Şanslı, Kızıl ve Özgür Kuzey İrlanda'nın Başkenti Belfast

Kuzey İrlanda’ya yolculuk yapmak için gerekli olan vize Büyük Britanya (United Kingdom) vizesidir. Büyük Britanya vizesiyle İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda ziyarete açıktır. Ülkeler arası sınır hattı bulunmamaktadır. Büyük Britanya vizesi halk arasında İngiltere vizesi olarak da bilinir. Belfast, Kuzey İrlanda’nın başkentidir. Güney İrlanda’ya geçmek içinse vizeye ihtiyacınız var.

İrlanda uzun yıllar Büyük Britanya’nın kanayan yarası olmuştur. İngilizlerin Protestanlığı kabul etmesiyle genelde Katolik olan  İrlanda’da sorunlar baş göstermeye başladı. Galler, İngilizler ve İskoçlar Protestanlığa geçmiştir. 20. yüzyılda kendini hissettiren Katolik İRA örgütü Büyük Britanya’dan bağımsız olmak istiyordu. Yıllar sonra anlaşmaya varıldı.

Bu süreç içerisinde hafızalara kazınan olay Kuzey İrlanda’nın Londonderry kentinde yaşanan Kanlı Pazar’dır. 1972 yılında 13 İRA yanlısı, gösteri sırasında Britanya askerleri tarafından vurularak öldürülmüştür. Hikayeyi olay yerinde bana anlatan İrlandalının bunca yıla rağmen olayı anlatırken gözleri doldu. Londonderry, sade bir sınır kenti. Bina büyüklüğündeki çok sayıda duvar resimleri insanı etkiliyor.

Belfast, başkent olmasında rağmen küçük bir yer. Dolayısıyla ziyaretinizde küçük İrlanda turuna katılırsanız İrlanda’yı gerçek anlamda tanırsınız. Londonderry‘de olayın yaşandığı yere geldiğinizde sizleri çok sayıda duvar resimleri karşılar. İngilizcesi "Mural" olan resimler kentin geneline yayılmıştır. Klasik siyah taksilerle anlaşarak tur yapabilirsiniz. Bir de İrlanda’nın kırsal kesiminde Giant Causeway yer alır. Burada doğa tüm cömertliğiyle sizi bekler.

Belfast’a uçakla geldiyseniz futbolun serseri çocuğundan adını almış George Best Havalimanı'na iniş yapılır. Best 1963 ve 1974 arası Manchester United'da oynamış. 1968'de Avrupa'da "Yılın Futbolcusu" ve "Futbol Yazarları Birliği" ödülünü almış. 27 yaşındayken Best, Manchester United’dan ayrılmış. Kazandıklarını ne yaptığı sorulduğunda ise "paramın yarısını kadınlara, alkole ve arabalara harcadım kalan kısmı ise boşa harcandı" diyecek kadar aykırı bir futbolcudur. Hiç maçını izleme imkanım olmadı. Tahminimce Nouma’nın çok daha yeteneklisi ve çok daha çılgını. Bana üç kişiyi çalımlayıp 30 yarddan Liverpool’a nefis bir gol atıp tribünleri ayağa kaldırmak mı, dünya güzelini yatağa atmak mı diye sorsanız karar vermesi çok zor olurdu, şanslı biri olarak her ikisini de yaptım ama birini 50 bin kişinin gözleri önünde demesi seks, alkol ve futbol ilişkisini dürüst bir şekilde yansıtır. En çok dikkati çeken sözü: 1969’da içkiyi ve kadınları bıraktım. Hayatımda geçirdiğim en berbat 20 dakikaydı.

Türkiye’de Kayserililere cimri dendiği gibi İrlandalılara da şanslı denir. Irish luck ibaresini, klasik simgesi üç yapraklı yonca ve şapkalı amca ile her yerde görürsünüz. Şehir için bir Titanic sayfasını da ayrıca açmak gerekir. Titanic’in yapıldığı yer Belfast limanındadır.

İrlanda, Irish Luck ve Titanic hikayelerini gayet iyi pazarlıyor. Hediyelik eşyalarda, gezi turlarında sıkılıkla görürsünüz. Şehrin gezilecek yerleri Belfast Şehir Konağı, Albert Anıtı, Botanik Bahçesi, Parlamento Binasi, Belfast Eye (London Eye benzeri), Belfast Queens Universitesi olarak sıralanır.

Belfast Eye konakla beraber şehrin göbeğindedir. Turist bilgilendirme merkezi de bu cadde üzerindedir. Duvar resimlerini ve parlamento binasını görmek isterseniz iki katlı otobüs turlarını öneririm.

Bu arada kentin meşhur pub'ı Crown‘a uğrayarak siyah bira Guinnes'i denemeyi unutmayın. Pub çok özel gelmedi bana. Dar ve kalabalık. Herkes birbirinin konuşmasını duyabiliyor.

Şiveleri, kızıl saçları ve müzikleriyle İrlanda, İngiltere’den farklıdır. Konuşulanları anlamakta zorluk çekeceksiniz. Hatta bizlerin Laz taklidi yaptığı gibi İngilizler de İrlandalı ve İskoç taklidi yaparlar. Ülkenin kaderini belirleyen iç savaş sonunda ülke artık sakin bir yapıdadır.

Tehlikeli Rope Bridge ve İlginç Giant Causeway Gezisi

Belfast’ta bölgeye ulaşımı sağlayacak tur bilgisine ulaştım. Tur, ülkedeki Katolik/ Protestan mücadelesini anlatan duvar resimleriyle ünlü (mural) Londonderry ve Giants Causeway & Rope Bridge gezisini kapsamaktadır. Turdan gayet memnun kaldım, tavsiye ederim. (http://www.paddywagontours.com)

Fotoğraflar size turu özetleyecektir. Harika, el değmemiş doğal güzellik. Okyanus manzarası karşısında halatlardan yapılmış bir  köprüyle ana karadan ayrılmış adaya geçiyorsunuz. RopeBridge diye bilinen kısa ve dar köprüden aşağıya baktığınızda tüyleriniz diken diken olur. Web üzerinde dünyanın en tehlikeli köprüleri isimli bir  listede bu köprü de vardı. Bölgeye giriş ücretsiz.

Giant Causeway ise yaklaşık 40,000 basalt taşı kolondan oluşuyor. İnsan eli değmiş gibi simetrik. 50-60 milyon yıl önce lavların donması sonucu oluşmuştur. Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır. İki bölge arası yaklaşık 8 mildir. Bu kadar ilginç bir yeri daha önce duymadığıma çok şaşırdım.

Okyanus kenarında dik yamaçlarda yağmurlu bir havada yürürken kendimi cinayet romanlarında hissettim. Ürpertici bir hava ve korkutucu bir manzara eşliğinde yürüdüm. Güneş biraz yüzünü gösterdiğinde, dalgalar dindiğinde ise küçük evlerde şömine başında sütlü çay içen aileler gözümün önünde canlandı.

Taşların dağılımı: %48 6 köşe, %31 5 köşe, %19 7 köşe, %2 4 köşe, %0.5 8 köşe.

Fotoğraf meraklılarının mutlaka görmesi gereken bir yer!