İlk gün daha çok kaldığımız yerin etrafında ufak yürüyüşler yaptık, diğer arkadaşlarımızın gelmesini bekledik, Kreuzberg'e, Alexanderplatz'a geçtik. Onlardan daha sonra bahsedicem. Eğlenmeyi çok seven bir ekip olduğumuz için ayağımızın tozuyla ilk gece Watergate'e gittik. Watergate Spree Nehri'nin kenarında bir gece kulübü. Berlin'de gece kulüplerine giriş genel olarak 10-15 Euro civarı, içeride içtiğiniz biralara yaklaşık 3-4 Euro ödüyorsunuz :) Sabahın ilk ışıklarına kadar orda kaldık.
2. gün sabah eve dönebildikten sonra, birkaç saatlik uykuyla kahvaltı edip East Side Gallery'i görmek için yola koyulduk.Duvarın önüne fotoğraftaki gibi teller konulmuştu; eskisi gibi güzel fotoğraflar çekmek artık daha zor.
East Side Gallery'i de turlayıp güzel fotoğraflar çektikten sonra biraz soluklanmak için Mariannenstr üzerinde Das Hotel adında bir bara giriyoruz.Muhteşem salaş ve güzel bir bar, içeride elektrikle aydınlatma yok; mum ışığıyla aydınlanıp içeceğinizin tadını çıkarıyorsunuz.
Alexanderplatz'dan Müzeler Adası yönüne yürüdüğünüzde hemen Rotes Rathous'un önüne çıkıyorsunuz. Kırmızı belediye binası denilen bu bina 2. Dünya Savaşı sırasında büyük hasar almış ancak daha sonra restore edilmiş bir rönesans yapısıdır.
Buradan Berliner Dom'a geçiyoruz , Berlin Katedrali'nin yanında devasa bir kütüphane var, orası da ilgimi baya çekiyor. Müzeler Adası'nda hızlıca bir tur atıp oradan Bradenburg Gate'e doğru yürüyoruz. Zamanlamamız mükemmel çünkü bu meşhur yeri hem gece hem gündüz görmek istiyorum. Gün henüz kararmadan oradayız, hemen yanında bir kahve içip havanın kararmasını ve aydınlatma içerisinde Bradenburg Gate'i görmeyi bekliyorum, gerçekten muhteşem bir yapı.Kapının üstünde Quadriga var, Napolyon Prusya'yı yenince Quadriga'yı yerinden söktürüp Paris'e götürmüş, adamdaki azim takdire değer. Prusya kralı Paris'i ele geçirince Quadriga'yı geri alıp Berlin'e geri getirmiş.
Oradan hemen hız kesmeden Yahudi Anıtı ve Hitler'in intihar ettiği sığınağının oraya geçiyoruz, tabi o sığınak neonaziler orayı üs haline getirmesin diye yıkılmış ve yerine konut ve otopark yapılmış.
Günün yorgunluğuna aldırmadan gece Tresor diye bir gece kulübüne geçiyoruz, burası eski elektrik santraliymiş. Burayı çok seviyorum, mutlaka eğlenmeniz gereken bir yer :). Sabaha karşı meşhur Berghain'a gidip öğlene kadar dans ediyorum :)
4.gün öğlen eve dönebildiğim için, akşamüstüne kadar uyuyup tatlı bir kafede hızlıca bir kahvaltı edip Kudam/ Kurfürstendamm'a geçiyorum. Burası daha çok alışveriş yapabileceğiniz lüks bir cadde, Hardrock Cafe burada bulunuyor. Akşamında Kreuzberg'de güzel bir barda birkaç bira içip soluklanıyoruz. Bana kalırsa Kreuzberg söylendiği gibi kötü bir yer değil çok fazla Türk var Türkiye vs. şeylere aldırmayın mutlaka görün. Vakit geçirebileceğiniz güzel mekanlar var, mutlaka görün!
5.gün Yahudi Müzesi'ne gitmek için yola koyuluyoruz. Checkpoint Charlie'de fotoğraf çekip hemen yanındaki Einstein Cafe'de bir kahve içiyorum, birşeyler atıştırdıktan sonra yine Kreuzberg'de bir barda akşamüstü birası yapıyoruz.
Berlin Hakkında BilmenizGerekenler:
Berlin küçük İstanbul vs. gibi şeyler kesinlikle doğru, asla yabancılık çekmiyorsunuz. Sadece Türkçe bilerek bile gayet gezebileceğiniz bir şehir.Metro biletleri biraz pahalı günlük bilet 7 Euro, tek bilet 2,70 Euro gibi birşeydi. Metroda bizdeki gibi turnikeler yok isterseniz biletsiz binebilirsiniz ama BVG denen metro çalışanları aniden metroya binip bilet kontrol yapabiliyor. Yanılmıyorsam yakalanırsanız cezası 70 Euro. Size kalmış :).
Çok fazla Türk restoranı var, Türkiye'de yemediğiniz kadar döner yeme ihtimaliniz mevcut :)
Berlin inanılmaz ucuz bir şehir, aman param yetişmez, aman şu olur bu olur demeyin. Mutlaka gidip görün!