Mdina Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Mdina, 4 bin yıldır varlığını sürdüren kadim bir yerleşimdir. Ziyaret edildiği zaman günümüzden uzaklaştırıp, zamanda geriye götüren, dar ve Arnavut kaldırımlı sokakları ile gizemli bir yönü bulunan Mdina, Malta'nın eski başkentidir. Malta'nın en soylu ve onurlu ailelerinin yerleşim alanı olan Mdina, "Soylu Şehir" olarak nitelenmektedir. Harika bir şekilde korunmuş ve süslenmiş olan kiliseler ve görkemli saraylar şehri açık hava müzesine dönüştürmüştür. Barok ve Orta Çağ mimarisinin karışımına sahip olan Mdina, sarp sokaklarında önemli kültürel değerleri barındırmaktadır. Otomobil girişine kısıtlama konulan Mdina, sessiz ve sakin bir atmosfere sahiptir. Geçmiş yüzyılların zamansız ve klasikleşmiş olan öğeleriyle Mdina göz alıcı bir manzaraya sahiptir. Şehir gizli hazineleriyle ziyaretçilerini cezbetmektedir.

Mdina'nın kurulu olduğu yayla, tarih öncesinden beri yerleşim görmüştür. Fenikeliler Malta'yı MÖ 8. yüzyılda kolonileştirmişler ve bugün Mdina'nın bulunduğu platoda Maleth kentini kurmuşlardır. MÖ 218 yılında ise Romalıların eline geçmiş olan bölge, Melit olarak yeniden adlandırılmıştır. Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşü sırasında şehirde küçülmeye gidilmiştir. Bu gelişmeyle birlikte şehir günümüzdeki sınırlarını oluşturmuştur. Bizans hâkimiyetinin de görüldüğü şehirde yapılan arkeolojik araştırmalar sonucunda burada 11. yüzyılın başlarında Müslüman yerleşimin olduğu ortaya çıkarılmıştır.

10 Haziran 1798'de Mdina, Fransızların Malta işgalinde fazla direnmeden teslim olmuştur. İlerleyen zamanda ise yerli halk direniş göstermeye başlamış ve 1800'de isyancılar başarılı olmuştur.

1883 yılından 1931'e kadar Malta demir yolları ile Valetta'ya bağlı olmuş olan Mdina, Malta'nın en önemli turistik mekânlarındandır. Yılda yaklaşık 750 bin turisti ağırlayan şehir, Norman ve Barok mimarisinin ilgi çekici harmanı ile ziyaretçileri cezbetmektedir. 2008 ile 2016 yılları arasında surlarında kapsamlı bir onarım gerçekleşen Mdina, tarihi, sessiz, gizemli ve sakin atmosferi ile unutulmaz bir deneyim sunmaktadır.

Mdina Nerededir?

Mdina, Güney Avrupa'da, Orta Akdeniz'de konumlanan Malta Cumhuriyeti'nin Kuzey Bölgesi'nde yer alan bir şehirdir. Eski çağlardan kalma olan Mdina, adanın eski başkenti olma özelliği taşımaktadır.

Mdina'ya Nasıl Gidilir?

Malta'nın başkenti Valetta'da yer alan Malta Uluslararası Havalimanı ile Türkiye’den adaya ulaşım sağlamak mümkündür. En yakın havalimanının bulunduğu Sicilya'nın yanı sıra Avrupa ve diğer kıtalardan Valetta'ya uçak seferleri bulunmaktadır. Sicilya'dan Valetta'ya uçuş 30 dakika sürmektedir.

Mdina'ya otobüs ile ulaşım ise Valetta'danyaklaşık30 dakika; Sliema ve St. Julians şehirlerinden de trafiğin durumuna göre yaklaşık 45 dakika sürmektedir.

Mdina'da Görülecek Yerler
 

St. Pauls Katedrali, MS 60 yılında, St. Paul'u ağırlayan Malta Roma valisi Publius'a ait villanın yerine inşa edildiği söylenen kutsal bir yapıdır. Barok bir mimariye sahip olan yapının Norman orijinali bir deprem sırasında tahrip olmuştur. Günümüzdeki mimari ise 1697 ile 1702 yılları arasında İtalyan ustası Borromini'den etkilenen Lorenzo Gafa tarafından inşa edilmiştir. İkiz çan kulelerinin tepesinde yer alan ateş ve yılan motifleri Aziz Bell'in mucizesini simgeleyen görülmeye değer sembollerdir. Katedralde Malta soyluları ve din adamlarının mezar taşları bulunmaktadır. Kilisenin altarında bulunan tablo, büyük depremden sağ kurtulmuş bir öğedir.

Mdina Hendek Bahçesi, ilk defa 15. yüzyılda inşa edilmiş, tahkimatın önemli bir parçası olan hendeklerdir. Yakın zamanlarda bitki örtüsü ve sarmaşıkların büyümüş olduğu şehir surlarının yanı sıra hendekler de bitki yaşamına olanak sağlamıştır. Hendek, 273 turunçgil ve yedi zeytin ağacı ile doldurulmuştur. 2015 yılında yapılan yenileme çalışmaları ile ağaçlar kaldırılıp taşınmış ve burçlar restore edilmiştir. Narenciye korusunun yerini çimenler, taş döşemeler ve fidanlar almıştır. Restore edilen burçlar göz alıcı bir nitelik kazanmışken, hendekler de fuar ve konser gibi etkinlikler için alan oluşturmuştur.

Tarihî bir bina olan Palazzo Falson, oldukça güzel korunmuş bir Orta Çağ konağıdır. 4.500 ciltlik bir kütüphaneye de sahip olan konak, eskiden sanatçı ve hayırsever Olof Gollcher'ın evi olmuştur. Azerbaycan ve Kazakistan'ın etkileyici sanat koleksiyonu, gümüşleri, belgeleri ve nadir halıları ile döşenmiş odalara sahip olan konak görülmeye değerdir.

Katedral Müzesi, Alman Rönesans sanatçısı Albrecht Dürer'in bir dizi gravür, bakır levha baskı ve litografisine ev sahipliği yapması ile dikkat çekmektedir. 18. yüzyıldan kalma Barok bir sarayda hizmet veren müzenin geniş koleksiyonunda ilgi çeken diğer öğeler ise MÖ 5. yüzyıla tarihlenen Mısır muskaları ile Kartacalı ve Roma-Malta madeni para koleksiyonudur.

Tanıtım Videosu:

Lokasyon Sayfasında Detayı Göster
Açık