Lıbourne ve St. Emilion'da Orta Çağ'ın İzleri

Gemimiz Blaye’den sonra Bourges köyünü geçip Libourne’ye yanaşıyor. Bourges köyü Captain Cousteau’nun doğduğu köy. Blaye-Libourne arası nehir yolculuğu ile 3,5 saat sürüyor. Manzara güzel, bu arada nehir üzerinde tamamen demirle yapılmış köprü, Eiffel Kulesi’ni yapan meşhur mimar Eiffel tarafından yapılmış. 1879-1883 tarihleri arasında yapılan köprü 553 metre uzunluğunda. Libourne, küçük bir kasaba. Belediye binasının bulunduğu Sur Champ Meydanı aynı zamanda pazar yeri; bu meydanda sebze, giysi, kabuklu deniz ürünleri tezgâhları kurulmuş. Pazar öğle saatlerinde kaldırılıyor.

Biz de pazarı biraz gezdikten sonra taksi ile üzüm bağları ve şatolar arasından geçerek keyifli bir yolculukla St. Emilion’a geliyoruz.

Libourne-St. Emilion arası 8 km, St. Emilion adını 8. yüzyılda buraya gelen keşişten almış. Burası bölgenin en güzel ortaçağ kenti. Bu bölge şarap sınıflandırılmasında en üst sıralarda yer alıyor.  
St. Emillion tarihi binaları, üzüm bağları ve kayaya oyulan 12. yy.’da yapılmış kilisesi ile 1999 yılında Unesco dünya kültür mirasları listesinde yer almış.

St. Emillion’da görülmesi gereken en önemli yer; tek parça kireçtaşı oyularak yapılmış olan Monolithic Church. Buraya giriş kişi başı 7,5 €. Her yarım saatte bir İngilizce ve Fransızca rehberli turlar düzenleniyor. Burada fotoğraf ve video yasak, ancak biz biraz çekmeye çalıştık.

St. Emillion’un yaşadığı mağara 8. yüzyıla tarihleniyor. St. Emillion burada 17 yıl yaşamış. Bu mağara içinde yaklaşık 1 metre boyunda St. Emillion’un heykeli var.

Rehberli turla yaklaşık 1 saatte gezilen bu mağara ve katakomblar aslında St. Emillion kasabasının altında. Yani kasaba bu katakomb ve mağaraların üzerine kurulmuş.
 
St. Emillion’da tarihi doku çok iyi korunmuş, kasabada yeni yerleşime izin yok. Yekpare kayaya oyulan bu kaya kilisesi içinde pek çok da mezar görüyoruz.
 
Parke taş döşeli daracık sokakları, taş evleri ve kayaya oyulmuş kilisesi ile bir ortaçağ kasabası. Bu küçük kasabada 100 adet şarap evi var. St. Emillion bölgesi de kaliteli şarapları ile duyurmuş adını…

Monolithic Church sonrası, kardinal sarayı kalıntıları önündeki mini trene binip (1 kişi 6,5 €) şehir içi turu aldık. Bu tur 35 dakika. Bir de 1 saatlik bir tur var. Bu tur 9,5 €. Bu turda bir de şarap tadımı var. Tren turumuzu da yapıp kilise önünden kasabanın panoramik manzarasını çekiyoruz.
 
St. Emillion şaraplarının özelliği; yüksek oranda Meriot üzümü ile daha düşük oranda Cabernet Franc üzümleri ile kupaj yapılması imiş. Bu şaraplarda esas belirleyici Meriot üzümlerinin kalitesi ve oranı imiş.
 
Bölgenin en pahalı ve en meşhur şarabı; Petrus. Libourne’ye dönüş yolunda pek çok üzüm bağı ve şatodan geçerken şoförümüz bizi Petrus önünde indirdi ve bir fotoğraf molası verdi. Petrus şaraplarının 1 şişesi 7 bin dolar civarında imiş. Şarap alamadık ama Petrus önünde fotoğrafımızı çektirdik.

Arabamıza binip gemimize geldik. Yarın Bordeaux ve İstanbul’a dönüş…
 St. Emillion’dan aklımda kalanlar; daracık taş döşeli sokaklar, taş oyma kilise.