Granada Gezilecek Yerler

Tarihî geçmişi, kültürel zenginliği ve doğasının güzelliği ile dikkat çeken Granada şehri, ılıman ilkimi sayesinde yılın her dönemi gidilebilecek bir şehirdir. Hem tarihî yapıları hem de eğlenceli halkının dans gösterileriyle muhteşem bir gezi gerçekleştireceğiniz bu şehirde görülmesi gereken çok önemli yapılar, bahçeler ve yaşam
alanları vardır.

Granada'da Gezilecek Yerler

Granada şehrinin en ünlü tarihi yapısı olan Alhambra Sarayı, Rönesans zamanının en güzel mimarilerinden Granada Katedrali, içerisinde tarihî kiliseler ve hamamlar bulunduran Albaicin semti, Flamenko dansının doğduğu yer alan Sacromonte Mahallesi bu şehirde görmeniz gereken yerlerin başında gelir. 14. yüzyıldan kalma tarihî bir kömür deposu olan Corra del Carbon, dünyada başka bir benzeri olmayan barok mimarisi örneği Cartuja Manastırı, 1936 yılında öldürülen ünlü ve çok önemli bir şair olan Federico’nun eserlerinin sergilendiği Federico Garcia Lorca Müzesi de şehirde ziyaret etmenizi önerdiğimiz yerlerdendir. Granada’ya özgü baharatları bulabileceğiniz bir baharat pazarı olan La Alcaiceria, değişik ve renkli yapıda oluşturulmuş evlerin olduğu yer Carmen ve son olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren Generalife Bahçeleri görmenizi önerdiğimiz diğer noktalardır. Doğal ve tarihî güzelliklerle donanmış Granada şehrinde gezilip görülecek yerler hakkında ayrıntılı bilgileri rehberimizin devamında bulabilirsiniz.

Listede adı geçen yerlerle ilgili bilgiler aşağıda mevcuttur.

Alhambra Sarayı ( El Hamra)

İspanya ülkesinde Müslümanlar gelmeden önce küçük bir şato olarak kullanılan bu kule, daha sonra Arap Hanedanlığı Kralı 1. Muhammed’in buraya taşınmasıyla saraya dönüştürülmüş ve sarayın çevresi genişlemeye başlamıştır. Bu tarihten sonra 14. yüzyılın ortalarına kadar bütün gelen krallar tek tek içeriye odalar, saraylar, dışarıya bahçeler ve avlular eklemeye başlamıştır. Hem ev, hem yönetim yeri hem de devlet memurlarının iş yeri olarak kullanılmaya başlanan bu devasa büyüklükteki saray, sadece saray olmaktan çıkmış ve şehirleşmeye başlamıştır. 1492 yılında şehri fetheden Kraliçe 1. Isabelle ve KralFerdinand saray çevresinde Katolik kültürünü oluşturmaya başlamıştır. O dönemden sonra çeşitli Katolik kültürüne ait yapılar da eklenerek saray hem İslamiyet hem de Katolik kültüründen yapılar barındıran, oldukça büyük bir alanda bugünkü görünümüne kavuşmuştur. Büyükçe bir alanda konumlanan bu sarayı tam anlamıyla gezmek isterseniz, en az 1 gününüzü buraya ayırmanız gerekebilir. Ziyaret saatleri 08.30 – 20.00 olan bu saraya giriş ücreti 14 euro’dur.

Granada Katedrali

İspanya ülkesinde Rönesans döneminin en güzel örneklerinden biri olan Granada Katedrali, şehir merkezinde yer alan görkemli bir yapıya sahiptir. 1523 yılında yapılmış olan bu katedral Kral Ferdinand’a adanmıştır. Fark yaratan işlemeleri ve göz alıcı detaylarıyla öne çıkan bu katedralin bir diğer özelliği de duvarlarındaki isimlerin anlamlarıdır. Katedralin yapıldığı zamanlarda eğitim alan insanlar oldukça az olduğu için, üniversite bitiren insanların isimleri ve aileleri duvarla kazınmıştır, dolayısıyla bu katedrale girdiğinizde o dönemdeki okumuş insanların isimlerini ve ailelerinin nüfuzlarını görmek mümkün olacaktır. Yaklaşık 2 saatte gezilebilecek olan bu katedral, şehrin tarihine uzun yıllar tanıklık ettiği için, gelen bütün krallar katedrale eklemeler yapmıştır. Katedrali detaylı incelediğinizde, tarihin karma yapısını kolayca fark edebilirsiniz. Giriş saatlerinin yıl içerisinde değişiklik gösterdiği bu katedrale giriş ücretleri 4 euro’dur.

Albaicin

Granada şehrinde farklı bir yerdeymişsiniz gibi bir his yaratan Albaicin semti, ünlü El Hamra Sarayı’nın karşısında bir tepede konumlanmıştır. İçerisinde Carmenes isimli bembeyaz evler barındıran, bahçeleri meyve ağaçlarıyla dolu avlular bulunduran AlbaicinMahallesi en az yarım gün ayrılması gereken bir lokasyondur. Doğal güzelliği ve ferah yapısıyla hayranlık uyandıran bu mahalle, ayrıca içerisinde SanSalvador ve San Nicholas isimli iki adet kilise ve tarihî bir hamam bulundurarak Granada şehrinde çok önemli bir kültürel yapıya sahiptir. İçerisinde bulundurduğu Arap Hamamı, İspanya ülkesinin en büyük ve en eski hamamıdır. Bir kısmı cami olan bu hamama randevu alarak giderseniz aromaterapi ve masaj da yaptırabilirsiniz.

Sacromonte

Granada şehrinde gezilmesi gereken en önemli mahallelerden biri de çingenelerin yaşadığı ve içerisinde yüzyıllar önce bir sanatın doğuşuna sahne olan Sacromonte Mahallesi’dir. Sadece çingenelerin yaşam sürdüğü ve getto olarak adlandırabileceğimiz bu mahallede evler mağaralardan oluşmuş ilginç bir yapıya sahiptir. İlk yerleşimin 18. yüzyılda yapıldığı bu mahallede duvarlarında bakırdan yapılmış mutfak eşyalarının asılı olduğunu görebilir, mağaraların arasında gezerken kendinizi bir anda orada yaşayan halkın yaptığı Flamenko dansının içerisinde bulabilirsiniz. Ayrıca bu bölgede birçok Flamenko barı bulunmaktadır. Gezinizin bir kısmında mola vermek isterseniz bu barlardan birine girip içkinizi yudumlarken, Flamenko dansını yaratan insanların torunlarından bu dansı izlemenin keyfini çıkarabilirsiniz.

Corral del Carbon

Tarihî bir kömür deposu olan Corral del Carbon, 14. yüzyıl Arap Egemenliği zamanında yapılmış olup, Mariana Pineda Caddesi’nde konumlanmaktadır. Arap egemenliği zamanında kömür deposu olarak kullanılan bu mekân, Katolik dönemlerde ilk önce tiyatro sahneleri için kullanılmış olup ardından hanlara dönüştürülmüştür. Granada şehrinde en iyi korunmuş tarihî eser olma özelliğini gösteren bu mekân, günümüzde turizm için kullanılmaya başlanmış olup Mağribi mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Büyükçe bir avlu etrafında galeriler şeklinde kurulmuş olan bu depo, şehrin merkezi Centro’da GranadaKatedrali’ne çok yakın bir yerde konumlanmıştır ve depoya girişler ücretsizdir. İçerisinde turist bilgilendirme merkezi ve bir kitap dükkânı bulunduran bu mimariye girişler hafta içi 09.00 - 19.00 arasında olup hafta sonları 10.00 - 14.00 arasındadır.

Cartuja Manastırı

İspanyol barok mimarisinin en önemli eserlerinden biri sayılan ve resmi adı Monestario de la Cartuja olan bu manastır 1506 yılında kurulmaya başlanmış olup yapımı 300 yıl sürmüştür. Dışarıdan bakıldığında sıradan bir tarihî yapıyı andıran bu manastırın içerisi oldukça renkli ve büyüleyicidir. Karmaşık ve egzotik görünümlü geometrik yapısı ile Churrigueresque stilinde bir başyapıt sayılan bu eser Francisco Hurdato Izquierdo tarafından dizayn edilmiştir. İçerisinde büyükçe heykeller, renkli kabartmalar ve büyüleyici resimlere yer veren bu manastırda aynı zamanda Fray Juan Sanchez Cotan’ın eserleri de sergilenmektedir. Giriş ücreti 5 euro olan bu manastır Granada şehrinde kesinlikle görülmesi gereken yerler listesinde yer almaktadır.

Federico Garcia Lorca Müzesi

Eskiden Lorca ailesinin yazlık evi olarak kullanılan bu çiftlik, Federico Garcia Lorca öldürüldükten sonra 1995 yılında müze haline gelmiştir. Lorca, İspanya’da iç savaş çıktığı yıllarda tutuklanıp kurşuna dizilerek öldürülmeden önce, İspanya ülkesi için çok önemli bir şairdi. Birçok önemli eserini bu evde yazan şair, Bernanda Alba’nın Evi ve Çingene Baladı olmak üzere iki önemli eserini de bu evde yazmıştır. 20. yüzyılda oluşturulan bu yapı, Granada şehrinin merkezi ile kırsal kesimin birleştiği noktada konumlandığı için, Lorca ailesi tarafından yazlık ev amacı ile kullanılmaktaydı. Eserlerini yazmak için bu sessiz eve gelen Lorca için bu yer bir ilham kaynağı olmuştur. Federico Garcia Lorca Parkı’nın içerisinde yer alan bu ev, günümüzde müze olarak hizmet vermektedir ve içerisinde Lorca’nın kişisel eşyalarının yanında çizimleri de sergilenmektedir.

La Alcaiceria (Arap Baharat Pazarı)

dsc_0878.jpg

Arapların mutfak kültürünü, kullandıkları eşsiz baharatları, yapımı gizli bitki çaylarını ve daha birçok bitkisel kürler bulabileceğiniz bu pazara uğramadan Granada şehrinden ayılmamanızı tavsiye ederiz. NuevaMeydanı ile Bib Rambla Meydanı arasında kalan bu sokakta oldukça çeşitli baharatların yanında, küçük hediyelik eşyalardan giyime ve aksesuarlara kadar her türlü alışverişi yapabilirsiniz. Pazarda dolaşırken İspanya’nın renkli ve çok kültürlü havasını hissedebilirsiniz, bu sürede yorulursanız da hemen yanındaki kafelerden birine oturup pazarı izleyerek yerel halkı gözlemleyebilirsiniz. Şehirde mutlaka gezilecek yerler listesinde yer alan bu pazarda görebileceğiniz her şey hem el yapımı hem de orijinaldir. Arap el işçiliğinin en güzel örneklerini bu pazarda bulabileceğiniz gibi aynı zamanda taracea isimli ağaç işlemelerini, fajalauza isimli rengârenk seramikleri ve etnik kıyafetleri de bulabilirsiniz.

Carmen ve Carmen de los Martires

612664395a40232133447d33247d383236373139313534

Albaicin Mahallesi’ni anlatırken de bolca bahsettiğimiz Carmen evleri kesinlikle görülmesi, hatta içerisine girip mutlaka gezilmesi gereken evlerden. Granada şehrinde Carmen diye bir bölge olmamasına rağmen bembeyaz, bahçesinde rengârenk çiçekleri ve çeşmeleri olan ve yüksek duvarlardan oluşan evlerin isimleri Carmen evleri olarak adlandırılır. Evin içerisinde her türlü ihtiyacın giderilmesi ile yaşanması bir hayli kolay olan bu evlerde vakit geçirmek oldukça keyifli bir aktiviteye dönüşüyor. Mutlaka bir meyve ağacı bulunan bu evlerin bahçelerinde genelde asma ve nar ağaçları olurken bazen erik ve şeftali gibi çeşitli meyveler de olabiliyor. Carmen evlerinin birçoğu ziyarete açık olmasa da birkaç tanesi ziyaret edilebiliyor. Ziyarete açık bulduğunuz Carmen evlerini mutlaka gezmeli, bahçesinde dinlenip meyvelerinden yemelisiniz.

Generalife Bahçeleri

Alhambra Sarayı’nın içerisinde konumlanan bu bahçeler aslında bir çeşit yazlık saraylardandır. 13. yüzyılda yapımına karar verilen bu saray çeşidi, Alhamra bölgesinin biraz dışarı kısmında konumlanarak hükümdarların dinleneme sarayları olarak kullanılıyordu. İslam döneminde yapılma fikri ortaya çıktıktan sonra, Katolik dönemdeki hükümdarlarında yeni fikirler ekleyerek geliştirdi bu saray çeşidi, günümüzde devasa bahçelerinde içerisinde konumlanan, çeşmelerinin etrafını serinlettiği dinlenme tesisleri olarak kullanılmaktalar. Bahçelerin görkemli ve rengârenk olduğu bu yerde içerisinde bulunan dinlenme sarayı kısmı ise oldukça sade yapıdadır. Generalife bahçelerinde Patio of the Irrigation Ditch ve Court of the Sultana’s Cypress Tree isimli iki tane önemli avlu vardır ki devasa büyüklükteki Alhambra Sarayı’nın en dikkat çeken avluları denebilir. Sadece bu bahçeyi ziyaret etmek isterseniz girişte 7 euro vererek avluları gezebilirsiniz.

Lokasyon Sayfasında Detayı Göster
Kapalı