Changwon- Chandong Sanat Köyü (Masan)

Kore'de genelde popüler noktaları gezmek moda sanırım bu yüzden her sene bilinmeyen yerleri canlandırmak adına Kore Turizm Organizasyon Ofisi etkinlikler yapıyor. 2015'te "Adını Kore'ye Yaz" (Write your name in Korea)  etkinliği ile tam olarak 23.000 kişinin adını Masan / Changwon'da bulunan Chandong Sanat Köyü'nde "Sang Sang Gil" Caddesi'nin yerine yertaşı olarak yazacağı bir etkinlik yaptı.

Ben de bu etkinliğe çıktığı gibi katıldım ve ilk katılımcılardan olduğum için kısa sürede "Adınız Sang Sang Gil Caddesi'ne konmuştur. Konumu ve sırası şudur" diye bir e-mail aldım. Kore'de kalacağım 3 aylık zaman dilimindeki hedeflerimden biri de gidip kendi gözlerimle adımı görmekti. ve bu hedefimide gerçekleştirdim. Busan şehrinden Masan'a geçecektim. Masan hiç bilmediğim bir yerdi ve ulaşım konusunda da bilgim yoktu. Büyük şehirlerde metro vb. ulaşım yolları kolay ama bazı şehirlere gitmek biraz daha zahmetli olabiliyor. Neyse Busan'lı arkadaşlarım sağolsunlar çok yardımcı oldular.

Busan'dan Changwon'a gitmek için Busan metro hattında Hat 2 (Yeşil), Sasang Durağı'na gidiyoruz öncelikle burda indiğimizde Busan otobüs terminali çıkışından çıkmamız gerekiyor. Bu otobüs terminalinden birçok yere gidiş var... Masan 1 saat ve 4.000 Won ücreti. Masan'a giden otobüsler bizim eski Türk filmlerindeki otobüslere benziyordu. Perdeleri iç tasarımı bana resmen nostalji yaşattı... Bir de şansıma çok yağışlı bir gündü.. Radyo'da çalan Kore trot parçası ve dışardaki yağmurdan ben 1 saat baya güzel uyumuşum...Gözlerimi açtığımda Masan otobüs durağındaydım.

Masan otobüs terminaline vardığınızda başka bir şehire gidecekseniz terminalde saatleri kontrol edin derim... Ben gün sonunda Jeonju şehrine geçecektim. O yüzden hemen sıcağı sıcağına biletimi aldım . Changwon Sanat köyü'nün internette verilen adresinde biraz eksikler vardı (bana göre) Terminaldeki görevli ile bakarak nasıl gideceğimi öğrendim. Terminalin karşındaki tarafa geçip 100 No'lu otobüse binerseniz "Changwon Art Village" durağında inince direk "Sang Sang Gil" Caddesi'ni görüyorsunuz... 

Çok yağışlı birgüne denk geldiğim için baya şansızdım. Üzerimde yağmurluk sırılsıklam olana kadar adımın olduğu yer karosu ve görebildiğim bütün Türk isimlerinin adlarını çekmeye çalıştım ve elimde valizim, fotoğraf ekipmanım olduğu için kendimi ilk gördüğüm kahve dükkanına attım. O halde bulabildiğim en sevimli kahve dükkanlarından birini buldum.

Biraz soluklanıp, kururken her zamanki gibi Kore'nin meşhur Amerikanosu'nu içerken free wi-fi'den faydalandım. Kore'de bu olay harika internetsiz kalmıyorsunuz. Bir sonraki durağım Changwon Sanat Köyü içinde bu etkinliğe katılanlara verilen hediyelerin alınacağı mekana gitmek olacaktı. Kahvemi bitirip cadde üzerinde birkaç dakika yürüdükten sonra afişi gördüm.

 

Meğer hediyeleri alacağımız yer de bir sanat platformuymuş. Sanat ile ilgili konuşmaya başlayınca baya laf lafı açtı. Yine bir ajumma ile aşk yaşadım... (Ajummalar bana bayılıyor nedenini hala çözemedim) :) Sonra geldiğime dair bir deftere adımı ülkemi yazdım. Hediyelerimi verip fotoğrafımı çektiler. Eski tip lastik ayakkabı malesef ayağıma uyanı yoktu. Bez çanta, Kore akbili (içinde 5.000 won para vardı), Pancoat tişört (bu Kore'deki baya ünlü bir marka üzerinde Imagine Your Korea logolu). Ben sadece 1 hediye verecekler sanıyordum. Elim kolum doldu yani =) 

Sonrasında öğlen saati olduğu için karnım açtı ve ajummalar bana "Boribap" denen bir Kore yemeğinin meşhur olduğu bir lokanta önerdiler. Eşyalarımı orada bırakıp yemeğimi yiyeceğim yeri bulmaya gittim.

Aslında bu yemekle ilk tanışmam Busan'da oldu. Unnie'm ile ne yesek... ne yesek... dedikten sonra bana dediki "Hiç Boribap yedin mi?" dedi "O nasıl bir yemek ilk defa duydum" diyince "Bibimbap'a benzeyen ama sunum şekli farklı olan bir yemek" dedi.

Bibimbap'ı artık bilmeyen yoktur diye düşünüyorum... Dünyada  da en sağlıklı yemek olarak adı geçiyor... Alt kısmında pilav üzerinde çeşitli sebzelerden ve yumurtası ile görsel şölen bana göre tabi yemeğe başlamadan acı Kore acı biber sosu "GochuJang" ile karıştırdığınızda tam bir  bulamaç oluyor ve o görsellikten eser kalmıyor ama çok lezzetli... (Mevsimine göre sebzeleri değişiyor. İsteğe göre'de et ekleyebiliyorsunuz)

Neyse bu dip bilgiden sonra Bibimbap'ın atası sayılan bir yemek Boribap yemeye gittim. Aslında mantık aynı ama burda bütün malzemeler ayrı ayrı tabaklarda geliyor ve siz istediklerinizi pilavınıza koyuyorsunuz. Yemeğin yanında ılık pirinç suyu da geliyor (su yerine) boribapta genelde et yok bazı restoranlarda yanında balık veriyorlar. Boribap'ın pilavı da klasik pilav değil içinde buğday da var... Çok daha lezzetli geldi bana!

İlk lokanta Busan'da çıkarken beğendin mi? diye sordular... Kore'de yabancıysan ve yerel lokantalarda yemek yiyorsan merak ediyorlar.. Acaba beğendi mi? Yiyebilecek mi? Hatta biz Türklerin acıyı rahatlıkla yediğini görünce hem şaşırıp hem seviniyorlar. Hatta ben acıyı rahatlıkla yediğim için bana yemek ısmarlayanlar bile olmuştu. Bu dükkanda da beni görünce çok şaşırdılar ve yemeği yerken sürekli gözleri üzerimdeydi. Boribap ya da Bibimbap yeni tatlar seviyorsanız mutlaka deneyin derim ;)

Yemek sonrasında biraz daha sokaklarda dolaştım. MBC kanalının açık radyo yayınına denk geldim. Kapıdan çaktırmadan bakarken içeriye davet edildim ve radyo yayınında kardeş ülke Türkiye'den bir arkadaşımız burada diye konuştular. Keşke hava daha iyi olsaydı ve ben ara sokaklarda daha çok dolaşabilseydim. Kore'ye gidip uzun süreli kalacaksanız bu güzel şehri ve Sanat Köyü'nü mutlaka ziyaret edin.

Dip Not: 

"Unnie" Kore'de sadece kadınların kendinden yaşça büyük kadınlara hitap biçimidir. Abla anlamında erkeklerde "Nuna" derler. Erkekler kendinden büyük erkeklere "Hyung" kızlarda "Oppa" derler

"Ajumma" evlenmiş ya da yaşça büyük kadınlar için kullanılan bir ifadedir. "Ajussi" yaşça büyük erkekler için kullanılır. www.facebook.com/guneykorede20gun