Karaköl Gezilecek Yerler

Karaköl şehri zengin ve sıra dışı mimarisi, yöresel tatları ve birbirinden güzel doğa harikalarıyla özellikle tarihi ziyafet çekmek isteyenler için listenizin başına yazmak isteyeceğiniz şehirlerden birisidir. Özellikle Sovyet döneminin şehre hakim olduğu yıllarda oluşturduğu tarihi mimari formları, Kırgızlıların yöresel yemekleri, bir uçtan bir uca uzanan kanyonları ve temiz doğa havası hem gezmek hem de şehrin doğal güzelliklerinden yararlanmak isteyenlere adeta yeni bir dünyanın kapılarını aralıyor. Şehrin küçük olmasının yanı sıra tam anlamıyla keşfedilmesinin uzun bir yolculuk gerektirdiğinden IssıkGölü’nden anıtlara kadar uzanan gezi rehberi için 5 günlük bir süre yeterli olacaktır.

Karaköl gezilecek yerler

Görmeden dönmemeniz gereken yerlerin başında tamamen ahşaptan dizayn edilmiş, Rus Ortodoks Kilisesi olan kutsal üçlü katedrali geliyor. Katedralin yanı sıra 19.yüzyılda inşa edilmiş toplumun manevi merkezi niteliğindeki dungan cami’nin mimarisi hem ziyaretçiler hem de tarihçiler için bir hayli ilgi unsuru. Özellikle renkli yapısı adeta karakol şehrinin baharı temsil eden bir sembolü niteliğindedir. Central parkın doğru kesiminde yer alan Vladmir lenin heykeli ise şehrin kültürel tarihi hakkında merkezi ipuçları taşıyan bir başka önemli nokta. Prjevalskiy’nin anıtının bulunduğu Prjevalski Müzesi ve Anıt Mezarı ,hem bir rus kaşifine ev sahipliği yapıyor hem de meraklıları için muhteşem bir mimari sunuyor. Diğer görülmesi gereken yerler arasında resim sanatı meraklıları için Saimaluu Tash Reserve Müzesi,bir bölüm kırgız boylarının önderliğini taşıyan Aryk Myrza anıtı,özellikle çiftçilik ve hayvancılıkla ilgilenenler için Karakol Hayvan Pazarı,16.yüzyıl kahramanı Tagai-Biy Anıtı ve devlet tarihi müzesinin kuzey kanadına bakan yerde bulunan Vladimir Lenin Heykeli sayılabilir. Tüm bahsettiğimiz bu mimari, kültürel ve sanatsal mekanlarla ilgili bilgilerin detaylandırılmasında aşağıda bahsettik.

Kutsal Üçlü Katedrali

Karakol_cathedral.jpg

Kırgızistan’ın popüler turistik yerlerinin başını çeken bu yapı, küçük ve kompakt bir tapınak formunda beş kubbe ve tamamıyla ahşaptan yapılmış bu katedral tarih kitaplarına konu olacak nitelikte bir geçmişe sahiptir. Fıstık yeşili çatısı ve altın rengi kubbeleriyle tam bir şaheser forumunu taşıyor. Önceleri kaulbars tarafından tamamıyla geçici keçeden dizayn edilen bu yapı daha sonra taş, ahşap ve tuğlalarla döşense de maalesef 1889’da gerçekleşen depreme dayanamayıp neredeyse tamamen yıkılmıştır. Günümüzdeki şeklini alması ise 1895 yılına tekabül etmektedir. Şehrin ilk kilisesi olmasa da tamamen ahşaptan yapılmış ilk kilise olması bakımından ayrı bir önem arz etmektedir.1944 kiliselerle ilgili devlet hükmünün kabulüyle 1944 yılında restorasyon çalışmalarına başlanmış olsa da beş kubbeden sadece biri restore edilebildi. Anca 1995 yılında ise katedral kilisenin mülkü haline gelebildi. kilisenin modern görünümü günümüze kadar pek bir değişiklik göstermese de Avrupa mimarisinden farklı ve benzersiz yapısıyla fotoğraf çekmek ve gözlemlemek isteyenler için eşsiz bir yer.

Dungan Camii

Abdrakhmanova/ Bektenova caddelerinin kesiştiği noktada bulunan bu cami İbrahim aji tarafından yapılmıştır. Caminin inşaatı 1904 yılında başlamış olup 1910 yılında tamamlanmıştır. Caminin en önemli özelliği ise tek bir çivinin dahi çakılmaması sadece metal takviyeyle sağlamlaştırılmasıdır. Soyvet döneminin şartlarında 1929’dan 1947’ye değin cami depo olarak kullanılmıştır. Bu tarihten günümüze kadar camii ibadet yeri olarak kullanılmaya devam etmektedir. Caminin ilginç bir özelliği ise kadınların girmesine izin verilmemesi ancak bekçilerin sık sık kapıları ziyaretçilere aralaması bu kuralı ekarte etmiştir. Camide İngilizce ve Almanca'nın da dahil olduğu çeşitli dillerde yazılar mevcuttur. Cami 42 sütun temelli olup binayı çevreleyen nar, armut, üzüm ve şeftali gibi meyvelerin görüntüleriyle bezenmiş görsel bir şov sunmaktadır. Cami tüm Kırgızistan’daki tek Çin mimarisi örneği olduğu için ilginç ve ihtişamlı bir yapıya dönüşmüştür.

Bugu-Ene Hayvanat Bahçesi

Koenkozov / Parkovaya caddelerinin kesiştiği yerde stadyumun yakınında bulunan Karakol Hayvanat Bahçesi, tüm Kırgızistan'daki tek kalıcı hayvanat bahçesidir. Park 1987 yılında kurulmuş olsa da Sovyet birliğinin dağılmasıyla ülkenin ekonomisi kötüye gitmeye başlamış, hayvanat bahçesinin kapatılma sorunu gündeme gelmiş ancak daha sonra bu önergeden vazgeçilmiştir. Parkta bulunan kafesler ve hücreler çok iyi durumda olmasa da günümüzde hala işlevselliğini korumaktadır. Hayvanat bahçesi, yerel ayılar, kurtlar, geyikler, develer, tavus kuşları ve diğer birçok hayvana ev sahipliği yapmaktadır. Park vahşi hayvanları gözlemlemek ve türler hakkında bilgi edinmek için ilginç ve özgün bir yer olma özelliğini taşımaktadır. Ayriyeten ünlü Rus kâşifin ismini alan birçok Przhevalsky atı da bulunmaktadır. Parka giriş ücreti ise 1 dolar(70 som)’dır.

Prjevalski Müzesi Ve Anıt Mezarı


 

Nikolay Mihayloviç Przhevalsky çarlık ordusunda botanikten jeolojiye bir çok konuda eğitim görmüş bir subaydı ancak karakol anılarını haritalandırdığı orta asya keşif gezileriyle ön plana çıkmıştır. Issık gölüne ve Kırgızistan’a duyduğu hayranlık sebebiyle vasiyetinde ıssık gölünün civarına gömülmesini yazmıştır. Przhevalsky, Issyk-Kul'daki bir girişe bakan 10 hektarlık park alanında müze alanının kenarına gömülmüştür. Gömüldüğü yerin yanında bir kartallı heykel ve bir müze bulunmaktadır. Bu anıt 29 nisan 1957 yılında karakolun 7 km uzaklığındaki Prjevalski Köyü'nde açılmış olup, anıtta Przhevalsky’nın kullandığı enstrümanların yanı sıra el yazmaları ,haritalar,çizimler ve dondurulmuş hayvanlar da ön plana çıkmaktadır. Müze öğle yemeği için saat 12:00 ila 13:00 arasında kapanmaktadır. Parkta En ünlü kırgız yazarlarından biri olan Huseyn Karasayev Müzesi de bulunmaktadır. Giriş ücretsizdir.

Saimaluu Tash Reserve Müzesi (Saimaluu Taş Müzesi)

d4046c0d142a40e81ef5c6c285e87c6e.jpg

Issyk - Kul Gölü'nün kuzey tarafında, Cholpon - Ata kasabasının yakınlarında bulunan bu müze adeta petrogliflerden oluşan bir açık hava müzesi görünümündedir. Türkçede “taşbahçesi” anlamına gelmektedir. Tarihin çok eski dönemlerine ışık tutacak nitelikte sanatsal yapılardan beslenir. Ancak müzenin yapısı geniş olduğundan dolayı müzeyi gezmek isteyenler için iyi bir vakit ayrılması gereken bölgedir. MÖ 8 yüzyıldan kalma 10.000'den fazla taş oyması vardır. Özellikle tunç çağında yerleşimciler mesken tuttukları her yerde taş yazma geleneğine sahipti. Orta çağa kadar bu bölgeler kutsal ve dini törenler için kullanılırdı. Bu taşlar özellikle geçmiş dönemden kalma yırtıcı hayvanları ,atları ,develeri ve tavus kuşlarını temsil etmektedir. Ayrıca toprağı süren çiftçiler ,güneş ve ayın yansıması ,dans eden şeytan imgeleri de taşlara yansıyan sahneler arasındadır. Bölgede sadece bir adet mobil tuvalet bulunmaktadır.

Aryk Myrza Anıtı

aryk-myrza-s-monument.jpg

Tarih boyunca Kırgızlar, kendi içinde büyük boylara bölünmeyi sürdürmüşlerdir. Arık Mırza da, 450 yıl önce yaşamış ve günümüzde varlığını devam ettiren Arık Boyunun en başındaki en önemli insandır. Onun Karaköl şehrine dikilen bu heykeli, hem torunlarını sevindirmiştir, hem de Karaköl'e ayrı bir görsel şölen katmıştır. Merkezden çok uzak olmadığı için hem gelip fotoğraf çekinebilir hem de boylar hakkında bilgi sahibi olunabilir. Anıt 24 saat açık olup halka ücretsiz olarak sunulmaktadır.

Tagai-Biy Anıtı

0_6_IMG_1398.JPG

Bu anıt Toktogula yolu üzerindeki Central parkın hemen güneyinde aynı adı taşıyan bir parka yer almaktadır. Bu bronz Anıtın iki elinin göğe yükselmesi ve elinde tuttuğu adeta özgürlük sembolü niteliğindeki bayrakla heykelin ihtişam ve görkemine kapılmamak işten değil. Park boyunca birbirinden güzel çam ağaçları ve heykele uzanan çiçekli yollar uzanmaktadır. Anıt 2003 yılında yapılmıştır. Park 24 saat açık ve anıt ziyareti için herhangi bir ücret talep edilmemektedir. Anıt konum itibariyle Central Park, Ortodoks Kilisesi, Drama Tiyatrosu ve Central Park'ın kuzeyine uzanan Vladamir LeninHeykeli'yle kesişmektedir.16.yüzyılın halk kahramanı olarak meydanda kendine yer bulmuş olan bu heykel özellikle yerel halk için önemli bir yere sahiptir.

Vladimir Lenin Heykeli

lenin-statue.jpg

Bir zamanlar Ala-Too Meydanında yükselen Lenin heykeli 2003 yılında devlet tarihi müzesinin arkasındaki Abdumomunov Caddesine bakan yerleşkeye taşınmıştır. Bu görkemli heykelden oş şehrinde de görmek mümkün. Sovyetlerin hüküm sürdüğü dönemde Lenin meydanı olarak adlandırılan bu meydan, Sovyet birliğinin dağılmasıyla adını Ala-Too olarak almıştır. Heykeldeki detaylar oldukça ilgi çekici ve gerçekçi tasarlanmış. Lenin'in bir eliyle ceketini kavradığı diğeriyle yol gösterici nitelikte kolunu doğrulttuğu bu heykel Sovyet zamanından halkın bağlılığını temsilen addedilen bir tarihi sembol konumunda. Eski Sovyet yıldızını betimleyen yuvarlak bir çiçek düzinesi, Kırgızistan ve Rusya arasındaki güçlü bağların simgesi olan Lenin'in ayağında uzanmaktadır. Heykel 24 saat halka açık olup herhangi bir ücret alınmamaktadır. Mobil tuvaletler ise yakınlarda bulunan Oak parkta halka ücretsiz sunulmuştur.

Karakol Tarihi Müzesi

Karakol_Soviet_Memorabilia-750x563.jpg

Karakol şehrinin 1948 yılında açılan en eski müzesidir. Sovyet devriminden sonra kızıl ordu tarafından devralınan bu yapı bir tüccar ailesinin eviydi. Sergide Issyk - Kul Gölünün yakınlarında bulunan antik eserler yer almaktadır. Sergide yerel kültürlerden eserler çeşitli şekillerde ön plana çıkmaktadır. Çeşitli ülkelerden eski banknot ve madeni paralar, müzik aletleri, semaverler, doldurulmuş hayvan ve sürüngen gösterileri de müzenin oldukça rağbet gören eserleri arasında sayılabilir. Müzede geniş bir fotoğraf salonu bulunmaktadır. Bu salonda bir çok orta asya fotoğrafçılarının eserlerini görmek mümkün. Bunlardan en önemlisi kuşkusuz İsveçli fotoğrafçı Ella Maillar’dır. Kırgız tarihine ait önemli belgelerin bulunduğu bu müze tüm eserlerin yanı sıra yaban hayatıyla ilgili bölümler de içermektedir. Müze her gün sabah 9 ile akşam 5 arasında halka açıktır. Giriş ücreti ise kamerayla yaklaşık 1 dolara(70 som),kamerasız ise 30 soma denk geliyor.

Karakol Hayvan Pazarı

Karakol_Sunday_Animal_Market-750x500.jpg

Pazar sabahları günün ilk ışıklarıyla kurulan ve Kırgızistan’ın en büyük hayvan pazarı olma unvanına sahip Karaköl’ün yalnızca 2 km kuzeyinde bulunan hayvan pazarı tarihi formda bir Pazar şeklini almıştır. Nitekim açık havalarda ortaya çıkan beyaz tepeli dağların fonu fotoğrafçılar için bulunmaz bir malzeme niteliği taşırken, pazarda at ve koyun satışları hayvancılıkla uğraşan insanlar için en önemli ticari merkezdir. Genç yaşlı her yaştan insanın uğrak mekânı olan bu Pazar karakol halkı için tüm ihtiyaçların karşılandığı bir sistemde hizmet vermektedir. Gidenlerin oldukça kalabalık olmasından yakındığı bu yer için en tenha saatlerin sabah saatleri olduğunu hatırlatmak isteriz. Pazar yeri sabah 5’ten 10’a kadar açıktır.