Hindistan'ın En Gelişmiş Şehri Mumbai (Bombay)

Mumbai, benim Hindistan gezimdeki son durağım idi. Cumartesi ve Pazar’ı (7-8 Şubat) burada geçirip Pazartesi sabahı 06.40 uçağı ile İstanbul’a dönecektim artık. Keyifli geçen seyahatimi Hindistan’ın en büyük şehrini gezerek sonlandıracaktım. 

Hikâyeme geçmeden önce bir şeye açıklık getireyim. Mumbai ismini sıklıkla Bombay olarak duymuşsunuzdur. Bombay, şehre İngilizlerin verdiği admış. 1995’te Hintliler bu ismi Mumbai olarak değiştirmişler. Mumbai, Hindistan’ın en gelişmiş ve en kalabalık şehri, 20 milyonluk bir nüfusa sahip.

Ben 7 Şubat’ta Goa’dan kalkan bir uçakla öğle saatlerinde Mumbai’ye geldim. Gelirken, elimde alternatifli bir liste olmasına rağmen kalacak yer bulmakla ilgili ufak endişelerim vardı. Zira listemdeki otellerin fiyatları oldukça pahalıydı. Dolaşarak daha uygun fiyatta bir otel bulmayı hedefliyordum. Havaalanından çıktıktan sonra  gözüme kestirdiğim yaşlıca bir taksi şoförüne Colaba Meydanı’nın ücretini sordum. 800 Rupi olduğunu söyledi. Elbette ki yüksek fiyat söylemişti. Kararlı ve buraları biliyorum bakışı attıktan sonra 500 Rupi’ye anlaştık : ) Yaklaşık 35 dakikalık bir yolculuk sonrasında taksi şoförü beni istediğim yerde bıraktı. 

İndiğim bölge Mumbai’nin en turistik bölgesi; müthiş bir kalabalık ve araç trafiğinin olduğu bir yer. İlk anda farkına varmasam bile sonrasında buranın meşhur Taj Hotel ve Gateway of India’e yakın bir yer olduğunu anladım. Hava acayip sıcaktı. Sırtımda çanta ile kalabalık ve yoğun caddelerde otel aramak epey yorucu olacaktı. Kesin.

Kalacak Düzgün Bir Yer Arama Telaşı

İlk hedefim Lonely Planet’te tavsiye edilen ve backpacker’ların birinci tercihi olan Red Shield Guest House idi. Adresi sorarken çok geçmeden turist avcısı bir ergen paçama yapıştı. Sürekli olarak uygun bir otele götürebileceğini söyleyip duruyordu.  Bu çocuğa ilk başlarda kayıtsız kalsam bile sonrasında epey kulak kesildim zira kalacağım yer için bana  ol gösterici oldu.

Red Shiled Guest House acayip izbe bir yer. Fiyatı dışında backpacker’lar için hiçbir cazibesi yok. Bir kere koğuş usulü kalınıyor. Banyolar malum ortak alan. Odalar ve koridorlar çok bakımsız. Dolap namına etrafta bir şey yok. Ayrıca ortalıklarda  dolaşan acayip kılıklı bir sürü insan görüyorsunuz. Bu sebeplerden orası asla geceleyebileceğim bir yer değildi.

Red Shield’dan sonra birçok yer dolaştım. Hepsi berbat görünüyordu. Elbette iyi otellere de baktım ancak onların gecelikleri 5000 rupi (200 TL) civarındaydı. Bu fiyat seviyesi benim için son çare idi. En sonunda döküntü bir otelde Alman bir bacpacker ile karşılaştım. Kendisine düzgün bir yerde birlikte kalmayı ve oda ücretini bölüşmeyi önerdim. Yarı yarıya olmasa bile ikna olduğum bir miktarı ödemeyi kabul etti ve biz Brodway Hotel’de (3800 rupi) kalmaya karar verdik. Kaldığımız otelin patronları Afgan tipi sakal ve cübbeli, 30‘lu yaşlarda iki kardeşti. Kimse hakkında  olumsuz hüküm vermek istemiyorum ama çok da sıcak ve yardımsever tipler değildi. Hatta hiç güven verici görünmüyorlardı.

Mumbai Night Tour

Mumbai’de planım şuydu; gece Night Tour'a katılacaktım. Ertesi gün sabah Dhobi Ghat ve Gateway of India gezisi  yapıp öğleyin de slum tour’a (varoş mahallesi gezisi) katılacaktım. Turların varlığından internette yaptığım araştırmalar sayesinde haberdar olmuştum. İstanbul’dayken Reality Tour adında bir şirketle mailleşerek katılmak istediğim turları belirtmiştim. Night tour için 1500 Rupi, Slum tour için 800 rupi ödedim.

Night Tour için saat 19.00’da buluşma yerinde olmalıydım. Eşyalarımı bırakıp çıkmam gerekiyordu. Ancak kafamda bir soru işareti vardı. Daha yarım saat önce tanıştığım Alman gence eşyalarımı odada bırakacak kadar güvenebilir miydim? Elbette ki güvenebilirdim. Yolda tanışan gezginler arasında bence kendiliğinden oluşan doğal bir arkadaşlık hukuku oluyor. Bizde de bu hukuk geçerliydi tabi ki…

Night Tour’un içeriği hakkında çok bir bilgi sahibi değildim. Mumbai’deki gözde yerleri dolaşacağımız biliyordum sadece. Buluşma noktasında benimle aynı tura katılacak olan 2 Avusturyalı dilberle tanıştım. Bu dilberler kız kıza 3 aylık bir Hindistan turuna çıkmışlar. Mart’ın ortasında ülkelerine döneceklerdi.

Night Tour kapsamında, konforlu bir araç içinde bir rehber ve toplamda 3 katılımcı olarak aşağıda belirttiğim yerleri dolaştık. 

  • Chowpatty Beach
  • Baan Ganga Tank
  • Jain Temple
  • Hanging Garden
  • Billion Dollar District
  • Red Light District
  • Victoria Terminus Train Station

Tur yaklaşık 3 saat sürdü. Gece 22.30 gibi otele döndüm. Odada Alman arkadaş yatağa uzanmış dinleniyordu. Sabah erken kalkıp trenle Goa’ya gideceğini söyledi. Mumbai’deki ilk geceyi ben de böylece kapattım.

Günde Yüz Bin Çamaşırın Yıkandığı Dev Açık Hava Çamaşırhanesi

Ertesi gün saat 08.00 gibi uyanıp açık hava çamaşır yıkama merkezi olan Dhobi Ghat’a gitmek üzere yola çıktım. Banliyö treni ile gidebileceğim söylenmişti. Hani Hindistan’da meşhur bir fotoğraf karesidir; trenden inmek için acele eden ve camlardan/kapılardan sarkan insanlar vardır ya… Tam da öyle bir kompozisyonun içindeydim. İlgili istasyonda indikten sonra Dhobi Ghat’ı buldum. Kapıda beni kolpa bir adam karşıladı. Güya oranın rehberiymiş ve kendisi olmadan içeriyi gezemezmişim. Ben de ona inanmış gibi yaparak kaç para ödemem gerektiğini sordum. 500 rupi istedi, pazarlık kaçınılmazdı benim için malum 300 rupi ikimiz için de iyi fiyattı tabi ki.

Dhobi Ghat, içinde 5000 kişinin çalıştığı ve günde yaklaşık 100.000 farklı çamaşırın yıkandığı bir yer. Daha çok burada otel ve hastane gibi büyük kurumların çamaşırları yıkanıyor. İçerde birkaç metre kare genişliğinde onlarca beton küvet var. Bütün yıkama işleri bu küvetler içinde yapılıyor.

Hindistan'ın Kapısı: Gateway of India

Gateway of India turistlerin oldukça rağbet ettiği bir yer. Burası İngiliz kralının 1911 yılındaki Hindistan ziyaretini ölümsüzleştirmek için 1924 yılında yapılmış. Buranın önemi kıyıya gemilerle yanaşan insanların Mumbai’de ilk ayak bastıkları yer olmasından geliyor. Hindistan Kapısı denmesinin sebebi de buymuş.

Taj Hotel ve Oval Meydan

Bu fotoğraf ise meşhur Taj Hotel’in önü. Bu otelde hatırlarsanız 2008 yılında terörist bombalama eylemi olmuştu. Bu otelin sahibi aynı zamanda TATA marka otomobil firmasının da patronu olan Jamsedj Tata imiş.

Burası ise Oval Meydan olarak anılıyor. Çok büyük bir park ve buluşma alanı. İçerde kriket oynayan yüzlerce insanı görüyorsunuz. 

Fotoğraf Çekmenin Yasak Olduğu Mahalle: Dharavi

Gelelim benim en çok görmek istediğim yere; Dharavi gecekondu mahallesine. Dharavi, aynı zamanda Slumdog Millionaire filminin çekimlerinin yapıldığı varoş mahallesi. Sadece Hindistan’ın değil Asya’nın en büyük varoş bölgesi. 

Diğer yandan burası sadece yerleşim alanı değil geri dönüşüm işletmelerinin olduğu bir endüstri alanı. Bizdeki merdiven altı işletmelerin 30 kat kötüsünü düşünün. İşte öyle bir endüstri alanından bahsediyorum. Burada insanlar çok düşük ücretlerle, çok ağır şartlar altında çalışıyorlar. Ben turla birlikte teneke ve plastik geri dönüşüm işletmesini gezdim. Yüksek sıcaklık, zehirli hava, kesici talaş parçaları arasında iş güvenliğinden bihaber çalışan insanları görünce içim kıyıldı resmen. 

Yerleşim yerlerinden bahsedecek olursam, burada insanlar barakalarda yaşıyor dersem yerinde bir ifade olur sanırım. Zira ev falan denemez buradaki yaşam alanlarına. Ayrıca kanalizasyon sistemi falan da yoktu sokaklarda. Yol kenarına açılmış üstü açık kanallar vardı.

Burayı tek başına dolaşan bir gezgini ben ne duydum ne de okudum. Kolayca cesaret edilecek bir şey değil zaten. Ben, üniformalı bir tur rehberi refakatinde Amerikan ve İrlandalı bir turist grubu ile beraber  dolaştım Dharavi sokaklarını. İçeriye girmeden önce rehber bir dizi uyarı yaptı bizlere, en çok da fotoğraf çekmenin yasak olduğunu söyledi. Dharavi’de fotoğraf çekilebilecek tek izinli alan girişin başındaki üst geçitti. İçerdeki yasaya rağmen yukarıdaki çöplük fotoğrafını çekmeyi başardım.

Dharavi turumuz yaklaşık 3 saat sürdü. Sonrasında gruptakilerle vedalaşıp ayrıldık. Tur sonrasında bu gezimin Hindistan’daki top anlarımdan biri olduğunu düşündüm. Hindistan sefaletine aşina olmuştum ama burada gördüklerim çok  daha acıtıcıydı.  

atilla.ipek

Yazar Hakkında

atilla.ipek

Otuzlu yaşlarımın ortalarına doğru ilerlediğim bu zamanlarda, yoğun olarak hayatımda farklı deneyimlerin peşinden koşma isteği duyuyorum.