Pula Hakkında Bilinmesi Gerekenler 

Pula, İtalyanca adıyla Pola, Hırvatistan'ın İstrian Yarımadası’nın ucundaki küçük, şirin bir kenttir. Tarihi yaklaşık 3 bin yıl öncesine, İlyalılara dek uzanan kent, uzunca bir dönem Romalıların istilası altında kaldıktan sonra, Batı Roma İmparatorluğu’nun çöküşüyle beraber Ostrogotların eline geçmiştir. 7. yüzyılda Slavların Istria girmesi ile Slav egemenliği altına giren kentte o dönemdeki nüfusun büyük çoğunluğunu İtalyanlar oluşturmaktaydı. Orta Çağ’a gelindiğinde Venedik Cumhuriyeti’nden Cenevizlilere, Avusturya Macaristan İmparatorluğu’na dek pek çok medeniyetin hüküm sürdüğü kent, 20. yüzyılın başına dek Avusturya Macaristan’ın ana limanlarından birisiyi iken, 20. yüzyıl ile beraber tekrar İtalyan boyunduruğuna girmiş, 2. Dünya Savaşı sonrasında ise Hırvatistan topraklarına katılmıştır. Kent nüfusunun büyük çoğunluğunu Hırvatlar oluşturmasına rağmen yüzyıllar boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapan kentte İtalyanlar, Sırplar, Boşnaklar ve Slovenler gibi farklı azınlıklar da vardır. Pula’nın resmi dili her ne kadar Hırvatça olsa da İtalyanca da oldukça yaygın şekilde konuşulmaktadır. 



 

Özellikle yaz aylarında turistlerin gözdesi olan kentte, bu sebeple sonbahar ortasından bahar ortasına dek açık restoran ve dükkân bulmak hayli güçtür. En önemli geçim kaynaklarından birisinin turizm olduğu bu kentte yaz mevsiminin bitişiyle beraber kent sakinleri kendi iç yaşantısına döner, şehrin sokakları tenhalaşır ve yaz aylarında geç saatlere kadar açık olan pek çok eğlence ve yeme-içme adresi erkenden kapılarını kapatır. Pula’yı özel kılan bir diğer yanı ise Ulysses, Dublinliler gibi dünya edebiyatının mihenk taşı olmuş kitapların yazarı James Joyce ve eşi Nora’nın bir dönem burada yaşamış olmasıdır. 

Pula’ya Ulaşım

Pula’ya ulaşım hayli kolaydır. Uluslararası bir havaalanına sahip olan kentle Türkiye arasında doğrudan uçuş yoktur. Fakat Zagreb üzerinden aktarmalı olarak kente gelmek ilk alternatiftir. Bunun yanı sıra Viyana, Zürih, Amsterdam, Londra, Oslo, Dublin, Edinburgh gibi pek çok Avrupa ve Britanya kentinden de şehre direkt uçuşlar mevcuttur. Oldukça geniş çaplı bir otobüs ağına sahip olan kente ulaşımın bir diğer yolu ise otobüsle yolculuktur. Zagreb, Rijeka, Ljubljana, Belgrad, Split, Trieste gibi pek çok Orta Avrupa kentinden şehrin tarihi merkezine otobüsler hareket etmektedir. Tüm bunların yanı sıra geçmişi yüzyıllar öncesine uzanan bu şehre, bir zaman tünelindeymiş hissi yaşatarak ulaşmanızı sağlayacak tren yolculuğu da bir diğer alternatiftir. Hırvatistan Demiryolları hattı içerisinde bulunan Pula’ya başkent Zagreb üzerinden tren ile erişim mümkündür. Son olarak deniz yoluyla gelmeyi tercih edenler içinse Venedik’ten Pula’ya yaklaşık üç saat süren bir yolculukla varmanın mümkün olduğunu da belirtelim. Sadece yaz aylarında ve haftanın beş günü yapılan bu seferler yolcularına eşsiz manzaralar sunmaktadır.

Pula’da Görülmesi Gereken Yerler 
 


 

Arena: Pula’da görülmesi gereken yerlerin en başında dünya üzerinde Roma döneminden ayakta kalan en büyük altıncı amfitiyatro olan Arena gelmektedir. Pek çok defa yıkımın eşiğinden dönen bu amfitiyatro Venedik taşlarından inşa edilmiştir. Girişin biletli olduğu amfi tiyatronun içerisinde dolaşmanıza ve altındaki mahzen ve mağaralara girmenize izin verilmektedir. Ayrıca Arena’da yaz aylarında periyodik olarak sembolik gladyatör savaşları yapılmakta ve geçmişin ruhu tekrardan uyandırılmaktadır. Eğer Pula’ya gitmişken böylesi bir gösteriye de şahitlik yapmak isterseniz, internet sitesini takip edebilirsiniz.

Forum: Şehrin tam kalbinde bulunan Forum alanı aynı zamanda Pula’nın ana merkezi konumunda olup eski Roma forumu olarak inşa edildiği tahmin edildiğinden bu isimle anılmaktadır. Bugün meydan ve çevresinde 10. yüzyıldan kalma pek çok yapı bulunmaktadır. Ayrıca belediye binası ve ilk yüzyıldan beri tapınak olarak kullanılan Ağustos Tapınağı’nın kalıntılarının bulunduğu Forum’da ayrıca küçük kafe ve restoranlar da yer tutmaktadır. İnsana zamandan kopmuş hissi veren bu alanda bir öğleden sonra kahvenizi yudumlayıp, bu muazzam dokunun tadını çıkarabilirsiniz.

Arkeoloji Müzesi: Oldukça zengin bir tarihi geçmişe sahip olan Pula’nın şüphesiz en ilgi çeken adreslerinden birisi de bu zenginliğin tanıklığını yapabileceğiniz Arkeoloji Müzesi’dir. Turistlerin her daim uğrak noktası olan müzede, Antik dönemden başlayarak şehrin hem kültürel hem de tarihi mirasına ışık tutan pek çok doküman, kalıntı ve eser bir arada sergilenmektedir.
 
Karlo Rojc: Pula’nın şüphesiz en ilginç yeri olan Karlo Rojc 19. yüzyılın ikinci yarısında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından yaptırılmış biraskeri okulken, 1988 yılı ile beraber kültürel ve sosyal bir merkeze dönüşmüştür. Hükümet dışı pek çok kuruluşun binalarının yanı sıra müzik stüdyoları, sanat kolonileri ve bağımsız pek çok gruba ev sahipliği yapan bu kompleksin bir diğer özelliği de muraller ve sanat eserleri ile dolu devasa duvarlarıdır.

Saint Nicholas Kilisesi: 6. yüzyıldan kalma Sırp Ortodoks Kilisesi Saint Nicholas, 45 Castropola Caddesi'nde, yani 17. yüzyıldan kalma kalenin (Kastel) hemen altında bulunmaktadır. Uğradığı yıkıntılardan sonra 1200'lü yıllarda yeniden inşa edilen yapı, 18. yüzyıl ile beraber kentin Ortodoks sakinlerine bırakılmıştır. Gerek mimarisi gerekse büyülü atmosferiyle mutlaka görülmesi gereken bu kilisede çeşitli tören ve ayinler de düzenlenmekte, zaman zaman konserler verilmektedir.