Venedik'te Kaybolmak

Aslında bir makale başlığı gibi görünüyor, hatta bir makale  için güzel de bir başlık ama ben gerçekten Venedik sokaklarında kayboldum yahu! Bir şehri tanımanın en iyi yolu; kendini fotoğraf makinen ve sırt çantanla birlikte o şehrin sokaklarına atmaktır. Hatta şehir Venedik olunca, bunu yapacağın en iyi yer Venedik sokakları olmalıdır diye düşündüm : ) Nasıl olsa bir şekilde San Marco Meydanı’na çıkacaktım. Güya! Otelin kapısının fotoğrafını da çektim daha sonra hatırlayayım diye, ama asıl yapmam gereken elimde tebeşirle gezmekmiş : )

Her yer kanal, her yer köprü… Bir girdim, çıkış yok. Kuzeye mi ilerliyorum, güneye mi o da belli değil!! Arada fotoğraf da çekiyorum fotoğraf çektikçe yönüm hepten şaşıyor. Venedik’in simgesi haline gelen gondollar birbirine benziyor, gondolcular ise Daltonlar gibi hep aynı kıyafette zaten. Neyse ben ilerliyorum nasılsa zaman problemim yok. Anın tadını da çıkartıyorum fotoğraflarımla ama nereye gidiyorum haberim de yok. Yürüyorum yürüyorum binaları geçiyorum, köprüleri ve kanalları geçiyorum yine bir şey yok. Acaba diyorum sonra kendi kendime, ben bu köprüden geçmiş miydim? Neyse en iyisi kalabalığın gittiği tarafa gidiyim diyorum. Sonra kalabalık farklı sokaklara dağılıyor. Allah’ım cidden bir problem var! Bir türlü ana yola gelemiyorum ya da büyük bir meydan hani? Otelden elime bir harita verdiler anladım ki o an Venedik için harita boşuna basılmış. Emek verene yazık. En iyisi geri dönüp yeniden başlamak mı acaba diye düşünüyorum. Hangi yoldan geldiğim de belli olmuyor. Atacağım artık kendimi sulara. Yorgunluk hissi iki katına çıktı gerçekten. Her an yangın var diye bağırabilirim!

Birine adres sormam lazım artık. Sırıtarak San Marco diyorum. San Marco… İlk önce “Si” diyor sonra solu gösterip bir sürü İtalyanca kelimeler… Şimdi İtalya’da İtalyanca, Fransa’da Fransızca, Japonya’da Japonca mı bilmek lazım? Bilmiyorum işte : ( neyse en azından sola gidiyim en azından yönüm belli olsun. Sola doğru yürüyorum. Yine karşımda kocaman bir bina, yeni bir kanal ve tabii ki yeni bir köprü… Artık pes ediyorum.


San Marco Meydanı

Tamam tamam ben Venedik’te kayboldum. Biraz dinleniyorum, 1-2 fotoğraf daha, birilerini bekliyorum adres sormak için ve onlara da San Marco diyorum. İşte aradığım yol gösterici bunlar… Güzel bir İngilizce, iyi bir yol bilgisi ve tabelalar da gözüktü işte. Kalabalık da kendini gösterdiğinde ve ben San Marco Meydanı’nı gördüğümde gerçekten yeniden doğdum diyebilirim. 2 saat nerede olduğunu bilmeden gez, kaybol, sonra 5 dakikada San Marco Meydanı’nda bul kendini! Venedik’te kaybolmak ve sonra yeniden yolu bulmak, bir çocuğa hayalindeki bir oyuncağı hediye etmek gibi… Siz de mutlaka deneyin. Tavsiye ederim : )


Venedik’te ilk adım; Santa Lucia Tren İstasyonu karşısı

UFUK AKKUŞ

Yazar Hakkında

UFUK AKKUŞ

Gezgin, Fotoğrafçı 1977 Karabük doğumlu, Safranbolu da yaşıyor.. Mesleğini çok seven bir sigortacı. Hayallerinin peşinden düştü yollara. Farklı kültürleri tanımayı çok seviyor.