Burgazada’da Gezilecek Yerler

Burgazada, tarihî yapılarıyla, ibadethaneleriyle, ünlü koylarıyla hem İstanbulluların hem de İstanbul’a gelen turistlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir adrestir. Burgazada’ya gittiğinizde görmeniz gereken en önemli adresleri ve detaylı bilgiyi rehberimizde bulabileceksiniz.
 

Burgazada’da Gezilecek Yerler

Burgazada’nın mutlaka gezmeniz gereken en önemli adreslerini sizin için derledik. Burgazada’daki en önemli turistik noktalar olan Aya Yani Kilisesi, Madam Marta Koyu, Sait Faik Müzesi, Aya Yorgi Manastırı, Burgazada Camii, Bayrak Tepe ve Hristos Manastırı, Kalpazankaya, adanın en önemli lokantası sayılan Barba Yani’yi merak edenler için anlattık. Adını andığımız bu yerlerle ilgili detaylı bilgiler aşağıda mevcuttur.

AYA YANİ KİLİSESİ

Köklü bir tarihe sahip olan Burgazada’nın tarihinde, Aya Yani Kilisesi özel bir öneme sahiptir. 867 yılında İmparatoriçe Theadora tarafından yaptırıldığı tahmin edilen kilise son şeklini 1896 yılındaki restorasyondan sonra almıştır. Bu kilisenin altında 11 basamakla inilen bir zindan bulunur. Rivayete göre Methodius isimli bir papaz bu zindanda 11 yıl hapsedilmiş, sonra zindanın üzerine inşa edilen kiliseye papaz olarak atanmıştır. Kiliseye ulaşmak için Burgazada vapur iskelesine inince sola sapıp sonra sağa yukarı doğru çıkan sokağı takip etmelisiniz. Takımağa Meydanı Sokak’ta kiliseyi görebilirsiniz. Kilise adını, Hz. İsa’yı vaftiz eden Aziz İoannes’ten alır. Kubbeli bir plana sahip olan kilise mimarisiyle ve tarihiyle turistlerin ilgisini çeker.

AYA YORGİ GARİBİ MANASTIRI

İskeleden adanın doğusuna doğru yaklaşık 850 metre ilerlediğinizde Gönüllü Caddesi üzerinde manastıra ulaşabilirsiniz. 1728 yılında yapılan manastır, 1741’de çıkan yangından sonra neredeyse tamamen hasar görmüş olup 1879’da yenilenmiştir. Manastır ile ilgilenen Burgazadalı Yeorgios Guller’i adada tanımayan yoktur. Asıl zanaatı marangozluk olan Yeorgios Guller manastır sorumluluğunun kendisine verilmesi ile ibadethaneye çok emek vermiş ve manastırın bugünkü halini almasına katkıda bulunmuştur. Adanın kuzey sahilinde bulunan manastırı pazartesi ve cuma günleri hariç 09.00-16.00 arası ziyaret edebilirsiniz. Yapı Orta Çağ Bizans mimarisinin “Yunan-haç” planına göre inşa edilmiştir. Ana kapı kilisenin zeminine açılır; buradan aşağı inen bir merdivenden iki katlı bir bina olan manastır yurduna ilerleyebilirsiniz.

HRİSTOS MANASTIRI

Eski adı Hristos Tepesi olan Bayrak Tepe’de bulunan bu manastır Makedonyalı İmparator I. Vasil tarafından bir antik Yunan tapınağının kalıntıları üzerine kurulmuştur. Son zamanlarda bulunan bir belgeye göre bugünkü kalıntılar 1603 yılından kalan yapıya aittir. Sultan IV. Murat zamanında burada ayin için yakılan ateşler, halk arasında yangın paniğine yol açtığından Sultan'ın emriyle yapının yıktırıldığı sanılmaktadır. Kilisenin adı Hz. İsa’nın Yunancadaki ismi Hristos’tan gelir. Manastırın bulunduğu alanda bugün hâlâ yağmur sularını toplayan dört adet kemerli yer altı sarnıcı bulunur. Tepeden görülen manzara o kadar güzeldir ki sırf manzara seyretmek için bile tepeye çıkmanızı öneririz. Başta Ortodokslar olmak üzere tüm adalılar her yıl 6 Ağustos’taki kutsal günleri için bu tepede toplanırlar.

SAİT FAİK MÜZESİ

sait-faik-abasiyanik.jpg

Türk edebiyatının en önemli isimlerinden öykü yazarı Sait Faik Abasıyanık 1938 yılında Burgazada’daki bu köşkü satın alır. Öykülerinde Prens Adaları’nın çoğundan söz eden yazarın özellikle Son Kuşlar isimli kitabında bulunan 19 öyküsünden 16’sı Burgazada’da geçer. Vefatından sonra müze haline getirilen bu köşk ücretsiz ziyaret edilebilir. Çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi, pazar günleri 10.30-17.30 arası ziyaret edilebilen müzeye okul ve grup gezileri yapılacağı takdirde önceden rezervasyon yapılması gerekmektedir. Müze resmî tatil ve bayramlarda ziyarete kapalıdır. Bodrum katında bir okuma salonu bulunan müzenin giriş katında Sait Faik’in misafir odası ve yemek odası görülür. 1. katında yazarın yatak odası ve kütüphanesi, 2. katta ise mektup odası ziyaret edilebilecektir. Son olarak köşkün çatı katına çıkarak deniz manzarasını izlemenizi tavsiye ederiz.

BURGAZADA CAMİİ VE ADALAR CEMEVİ

istanbul-burgazada-tarihcesi-e1416573062141.jpg

Adada bulunan tek cami özelliği olan Burgazada Camii 1953 yılında İstanbul’un fethinin 500. yıldönümü adına yapılmıştır. Ada’nın doğusunda dik bir set üzerine Mimar Burhan Ongun tarafından inşa edilen beton caminin minaresi kendisinden önce tamamlanmıştır. Camiye iskeleden inince sağa doğru yürüyerek ulaşabilirsiniz. Burgazada Camii gezinti yolu üzerinde bulunur.

Adalar Cemevi’ne ise iskeleden inince sola doğru yürüyerek ulaşılabilir. Burgazada itfaiye merkezinden ilerleyince Cemevi’ni sağınızda görebilirsiniz. Adalar Cemevi Çınarlık Sokak’tadır. Her sene Muharrem ayında Adalar Cemevi tüm ada halkına aşure dağıtır. Aşure dağıtımına Adalar Belediyesi Başkanı da katılır. Bolluk ve bereketin simgesi aşure vakti geldiğinde adada bambaşka bir atmosfer yaşanır; Cemevi’nin dağıtımı dışında evlerde de pişen aşure komşularla paylaşılır.

İNDOS BAR

10744_5591197ee8e38.jpg

Burgazada’da bir meyhaneye gitmek istiyor ama standartlar üstü bir meyhane deneyimi mi arıyorsunuz? İndos tam da aradığınız yer! Kendine has rengârenk konsepti ile hizmet veren mekânın muhteşem atmosferi, dostlarınızla paylaştığınız her ana değer katarken, geniş menüsü de tadını damakta bırakıyor. En öne çıkan lezzetleri anne köftesi, enginar ve her hafta çeşidi değişen organik sebzelerden pişen zeytinyağlılardır. Burgazada itfaiyesinin tam karşısında bulunan bu bar-meyhanenin bol tarçınlı, soğanlı ve kuş üzümlü midyelerini mutlaka yemelisiniz. Çiğ börek, patlıcan püreli mantı ve çedar peynirli sosisleri ise sizi bu meyhanenin adeta müptelası yapacak. Ukraynalı aşçının elleriyle hazırladığı salatalara doyamayacaksınız. Ünü, son zamanlarda, Burgazada’nın diğer restoran ve meyhanelerini geride bırakan İndos Bar’a uğramayı ihmal etmeyiniz.

KALPAZANKAYA PLAJI VE RESTORANI

Kalpazankaya, Sait Faik’in ilham almak için sıkça vaktini geçirdiği eşsiz manzaralı bir yerdir. Burgazada’nın bu köşesine bisikletle gidebileceğiniz gibi yaklaşık 25 dakika yürüyerek de ulaşabilirsiniz. Kalpazankaya Restoran’da mutlaka yemek yemelisiniz. Şehrin gürültüsünden uzak, doğa içindeki lokantanın hemen altında Kalpazankaya Plajı bulunmaktadır. Ayrıca, yatları ve tekneleri ile gelecek olan misafirlerimiz için beş adet tonoz bulunur ve zodyak bot ile misafirler lokantaya ulaşabilmektedir. Özellikle, kır düğünleri ve her türlü davet düzenlemeye çok uygun olan bu mekânda yıl boyu hizmet verilir. Kalpazankaya Restaurant'ın ana yemeğini balık çeşitleri ve özellikle doğal olarak kuyuda pişen "tandır kebabı" ve ızgaralar oluşturur. Tuzda levreğini tatmanızı ise şiddetle tavsiye ederiz. Kalpazankaya adanın arka tarafında yer alır ve özellikle gün batımını izlemek için turistler buraya gelir.

SÜT KOYU

burgazada.jpg

Madam Marta ve yanındaki Süt Koyu, Yassıada’nın karşısında bulunur. İskeleden inip sağa doğru adanın etrafında yürümeye başladığınızda öğretmenevini geçtikten 5-10 dakika sonra güzel bir koy göreceksiniz. Toplam yürüme süresi temponuza göre 20-25 dakika sürecektir. Faytonlara binip bu yol için atları yormamak ve yaya gitmek en iyi seçenek olacaktır. Bisiklet kiralayıp koya gitmenizi önermeyiz çünkü koya bisikletle inmek kolay olmayacaktır. Dik yokuşlu bir merdiven ya da daha ilerideki toprak patika yoldan koya inilebiliyor. Madam Marta Koyu ve Süt Koyu belki sahili ve denizi bakımından çok şey vaat etmese de İstanbul’da hala böyle bir güzellik kalmış olması memnun edicidir.

MADAM MARTA KOYU


 

Lübnanlı bir Ermeni olan Marta Arat çok güzel bir kadındır. Babasının tayini ile İstanbul’a gelir ve İstanbullu bir Ermeni ile evlenir fakat rivayete göre özgür ruhlu olması ve halkın onaylayacağı şekilde giyinmemesi onu depresyona sürüklemiştir. Sonunda kendisini bu koydan denize bırakmıştır. İntiharından sonra yasa giren ada halkı 1986 yılında bu koyu O’na adadı. Başka bir rivayete göre ise halk Madam Marta’yı her zaman çok sevmiş, onu olduğu gibi kabul etmiştir ve Madam Marta eceliyle ölmüştür. Adanın kuzeybatısında yer alan Halikya Koyu o günden beri Madam Marta Koyu olarak anılır. Madam Marta koyunda içecek, tost ve tuvalet bulabileceğiniz salaş bir kafe bulunur. Koyda ateş yakılmasına, kamp yapılması yasaktır. Maalesef kampçıların ve günübirlikçilerin sebep olduğu kirlilikten son zamanlarda ada halkı oldukça rahatsız olmaktadır.

BARBA YANİ LOKANTASI

barba-yani-c7148.jpg

Barba Yani, Burgazada'nın ilk ve en eski meyhanesidir 1982 yılında Burgazada’da hizmet vermeye başlamış olan meyhane restoran olarak çeşitlerini çoğaltıp yeni çizgisiyle adanın vazgeçilmez yerlerinden biri olmuştur. Barba Yani Restoran’ın mutfağında Ermeni ve Rum usulü mezeleri eski tadıyla bulabilirsiniz. Barba Yani, Burgazada'da denizin kıyısındaki muhteşem manzarasına hâkim en güzel yerdedir. Burgazada’da 1982’de açılan ve adını rahmetli kurucusu Yanni ve eşi Esen Lorencu’dan alan Barba Yani İstanbul sınırları içinde yer alan nadir gerçek Rum meyhanelerinden biridir. Birbirinden leziz mezeleri ve deniz ürünlerini sevdiklerinizle Barba Yani’de yemek Burgazada seyahatinizin kıymetini artıracak, daha da anlamlandıracak. İşte bu yüzden Burgazada’da görülmesi, tanınması gereken yerlerden birinin Barba Yani olduğunu düşünüyoruz.

Lokasyon Sayfasında Detayı Göster
Kapalı