İğneada’da Gezilecek Yerler

İğneada, çok küçük bir belde olmasına rağmen içinde ve çevresinde onlarca görülmeye değer adres barındırır. Bunların en önemlilerini sizin için yazımızda anlattık. Siz de İğneada’ya gitmişken bu yerleri mutlaka ziyaret ediniz.

Karadeniz’in en batısında, Trakya’nın ise en doğusundadır İğneada. Meşe ormanlarının yeşilini, Karadeniz’in en mavisini bünyesinde birleştiren doğa harikası bir yerdir. Doğa harikası denmesinin sebebi denizi, ince kum sahili, bitmek bilmeyen ormanı, gölleri, dereleri ve temiz havasıdır. Bu temiz hava İstanbul’un 250 kilometre uzağında bulunuyor. 

İğneada Nerede?

İğneada, Türkiye’nin batısında Kırklareli ilinin Demirköy ilçesine bağlı bir Trakya beldesidir. Sahil şeridi 22 kilometredir ve bağlı olduğu Demirköy’e 26, il merkezine ise 100 kilometre uzaklıktadır. Nüfusu 2013 TÜİK sayımında 2082 kişi görünse de yazın turist akını sebebiyle bu sayı 10 bini rahatlıkla geçmektedir.

İğneada Nasıl Gidilir? 

İğneada‘ya birkaç yoldan ulaşım sağlanabiliyor. İstanbul ya da Çanakakkle üzerinden üç alternatif mümkün. İstanbul üzerinden 1. alternatif Çerkezköy, Saray, Vize, Poyralı, Demirköy, İğneada güzergahı. 2. alternatif ise Lüleburgaz üzerinden Tem Otoyolu Lüleburgaz Gişeler çıkış, Pınarhisar, Poyralı, Demirköy, İğneada Tem Otoyolu Lüleburgaz Gişeler çıkış, Pınarhisar, Poyralı, Demirköy, İğneada güzergahı.

2. alternatif daha kısa olduğu için Bursa ve Ankara yönünden gelenler için de tercih edilebilir. Seçenekler bunlarla da sınırlı değil. İğneada’ya İstanbul’dan düzenli otobüs seferleri de mevcut. Yola yabancıysanız ya da araç kullanmıyorsanız otobüsü tercih edebilirsiniz. Günde yaklaşık beşer sefer yapan Berk Turizm & Görkey Turizm’e 0 288 692 20 38 ve 0 212 658 01 65’ ten , Yılmaz Seyahat’e ise 0 288 615 10 49’dan ulaşmak mümkün.

İğneada Kamp

İğneada’ya gittiğinizde doğallığın tadını çıkarmak istiyorum derseniz otel ya da pansiyonların yanı sıra kamp seçeneğiniz de var. Yanınızda günlük kıyafet, serin havada giyilecek daha kalın parçalar ve tabii havluyla beraber mayonuz da bulunmalı. İğneada kamp bölgesinde birbirinden farklı kamp seçenekleri sunuluyor. İsterseniz Longoz Ormanları’nın içinde doğayla iç içe bir tatil bile geçirebilirsiniz. Eğer kamp malzemeleriniz yoksa ve kiralamak istiyorsanız bu imkanı da sunuyorlar.

Doğayla baş başa kalacağınız ve oksijenini içinize çekeceğiniz İğneada beldesinde ziyaret edecek çok yer var. İğneada Feneri, Dupnisa Mağarası, Fatih Dökümhanesi ve Derviş Ali Baba Türbesi bunlardan sadece birkaçı. Bu tarihi alanlarla ilgili detayları yazımızda bulabileceksiniz.
Oldukça küçük, sakin, huzurlu ve dinlendirici bir yer İğneada. Üstelik 22 kilometrelik sahil şeridiyle Türkiye’nin en uzun sahil şeridi olma özelliğini taşıyor. İğneada gezilecek yerler arasında yol üzerinde Demirköy’de bulunan Dupnisa Mağarası öne çıkıyor. Erikli, Mert, Hamam, Pedina, Saka, Sülüklü ve Ramana ismiyle anılan ve koruma altında olan yedi de gölü var.

Bölgede sezon Haziran ve Eylül ayları arasında devam ediyor. Bu kadar yeşil ve bu kadar suyu bir arada barındırabildiği için de verimli bir toprak yapısı mevcut. Haliyle lezzetli meyve sebzeyi çok uygun fiyata bulmak mümkün. Balıkçılık da beldenin geçim kaynaklarından birini oluşturuyor. Gidecek olursanız siz de mutlaka balık tutun. Limanı gezecek olduğunuzda yaz aylarında sakin ve dalgasız olduğunu göreceksiniz, burası doğal liman özelliği de taşıyor. Yani burada her şey doğal! Bir diğer görülmesi gereken şey ise Longoz ormanlarıdır. Alan bataklıklar, subasar orman, tuzlu ve tatlı su gölleri ile kıyı kumullarını bir arada barındıran ekosistemlerden birisidir. Karadeniz’e kıyısı vardır. Fotoğrafçılık, kuş gözlemi, ekoturizm, orman ve dağ sporları ya da piknik yapmak isterseniz bu dev ağaçlı alanı çok seveceksiniz.

İğneada Feneri

Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesinde yer alan deniz feneridir. Limanköy Feneri olarak da bilinir. İğneada Feneri sınır ve rota feneri olarak iki ayrı görevi birden üstlenmektedir. İğneada beldesine 4 km uzaklıkta bulunan Limanköy'deki bu tarihi fener, Karadeniz'in en batısında bulunan deniz feneridir. Sultan Abdülmecit döneminde, 1866 yılında, Fransızlara yaptırılan İğneada feneri, halk arasında Fransız Feneri olarak da bilinir. Elektrik tesisatının olmadığı dönemlerde kurma koluyla kurularak gazyağı ile denizi aydınlatan fener, günümüzde 100'lük halojen ampul ve plastik yansıtıcılar sayesinde 20 mil uzaktan bile görülebiliyor. Halen çevresinin özel işletmecilere restoran-çay bahçesi olarak kullanılmak üzere kiralandığı, bu konuda projelendirme yapıldığı bilinmektedir.

Derviş Ali Baba Türbesi

c058b673d20690e0ed75719be7497104.jpg

İğneada yakınlarındaki Avcılar köyü sınırları içerisinde yöre halkının kutsal saydığı Derviş Ali Baba Türbesi bulunmaktadır. Bu türbe yerli halk ve yöreye gelen turistler tarafından dua etmek ve dilekte bulunmak amacıyla ziyaret edilir. Yöre halkı düğünlerden ve sünnetlerden önce mutlaka bu türbeye uğrayarak dua eder, dilekte bulunur. Rivayete göre Derviş Baba’nın bir kardeşi yine İğneada’daki limanda bulunan Liman Baba’dır, diğer kardeşi İstanbul Sarıyer’deki Telli Baba’dır. Yaklaşık 300 yıldır Derviş Baba Türbesi’nin dileklerde bulunmak isteyenler için ziyaret edildiği düşünülür. Siz de İğneada’ya gelmişken kendiniz ve sevdikleriniz için dileklerde bulunmak isterseniz Derviş Ali Baba Türbesi’ni ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz.

Longoz Ormanları Milli Parkı

3.155 hektarlık millî park alanı, Demirköy'e 25 km uzaklıktadır ve İğneada beldesi sınırları içerisinde yer alır. Istranca Dağları’ndan Karadeniz sahillerine doğru akan derelerin taşıdığı alüvyonların birikmesi sonucunda milli parktaki longoz ormanları oluşmuştur. Hem Türkiye hem Avrupa ölçeğinde korunabilmiş en önemli Longoz ormanının yer aldığı İğneada bölgesi içerdiği farklı ekosistemleriyle yöredeki birçok hayvan türü için kaliteli yaşam alanları sunar. Zengin biyolojik çeşitliliği, birbiriyle doğrudan ilişkili ve farklı yaşam alanları ile İğneada longozları, ülkemizin de içinde bulunduğu ılıman kuşakta eşsiz bir konuma sahiptir. Bölge; longoz ormanları, yaprak döken meşe, kayın, gürgen, dişbudak, kızılağaç gibi karışık ağaç türlerinden oluşan orman tiplerinin hepsini barındırmaktadır.

Dupnisa Mağarası

1

Yaklaşık 180 milyon yıl önce oluştuğu düşünülen Dupnisa Mağarası mermerler içerisinde gelişen, birbirine bağlı iki kat ve dört mağaradan oluşur. Toplam uzunluğu 2.720 metre olan sistemin üst katını, Kuru ve Kız Mağaraları oluşturmaktadır. Gelişimini tamamlamış bu mağaralardan 50-60 metre aşağıda Sulu Mağara, diğer adıyla Dupnisa, yer alır. Sulu mağaranın girişinde karstik olarak oluşmuş bir kemer yer alır. Dupnisa mağarası sisteminde de iki mağara bulunur. İçinden devamlı akışı olan bir yer altı nehri akan ve deniz yüzeyinden 345 metre yukarıda giriş ağzı vardır. Dupnisa Mağarası, Istıranca Dağları’nı derin vadilerle yaran, vahşi görünüme sahip bir bölgede yer alır. Ortalama sıcaklık kuru mağarada 17 derece, sulu mağarada ise 10 derecedir.

Fatih Dökümhanesi

1

Demirköy Fatih Dökümhanesi, İğneada’ya yaklaşık 4 km mesafe uzaklıktadır. Toplam 10.000 metrekare kapalı alan ihtiva ettiği bilinen tarihi kompleksin döneminin bölgedeki en modern işletmesi olduğu düşünülüyor. Fatih dönemi ve daha öncesinde yöredeki zengin demir yatakları göz önünde tutularak, burası demir döküm merkezi olarak kullanılmıştır. İstanbul Fatihi II. Mehmet, fetihte burada dökülen top güllerini kullanmıştır. Dönemin en ileri teknolojisiyle döküm yapılan, 15. yüzyıl ortalarından 19. yüzyıl sonlarına kadar aralıksız üretim yapılmıştır. Dökümhanede, büyük ve küçük olmak üzere iki dökümhane bulunur. Küçük dökümhanede iki eritme fırını bulunmaktadır. Dökümhanenin, II. Mahmut döneminde restore edildiği tarihi belgelerden bilinmektedir.

Pınarhisar Kalesi

pinarhisar-kalesi.jpg

Kırklareli'nde bulunan Pınarhisar Kalesi Trakya’nın günümüze kadar gelebilmiş kalıntıları arasında yer alır. Pınarhisar ilçesinde bulunan kalenin bir kitabesi yoktur. Sadece kalenin mimarisinden Bizans döneminde yapıldığı ve karakol olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Sağlam bir şekilde günümüze gelmeyi başarmış olan Pınarhisar Kalesi iyi bir işçiliğe sahiptir. Kırklareli'nin gezilecek yerleri arasındaki bu tarihî değeri gezinize eklemenizi ve kaleyi fotoğraflamanızı tavsiye ederiz. Bizans döneminden bu güne kadar koruduğu sağlamlığı görünce siz de çok şaşıracaksınız. Pınarhisar Kalesi 15 metre yüksekliktedir. Duvarları oldukça kalındır ve kalenin üzeri taştan bir çatı kubbe ile kaplıdır. Kalenin yer aldığı tepenin her iki tarafında kuru vadiler vardır Tepe eteklerinde eski zamanlarda bağ yapıldığı bilinir.

Kamilyalı Balcı Dede


İğneada orman balının en önemli özelliği, nisan-mayıs aylarından itibaren yani doğada bal özü bulunmaya başladıktan sonra tüm çiçeklerden bal alınmasıdır. Bal 2 ilâ 4 ayda sağım yapılacak hale gelir. Ormanda hangi çiçekler varsa İğneada balında o çiçekler mutlaka bulunur. Ağırlıklı olarak meşe ağacı başta olmak üzere, İğneada balında ıhlamur, çam, ballıca, püren, nane, yonca ve orman çiçekleri bulunur. Bölgede Kamilyalı Balcı Dede olarak tanınan Şevki Yaşin 30 yıla yakın bir zamandır arılar ile iç içe yaşamaktadır. İğneada’da bal deyince herkes onun adresini size verecektir. Balcı Dede’yi ziyaret ettiğiniz takdirde hem balını tadabilir hem ilk elden satın alabilir hem de kendisine ait olan ve organik ürün yetiştirdiği tarlasını gezebilirsiniz.

Zindan Dere Şelaleleri

Kırklareli'nin Demirköy ilçesine bağlı Avcılar köyündeki 7 metre yükseklikten akan şelale, yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgi odağıdır ve güzelliğiyle çok daha fazla ilgiyi hak eder. Bu şelale sadece Demirköy’deki değil tüm Trakya’daki en güzel şelale olarak bilinir. Rumların yaşadığı dönemde, Korfa olarak bilinen ve mübadelenin ardından adı Avcılar olarak değiştirilen köydeki Zindandere Şelalesi’nin tanıtımı için belediye tarafından birçok çalışma yürütülmektedir. Demirköy’e 12 km mesafede bulunan Zindandere Şelalesi’ne yürüyerek ulaşmanızı tavsiye ediyoruz. Böylece doğanın içinde kaybolabilecek ve bir cennette olduğunuzu fark edeceksiniz. 2006 yılına kadar Zindandere Şelalesi, bölgedeki askeri alanın içinde bulunuyordu. Bu tarihten sonra alanın sivilleşmesiyle şelale artık ziyaret edilebilmektedir.

Mono Petra Kayalıkları

MONO PETRA KAYALIKLARI

Kırklareli’nin Demirköy ilçesinde bulunan Monopetra Kayalıkları’nı görmeden İğneada’dan ayrılmamanızı öneriyoruz. İkinci önerimiz ise Demirköy merkezden itibaren yola yaya devam etmenizdir. Onlarca şelalenin yanından geçerek Monopetra Kayalıkları’na tırmanabilirsiniz. Bu şelalelerden bazıları Cehennem Şelaleleri ve Bıçkıdere Şelaleleri’dir. Bu, sizin için eşsiz bir deneyim olacak ve İğneada seyahatinizi bambaşka bir boyuta taşıyacak. Bir gecenizi bir şelalenin yanında kamp kurarak geçirebilirsiniz. Monopetra Kayalıkları’na vardığınızda Karadeniz’in ve Istranca Dağlar’nın manzarasına doyamayacaksınız. İğneada, doğal ortamı tamamen korunmuş bir belde olduğu için görmeniz gereken hiçbir yere giriş için para ödemezsiniz. Salt doğanın tadına varırsınız. Monopetra Kayalıkları da işte hiçbir bedel ödemeden göreceğiniz güzelliklerden sadece bir tanesidir.

 

Beğendik Köyü

Beğendik Köyü, İğneada’ya kamp kurmak amacıyla gelen turistlerin en önemli adreslerinden biridir. Bulgaristan sınır kapısına yakın bulunan Beğendik Köyü Demirköy ilçesine 40 km uzaklıktadır. Köy, kamp alanları dışında sabaha kadar süren düğünleriyle meşhurdur. Köyün yaban domuzu, çakal, tilki ve ceylan, karacaların bulunduğu doğal yaşam alanlarında kamp kurmak yasaktır. Köyün adının Mustafa Kemal Atatürk’ün köye bir ziyaretinde muhtarın “Köyü beğendiniz mi Paşam?” sorusu üzerine “Beğendik” cevabını vermesinden geldiği sanılmaktadır. Beğendik Köyü’nün 3 km sahil şeridi vardır ve deniz suyu Türkiye’nin en berrak sularından biridir. Köyün temel geçim kaynağı hayvancılık olduğu için denize girdiğinizde büyükbaş hayvanların denizden su içtiğini görmeniz olasıdır.