Heyecan Dolu Başlangıç: Köln
Uçak 04:00'de kalkıyor. Köln yolcusu kalmasın. Geceleyin fazla yolcu olmaması ve bavullarımızı kabine almamız nedeniyle 10 dakikada kendimizi uçağı beklerken bulduk. Uçak bileti çıktısı da olsaymış yarım saat geç gelebilirmişiz.
Köln'e yaklaşık 4 saat yolculuk sonrasında vardık. Yabancı bir ülkeye gelmenin verdiği ilk afallamayı atlattıktan sonra, hemen biletimizi alıp Köln merkeze trenle 15 dakikada ulaştık. Dip not: 15 dakikada treni bekledik.
Biletleri makinadan alıyorsunuz, yanınızda 10 ya da 20 € bulundurun, 50 € üstünü makinaya veremezsiniz.
Tren istasyonundan çıkışta hafif bir yağmurla Köln'e merhaba dedik. Katedral zaten istasyona 5 dk yürüme mesafesinde. Katedral tam anlamıyla; ihtişamlı, iç karartıcı ve mistik.
Katedrali gördükten sonra saat 10:00'da bizi Brüksel'e götürecek, önceden biletini aldığımız otobüsün durağına yol aldık. Otobüste yalnız şoför var, rezervasyon numaranızı vermeniz yetiyor. 2 katlı otobüsün üst katına oturduk. Biraz koltuk araları dar ve gençler çok ses yapıyor olsada Wifi olması, telefon şarj edebilmenin olması büyük bir avantaj. Yani nihayetinde mutluyuz.
Brüksel'e girerken gördüklerimiz bizi gezmeye teşvik etmedi. Biz de hemen bilet alıp, Ghent'e gitmeye karar verdik.
*Makinalarda para geçmiyor, yalnız kredi kartı, aksi takdirde gişeden bilet almalısınız.
Belçika'nın 2. en büyük şehri Antwerp. Saat: 13:30. Hemen tren istasyonu yanında booking.com'dan seçtiğimiz Adoma Otel'e gittik. Hiçbir sorun yaşamadan paramızı verip, anahtarımızı aldık .
*Booking rezervasyonlarınızın 2 dilde çıktılarını yanınızda tutun.
1 saat dinlendikten sonra, ana çantalarımızı bırakıp sırt çantamızı hazırladıktan sonra şehre doğru yollara koyulduk. Uzun yolun verdiği yorgunluktan çok keyifli gezemesek de, şehir bizce mükemmel.
Belçika'nın geneline hakin olan Carrefourlardan alışveriş yapabilirsiniz, boşuna paranızı çarçur etmeyin.
Haziran ayında güneş bölgede saat 22:00'da batıyor. Doyasıya gezebilirsiniz! Yarına enerji depolamak ve kendimize gelmek adına saat 21:00'da otele gelip yattık.
Maps.me gibi telefon uygulamaları ile şehirde kaybolmadan gezebilir, gideceğiz yerleri önceden işaretleyebilirsiniz.
Gezilecek Yerler
1) Stadmuseum
2) Citadel Park
3) Sint-Baafsplein
4) Saint Bavo's Cathedral
5) Belfry-Ghent
6) Gravensteen Kalesi
7) Güzel kafelerden birinde soğuk bir içecekle serinleyin
8) Meydanda güzel bir yemek yiyin
9) Çimenlerde nehri ve yeşili izleyin
10) Mis gibi çilek kokulu bir tart yiyin
İlle de Brugge Yine de Brugge
Bir gün biletini aldığımız trenimize binip Brugge'e vardık.
Saat 08:30'da vardığımız Brugge'e trenle giderken, mükemmel yeşillikler arasında evde yaptığımız poğaçaları sıcak kahvemizle manzaraya karşı yedik. Evden bir miktar yemek getirmek, keyifli, güvenli ve ekonomik.
Brugge'de ne yapılabilir?
1) De Halve Maan
2) Our Lady Kilisesi
3) Sint-Salvator Kilisesi
4) Belfry of Brugge'ü gezin
5) Holy Blood Bazilikası
6) Historium Brugge'e bir bilet alın (biz yapmadık içimizde kaldı)
7) Huidenvettersplein'i gezin
8) Meyvalı, çikolatalı krep yiyin
9) Kanal turu
Bu kısım boş, çünkü biz yapmadık ama yapılabilir.
10) Beğendiğiniz çikolataları alın
11) Şehir pazarını gezin
12) Yeşillikler içinde kanala karşı çimenler üzerinde yatın
Saatler 15:00'i gösterirken ayrılmak istemiyoruz. Belki bilinç altının etkisiyle kaybolarak zor bela istasyona vardık. Yolumuz Antwerp...
Antwerp
Antwerp'e girişi yanlış istasyonda inerek yaptık. Şans o ya Yahudi mahallesinde inmişiz ve hepsi birbirine benzeyen aynı kıyafeti giyen insanlar açıkçası bizi şaşırttı. Sanki 2. Dünya Savaşı film setindeyiz. Yine booking'den ayarladığımız otelimize yerleştik. Kişisel banyo, tuvalet, konforlu bir yatak, saç kurutma makinası. İnsan daha ister?
*İbis Central Station-budget 1 gece 2 kişilik oda: 49€
Gezide yaptığımız belki en doğru seçimlerden biri olan velo ile internetten bisiklet kiraladık. Her 30 dakikada bir şehrin her yerinde bulunan bisiklet istasyonlarında değiştirmeniz halinde oldukça pratik, keyifli ve ucuz bir çözüm.
Antwerpte ne yapılmalı?
1) Merkezde yemek yiyin, soğuk bir şeyler için, seçenek çok, karar sizin
2) Hetsteen Kalesi
3) Our Lady katedrali
4) City Hall - Tarihi evler
5) Eli koparılan adam ve hikayesi
6) Sahil
7) Gezi tarihinizi bira festivaline getirip, farklı biraların ve ortamın tadına bakın
Beklenen An Geldi: Amsterdam
Antwerp'de güzel bir sabah. Dün kiraladığımız bisikletlerle, otobüse bineceğiz durağa doğru yola koyulduk. Durağa geldikten sonra beklemek olmaz. Bu sefer Carrefour'dan aldığımız salam, kaşar ve domatesle sıcak kahvenin mis kokusunu birleştirdik.
Yolculuk wifi desteği ve üst katın güzel manzarasıyla hızlıca geçti. Bu sefer otobüs oldukça sessizdi.
Şehrin biraz dışında indikten sonra, tramvay ile Central Station'a geçtik. Ana sırt çantamızı luggage storage'a bıraktıktan sonra başladık gezmeye.
En küçük bavul kutusu günlük 5 ya da 6 € fakat, kredi kartınızı kullanmalısınız, peşin para geçmiyor.
Alışverişinizi marketten yapın, tasarruf edin.
Yapılması gerekenleri aşağıdaki gibi layıkıyla yaptık. Gün biterken 23:30 otobüsümüz ile Paris'e geçiyoruz. Ama bir numara Amsterdam gibi.
Amsterdam'da Ne Yapmalı?
1) Özel soslu koca parçalı patates kızartması yiyin
2) Anne Frank house'u gezin (önünde yoğun sıra var, bileti netten alın)
3) Red Light District'i eşinizi ikna edebilirseniz gezin (eşiniz yanınızdaysa, etrafa bakarken uzun süre bir noktaya bakmayın :)
4) Qude Church ve Royal Palace
5) Müzeler bölgesini gezin ve "I amsterdam" yazısının harfleri arasında o fotoğrafı çekin
6) The Pancake & Bakery'de mini krep yiyin,
7) Kanal kenarında biranızı yudumlayın
8) Peynir Müzesinde bedavaya tadım yapın
9) Bisiklete binin
10) Vondel Park'ta dinlenin, sandviçinizi yiyin (büyük şans=hava muhteşem)
Romantik Şehir Paris
Amsterdam'dan saat 23:30'da bindiğimiz otobüsümüzle Paris'e yol aldık. Otobüsün koltuk aralığı oldukça geniş olmasına rağmen Wifi çalışmıyor.
Avrupa'da özellikle gece yolculuklarında ön taraflara oturmayın şoförler sesli müzik açıp uykunuzu kaçırabilir.
Sabahın köründe kör kütük otobüsten indik. Açıkçası gece yolculuğu sonrası Paris'e gelmek, hatta gezmek kötü bir fikir. Yorgun bir şekilde otel check in saatimiz gelene kadar Sacre de Core'u gezelim dedik. Fakat bavullarımızı koyabileceğimiz luggage storage bulmak epey zor oldu. Önceden araştırılması gerekli.
Nihayet Gare de East'e bavullarımızı koyduk. Kavurucu sıcaklara denk geldiğimizi acı bir şekilde anladık. Sacre de Core Kilisesini gezdikten sonra bavulumuzu alıp otelimize yol aldık. Paris otellerinin namını bildiğimizden biraz korksak da, odamızdaki müstakil WC, banyo ve mobilyalar ile bunların temiz olması bizi çok mutlu etti. Otel tarihi yerlere yakın, çevresinde güzel lokanta ve marketler var.
2 saat uyuduktan sonra, yine yollara çıkıp, yakın yerleri gezdik. Yemek zamanı. Menü Carrefour salataları ve MC Donalds'tan.
İlginç bir durum Romantik diye bildiğimiz Paris'in her yerinde evsizler var, her yer çiş kokuyor. Bir dakika burası romantik değil !
Otelinizi seçerken Gare de East üstünden mümkünse tercih etmeyin. Güvenlik ve Paris'in tadı anlamında üzülebilirsiniz.
Paris'te Ne Yapmalı?
1) Sacre Core Kilisesi
2) Moulin Rouge'u görün, bütçeniz varsa tiyatroya katılın
3) Centre Pompidou
4) Saint Merry Kilisesi
5) Hotel de Ville
6) Trinite Meydanı
7) Gare de Nord
8) 1664 birasını Saint Merry arkasındaki güzel kafelerde yudumlayın
9) Saint Michel Çeşmesi
10) Luxemburg bahçesi
,
Romantik Şehir'de İkinci Gün
Bugün Louvre günü.
Kulaklık 5€/adet (her şeyi açıklamıyor, konumunuzu gösteriyor, almasanız da olur).
Yaklaşık 6 saatte müze gezisini bitirdikten sonra, Concorde Meydanı'na doğru giderken parkta dinlenmeye karar verdik. İzmir temmuz sıcaklarını kıskandıran bir havada devam edip, Petit ve Grand Palais'ları dışardan gezebildik.
Musee de l'armee önünden geçip, biralarımızı aldıktan sonra Eiffel Kulesine varıp, çeşme yakınında çimenlere uzandık. Uzun bir dinlenme sonrasında resim işlerimizi halledip, hediye anahtarlıklarımızı çok ucuza sokak satıcılarından aldıktan sonra meşhur Chaps-Elysees Caddesi üzerinde Arc de Triomphe doğru yürüdük. Anıt gerçekten ihtişamlı. Tıpkı Paris'teki tüm tarihi yapıtlar gibi. Ardından metromuza binip otelimize yöneldik.
Eiffel'e çıkmak istiyorsanız 3 ay öncesinde internetten rezervasyonunuzu yaptırın.
Müzeleri gezebilmek için Paris Museum Pass alın. Birçok yerde sıra beklemeyip günde 1-2 saat kazanabilirsiniz. Paris'e gelmeden önce internetten satın alın.
Paris'te Ne Yapmalı?
1) Louvre Müzesi
2) Concorde Meydanı ve parkı gezilir
3) Petit ve Grand Palais'lar gezilir
4) Eiffel görülür, kartpostal için fotoğraf çekilir
5) Champs-Elysees üzerinden geçip Arc de Triomphe gezilir
Romantik Şehir'de Üçüncü Gün
Paris'teki son gün ama sorun yok çünkü sıkıldık. Velib bisikletlerini kiralayarak 3 gün yerine, 2 günde Paris ana hatlarıyla gezilebilir. 1 gün Louvre, 2. gün diğerleri...
Listemizde kalan Notre Dame, Luxemburg Bahçesi, Sainte Chapelle, vs. gezdikten ve Orsay Müzesini de dışardan gördükten sonra akşam yemeğimizi Türk mahallesinde yeme hatasını yaptık. Ne yemek ne de muhabbet keyif vermedi.
Vee 21:30 Mannheim yolcusu kalmasın.
Aç kalacaksınız aç. Şimdiden bilesiniz. Ya da apart kiralayıp daha rahat bir gezi geçirebilirsiniz.
Paris'te Ne Yapmalı?
1) Tarihi Notre Dame Kilisesi
2) Renkli Sainte Chapelle Kilisesi
3) Napolyon'un yaptırdığı Madaleine Kilisesi
4) Orsay Müzesi
Doğa ve İnsan: Heidelberg - Würzburg
Yorucu bir gece seyahatinin ardından sabah 05:00'de Paris'ten Mannheim'e vardık. Trenle yapılan 15 dk'lık seyahat sonrasında Heidelberg'e geldik. Yine yeşil, yine nehir ve yine Almanya.
Bu insanlar ne kullanıyor böyle!! Bu nasıl bir hayat tarzı ve biz yaşıyor muyuz?
İstasyondan direkt kaleye yürüdük. Biliyorum yol uzun, yokuş yukarı, dik ama keyifli.
İnternetten istasyon önündeki bisikletlerden kiralasaydık daha rahat olurdu.
Heidelberg'de Ne Yapmalı?
1) Kaleyi gezmeli
2) Tarihi köprüyü görmeli
Gezi sonrasında trene binip Würzburg'a yol aldık. Hava inanılmaz sıcak, bu mevsim gezmek için çok da uygun değilmiş.
Würzburg'da Ne Yapmalı?
1) Tarihi palace'ı gezin
2) Würzburger Dom'unu gezin
3) Würzburg Kappele'yi gezin
4) Yerel biralardan tadın
5) Dondurma yiyin
Henüz bitmedi. Şimdide Otelimizin bulunduğu surlar içindeki kasaba Rothenburg'a yol alıyoruz.
Orta Çağ'a Geri Dönüş: Rothenburg
Sabah hava ısınmadan hemen kasabaya attık kendimizi. Kasabanın tamamı surlar içinde. İlk olarak giriş kapısı yanından surlara çıkıp, şehri gezdik. Özellikle işkence müzesi, ortaçağ temalı mağazalar, kasabanın kendisi yeşil ve tarih anlamında çok zengin.
Rothenburg'da Ne Yapmalı?
1) Surları gezin
2) Şehrin içini gezin
3) Mağazalardaki tarihi kıyafetler ile resim çekilin
4) İşkence Müzesini gezin
Stuttgart
Saat 11:00 itibariyle tren istasyonundan Stuttgart'a yol aldık. Otelimiz metro istasyonunun yanında, güzel bir konumda.
Oldukça düzenli, büyük parklara sahip ve eğlenceli bir şehir. Fakat gezmek için çok da şart değil.
Stuttgart'ta Ne Yapmalı?
1) Merkezdeki parkları gezin
2) Kaleler bölgesini gezin
3) Mercedes Müzesini gezin
Biz gezmedik ama çok güzel olduğunu söylüyorlar.
Hohenzollernburg Şatosu - Hechingen
Son günümüz ama bir yanımız artık dönmek istiyor. Açlık hat safhada. Havanın çok sıcak olması da bizi yordu.
Her şeye rağmen, bu kale görülecek dedik, atıldık yine yollara.
1,5 saat sonra Hechingen'e vardık. Aynı biletle istasyondan yerel bir otobüsle kalenin park alanına gittik. Park yerinde kale biletlerimizi aldıktan sonra kalenin dolmuşları ile kalenin içine giderken bir de baktık ki, şoför bizdenmiş.
Bagajlarınızı koyabileceğiniz luggage storage olmaması bizimde bu araştırmamış olmamız, bütün kaleyi sırtımızda çantayla gezmemize neden oldu. Bunun üstüne çıkarken çantalarımızı gişeye bırakabileceğimizi söylediler.
Tarihin, doğanın kokusu dağın eteklerinde kaleye geliyor. Ortam filim sahnesi havasında. Gezi boyunca yoğun olarak kilise gördükten sonra bu çok iyi geldi. Kale halen sembolik olarak Prusya prensinin, ama prensinde yerini yeller almış. Gayet sıcak davranışlarıyla kale personeli sormanız halinde İngilizce bilgiler veriyor. Bu gerçekten hoş. Bu güzel kaleyle geziye nokta koyup, uçağımıza bindik ve İzmir'e vardık.