Güney Hindistan Gezisi (2): Mumbai

Yıllar önce geldiğimde adı Bombay olan, Maharashtra Eyaleti’nin başkenti, yeni ismi ile Mumbai’deyiz. 16:30’da hareket edecek olan trenimize binmeden önce şehir gezisi yapacağız.

İlk durağımız, kentin en kalabalık ve en çok turist çeken noktası olan Arap Denizi kenarındaki Apollo Bunder Meydanı. Meydanda gözünüze ilk çarpacak yapı, biraz da Paris’in Arc de Triomphe’unu andıran, Gateway of India(Hindistan’ın Giriş Kapısı). Bu yapı ülkenin en önemli yapılarından biri. 

1911 yılında İngiltere Kralı IV. George ve Kraliçe Mary’nin Mumbai’yi ziyareti anısına, 16. yüzyıl İslam sanatı ile Gotik tarzlarının karışımı, sarı, bazalt taşından İngilizler tarafından yapılmış bir anıt. 1948’de Hindistan bağımsızlığını kazandıktan sonra, tüm İngiliz birlikleri yine bu kapıdan çıkıp gitmişler.

Adalara giden vapur iskelesi de burada olunca kentin en kalabalık ve en çok turist çeken popüler yeri olmuş. Anıtın hemen arkasında 1924 yılında inşa edilen müthiş bir mimari örneği, ünlü Taj Mahal Oteli İhtişamla yükseliyor. Bir zamanlar varlıklı misafirleri ve soylu İngilizleri konuk eden Taj Mahal, artık kentte çok sayıda lüks otel zincirleri bulunsa da, hala bölgenin en popüler ve en iyi oteli olarak biliniyor. 

2008 yılında yaşanan trajik olay ise hala akıllarda... Sözde dinci Müslüman militanlar tarafından 171 kişinin öldürüldüğü kanlı bir terör saldırısına sahne olmuştu burası. 

Bu güzel otelin içerisine de mutlaka girin, beğeneceksiniz... Meydanın biraz ötesindeki yemyeşil bahçe içindeki güzel yapı Hintli Yat Kulüp ve az ötesinde de sokakta yatan, yaşayan binlerce Hintli. Dedim ya, bir çelişkiler ülkesi...

Kentin en eski geleneklerinden birinin yaşatıldığı, “dünyanın en büyük açık hava çamaşır yıkama merkezi” ünvanına sahip ünlü Dobi Ghat, Hintlilerin gurur duydukları bir mirası. Kentin neredeyse tüm çamaşırlarının topluca yıkandığı çamaşırhane 30 senedir değişmemiş. Sıra sıra iplere asılmış, otel ve hastanelerin, zengin ve fakir herkesin tertemiz olmuş bembeyaz çamaşırları sizi şaşırtacak. İlginç ama eşyaların deterjan kullanılmadan, ıslatıp, dövülerek ve çitileyerek beton havuzlarda yıkanıp, iplere asılarak kurutulan ve elde kömürlü ütülerle ütülendiği gerçekten de çok ilginç bir yer. 

Mani Bhavan, Hindistan ve Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin siyasi ve ruhani lideri Mohandas Karamçand Gandi’nin 1917-1934 yılları arasında yaşadığı, basit, iki katlı ahşap panjurlu bir ev. Bu eve girer girmez bizi güler yüzü ile Gandi karşılıyor, gerçek gibi... Giriş katında müthiş bir kütüphane var, üst katlarda yine Gandi’ye ait eşyalar, mumyadan yapılmış, yaşadığı olayları anlatan canlandırmalar var. Ve halkına el salladığı ahşap balkon. 

Girişte bilgi broşürleri içinde Türkçe seçeneği olmadığı için İngilizcesini aldık. Çıkarken rehberimiz olan hanım ve oradaki yetkili bey, benden broşürü tercüme edip onlara iletebilir miyim diye bir ricada bulundular. Hatta altına da isminizi basarız dediler. Bir Gandi hayranı olarak söz verdim ve tercümeyi yaparak yolladım, Gandi Merkezi’nden gelen teşekkür mektubu emeklerime değdi... 

İzmir’imizin Kordon’unu andıran Mumbai Sahil Yolu’nda (Marine Drive) ilerlerken, sahil yolunun yürüyüş ve spor yapanlarla capcanlı olduğunu görüyorum. Oldukça geniş bir kum plajı olan Chowpatty Beach’teki müthiş kalabalık inanılmaz, ancak buradaki insanların denize girme alışkanlığı yokmuş. Özellikle gece ışıklar altındaki manzaranın muhteşem ve çok keyifli olduğunu söylüyor rehberimiz, bu nedenle de halk buraya “Kraliçenin Kolyesi” de diyormuş. 

Yolun diğer kenarında oldukça lüks evler göze çarpmakta. Malabar Tepeleri’nin üzerinde bulunan, asırlık ağaçları ve güzel çiçekleriyle bir botanik parkına doğru ilerliyoruz. 1881 yılında yapılmış olan Firuzşah Mehta Bahçeleri, “Asma ya da Asılı Bahçeler” olarak geçiyorlar. Buradan, az önce geçtiğimiz harika Körfezi kuş bakışı izleyebiliyoruz.

1888 yapımı Victoria Garı (Chattrapati Shivaji Terminus) ahşap oymacılığı, pirinç, bakır gibi malzemelerle bezenmiş süslemeleriyle günde iki milyondan fazla yolcu karşılıyor ya da uğurluyor. İngilizlerin Hindistan’a armağanı bu muhteşem yapı, Unesco Dünya Mirası Listesi’nde bulunuyor. Ayrıca, Gotik ve Art deco yapılarına sahip kent de Unesco Dünya Mirası Listesi’ne alınmış (2018). 

Mumbai sokaklarında sağlı sollu konumlanan, 19 ve 20. yüzyıllarda Viktorya döneminin Neo-gotik tarzı ve 20. yüzyılın başlarına imza atmış Art deco tarzı binaları görülmeye değer. Üniversite Binası 14 ve 15. yüzyıla tarihlenen, Gotik ve geleneksel Hint-Moğol mimari karışımı sergiliyor. Kütüphane binası üzerinde bulunan 80 metre yüksekliğindeki Rajabai Kulesi de muazzam bir görüntüye sahip.

Üniversitenin hemen arkasında, 1878 yapımı Yüksek Mahkeme Binası ve üzerindeki “adalet” ve “af” heykelleri İngiliz mimarisini yansıtmakta. Viktorya dönemi mimarisi tarzında yapılan, bir Hindu tapınağı olan Jain Temple, 1843’deki Afgan Savaşı’nda ölen askerlerin anısına inşa edilmiş. Wellington Meydanı’ndaki Hint-Gotik mimari tarzının bir örneği de Prince of Wales Müzesi.

Bu müze de İngiliz Kralı V. George’un Hindistan’ı ziyareti anısına yapılmış. Elephanta Mağaraları’ndan alınmış rölyef, minyatür ve Buda heykelleri bulunmakta. (Elephant-Fil Adası'na dönüşte gideceğiz.)

Kentin her caddesinde, her köşesinde bir başka muhteşem yapı görüyoruz, ancak trenimiz Deccan Odyssey’in hareket saati yaklaştığı için birçok binayı dışarıdan görmekle yetiniyoruz.

Artık Chhatrapati Shivaji Terminali’ne doğru yola çıkma zamanı... Terminale doğru yaklaşırken bizi Hintlilerin geleneksel ‘’Hoş Geldin Töreni’’ için karşılayan bando, yöresel şarkılar çalmaya başlıyor. Rengarenk yöresel kıyafetler giymiş kızlı erkekli bir grup dans ederken, bir bayan boynumuza çiçeklerden bir kolye takıyor; bir diğer bayan da kaşlarımızın arasına “bindi” konduruyor. Çeşitli müzikler eşliğinde oynanan ve bizlerin de katıldığı danslardan sonra trenimize biniyoruz. 

Biz kompartımanlara yerleşirken, trenimiz ilk durağımız Nashik’e doğru hareket etmek üzere Mumbai’den kalkıyor. Ve böylece “Maharashtra Splendor” (İhtişamlı Maharaştra) gezimiz başlıyor... 

Güney Hindistan Gezisi Önceki Yazı

Güney Hindistan Gezisi (1): ''İhtişamlı Hindistan''

Güney Hindistan Gezisi Sonraki Yazıları

Güney Hindistan Gezisi (3): Kutsal ve Mitolojik Şehir NashikGüney Hindistan Gezisi (4): Aurangabad’ın Mağaraları

 

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.