Malta'ya Gitmek İçin 10 Neden

Avrupa’nın güneyinde, Akdeniz’de yer alan Malta, beş takımadadan oluşan bir ada devleti. Toplam yüzölçümü 316 kilometrekare olan bu takımadaların en büyüğü, 237 metrekarelik Malta Adası. Hepi topu 450 bin kişi olan ülke nüfusunun büyük çoğunluğu bu Malta Adası’nda yaşamakla birlikte, Malta Devleti’nin başkenti Valletta da burada bulunuyor. Bu kısa coğrafi bilgilerden sonra, Malta’ya neden gitmeniz gerektiği konusunda aklınızdaki sorulara cevap olabilecek listemize geçelim.

1- Başkent Valletta ve Malta Şovalyeleri

Tamam, şanlı tarihimiz açısından talihsiz bir olayla başlayacağız belki ama bu şehir, ismini Osmanlı Donanması’nın kuşatmasını ve saldırılarını püskürtmesiyle bilinen Malta Şovalyeleri’nin en ünlüsü Jean de Valletta’dan almakta. Dolayısıyla Malta tarihinde önemli bir yer edinen Valletta adeta bir tarih ve müze kenti. Bu olağanüstü müzelerin arasındaki, Osmanlı – Malta Savaşları’na ait eserlerin sergilendiği Elmo Kalesi ve Müzesi; St. John Katedrali, Malta Ulusal Savaş Müzesi ve Malta Ulusal Arkeoloji Müzesi mutlaka gezmeniz gereken müzeler.

2- Temel Reis Köyü (Popeye Village)

Günümüzde 40’lı yaşlarında olan kuşağın çocukluklarında en sevdikleri çizgi film karakterlerindendi Temel Reis. Sonra dijital animasyon icat oldu, mertlik bozuldu tabii. Temel Reis’in, başrolünü geçtiğimiz yıllardaki trajik ölümüyle yine aynı kuşaktan bizleri yasa boğan Robin Williams’ın oynadığı ancak değeri nedense hiçbir zaman bilinmemiş olan, 1980 yapımı, renkli mi renkli bir filmi de var. İşte o filmin çekildiği set Malta’da ve üzerinden 37 yıl geçmiş olmasına rağmen aynen korunuyor. Bu da biz turistler için mutlaka görmemiz gereken yerlerden biri olup çıkmasını sağlıyor tabii. Orijinal ismiyle Popeye Village’da birbirinden sevimli evler, restoranlar, oyun alanları, parklar, sergiler, müzeler bulunuyor. Ailecek görmeniz, içinizdeki çocuğu yaşatmanız gerek.

3- Gozo Adası

Gozo Adası  sadece 67 kilometrekarelik bir yüzölçüme sahip ancak Malta Cumhuriyeti’nin en büyük ikinci adası. Burası, Malta Adası’nın kuzeybatısında ve Sicilya’nın güneyinde yer alıyor. Malta Adası’na göre nispeten daha kırsal bir yapıya ve sakinliğe sahip. Bu özelliğiyle, tatilde kafa dinlemek isteyenleriniz için biçilmiş bir kaftan. İlk yerleşimin M.Ö. 5000’li yıllarda yapıldığı düşünülen adanım başkenti olan Victoria’nın eski adı Rabat idi. “Kafa dinlemek için biçilmiş kaftan” dedik ama son yılların dünyaca ünlü dizisi Game Of Thrones’un (Taht Oyunları) gürültülü-patırtılı bazı sahnelerinin Gozo’da çekildiğini de belirtmeden geçmeyelim.

4- Azure Window (Mavi Pencere)

Burası da aslında Gozo Adası’nın kuzeyinde yer alan, devasa, meşhur bir kayalık ancak Titanların Savaşı (Clash Of The Titans) filminde ve az önce de bahsettiğimiz gibi Game Of Thrones (Taht Oyunları) dizisinde de Daenerys Targaryen Khaleesi ile Dothraki Khal Drogo'nun düğün sahnesinde yer almasıyla, neredeyse Gozo’nun kendisinden daha ünlü olduğu için ayrı bahsetmemiz gerekti. Bu meşhur kayalığın geçtiğimiz mart ayında yaşanan şiddetli fırtınada oluşan dev dalgalarla yıkılmış olması ise gerçekten çok üzücü. Ancak, kayalığın buna rağmen popülerliğini hiç kaybetmediğini de belirtelim.

5- Ggantija Tapınakları

Gozo Adası’nın başkenti Victoria’ya yaklaşık 3 kilometre uzaklıktaki Ggantija Tapınakları, dünya üzerinde bilinen en eski ve önemli yapıların arasında. Birleşik Krallık’ta bulunan Stonehedge ve Mısır’daki piramitlerden daha eski olan bu yapılar günümüzden yaklaşık 5500 yıl önce, Neolitik Dönem’de yapılmışlar. 1980 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne kabul edilen bu tapınaklar, Şanlıurfa’daki Göbeklitepe harabelerinden sonra, insanoğlu tarafından inşa edilen en eski ibadet alanları olarak kabul ediliyor.

6- Comino Adası ve Blue Lagoon (Mavi Lagün)

Amerika menşeili The Huffington Post gazetesinde yayınlanmış olan bir makalede "Eğer Dünya'da bir cennet varsa, Comino Adası'ndaki Blue Lagoon'ü olabilir," diye tasvir edilen, muhteşem bir deniz burası. Bu nedenle Malta'daki diğer tüm plajlardan ayrı olarak bahsedilmesi gereken bir yer bizce (ve Malta'ya başlı başına gitme nedeni, tabii ki). Comino Adası ve Blue Lagoon, Malta Adası ile Gozo Adası'nın arasında kalıyor bu arada.

7- İngilizce Dil Eğitimi

Malta, uzun bir süre boyunca İngiliz sömürgesi olarak kaldığından, ülkede Maltaca dilinin yanı sıra İngilizce de resmî dil olarak benimsenmiş. Bu nedenle, çift resmî dili olan Malta'nın yerli halkıyla rahatlıkla iletişim kurulabiliyor. Malta'daki İngilizce dil okulları günümüzde ülkenin en büyük gelir kaynaklarından biri. Ülkede 50’den fazla dil okulu bulunmakla birlikte, kaliteli İngilizce dil eğitimini İngiltere, Amerika veya Avustralya'ya göre çok daha ucuza almanız mümkün. Bu bakımdan gayet cazip bir seçenek, aklınızda olsun.

8- Malta'da Eğlence ve Gece Hayatı

Malta'da eğlence ve gece hayatı çok renkli ve canlı. Güneşin batmasıyla birlikte, Malta bambaşka bir atmosfere bürünüyor gerçekten de. Eğlencenin en canlı olduğu bölgesiyse St. Julians. Burada akşamın ilk saatlerinden sabahın ilk ışıklarına kadar açık olan gece kulüpleri, barlar ve publar, dünyanın dört bir yanından İngilizce eğitimi için Malta'yı tercih eden öğrencilerle dolup taşıyor. Ayrıca adanın hemen hemen her kasabasında özellikle yaz dönemlerinde düzenlenen renkli festivaller ve etkinlikler, Malta'yı turistik açıdan bir cazibe merkezi hâline getiriyor.

9- Malta'nın Plajları ve Akdeniz

Malta'da Blue Lagoon'ün haricinde de birçok güzel plaj var elbette. Bunlar: - Mellieha Bay - Paradise Bay - Golden Bay - Pretty Bay - St. George's Bay - St. Paul's Bay Yukarıdakilerin dışında irili ufaklı birkaç plaj daha olsa da hiçbiri Blue Lagoon kadar berrak değil açıkçası. Bilginize.

10- Malta'da Balayı

Malta, başbaşa kalmak isteyen yeni evli çiftler için alternatif bir balayı destinasyonu. Deniz, kum, güneş, tarih, eğlence, her şey bir arada çünkü; daha ne olsun? Hatta, kalbinizi çalan sevdiceğinizle birlikte Malta'ya kadar gelmişken, düğününüzü de burada yapsanız ya? Bizce düğün organizasyonları açısından da seçenekleri bol ve çok güzel bir yer Malta. Sonuçta Khaleesi ile Drogo'nun da evlendiği bir yerden bahsediyoruz, ne dersiniz?