Ülkelerden Dünya Mirasları 3

Tek bir yazıda ülkelerin tüm dünya miraslarına yer vermemiz bir hayli zor olacağı için bu içeriğimizde alfabetik olarak yalnızca İsveç'in, İsviçre'nin, İzlanda'nın ve Japonya'nın dünya miraslarını sizlerle paylaşacağız. Hepinize keyifli okumalar dileriz.

İsveç

İskandinavya’nın incisi, AB’nin en büyük 3. ülkesi olan İsveç, halkının % 20’sinin yabancı olduğu ve gelişmiş ekonomisi sayesinde yoğun göç alan bir Kuzey Avrupa ülkesi. M.Ö. 12000’lere kadar dayanan insan yaşamı bu coğrafyayı kültürel olarak zenginleştirmiş bu da tarihi eserlere yansımış şüphesiz ki... 

Ülkenin batı ucundaki Tanum şehrinde bulunan ve Bronz Çağı’ndan kaldığı tespit edilen kaya resimleri bölgenin iklimi sayesinde bin yıllar boyunca korunmuş. 

1

Engelsberg demir işleme merkezi, demircilik sektöründe iki yüz yıl boyunca liderliğini korumuş bir yerdir. 13. yüzyıldan beri demin çıktığı bu bölgede demirciliğin ilerlemesi pek şaşılası bir durum değil. 

Skogskyrkogarden, 20. yüzyılın başında kurulan, peyzajı ve mimari dizaynı ile ünlü bir mezarlıktır. 1917-1920 yılları arasında planlanıp oluşturulan mezarlık günümüzde de işlevini sürdürmektedir.

1200'lü yılların ortasından beri bakır çıkarılan ve faal olarak işletilen Falun’daki maden bölgeleri tarihsel dokusuyla miras listesine girmiş. 

15. yüzyılda bir kilise köyü olarak tasarlanan Gammelstad, kiliselere uzakta oturanların konaklaması için 400'ü aşkın kulübe ve yetmişten fazla kilise ile hizmet vermiş.

Gotland adasındaki Visby şehri, erken Hansa dönemine ait iyi korunmuş bir şehirdir. Adadaki en büyük yerleşim yeri olan kent 13-14. yüzyıllardan kalma pek çok eseri barındırır. 

2

Vikingler tarafından kurulmuş olan geniş çaplı bir ticaret yolu hakkında bilgi veren arkeolojik alanlar olan Birka ve Hovgarden, aynı zamanda İsveç’te bilinen ilk Hristiyan cemaatinin yerleşim yeri olarak da önemlidir.

Versay Sarayı’ndan esinlenilerek eski sarayın olduğu yere 18. yüzyılda yeniden inşa edilen Drottningholm Kraliyet Sarayı, Rokoko mimari tarzında yapılmış. 

Transatlantik haberleşmesi için kullanılan, ultra uzun dalga telsiz telgraf verici istasyonu olan Varberg Radyo İstasyonu, 1922-1924 yılları arasında yapılmış. 

Ülkenin eski tarımsal şehirlerinden Halsingland’da bulunan dekore edilmiş köy evleri, bir köy evine normalde verilmeyecek bir özenle Barok mimaride inşa edilmiş.

10 ülkenin paylaştığı 2800 kilometrelik Struve Ark’ı bu on ülkede bulunan 34 istasyonla taçlandırılmıştır. Bu ark 1816-1855 tarihleri arasında dünyanın tam olarak sekli ve büyüklüğünü hesaplamak amacıyla yapılmış. 

3

İsveç Krallığı'ndan kalan tek donanma limanı olan Karlskrona deniz üssü, 1711’den bu yana faal bir liman bulunmaktadır. Etrafında kurulu kent ise Avrupa’daki en büyük ikinci meydana sahiptir. 

Anakaranın 6 kilometre uzağındaki Öland Adası’nda bulunan antik tarımsal peyzaj, adadaki geniş ovalar ve kalkerli arazi pek çok nadir türün yetiştirilmesine imkân sağlamış. 

Doğal yaşamı ve yerel halk Saamilerin kültürleriyle harmanlanan Laponya Bölgesi, 7000 yıllık kültür birikimine ev sahipliği eder. 

Buzullaşma süreçlerini önemli örneklerinden olan High Coast ve Kvarken Takımadaları, Bothnia Körfezi'nin iki tarafında, çok sayıda ada ve adacıktan oluşur. 

İsviçre

Dünyanın en müreffeh, yeşil, soyut, tarafsız, dağlık ülkesi, Heidi’nin anavatanı İsviçre; peyniri, saatleri kadar kültürel miraslarıyla da ön planda bir Avrupa ülkesi. Bakalım bu güzide ülkenin torbasında neler var. 

Müstair’deki St. John Manastırı, Almanya sınırında bulunan küçük bir köyde inşa edilmiş. 1200 yılı aşkın tarihiyle manastır günümüzde 12 kişilik bir rahibe grubuna ev sahipliği yapar. 

4

İki komşu kasaba olan La Chaux-de-Fonds ve Le Locle ünlü İsviçre saatlerinin ilk yapıldığı ve şehir planlamasının ilk örneklerini görüldüğü şehirlerdir. 

Alplerde bir geçiş noktası üzerine kurulu Bellinzona’da 10. yüzyılda inşa edilen kale, surlar ve şehir duvarları ayakta kalan 2/3lük kısmı ve kalan 3 kaleyle birlikte miras listesinde yer buldu. 

Rhaetian Demiryolları’nın işlettiği Albula ve Bernina hatları, 100 yıllık tarihi ve manzarası sayesinde listeye girmiş. En ünlüsüyse Glacier Express. 

St. Gallen’deki St. Gall Katedrali, 8. yüzyılda İrlandalı bir rahip tarafından kurulmuş ve çevresinde genişleyen şehir kilisenin adıyla anılmaya başlanmış. 

Ülkenin başkenti Bern, Aare Nehri etrafına kurulu Ortaçağ'dan kalan eski şehriyle 1848 yılından beri konfederasyonun başkentliğini sürdürmektedir. 

5

M.Ö. 5000 yıllarına tarihlenen ve Alp Dağları çevresindeki nehir kenarlarında kazıklar üzerine oturtulmuş prehistorik evlerin temelleri sit alanı ilan edilmiş olup 100’den fazla yerleşim yeri saptanmıştır.

Sardona İsviçre Tektonik Bölgesi; belirgin faylı yapısı, dağ oluşumunun evrelerini göstermesi açısından jeolojik ve aynı zamanda doğal olarak güzel manzaralar sunar. 

Lavaux Üzüm Bağları Terasları, Cenevre Gölü boyunca uzanan 30 km genişliğinde bir arazidir ki burada 11. yüzyıldan beri üzüm bağları bulunmaktadır. Burada Roma devrinde bağların bulunduğunu gösteren bulgular mevcuttur.

İsviçre Alpleri Jungfrau-Aletsch, yüksek Alplerin yapısına ait harika ve etkileyici bir arazi parçasıdır. Dağ silsilelerinin en buzlu bölümünü ve Avrasya'nın en geniş buzulu olan Aletsch Buzulu'nu kapsar.

İtalya ve İsviçre’nin ortak mirası San Giorgio Dağı, deniz fosilleriyle bilinen Lugano Gölü yakınındaki piramit şeklinde bir dağdır. 240 milyon yıl önce tropikal iklimin hâkim olduğu arazide pek çok deniz canlısı fosili bulunmuştur. 

İzlanda

Buzlar diyarı olarak anılan İzlanda; 300 bin kişinin yaşadığı, serin bir iklime sahip olmasıyla birlikte dünyanın en yaşanılabilir ülkelerinden. 

Gulf Stream sayesinde daha yaşanılabilir bir iklime sahip adada ilk yerleşimciler Viking soyundan gelen istilacılar.

Başlı başına volkanik bir ada olan ülkede depremler çok sık görülmekte ve jeotermal sular sıklıkla kullanılmakta. 

6

Doğal yaşamın ön planda olduğu ülkede milli parklara çok önem verilmiş ve bir tanesi de UNESCO miras listesine adını yazdırmış. 

Ülkenin güneybatısında yer alan Thingvellir Milli Parkı; tarihi, kültürel ve jeolojik özellikleriyle ülkede en çok ziyaret edilen destinasyondur. 

Ülkenin en büyük gölüne de ev sahipliği yapan park, volkanik taşlarla bezeli ve tektonik bir vadinin içerisinde yer alıyor. 

İzlanda’nın güneyinde, yakın bir tarihte volkanik patlamayla oluşan Surtsey Adası 1963-1967 tarihleri arasında oluşmuş. 

Denizaltı volkanik sisteminin bir parçası olan Vestmann Adaları’nın bir kolu olarak görülen Surtsey Adası 1,4 kilometrekare. 

7

Oluştuğu günden bu yana yüzölçümünün neredeyse yarısını erozyon sayesinde kaybeden ada, bilim insanlarının incelemesi için bir doğal laboratuar halindedir. 

Adanın oluşumundan kısa bir süre sonra böcekler başta olmak üzere pek çok canlı türü yerleşmiş ve kuşlar için de bir durak noktası olmuştur. Volkan temelli adada yetişen ufak bitkiler de koruma altına alınmıştır. 

Japonya

Binlerce yıllık bir kültürle harmanlanan, geçmişten günümüze bir adada yaşamanın verdiği avantajı kullanan Japonya, savaşların yıkıcı etkisine maruz kalsa da miras listesine 18 eser sokmuş. 

Shirakami-Sanchi bir dağlar silsilesi olup bakir Siebold kayın ormanları ile kaplıdır. Nadir bulunan Japon siyah ayısı, Japon dağ keçisi ile birçok kuş ve böcek türleri burada bulunmaktadır. 

Yakuşima, Japonya’nın ılıman iklimi zamanlarından kalan antik ormanlarının toplandığı tarihi bir adadır. 

8

1300'lü yıllarda yapılmaya başlanan Himeji Kalesi, 1618 yılına kadar eklemeler ile şato olarak da kullanılmış ve renginden ötürü “beyaz balıkçıl” olarak isimlendirilmiştir. 

Şintoizm’de kutsal kabul edilen Itsukushima Tapınağı, 6. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Gelgit ile ortaya çıkan ana kapısı Torii olarak adlandırılmaktadır.

200’den fazla nesli tehlikede türün bir arada yaşadığı Ogasawara Adaları, ülkenin 800 kilometre güneydoğusunda bulunan volkanik ada topluluğudur. 

Ülkenin en kuzeyinde bulunan Shiretoko Ulusal Parkı, Ohotsk Denizi’ne kıyısı olmasından dolayı kışın buzdağlarının görüldüğü, yazın ise kurak bir iklime sahip yarımadadır.

12. yüzyılın başlarında budaya adanan tapınaklar, düzenlenmiş bahçeler ve içinde barındırdığı arkeolojik alanla Hiraizumi, 2011 yılında miras listesine dâhil edilmiş.

9

Tarihi Shirakawa-go ve Gokayama köyleri geleneksel Japon yerleşimleridir. Görece büyük olup basılı otlarla kapatılmış kalın dik çatılara sahip bu evler iklime ve coğrafyaya uyum sağlamıştır. 

Japon imparatorluk başkentini yapan Kyoto, 700'lü yıllardan beri ülkenin kültürel merkezi olmuş ve bu kapsamda 17 yapı UNESCO’ya alınmıştır. 

1526 yılında kurulan Iwami Gümüş Madeni, 17. yüzyılda dünya gümüş üretiminin 1/3’ünü elinde bulundurmuştur. 

Ülkedeki en eski Budist tapınaklarının bulunduğu Horyu-Ji Bölgesi, 48 tapınağın bulunduğu ve 2 bölgeden oluşan bir sit alanıdır.

1872 yılında ipek işlemek adına Fransa’dan Tomioka’ya getirtilen makinelerle bir okul açılmış ve bu makinelerle de okullar açan Japonya, 19. yüzyılın sonlarında ipek pazarında hâkim güç olmuştur.

Eski Nara’da bulunan tarihsel abideler Japon mimarisinin gelişmesini gösteren Budist ve Shinto dinsel yapıları olup 8 bölümden oluşmaktadır. 

Nikko’nun çevresi asırlardan bu yana kutsal mekân olarak bilinmekte ve bu bölgedeki tapınaklar 17. yüzyıldan kalma olup zengin dekorasyonları nedeniyle dikkat çekmektedirler. 

10

Okinawa Adasındaki, Gusuku yapılaşmaları ve çevresindeki yerler 9 adet kaya anıtlar ve arkeolojik bölgelerdir. Bunlar 1429-1609 yılları arasında yaşamış olan eski Ryukyu Krallığı’nın kalıntılarıdır.  

Kii Yarımadası’ndaki hac yolları Shinto inancında 1200 yıldan beri süregelen bir geleneğin sembolüdür. 

11-19. yüzyıllar arasında  tahta bloklar üzerine basılmış Fuji Dağı resimleri Batı sanatını etkilemiş, bu alanda Japon ekolünü temsi etmiştir. Bu yöredeki 25 nokta UNESCO listesinde koruma altına alınmış olup bölge bir Budist merkezidir. 

Genbaku Dome olarak adlandırılan Hiroşima Barış Anıtı, 1945 yılında atom bombasının atılması akabinde ölen 70 bin insana adanan, bölgede ayakta kalan tek binadır. 

Emre Doğandor

Yazar Hakkında

Emre Doğandor

[1994-Bolu] Bir gezgin olarak doğmadım belki ama bir gezgin olarak ölmek, torunlarıma anılarımı anlatmak için yaşıyor ve geziyorum.