1- İşin, kışın ve ülkenin tüm sıkıntısını kısa bir süreliğine unutup kendinizi Avrupalı bir turist gibi hissedebilirsiniz.
2- Hayır, söylendiği gibi çok pis değildir. Siz İstanbullu'sunuz unutmayın. Otelinizi 4-5 yıldızlı dahi seçip gayet lüks ve hesaplı bir tatil yapabilirsiniz.
3- Tüplü dalışa hiç gerek olmadan hemen otelin önünden yalnız deniz gözlüğü ile bile su yüzeyinde dolaşırken 1-2 metre altınızdan geçen yüzlerce balık sürüsü, mercan ve rengarenk canlının göz alıcılığı ile kendinizi başka bir gezegeni röntgenleyen bir uzaylı gibi hissedebilirsiniz.
4- Armut ve kavun karışımına benzer enfes bir meyve olan "Guava"yı tadabilirsiniz.
5- Akşamları otelinizin servisine binip hemen yakındaki turistik kasaba Naama Bay’de renkli Arap gecelerine akabilirsiniz.
6- Çarşı esnafının ısrarcı davetlerine kanmayıp tam bir Türk gibi pazarlık yaparak alışveriş yeteneklerinizi sınayabilirsiniz.
7- Her Mısırlının, Türk olduğunuzu öğrendiğinde hevesle söylediği "Hasan Şaş, yavaş yavaş" kelimelerine bir yenisini katmayı deneyebilirsiniz.
8- Hiç gerçek piramit göremeseniz de hediyelik piramitler, papirüs yaprakları, sfenksler ve daha birçok ilginç obje satın alabilirsiniz.
9- Tutankamon, Ramses, Nefertiti ve daha bir çok Eski Mısırlı ile fotoğraf çektirip eşe dosta bunlarla ilgili ilginç hikayeler anlatabilirsiniz.
10- Deve eti, taze hurma, yılan balığı ve daha pek çok değişik deniz canlısının tadına bakabilirsiniz.
11- Süveyş ve Akabe körfezinin birleştiği yerdeki dünyanın en büyük su altı parkı olan Ras Mohammad’e giden yemekli bir tekne turuna katılabilirsiniz.
12- Kış ortasında deniz, güneş, kum keyfi yaşayabilir; soğuk ve çamurla boğuşan dostlarınıza güneş yanıklarınızdan dert yanabilirsiniz.