Bir Bakışta Floransa Bölgesi ve Toscana

Sanatı, tarihi ve güzel manzaralarıyla tanınan Toscana Bölgesi, zengin tarihi mirasıyla gurur duyan bölge sakinleri için geçmişi ve bugünü bir arada yaşamaktadır. Bağımsızlığına düşkün ve mücadeleci yanıyla öne çıkan Toscana, yabancıların gözünde sonsuz cazibesini kazandıran doğal güzelliklerini ve geleneklerini bugüne taşımayı bilmiştir.

Kökenleri Etrüskler’e kadar uzanan Toscana halkı, ataları ve gelenekleriyle gurur duyar. Genetik bilimciler, yalnızca Toscana’ya özgü genetik bilgi taşıyan segmentler keşfetmişlerdir. Bugün bile, Etrüsk urnalarına betimlenmiş yüzlere modern sokaklarda rastlamak mümkündür.

Fotoğraf

Floransa ve çevresi, II. Dünya Savaşı sırasında Almanlarca işgal edilmişti; bu Faşist dönemin acıları ve utancı hâlâ akıllardadır. Bunun bir sonucu olarak, bölge insanının demokrasi sevgisi siyasete büyük bir katılımla kendini gösterir; Floransa merkezinin taşıt trafiğine kapatılması gündeme geldiğinde, demokratik biçimde referandum yapılmıştı. Ancak 1990 yılında San Lorenzo pazarının kapanmasını engellemek amacıyla polisle çatışmayı göze alarak kanunları kendi kontrollerinde tutmayı yeğleyenler de yine kent halkı olmuştur.

Toscana halkının yurt sevgisi güçlü bir campanilismo’ya yol açmıştır: milliyetçilik yerel kilisenin çan sesiyle özdeşleşmiştir. Sosyal antropologlara göre, Ortaçağ’da aileler arasında yaşanan güçlü çatışmalar bu konuda önemli bir rol oynamış olabilir. Bugün bunun izleri birçok Toscana festivalinde, bir şehrin farklı semtleri arasındaki rekabet olarak kendini göstermektedir.
Toscana halkının çalışma saatleri bile yüzyıllar önceki atalarının yaşam biçimini yansıtır. Tarlalarda çalışan insanların günü, yaz aylarında, saat 04:30 gibi erken bir saatte güneşin doğuşuyla başlar. Çiftliklerde ve bağlarda çalışanlar günlük işlerini öğleye doğru bitirir, sonra da yemek yemek ve dinlenmek için evlerine çekilirler.

1950’lere kadar Toscana halkının yaşam tarzı belli bir düzeni izliyordu: bölge, mezzadria denilen ve köylülerin üründen pay alarak çalıştıkları bir feodal sistemle yönetiliyordu. Bugün tarım ürünleri Toscana ekonomisinde önemli bir yer tutmasına karşın, nüfusun yaklaşık %20’si tarım sektöründe çalışmaktadır. Birçok çiftçi aile, topraklarını sabit bir ücret karşılığında kiraya vererek fabrikalarda çalışmayı tercih etmiştir. Kent sakinleri ise eski yaşam tarzlarına hala bağlıdır: siesta alışkanlığı bugün de yaygındır; bu nedenle öğleden sonraları her yer birkaç saatliğine kapanabilir. Ziyaretçiler de, fresklerin karşısında saatler geçirmeden önce sabah erkenden kalkıp kafelere doluşan kalabalığın arasına karışmanın bir yolunu bulurlar. Floransa’nın merkezinde sabahın erken saatlerinde kurulan ve taze ürünler satan çeşitli pazarlar vardır. Pazarlık yapmaya meraklı, yemek yemeyi seven Toscanalılar, bu pazarlara büyük ilgi gösterir, ancak 13:00’te bütün tezgahlar toplanmış olur. Kiliseler sabah saat 08:00’de açılır, ama Pazar günü dışında düşüncelerinizi bölebilecek pek kimseye rastlamazsınız. 

Günümüzde çok az Toscanalı kiliseye düzenli olarak gitmektedir. Pazar günleri genellikle arkadaş ziyaretleri, futbol maçları ve aile yemekleriyle geçer. Günün başlangıcını belirten hareketliliğin ardından yaşamın temposu düşer. Tarihi kent merkezine yeni bina yapılmasına izin verilememektedir; bu nedenle herkes okula gitmek ya da çalışmak için eski kenti ziyaretçilere bırakarak otobüsler ve arabalarla kent dışındaki okullara, iş yerlerine ve fabrikalara gider.


Fotoğraf

Özellikle Pisa, Lucca, Floransa ve Siena gibi daha büyük kentler, buna direnerek tamamıyla turizme adanmış müze kentler olmaktan kurtulmaya çalışmaktadır. Dönemin en varlıklı ve güçlü ailesi olan Mediciler ve “Pratolu Tüccar” gibi günümüz halkının da yetenekli olduğu bankacılık, sigorta ve muhasebe gibi hizmet sektörleri geliştirilmeye çalışılmaktadır. Yine de, pek az şanslı kişi bu güzel kentlerde çalışma olanağı bulabilir. Bunlar da genellikle Pisa, Siena ve Floransa’daki ünlü üniversitelerden mezun olmuş avukatlar, mimarlar, çevre korumacılar ye da tasarımcılardır. Toscana halkının büyük kısmı Prato’yu Firenze Nuova’ya (Yeni Floransa) bağlayan banliyölerde çalışır. Ancak Toscana ekonomisi hala zanaat geleneğine bağlıdır. Ünlü Milano tasarımcıları, Prato’daki ve Floransa’daki dokuma fabrikalarının ürünlerini kullanırlar. Altın işçiliği de sadece Floransa’daki Ponte Vecchio atölyeleriyle sınırlı değildir – Arezzo’da Avrupa çapında rağbet gören mücevherler üretilir.
 
Fotoğraf

Zeytinyağı ve şarap dünyanın her yerine ihraç edilir; cam ve mermer ürünleri ile motosikletler de Toscana’nın önemli sanayi ürünleri arasındadır; Toscana’nın limanı olan Livorno İtalya’nın en kalabalık ikinci limanı olduğu gibi, Pisa’daki Galileo Galilei Havaalanı da önemli bir hava ticareti merkezi haline gelmiştir.

Toscana’ya özgü sanatsal yaratıcılığa tanık olmanın en iyi yollarından biri, akşam gezintilerini (“passeggiata”) kaçırmamaktır. Sokaklar bir yandan dolaşırken bir yandan da sohbet eden şık insanlarla dolar. Fare bella figura (iyi görünmek) öyle önemlidir ki, turistlerin bile benzer bir şıklık sergilemeleri beklenir. Uygar bir dünya yaratmayı atalarından miras alan Toscana sakinleri arasına katılmak için bu fırsatı kaçırmayın…