Trekkıng Rotası: Sülüklü Göl - Bolu

Daha önce yazılarımda bahsettiğim Maden Deresi ve Nüzhetiye şelalesi gibi yerlere düzenlediğimiz trekking gezilerimize soğuk havalar nedeniyle vermiş olduğumuz araya Barbaros ile son verelim dedik. Önceki gezilerimizi yaklaşık 2 saat içerisinde tamamladığımız için bu sefer daha uzun, zorlu bir parkur olan Sülüklügöl´de karar kıldık. Her ne kadar yaklaşık 10 yıl evvel buraya gitmiş olsam da patikanın zorluğu hakkında hatırımda pek de bir şeyin kalmamış olduğunu günün sonunda anlayabildim ancak. Zaten öncesinde bilseydim ya da bilseydik, son dakikada gelmekten vazgeçenlerin haricinde geriye kalan 13 kişinin de cayması söz konusu olabilirdi… 

Ne ile karşılaşacaklarını henüz bilmeyen bir ekip olarak, sabah saat 09:00´da TEM üzerindeki OPET´te buluşmanın ardından peş peşe takılarak önce Akyazı ilçesi, sonra Kuzuluk beldesi ve yürüyüş için başlangıç noktamız olan Dokurcun beldesine yaklaşık 1,5 saat sonunda varabildik.

Araçları park ettikten ve son hazırlıkları yaptıktan sonra – daha ilerleyen dakikalarda bizim için çok önemli olan bazı şeyleri unuttuğumuzun da farkına varacaktık – tabelada görünen 9km´lik Sülüklügöl trekking gezimize start verdik.  Hafif rampa başlayan parkurun ilk dakikalarında, bir arkadaşımızın o sırada cevap alamayan “Barbaros, bu bayır tüm yol boyunca sürecek mi?” sorusu, dönüşte araçlarımıza kavuşmaya çalışırken daha manalı hale gelecekti ayrıca.
Foto: suluklugol.com

Özetlemek gerekirse, 10.4 km sürekli bayır olan bir patikayı tırmanacağınız, aynı şekilde 10.4 km´lik bayırı ineceğiniz ve yaklaşık 4,5 saatte sona erdireceğiniz bir parkur. Ormanın içerisinde toprak patika üzerinden, her yerden su sesleri gelen, arada minik şelaleler görebileceğiniz ve bol oksijen depolayacağınız oldukça keyifli bir parkur, ancak bayırın biraz yorucu olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

Foto: sakarya.bel.tr

Göle vardığımızda ise hafif hüsrana uğradık, sis nedeniyle gölü çok net göremesek de bizden önce gelenler tarafından yakılan ateşin çevresinde biraz ısınıp, grubun geriye kalanını beklerken işte o anda fark ettik ki, yürüyüş hazırlıkları aşamasında asıl ihtiyacımız olan yiyecekler arabada unutulmuştu… Şanslıydık ki ekipten 3 arkadaşımızın oldukça konsepte uygun kepek ekmeğine sandviçleri hayat kurtardıJ Burada minik bir not: göl çevresinde tesis yok, bu nedenle yanınızdan mutlaka sandviç ve suyu eksik etmeyin. 

Finish çizgisine vardığımızda hepimizin vardığı nokta şunlardı: “Yürümek kelimesini belli bir süre kullanmayalım”, “Yemeğe nereye gidiyoruz” ve “Eğer buraya bir daha gelirsek, araçlarımızla göle kadar çıkalım, mangalımızı da alalım, göl kenarında az yürüdükten sonra mangal keyfi sürelim”

Bu konuşmaların ardından kendimizi, Akyazı beldesinde, merkezde, caminin yakınında bulunan İnci Pizza´da pideleri ve künefeleri afiyetle yerken bulduk. 20.8 km yürürken erittiğimiz kalorileri, yeniden kazanmaya değer miydi peki? Kesinlikle değerdi, yolunuz buraya düşerse uğramadan geçmeyin, ekipte herkes seçtiği yemekten çok memnun ayrıldı, ya yemeğin lezzetinden ya da yorgunluğumuzdan, ama yine de deneyin derim. 

Trekking sırasında ağırlık olmasın diye fotoğraf makinemi taşımadığım için fotoğrafsız bu geziyi tamamlamak zorunda kaldım. Bu nedenle yazı arasında Sakarya Belediyesi ve Sülüklügöl sayfasından iki adet fotoğraf paylaştım.

Yazımın sonunda da Barbaros´un çektiklerinden sizlerle paylaşmak istiyorum. Ellerine sağlık Barbaros… 

IŞIL ATAKER

Yazar Hakkında

IŞIL ATAKER

Gezmek, seyahat etmek, gözlemlemek, fotoğraf çekmek, uçak, otobüs, araba farketmeksizin herhangibir araca binip bir yerlere gidiyor olma hissini yaşamak, konser, film, sinema, festival, ne varsa he