İçinden Müzik Geçen Şehirler

Bazı şehirler vardır, onlar sadece şehir değildir. Adlarına yazılmış şarkılar vardır. Hiç gitmeseniz dahi yarattığı hisler vardır. Yeri gelir o şarkılar siz onları dinledikçe kendinizi şehrin sokaklarında dolaşıyormuş gibi hissettirir. Bu liste bu düşünceyle hazırlandı. Fakat hiç de kolay bir iş değildi bu listeyi hazırlamak. Elbette atladıklarımız, unuttuklarımız, bilerek öncelik tanıdıklarımız oldu aralarında. O yüzden ekleme yapmak serbest diyelim ve müzik başlasın.

‘Talkin’ New York’ - Bob Dylan

Sanatçının 1962 tarihli, ‘Bob Dylan’ adlı ilk albümünün ikinci şarkısıdır. Greenwich Village’ta kafelerde çaldığı ve artık albüm anlaşması yapmaya hazır olduğu bir dönemden bahseden Bob Dylan, New York’a  varışında yaşadığı hisleri anlatmakta ve sahneye çıkma fırsatları ararken yaşadığı zorluklardan bahsetmektedir. Albümde, Bob Dylan tarafından yazılmış iki şarkıdan birincisi olan şarkıda, Bob Dylan’ın şiirsel espri yeteneğinin erken tarihli örnekleri görülmektedir. Bir kış vakti şehre gelen Bob Dylan, şehrin üşüten soğuğundan ve yükselen binalarından söz etmektedir. İlk sahne aldığı kafede müziğinin özgün sesi yüzünden beğenilmeyen, "You sound like a hillbilly; We want folk singers here." şeklinde eleştirilen ve başka yerlerde şansını arayan Bob Dylan, şehirde yaşadığı deneyimlerinden bahsetmektedir.

‘I’ve Seen That Face Before (Libertango)’ – Grace Jones

Jamaika’lı şarkıcı Grace Jones’un 1981 tarihli single’ı, Astor Piazzola’nın Libertango’sunun üzerinde tekrar çalışılmış ve yorumlanmış bir versiyonudur. Grace Jones’un müzikal kariyerinin en parlak işlerinden sayılan şarkının sözleri Jones ve Barry Reynolds tarafından yazılmıştır. Paris gece hayatının karanlık tarafını yansıtan şarkının, İspanyolca kaydı da bulunmaktadır. Şarkı, sanatçının daha ileri tarihli ‘Nightclubbing’  albümünde de yer almıştır. Aynı zamanda klibi ile de dikkat çeken şarkı Haussmann Bulvarı’nda yağmurlu gecede, barlardan salınan Paris müziğinin tasvir ederken, gece hayatının olası insan ilişkilerinden, biraz da karanlık taraflarına değinerek bahseder.

‘With a Shout (Jerusalem)’ – U2

İrlandalı rock grubu U2’nun 1981 tarihli ikinci stüdyo albümü ‘October’da yer almaktadır. Grubun vokalisti Bono bu albümdeki parçaları yazarken “ne hakkında yazdığını bilmeden yazdığını” ifade etmektedir. Albümde dinsel ve ruhani temaların yer aldığı iki şarkıdan biri olan diğer adıyla ‘Kudüs’, oldukça ifadeci bir vokal yorumuna sahiptir. Semavi dinlerin kutsal şehri olan Kudüs’te , İsa Mesih’e gitmek istediğinden bahsedilmektedir ve şehrin ruhani etkisinin U2’da bulduğu anlam şarkıda son derece duygusal bir şekilde ifade edilmektedir.

‘İstanbul (Not Constantinople)’ – They Might Be Giants

Sözleri Jimmy Kennedy ve bestesi Nat Simon’a ait swing tarzda bir şarkıdır. Şarkının orijinali 1954 tarihlidir. Onlarca sanatçı tarafından yorumlanmış şarkının en iyi yorumları arasında 1990 tarihli yorum ile They Might Be Giants sayılabilir. İstanbul’un Osmanlı’nın fethinden itibaren yaşadığı isim değişikliğini konu alan şarkı İstanbul’un  artık Konstantinopolis değildir der. Konstantinopolis’teki kızların artık İstanbul’da yaşadığından; ayrıca New York’un bir zamanlar New Amsterdam olduğundan da bahsedilmektedir.

‘Autumn in Rome’ – Peggy Lee

1964 tarihli ‘Fabulous Peggy Lee’ albümünde yer alan şarkının sözleri piyanist ve besteci Paul Weston ve Sammy Cahn tarafından yazılmıştır. Sarah Vaughan, Ella Fitzgerald, Billie Holiday gibi usta caz vokallerinin de yorumunun bulunduğu şarkı Roma (https://gezimanya.com/italya/roma) hakkında yazılan birçok şarkı gibi temasında aşkı barındırmaktadır. Roma’nın ünlü, milattan önceye tarihlenen çeşmeleri birçok sanatçıya olduğu gibi bu şarkıda da ilham olmuştur. Rüyadaki kadar güzel olan bahçeler, altın rengi gökyüzü ve çam ağaçlarının altında yapılan yürüyüşler aheste tempodaki şarkıyla iç içedir.

‘A Foggy Day (In London Town)’ – George Gershwin

George Gershwin’in 1985 tarihli ‘Fascinatin’ Rampal’ albümünde yer alan şarkı George Gershwin tarafından bestelenmiş, sözlerini ise Ira Gershwin yazmıştır. Birçok cazcı tarafından dikkate değer yorumlara sahip şarkı, Fred Astaire’in 1973 tarihli ‘A Damsel in Distress’ adlı filminde tanıtılmıştır. Biraz gizemli ve iyimser bir melodiyle Londra’nın alışılmış sisi, şehre yabancı bir adamı nereye gittiğini bilmeden sokaklarda yalnız başına kaybederken, “o kadın” ile karşılaşan adamın günü birden döner ve aşkın gücü Londra’nın (https://gezimanya.com/ingiltere/londra) sisini bir anda dağıtır ve güneş ışıkları yeryüzüne inmeye başlar…

‘Miss Sarajevo’ – U2 & Brian Eno

U2 ve Brian Eno’nun Passengers takma adıyla 1995 yılında yayınladıkları ‘Original Soundtracks 1’ albümünde yer alan Miss Sarajevo’da, Luciano Pavorotti’nin konuk vokal olarak opera solosu bulunmaktadır. Bono’nun favori U2 şarkısı olarak bahsettiği ‘Miss Sarajevo’, George Michael tarafından ‘Songs From the Last Century’ albümünde yeni bir yorum kazanmıştır. Şarkı Billboard’un ilk 100’üne giremese de birçok Avrupa ülkesinde ilk 10 listelerinde yer bulmuştur. Albümdeki şarkıların yalnızca dördü gerçekten çekilmiş filmlerin müzikleridir. Miss Sarajevo filmi; savaş içindeki ülkede Saraybosnalıların demoralizasyona karşı inatçı direnişlerini konu alır. Şarkı ise hayatı yaşamak için zamanın olup olmadığını sormaktadır; “Is there a time to walk for cover/ A time for kiss and tell”.

‘Barcelona’ – Freddie Mercury

1992 Barcelona Olimpiyatları'nın resmi şarkısı olmuştur. 90’larda Avrupa’nın gizli kalmış güzelliği Barselona (https://gezimanya.com/ispanya/barselona), olimpiyatların şehre gelmesinden dolayı dönüştürülmüş ve turistik bölgeleri adeta yeniden yaratılmıştır. Freddie Mercury, İspanyol opera şarkıcısı Montserrat Caballé ile yaptığı bu düetin şehir için ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu göremeden, ne yazık ki olimpiyatlardan bir yıl önce, 1991’de, hayatını kaybetmiştir.

‘Vienna’ – Billie Joel

Billie Joel’un 1977 tarihli albümü ‘The Stranger’ın B yüzündeki şarkı, şarkıcının favori şarkıları arasında yansıttığı iki şarkıdan biridir. American sitcom dizisi ‘Taxi’nin 1981 yılındaki ‘Vienna Waits’ adlı bölümünde kullanılmıştır. Billy Joel gençken anne ve babası ayrılmış ve babası memleketi Viyana’ya (https://gezimanya.com/viyana) dönmüş ve orada yeni bir aile kurmuştur. Billie Joel şarkıyı yazarken ne için yazdığının farkına varmamış fakat daha sonra şarkının arkasında kendi hikâyesinin yattığını fark etmiştir. Artık bir şehir, bir insan için yalnızca bu hikâyeyi simgelemektedir…

‘California Dreamin’’ – The Mamas and the Papas

Grubun 1966 tarihli ‘If You Can Believe Your Eyes And Ears’ adlı albümünde yer alan şarkı 1963 yılındaki bir hikayeye dayanır. Michelle Phillips, 1963 yılında John Phillips ile yeni evlidir ve New York’ta yaşamaktadırlar. Hava o dönem soğuk olan şehirde Michelle yaşamış olduğu California’ya özlem duymaya başlar. Ve bir gün dairesinde şarkının ilk tonlarını oluştururken California özlemi ona ilham olur ve New York’un kahverengi yapraklı gri havasında California hayaline dalar. Şarkı aynı zamanda içinde flüt solo barındıran nadir pop şarkılarındandır.

‘I Love LA’ – Randy Newman

1983 tarihli ‘Trouble in Paradise’ albümünde yer alan şarkı, aslında 1984’te Los Angeles’ta (https://gezimanya.com/amerika-birlesik-devletleri/los-angeles-kaliforniya) gerçekleşecek olimpiyatlar için yazılmış fakat resmi makamlar tarafından kabul görmeyince, sanatçı tarafından gene de bir şekilde yayınlamıştır. Los Angeles resmi yetkilileri tarafından üslubu biraz alaycı ve edepsiz bulunan şarkıda şehrin parlayan güneşi, bulvarları, sokakları övülmektedir. New York ve Chiago’dan kaçıp Los Angeles’a kendini atan Randy Newman’ın bu şarkısı Los Angeles’ta her şeye rağmen şehrin marşı niteliğini kazanabilmiştir.

‘Katmandu’ – Bob Seger

1975 yılında yayınlanan şarkı Bob Seger’in kariyerinde önemli bir yer tutmaktadır. Katmandu (https://gezimanya.com/nepal/katmandu) Nepal’in başkentidir. 1960’larda batı kültürünün dertlerine deva olacak uzak ve egzotik yerler Amerikalılar tarafından araştırılmaktaydı. Bob Seger bu şarkısında Katmandu’yu açılacak uzaktaki son bir kapı ve dert vermeyecek bir yer olarak tasvir etmektedir. Ruhani yönü ağır basan bir şehir olan Katmandu’nun dağları, şehirli bir Amerikalının özlem duymasına sebep olmaktadır.

‘(I Miss The) Tokyo Sky – Manic Street Preachers

Grubun 2003’te yayınladığı ‘Rewind The Film’ albümlerinde yer almaktadır. Şarkı tamamen grubun Tokyo’da (https://gezimanya.com/japonya/tokyo) yaşadığı baştan çıkarıcı deneyimini aktarmaktadır. Şehrin keskin güneş ışığının altında sokakları yürümenin, sisli havasının, sakinliğinin ve sessizliğinin ve insanlarla iletişim kuramamanın eğlencesine varan efsanevi Galli grup, Tokyo’da kendilerini adeta evlerinde hissettiklerini bizlere anlatıyorlar.