​Altınla Yarışan Bitki: Safran

Kırmızı altın olarak da anılan safran dünya üzerinde bulunan en pahalı ürünlerden biri. Gramı altınla yarışan bu eflatun bitki Türkiye’de özellikle adını verdiği Safranbolu-Karabük’te yetişiyor. İspanya, Fransa, İtalya, Kşemir ve İran’da yetişen bitkinin doğduğu yer ise Güneybatı Asya.  Fotoğraf: safran3.jpg  

Safran yetiştiriciliğinin tarihi 3 bin yıl öncesine kadar uzanııyor. Uzmanlara göre safrandan bahsedilen ilk belge MÖ 7. yüzyılda Asurlular döneminde Asurbanipal tarafından toplatılan bir botanik kaynakçası. Akdeniz bölgesinde hem baharat hem de ilaç olarak kullanılan safran daha sonra Avrasya’nın diğer bölgelerine, oradan Kuzey Afrika ve Kuzey Amerika’ya kadar yayılmıştır. Son yıllarda safran üreticiliği Okyanusya kıtasına dek uzanmıştır.  Fotoğraf: safran-maroc.jpg

Latince adı Crocus sativus olan safran, süsengiller familyasındandır. 80’den fazla türü olan safranın bir kilosu 10-15 bin dolar (45 bin TL) civarında… Bu özelliğiyle de tüm dünyanın dikkatini çekiyor ve en pahalı baharat olarak biliniyor.  Fotoğraf: AAEAAQAAAAAAAAV-AAAAJDY2YWFjMmRiLTZlZGItNGNiZC05Y2E5LTQ2N2Y2MjBiNDA4Mw.jpg

20-30 cm boyunda, oldukça güzel kokulu olan bitki, soğanlı bir kültür bitkisi. Bu bitkiden elde edilen baharat ise genelde renk, tat ve koku vermek için gıda, ilaç ve tekstil gibi sektörlerde kullanılıyor.  Fotoğraf: yilda-25-kilo-uretiliyor-kilosu-20-bin-tl-26102015-185324.jpg  

​Her bir safran çiçeğinin üzerinde üç tepecik bulunuyor. Bu iç tepeciğin kurutulması ile de meşhur safran baharatı elde ediliyor. Genel olarak güneş doğmadan elle tek tek toplanan bitkinin bir gramı en az 15-20 TL. 20-30 cm boylarında olmasına rağmen sadece püskülü kullanılan bitkinin kendi ağırlığının 100 bin katı sıvıyı sarıya boyadığı biliniyor.  Fotoğraf: safran_top.jpg  

​Mor renkli safranı yemeklerde, şekerlemelerde ve çaylarda genel olarak sarı renginde görüyoruz. Arapçada sarı anlamına gelen asfar kökünden türemiş olması da bunu destekliyor. Suya girdiği zaman renginin değişmesiyle oluşan bu parlak sarı baharatın oldukça kuvvetli ve ekşi bir tadı var.  Fotoğraf: 5D_05_20287.jpg

​Safran’ın faydalarıyla ilgili kısaca şöyle denir: “Bir ölüme faydası yok.” İştah açma özelliğiyle bilinen bitki, sinir sistemi ve bağışıklık sistemine de oldukça faydalı. Kokusunun ise yatıştırıcı ve rahatlatıcı bir etkisi bulunuyor. Bazı doktorlar tarafından cilt hastalıkları için de sık sık öneriliyor. Öte yandan regl döneminde düzensizlik yaşayan kadınlara da safran tüketmeleri tavsiye ediliyor.  Fotoğraf: 3.jpg

​Bu kadar faydalı olmasına rağmen, düşük yapma riskine karşı hamileler tarafından kullanılmaması öneriliyor. Fazla oranda kullanıldığında ise zehirlenme ve hayati tehlike oluşması gibi ihtimaller de var. Dolayısıyla kullanırken dozunu ayarlamakta fayda var. İdeal günlük kullanım miktarı ise 0,5-1 gram.  Fotoğraf: Website Safran_photo5.jpg

​Akdeniz Bölgesi’nin nemli bölgeleri hariç Türkiye’nin her yerinde yetişebilen safran oldukça karlı ve zahmetsiz bir ürün. Ancak üretim yapan çiftçi sayısı bir o kadar az. Bitkinin soğanını bulunduğu yerden üç yılda bir çıkararak değiştirmek gerekiyor. Üç yıllık süreçte ise ekstra yapılması gereken çok bir şey yok.  Fotoğraf: Derleme+safran.jpg

​Safran’ın hasat dönemi ise 15 Ekim-15 Kasım döneminde yaklaşık bir aylık bir süreci kapsıyor.  Üç yıl boyunca hiçbir şey yapmadan faydalanılabilen bitkinin soğanını bulunduğu yerden üç yılda bir çıkarılarak değiştirmek gerekiyor. Hasat zamanında gerekli makineler Türkiye’de olmadığı için kurutma işlemleri balmumu, ekmek fırını gibi geleneksel yöntemlerle yapılıyor. Fotoğraf: Safran3.jpg