Lüks Kayak Rotaları

Özlenen kış mevsimi geldi çattı. Ve kışın gelmesiyle birlikte dünyanın dört bir tarafından tatilciler kayak merkezlerine akın etmeye başladı.  4000 metre yüksekliğindeki karlı dağlarda sıcak bir Viktoryen kulübede içkisini yudumlamayı sevenler için de, kış sporlarının tadını doyasıya çıkarmak isteyenler için de çeşitli destinasyonlar mevcut. Bunlardan bazıları gece hayatını sevenler için, bazıları da daha sakin bir tatil isteyenler için ideal. Ve bunları yaparken lüksünden vazgeçmek istemeyenler için en uygun 10 destinasyonu derledik.  

1

Klosters, İsviçre

İsviçre’nin  en elit kayak merkezlerinden birisi olan Klosters, başta İngiliz Kraliyet ailesi olmak üzere birçok aristokratın sevdiği rotalardan birisi. Klosters’da lüks beş yıldızlı oteller yerine klasik Alpler’e özgü dağ kulübesi tadında butik oteller bulabilirsiniz. Buraya gelenler genelde sabah kayak yapıp öğleden sonrası güneşinden kaçarak şömine eşliğindeki lounge’larda kokteyllerini yudumlayıp eşsiz manzaranın tadını çıkarıyorlar. Geceleri  de Casa Antica, Chesa Bar gibi meşhur mekanlar tercih ediliyor. 

Courchevel, Fransa

Fransa’nın  II. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan ilk kayak merkezi olan Courchevel, Fransa’nın “Trois Vallées” (Üç Vadi) bölgesinde yer alıyor ve dünyanın en pahalı kayak destinasyonlarından biri olarak biliniyor. Dört farklı yükseklikteki köylerden oluşuyor ve köyler yüksekliklerine göre sırasıyla Courchevel 1300 (Le Praz), Courchevel 1550, Courchevel 1650 (Moriond) ve Courchevel 1850 olarak adlandırılmış. Lüks otelleri, Michelin yıldızları restoranları ve en pahalı giyim markalarının dükkanlarıyla dünya sosyetesinin gözdelerinden biri haline gelmiş. Courchevel’in ışıltılı sokaklarında kendinizi kaybedip her an ünlü birisiyle karşılaşabilirsiniz. “Après-ski” içkileriniz için de Courchevel’i bu kadar popüler yapan barlarını, loungelarını veya gece kulüplerini tercih edebilirsiniz.

Beaver Creek, Kolorado

Beaver Creek, Rocky Dağları’nın eteğinde, diğer bir popüler kayak merkezi olan Aspen’e yakın bir mesafede bulunuyor. Hafif bir Alp Dağları etkisi görülen bölgede lüks oteller ve dağ kulübeleri bulmak mümkün. Acemiler ve profesyoneller için de kayak pistleri mevcut. Kış sporlarının yanında enfes bir yemek için lüks restoranlar, eğlence yerleri, mağazalar ve bir de çeşitli etkinliklerin düzenlendiği Villar Performans Sanatları Merkezi bulunuyor. 

2

St. Anton, Avusturya

St. Anton, Avusturya’nın  en popüler ve eğlenceli kayak rotalarından birisi. Hareketli gece hayatıyla ünlü bu bölge, kayakta enerjisini yeterince harcamayanlar için eşsiz après-ski aktiviteleri sunuyor. Hatta bazı gece kulüpleri gündüz bile açık oluyor. Hepsinden öte yaklaşık 280 kilometrelik zorlayıcı pistlerinde kayak becerinizi test edebilirsiniz. Akşam yemeklerinde hemen hemen her restoranda ve otelde sunulan alabalığı, salataları ve yerel biraları deneyebilirsiniz. St. Anton’a Zürih ve Innsbruck’tan trenle rahatlıkla ulaşılabilir.

Zürs, Avusturya

Yakında bulunan Lech’le beraber dünya sosyetesinin gözdelerinden biri olan Zürs, St. Anton’a kıyasla nispeten daha küçük ve daha sakin. Özellikle Hollanda Kraliçesi Beatrix, Monaco Prensesi Caroline gibi aristokratların uğrak yerlerinden birisi. Ayrıca dünyanın en pahalı dağ kulübesi tarzındaki oteli burada bulunuyor. Acemilerden profesyonellere her kesimden kayakçıya pist sunan bölgede pistlerin toplam uzunluğu 350 kilometreyi buluyor. Zürs’te yaşayanlar bölgede en güzel karın buraya yadığını söylüyorlar ve ortalama kar kalınlığı 12 metreyi buluyor.

Cortina, İtalya

Tarihi 1000 seneye dayanan Cortina  şehri 1956 Kış Olimpiyatları'na ev sahipliği yaptıktan sonra başta İtalyan sosyetesi olmak üzere birçok ünlünün tercih ettiği tatil yerlerinden biri olmuş. George Clooney, Naomi Campbell gibi ünlüler düzenli olarak Cortina’ya kış sporları yapmaya geliyor. İtalyan yaşam tarzının etkilerinin bariz bir şekilde görüldüğü kasabada, İtalyan mutfağının en lezzetli yemeklerini ve içkilerini bulabilirsiniz. Pistleri genellikle orta seviyede kayakçılara uygun olsa da kayağa yeni başlayanlar için pistler de bulmak mümkün.

Zermatt, İsviçre

İsviçre’nin en ünlü dağı Matterhorn’un eteklerinde bulunan Zermatt , Alpler’in en yüksek tepeleriyle adeta çevrelenmiş. Bu nedenle kar burada uzun bir süre yerde kalıyor. Klasik Alp kasabalarıyla modern dokunuşların birleştiği kasaba, Nicole Kidman, Madonna gibi dünyaca ünlü yıldızları da ağırlamış. Ayrıca dünyada gurme restoranların en yoğun bulunduğu bölgelerden biri. Zermatt’ta tatil yapmaya gelenlerin kimisi dağlarda kimisi merkezde bulunan bu restoranlarda yapılan nefis  lezzetleri tatması gerek. İsteyenler de turizm ofisinden kayıt yaptırıp helikopterlerle dağlarının eteklerini gezebilir.

3

Chamonix, Fransa

Avrupa’nın en yüksek dağı Mont Blanc’ın eteklerinde bulunan Chamonix  1700’lerin sonunda iki İngiliz’in kasabanın güzelliğini keşfetmesiyle birlikte yerli ve yabancı turistler için popüler bir destinasyon haline gelmiş. 1924 yılında da dünyanın ilk Kış Olimpiyatları’na da ev sahipliği yapmış. Günümüzde de kış sporları, lüks otelleri ve eşsiz doğasıyla kış turizminin önemli rotalarından birisi olarak görülüyor. Kayak yapıp dağ kulübelerinde sıcak şarap yudumlamak dışında bölgenin diğer doğal güzelliklerini de görmek isterseniz trenle sadece 20 dakikada gidilen meşhur “Mer de Glace” yöresinde bulunan buz mağaralarını, kayaları ve gölleri görebilirsiniz.

St. Moritz, İsviçre

St. Moritz’de yerleşim, 3000 yıl önce mineral kaynaklarından dolayı başlamış. Günümüzün en ünlü kayak merkezlerinden birisi. Yılın 322 günü güneş aldığı için St. Moritz kasabasının sembolü güneş olmuş. Merkezin hemen yanında bulunan St. Moritzersee Gölü tam bir kartpostal manzarası oluşturuyor. Yazın yüzülen bu gölde, şubat ayında buz tuttuktan sonra at yarışları düzenleniyor. Bu sevimli Alp kasabası, yaklaşık 350 kilometrelik kayak pistiyle kayak severleri ve 150 kilometrelik parkurlarıyla doğa yürüyüşü yapmayı sevenleri davet ediyor.

Megève, Fransa

1900’lerin başında aristokrasinin gözbebeği olan St.Moritz’in bozulduğunu düşünen Rothschild ailesi 1916’da Megève Köyü'nü  keşfedip burada bir otel açmış. Beton yığınlarının burayı istila etmesini istemeyen aile köyün tarihi dokusunu bozmadan Alpler’e özgü dağ kulübelerinin yapılmasını teşvik etmiş. Günümüzde de tarihi yapısını koruyan köyün merkezinde Orta Çağ’dan kalma evler ve at arabaları görmek mümkün. Kar kalınlığı bazı yerlere kıyasla nispeten daha az olsa da her seviye için kayak pisti bulabilirsiniz. Ayrıca bu kasaba ‘en fazla Michelin yıldızlı restoran sahip dağ kasabası’ olarak da biliniyor. Dünyaca ünlü şeflerin yaptığı leziz yemeklerden yemeden dönmek olmaz!