alıştırın. Hatta bırakın çantalarını sizin direktifleriniz doğrultusunda kendileri yapmayı öğrensinler. Sonrasında bu, sizin de işinize çok yarayacak. Yemek konusunda her şeyi denetmeye çalışın. Çok evhamlı ve çok da titiz olmayın. Temel olarak ülkelerin ve insanlarının şartlarına uyum sağlayın. Temel turistik yerleri gezdikten sonra mutlaka yerel insanların gittiği yerlere gitmenizi, yediği yerlerde yemenizi tavsiye ederim. Son olarak, dillerinden mutlaka bir şeyler öğrenip onlar ile iletişim kurmaya ve bilgi edinmeye çalışın.