Konya Gezilecek Yerler

Anadolu kentleri içerisinde tarihi en eskiye dayanan Konya, kültür turlarının vazgeçilmez adreslerindendir. Birçok medeniyete kucak açan şehirde yüzyıllar öncesinden kalma tarihi eserler, hanlar, türbeler ve medreseler görülebilir. Konya gezinizde geçmiş dönemlere doğru yolculuğa çıkarak bu tarihi atmosferi doyasıya yaşayabilirsiniz. Gönül diyarı Konya aynı zamanda kaplıcaları, yeşil alanları ve gölleri ile mistik havasının yanı sıra doğa gönüllülerinin de isteklerini sonuna kadar karşılamaktadır. Konya gezinize en az 3 gün ayırarak bu tarihi şehri doyasıya gezebilirsiniz.

Konya Gezilecekler Yerler

Konya’da gezilecek yerlerin sayısı fazla olsa da iyi bir planlama ile şehri üç günde keşfedebilirsiniz. Konya’ya geldiğinizde görmeden dönmemeniz gereken yerlerin başında gönüller sultanı Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin türbesi ve müzesi geliyor. Her yıl yerli-yabancı binlerce turistin ziyaret ettiği Mevlana Türbesi’nin yanı sıra 1251 yılından günümüze kadar gelmeyi başaran Karatay Medresesi de Konya ziyaretinizde uğramanız gereken bir diğer önemli yer. Alaeddin Keykubat tarafından yaptırılan Alaeddin Camii ve Alaeddin Tepesi şehirde görmeniz gereken tarihi yerler arasındadır. Sille Köyü, İnce Minareli Medrese Şems-i Tebrizi Müzesi, Yerköprü Şelalesi de Konya’nın gezilmesi gereken yerlerindendir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan ve dünyanın en önemli arkeolojik alanlarından biri sayılan Çatalhöyük de Konya’da mutlaka görülmesi gereken tarihi bir değerdir. Adı geçen tüm bu yerlerle ilgili bilgiler aşağıda mevcuttur.

 

Mevlana Müzesi

mosque-64805_960_720.jpg

Yarattığı hoşgörü felsefesi, özel ve anlamlı sözleri ile Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin kabrinin yer aldığı türbe, Konya gezilerinde ilk ziyaret edilen yerlerden biridir. 1926 yılında ziyarete açılan Mevlana Türbesi, aynı zamanda Mevlana Müzesi olarak bilinir. Yeşil kubbesi ile dikkat çeken müzenin içerisinde Mevlana Türbesi’nin yanı sıra dergah eşyaları, değerli el yazmalar, Hz. Mevlana’nın kıyafetleri ve sabır taşları da yer almaktadır. Türk ve İslam kültüründe önemli bir yere sahip olan müzenin yanında Osmanlı Dönemi’nde yapılmış olan mescit ve semahane de bulunmaktadır. Yurt dışından da her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Mevlana Müzesi haftanın her günü ücretsiz olarak ziyaret edilebilmektedir.

Devamını Oku

Karatay Medresesi

karatay-medresesi-museum.jpg

Konya’da görülmesi gereken bir diğer önemli tarihi eser Karatay Medresesi’dir. Selçuklu Dönemi’nden günümüze kadar gelen Karatay Medresesi Konya’nın Karatay ilçesinde bulunmaktadır. Emir Celaleddin Karatay tarafından yaptırılan medresenin mimarı bilinmese de yapımı 1251 yılında tamamlanmıştır. Sille taşından inşa edilen medrese tek katlıdır. Selçuklu döneminde hadis ve tefsir okutulmak üzere inşa edilmiş olan Karatay Medresesi yazı ve desenlerle süslenerek dönemin en güzel işçiliklerini sergilemektedir. 1955 yılından bu yana “Çini Eserler Müzesi” olarak hizmet veren medresekabartma ve çinileri ile ziyaretçilerini büyülemeye devam etmektedir. Turkuaz, siyah ve lacivert çinileri ile Selçuklu ve Osmanlı Dönemi’nin sanatını yansıtan Karatay Medresesi haftanın her günü ziyaret edilebilir. 

Devamını Oku

Tuz Gölü

Van Gölü’nden sonra Türkiye’nin ikinci büyük gölü ve dünyanın en tuzlu ikinci gölü olan Tuz Gölü, ülkenin tuz ihtiyacının %70’inin karşılandığı önemli bir doğal kaynaktır. Ortalama derinliği 50 santimin altında olan Tuz Gölü, çok çeşitli kuş türlerine ev sahipliği yapmaktadır. 85 kuş türü, 4 tanesi endemik 129 böcek türü,15 memeli türü ve 38 tane endemik bitki türünün yaşadığı Gölde, 6.000 kadar kuş yuvalama alanını bulunmaktadır. Uluslararası kıstaslara göre A sınıfı bir sulak alan olan ve ülkedeki biyolojik çeşitliliğin korunması için önemli bir bölge niteliği taşıyan Tuz Gölü, UNESCO tarafından Dünya Miras Geçici Listesi’ne dâhil edilmiştir.

Devamını Oku

Alaeddin Tepesi

Alâeddin TepesiKonya’nın merkez ilçesi olan Karatay’da yer alan 20 metre yüksekliğinde bir tepedir. Höyük olarak adlandırılan tarih öncesi yerleşim yerlerinden biri olarak bilinen Alâeddin Tepesi, günümüzde tarihî değerinin yanı sıra bir mesire yeri olarak işlev görür. Şehre hâkim bir konumda yer alan önemli yapılar ise, tepenin kuzeyindeki Alâeddin Camii ve kümbetler olarak bilinir. Yolunuz Konya’ya düşerse şehrin en yüksek noktası Alâeddin Tepesi’ni ziyaret edilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz.

Alaeddin Tepesi Hakkında Bilgi

Alâeddin Keykubat’tan adını alan cami ve kümbetler sebebiyle tepe de zamanla aynı adla anılmaya başlamıştır. İlk olarak milattan önce 3000’li yıllarda yani Erken Tunç Çağı’nda hayatın başladığı Alâeddin Tepesi’nde daha sonra Hititler hüküm sürmüştür. Sonraki zamanlarda Frigler ve Lidyalılara ev sahipliği yapan Alâeddin Tepesi, Ahameniş İmparatorluğu döneminde Kapadokya satraplığına bağlı bir kent olmuştur. Osmanlı’dan sonra Türkiye’ye ait olan Alâeddin Tepesi günümüzde turistik bir yer olarak ziyaretçi akınına uğrar.

Devamını Oku

İnce Minerali Medrese

Ince_Minare.jpg

Konya’da görülmeye değer bir diğer tarihi eser Selçuklu ilçesinde Alaeddin Tepesi’ne oldukça yakın bir konumda bulunan İnce Minareli Medrese’dir. Burası Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus döneminde Vezir Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından inşa ettirilmiştir. Hadis ilminin öğretilmesi için yaptırılan medrese Selçuklu Dönemi’ne dair taş işçiliğinin en güzel örneklerinden biridir. Özellikle işlemeli kapıları görülmeye değerdir. 1264 yılında yapımı tamamlanan İnce Minareli Medrese birçok kez onarımdan geçirildikten sonra 1956 yılında “Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi” olarak hizmet veremeye devam etmiştir. Selçukluların sembolü çift başlı kartal ve kanatlı melek figürlerinin en başarılı örnekleri müzede görülebilir. Kitabeler, rölyefler ve seramik çalışmalarını da görebileceğiniz müzeyi haftanın her günü 5 TL’ye ziyaret edebilirsiniz.

Sille Köyü

Turkey-Cappadocia-Konya-Sille-Village-001.jpg

Konya merkeze yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta bulunan Sille Köyü, tarihi atmosferiyle ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatmaktadır. 6000 yıllık geçmişe sahip ola Sille eski bir Rum köyüdür. Özel aracın yanı sıra toplu taşımayla da köye kolayca ulaşım sağlanabilmektedir. Dünyanın en büyük ve en eski manastırlarından biri kabul edilen Ak Manastır, Sille Köyü’nde yer almaktadır. Bugün kilise, manastır ve mezarlıkların bulunduğu kısımlar birinci derece arkeolojik sit alanı, yerleşimin olduğu alan ise esas sit alanı olarak kabul edilmiştir. Konya’nın en önemli kültür, tarih ve turizm bölgelerinden biri olarak bilinen Sille Köyü’nde Konya’nın yöresel yemeklerini deneyebilir, sevdiklerinize ve kendinize hatıra eşyalar satın alabilirsiniz. Tertemiz havası, manzarası, sımsıcak insanları ve şirin mekanları ile Sille Köyü, Konya’da farklı bir deneyim yaşamak isteyenleri bekliyor.

Devamını Oku

Çatalhöyük

Türkiye Cumhuriyeti’nin İç Anadolu Bölgesi, Konya ilinin Çumra ilçesinde yer alan Çatalhöyük Antik Kenti, Konya Ovası’na hâkim bir arazide konumlanmaktadır. Antik kent, Konya’nın 52 kilometre güneydoğusunda, Çumra ilçesinin 11 kilometre ve Hasandağı’na yaklaşık 136 kilometre mesafededir.

Çatalhöyük’e Nasıl Gidilir?

Çatalhöyük ile İstanbul arasında 750 kilometrelik bir mesafe vardır. Bu yolu tren vasıtası ile kat etmek mümkündür. İstanbul Pendik’ten hızlı tren ile Konya’ya ardından Konya-Karaman treni ile de Çumra’ya ulaşılabilmektedir.
 
Yalnızca yaz mevsiminde Çumra’dan Çatalhöyük’e giden minibüsler haricinde toplu taşıma imkânları bulunmadığından, antik kente ulaşmak için taksi kullanmak gerekmektedir.

Çatalhöyük’ün Özellikleri

Çatalhöyük 1958 yılında J. Mellaart tarafından keşfedilmiştir ve ilk kazılar 1961-1963 ve 1965 yıllarında yapılmıştır.
 
Çatalhöyük, günümüzden 9.400 yıl öncesinde yerleşim görmüş, Neolitik ve Kalkolitik Çağ yerleşim yeridir. Doğu ve batı yönünden iki adet höyükten meydana gelen, dünyanın en eski yerleşimlerinden olan kentin Doğu olarak adlandırılan yerleşim yeri Neolitik Çağ’da, Batı olarak adlandırılan Çatalhöyük ise Kalkolitik Çağ’da insanların yaşam alanı olmuştur. Höyükler yaklaşık olarak 2 bin yıl boyunca kesintisiz bir şekilde yerleşim görmüştür. Çatalhöyük’ün dikkat çekici özelliği ise Neolitik yerleşimin genişliği, yoğun nüfusu ve güçlü kültür-sanat duyarlılığıdır. Bu antik yerleşimde 8 binin üzerinde insanın yaşadığı kabul edilmektedir. Kenti diğer antik kentlerden ayıran özelliği, köy yerleşiminin aşılıp kentleşme süreçlerinin yaşanmasıdır. Kent sakinleri, ilk tarım yapan toplumlardan biridir.
 
Antik kent, Güney Anadolu Platosu’nda yaklaşık 14 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Daha uzun süreli bir yerleşim olan Doğu Höyüğü, MÖ 7400 ile 6200 arasına tarihlenen 18 Neolitik yerleşim katmanından meydana gelmektedir. Bu katmanlar incelendiği zaman sosyal örgütlenme ve yerleşik hayata geçişle ilgili rölyefler (kabartmalar), heykeller, duvar resimleri ve çeşitli sanatsal öğeler görülmektedir. Batı Höyüğü ise MÖ 6200 ile 5200 yılları arasına tarihlenmektedir ve Kalkolitik Dönem’in kültürel özelliklerini sergilemektedir.
 
Çatalhöyük’teki evler birbirine bitişik olduğundan dolayı sokak yoktur ve içlerine çatıdan merdiven ile girilmektedir. Sokak olmadığından dolayı ulaşım düz damların üzerinden sağlanmıştır. Binaların yapımında kerpiç, ağaç ve kamıştan faydalanılmıştır. Tek katlı evler bir adet oda ve depodan meydana gelmiştir. Odaların içinde ise dörtgen ocaklar, 10-30 santim yüksekliğinde sekiler ve duvar içinde dörtgen nişler bulunmaktadır. Beyazla boyanmış sıvalı duvarlar üzerinde sarı, kırmızı ve siyah tonlarda resimler yapılmıştır. Höyükteki en gelişmiş ve güzel tabakalar ise 7. ve 5. tabakalara aittir.
 
Antik kentteki kalıntıların boyutunun yanı sıra kültürel gelişmişliği, yoğun bir nüfusa ev sahipliği yapmış olması ve uzun bir zaman dilimi boyunca süreklilik göstermesi, antik kenti evrensel olarak oldukça önemli kılmaktadır.
 
Çatalhöyük’te sanatsal uğraşların ev içindeki günlük kullanım objelerine kadar indiğine dikkat çekilmektedir. Başka bir antik kent olan Göbeklitepe’de tapınaklar üzerine yapılan bir sanatla karşılaşılırken Çatalhöyük’te gündelik bir sanat gün yüzüne çıkarılmıştır. Çatalhöyük, bu açıdan birçok insanı heyecanlandırmaktadır.
 
Çatalhöyük’te yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkarılan birçok obje Konya Arkeoloji Müzesi’nde muhafaza edilmekte; bir kısmı sergilenmekte ve bir kısmı da depolarda korunmaktadır.
 

Çatalhöyük Hakkında Bilgi

Çatalhöyük yerleşiminde zamanında 8000’den fazla insan yaşadığı bilinir. Burayı, benzer neolitik yerleşim birimlerinden ayıran temel fark bir köy yerleşmesinin ötesine geçip kentleşme evresine geçilmiş olmasıdır. Alanda yaşam süren topluluk ayrıca ilk tarımcı topluluklar arasında bulunur. Tüm bu özelliklere sahip olduğu için 2009 yılında, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne, 2012 yılında ise Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır. Höyüklerdeki yaşamın ilgi çekici özelliklerinden birisi, ölen kişinin hane içine defnedilmesidir. Evlerin içinde ölüm ve yaşam bir aradadır. Evlerin duvarlarında ise resim panoları yer alır. Sanat yaşamla bir bütün halinde yaşatılır. Eşitlikçi bir toplum yapısının organize edildiği Çatalhöyük, geçmişe ışık tutuyor.

1958 yılında keşfedilen höyükte yapılan kazılar sonucunda, Çatalhöyük evlerinin birbirine bitişik halde yapıldığı anlaşılmıştır. Aralarında avluya açılan dar geçitlerin bırakıldığı evler bir araya gelerek mahalleleri ve aynı mantıkla Çatalhöyük kentini oluşturmuştur. Evler aynı planda inşa edilmiştir ve kullanım süreleri yaklaşık 80 senedir. Süre dolduğunda evler temizlenip molozla doldurularak üzerine aynı planda yeni yapılar meydana getirilmiştir. Çatalhöyük evleri ile ilgili bir ilginç bilgi de evlerin arasında sokak bulunmaması ve insanların evlerine çatılardan girmesidir. Kerpiçten inşa edilen evlerin içinde vahşi hayvanların özenle çizilen ayrıntılı resimleri de yer alır.

Devamını Oku

Aziziye Camii

Konya’nın en güzel camilerinden biri olan Aziziye Camii, Osmanlı Dönemi’nin izlerini taşımaktadır. Türk Barok tarzında yapılan cami Konya merkezde yer almaktadır. 16. yüzyılda Şeyh Ahmet tarafından yaptırılan cami yandığı için 1867 yılında Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Sultan tarafından yeniden inşa ettirilmiş ve cami bugüne kadar hasarsız gelmiştir. İki minaresi bulunan caminin dışı kadar içi de oldukça ilgi çekicidir. Devasa pencerelerinin kapısından daha büyük olması ile sizi şaşırtabilecek Aziziye Camii, bu sayede kış aylarında da oldukça aydınlık bir atmosfere sahiptir. Akşam ışıklandırılınca bambaşka bir havaya bürünen cami, huzurlu ortamıyla Konya’nın görülmeye değer yapılarından birini oluşturmaktadır. Mevlana Müzesi’ni ziyaret ettikten sonra beş dakikalık bir yürüme mesafesinde bulunan Aziziye Camii’ne de uğramanızı öneririz.

Konya Aziziye Camii ilk kez Osmanlı Padişahı IV. Sultan Mehmet’in muhasibi (saymanı) olan Damat Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapımına 1671’de başlanan ve 5 yılda tamamlanan Konya Aziziye Camii, 1867 yılında çıkan büyük Konya yangınında ağır hasar görmüş ve kullanılamaz hale gelmiştir. Altındaki dükkânlarla birlikte yanan yapı, 1874’te Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevnihal Sultan adına yeniden inşa ettirilmiş ve bugünkü adını almıştır.

Devamını Oku

Şems-İ Tebrizi Türbesi ve Camii

caption.jpg

Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin en yakın dostu ve hocası olarak bilinen Şems-i Tebrizi’nin türbesi ve cami Konya’nın Karatay ilçesinde Şems Parkı’nın içinde yer almaktadır. Mevlana’nın hayatını büyük ölçüde değiştiren ve onu düşünceleri ile derinden etkileyen Şems-i Tebrizi, İslam alimi ve mutasavvıftır. Şems-i Tebrizi Türbesi’nin ve caminin kim tarafından yapıldığı bilinmemekle birlikte 13. yüzyılda inşa edildiğine dair bilgiler bulunmaktadır. Mevlana Müzesi’nden yaklaşık 10 dakika yürüme mesafesinde bulunan Şems-i Tebrizi Türbesi, Konya’da en çok ziyaret edilen türbelerin başında gelmektedir. Turistlerin yanı sıra yöre halkı da sıklıkla burayı ziyaret ederek dua okur. Huzur dolu atmosferi ile gelenleri etkileyen Sems-i Tebrizi Türbesi’nin yanı başında bulunan camiyi de ziyaret edebilir, manevi hissi sonuna kadar yaşayabilirsiniz.

Devamını Oku

Kilistra ve Lystra

4399249_orig.jpg

 Kilistra ve Lystra antik kentleri Konya için çok önemli tarihi değere sahiplerdir. Konya’dan 45 kilometre uzaklıkta yer alırlar. İlin güney-batı kısmında Meram ilçesi Hatunsaray beldesi sınırlarındaki Gökyurt köyünde bulunmaktadır. Hatunsaray beldesi Lystra Antik Kenti’nin bugünkü yerini de işaret etmektedir. Hristiyanlığın ilk merkezlerinden biri olarak kabul gören bölgeye Konya'nınKapadokyası da denmektedir.

Kilistra ve Lystra Hakkında Bilgi
Devamını Oku

Meram Bağları

Meram bağları Konya’nın merkez ilçeleri arasındaki Meram’da yer alan bir tür yeşillikler denizidir. 5 önemli yolun geçtiği merkez üzerinde bulunan Meram bağlarının çevresinde çok sayıda tarihî mekân, park ve restoran yer alır.

Doğal güzelliği sayesinde çok sayıda ziyaretçisi bulunan Meram bağları ya da bahçeleri; gezinme, dinlenme ve piknik yeri olarak en çok tercih edilen yerler arasında bulunur. “Türbe önünde evi, Meram’da bağı olmak” deyişiyle yıllar boyunca arzulanan ve popülaritesi olan Meram bağları yolunuz Konya’ya düşerse ziyaret edebileceğiniz yerler arasında bulunuyor.

Devamını Oku

Beyşehir Gölü

Beyşehir Gölü, İç Anadolu bölgesinde bulunan ve Türkiye’nin Van Gölü ve Tuz Gölü’nden sonra üçüncü büyük gölü unvanını elinde bulunduran bir göldür. Konya’nın Beyşehir ilçesi ve Isparta arasındaki göl, İç Anadolu bölgesinin su ihtiyacını karşılamaktadır. Tabanının Neojen göl tortullarıyla dolu olduğu bu doğal güzellik ayrıca çevresinde pek çok adaya da ev sahipliği yapar. Adalardan bazıları İğdeli, Akburun, Kızkulesi, Mada, Yılanlı, Külbent‘tir. Gölde çokça sazan balığı, aynalı sazan, turna, levrek ve kadife balığı vardır. Göl, Beyşehir Gölü Milli Parkı‘na dahil olduğu için koruma altına alınmıştır. Göller Yöresi’nde bulunan bu doğa harikasını görmek için Beyşehir Gölü‘nü ziyaret edilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz.
Beyşehir Gölü‘nün yüz ölçümü yaklaşık olarak 650 kilometrekaredir. Ortalama derinliği 10 metreyi geçmez ve göl, deniz seviyesinden 1116 metre yüksekte yer alır. Göl, güneyden kuzeye doğru genişlik bakımından gittikçe azalır. Beyşehir Gölü adaları ile de bilinir. Gölün içinde farklı büyüklüklerde toplam 23 tane ada vardır. Mada Adası, gölün kuzey batısında bulunur ve adaların en büyüğüdür. Adada küçük bir köy de bulunur. Göl yer altı sularıyla beslenir ve kalker bir arazi üzerindedir. Göldeki fazla su sayesinde Konya Ovası‘na sulama imkanı oluşur. Gölden en fazla elde edilen balık türü sazandır. Göl ve çevresi turistik bir yer olduğu için civardaki şehirlerden günübirlik ya da hafta sonu tatili için giden insan sayısı fazladır. Gün batımı manzarasıyla gidenleri etkileyen göl yerli ve yabancı turistlerin tercih ettiği bir doğal güzelliktir.

Devamını Oku

Konya Kelebekler Vadisi

Konya'da yer alan Kelebekler Vadisi sahip olduğu 3.500 metrekarelik gezi alanı, 1.600 metrekarelik kelebek uçuş alanı ile ziyaretçilerine tropikal bir ortamda doğayla baş başa bir gün vadediyor. Çocuk, genç ya da yetişkin fark etmeden herkesin ilgisini çekecek 15 tür kelebek ve 98 türe ait 20 bin bitki çeşidine ev sahipliği yapan Konya Kelebekler Vadisi özellikle ailece güzel bir geçirmek için iyi bir seçenek.

Konya Kelebekler Vadisi

Konya Kelebekler Vadisi Hakkında Bilgi
Devamını Oku

Meke Gölü

Meke GölüKonya ilinin Karapınar ilçesinde konumlanan ve orta kısmında adacıklar bulunan bir göldür. Adını meke kuşlarından alan doğal oluşum, sönmüş bir volkan kraterinin gaz patlaması sonucu suyla dolmasıyla meydana gelmiştir. Yaklaşık 12 metre derinliğinde olan gölün birincil krater çukurunun uzunluğu 800 metre, genişliği ise ortalama 500 metredir.

 Dünyanın nazar boncuğu olarak nitelendirilen bu doğal güzellik, sularının her geçen yıl kuruması sebebiyle doğaseverleri üzmektedir.

Devamını Oku

Konya Bilim Merkezi

Konya Bilim Merkezi, TÜBİTAK tarafından desteklenen bir proje olarak hayata geçen bir teknoloji ve bilim merkezidir. Pek çok kurum ve kuruluşun da destek vermesiyle bugünkü halini alan bilim merkezi, çok sayıda etkinliğe ve projeye de ev sahipliği yapmaktadır. Rüzgâr enerji santrali ve güneş panellerinin de kullanıldığı tesis, Türkiye’de inşa edilmiş önemli yeşil bina örnekleri arasında yer alır. Konya Bilim Merkezi; tematik sergiler, açık hava sergileri, gözlem ve seyir kulesi, gezegen evi, konferans salonları, laboratuvarları ve kütüphanesi ile işlevsel bir yapı olarak, etkinlikler ve ziyaret için gidebileceğiniz mekânlar arasında bulunuyor.

Konya Bilim Merkezi Hakkında Bilgi

TÜBİTAK destekli Türkiye’nin ilk bilim merkezi olan Konya Bilim Merkezi’nin ön açılışı Nisan 2014’te olmuştur. Tesisin 235 adet sergi ünitesi vardır. Konya’nın Selçuklu ilçesinde bulunan bilim merkezi, ulaşım açısından da kolay bir noktada yer alır. Konya Bilim Merkezi nedir diye soracak olursanız, ziyaretçilerine yaparak ve yaşayarak öğrenme imkânı tanıyan bir tesis olduğunu ve amacının bilimsel merak ve öğrenme isteği uyandırmak olduğunu söyleyebiliriz.

Devamını Oku

Eflatunpınar Hitit Su Anıtı

Eflatunpınar Hitit Su Anıtı Konya Beyşehir’de bulunan Hititlerden kalma bir eserdir. Dünya tarihinde yaklaşık 1.000 yıl boyunca hüküm süren Hititlerin sosyal, ekonomik ve dinî açıdan bıraktıkları çok sayıda eserden bir tanesi olan bu su anıtının en çok rağbet görme sebeplerinden bir tanesi de günümüzde halen özelliklerini kaybetmeden zamana meydan okumasıdır. Bir açık hava tapınağı olarak da işlev gören Eflatunpınar günümüzde ayakta kalabilmesi sebebi ile dönemin su tesisatıyla ilgili de bilgi verir. Yolunuz Konya Beyşehir’e düşerse görselliği ile olduğu kadar dayanıklılığı ile de ilgi çekmeyi başaran Eflatunpınar’a uğrayıp Hitit Su Anıtı’na da merhaba diyebilirsiniz.

Eflatunpınar Hitit Su Anıtı Nerede? 
Devamını Oku

Ereğli Müzesi

Konya Ereğli Müzesi inşaatı 1967 senesinde başlatılmış ve müze inşaatın bitmesinin ardından, tanzim ve teşhir detayları da oluşturularak 1968 senesinde ziyarete açılmıştır.

Bölgenin tarihî eser çeşitliliği ve tarihi mirası göz önünde bulundurularak böyle bir müze açılmasına karar verilmiş ve yapılan Konya Ereğli Müzesi binası ve teşhir edilen eserler 1977 yılına kadar Konya Müzesi birimi olarak kayıt altına alınmıştır. 1978 senesinde Konya Ereğli Müzesi’ne statüsü değiştirilerek bağımsız bir müze kimliği verilmiştir. 1980 senesinde bina tadilat görmüş ve onarımı yapılmıştır.

Devamını Oku

Sahip Ata Vakıf Müzesi

Konya Meram ilçesinde yer alan Sahip Ata Vakıf Müzesi, tarihî Sahip Ata külliyesi içerisinde bulunmaktadır. Selçuklu ve Osmanlı devletlerine ait son derece özel eserlerin sergilendiği bu müze, bu iki devlet döneminde yapılan pek çok eseri ziyaretçileri ile buluşturmaktadır.

Sahip Ata Kimdir?

Sahip Ata Vakıf Müzesi konusunda bir yazı hazırlarken müzeye adını veren kişiden de bahsetmenin doğru olacağını düşünüyoruz. Bu neden ile Sahip Ata kimdir sorusuna da yanıt vererek yazımıza devam ediyoruz. Sahip Ata Fahreddin Ali, Anadolu Selçuklu Devletinin 13. asırdaki son iki çeyreğine gerçekten adını altın harflerle yazdırmış büyük bir devlet adamıdır. Selçuklu Devleti’nin 35 yıllık sürecinde vezir olarak hem siyasî hem de kültür ve sanat alanına adını yazdıran Sahip Ata’nın hayatına dair pek çok bilgi net olarak bilinmemektedir.

Devamını Oku

Sırçalı Medrese

Konya’da bulunan Sırçalı Medrese Anadolu’nun önemli tarihî yapıları arasında yer alır. II. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde, 1242-43 yıllarında inşa edilmiştir. Medresenin taç kapsındaki kitabede, Selçuklu Emiri Bedreddin Muslih tarafından yaptırıldığı yazmaktadır. Mimarı ise Muhammed b. Muhammed et-Tusi’dir.

Sırçalı Medrese Hakkında Bilgi

Adını eşsiz çini süslemelerinden alan Konya Sırçalı Medrese planı, taş işçiliği ve tezyinat özellikleriyle, Anadolu Selçuklu mimarisinin en görkemli yapılarındandır. Kurucusu Bedreddin Muslih nedeniyle “Muslihiyye Medresesi” adıyla da anılmaktadır.

Devamını Oku

Karapınar Sultan Selim Cami Külliyesi

Konya’da Kanuni Sultan Süleyman ve II. Selim tarafından yaptırılan cami ve imaret kompleksi günümüzde Karapınar Sultan Selim Câmii ve Külliyesi adını taşımaktadır.16. yüzyıldan başlayarak çeşitli zamanlarda Mevlânâ Dergâhı ile türbe hamamı arasında yapılmış olan cami ile imaret, iki medrese, kütüphane binası ve muvakkithane binasından oluşan komplekstir. Türbe hamamı binası maalesef günümüze kadar ayakta kalmayı başaramamıştır.
Bu kompleks içerisinde caminin devamına bir külliyenin yapılma gereği, posta ve ticaret yolları üzerinde güvenliği ve kontrolü sağlamaktır. Bu amaç ile yapılan Karapınar Sultan Camii Külliyesi çok planlı bir şekilde inşa edilmiştir. Caminin kapısı ile hanların kapısı ve çeşme simetrik düzlemde olup aynı hizada yer almaktadırlar.

Konya Karapınar Sultan Selim Cami

Bugün Konya Karapınar Sultan Selim Camii diye bilinen bu caminin mimarının kim olduğu konusu da oldukça tartışılan bir konu olup kimilerine göre eser Mimar Sinan’ın eserlerine benzerliği nedeni ile bu mimara aittir ancak bu konuda netlik kazanmış bir sonuç bulunmamaktadır. Bunun yanında cami planında, ölçü birebir olmasa da, Mimar Sinan’ın eski Fâtih Camii planının aynısı uygulanmıştır.

Devamını Oku

İnceminare Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi

İnceminare Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi Konya ilimizin ilçesi Selçuklu’da bulunan Alaeddin Tepesi’nin hemen batısında yer almaktadır. İnce Minareli Medrese olarak inşa edilen bina, 19. yüzyılın sonlarına kadar hizmet vermiştir. 1876 senesi ile 1899 senesi arasında onarımdan geçmiştir. Cumhuriyet sonrası dönemde de 1936 yılında itibaren çeşitli tadilatlar yapılmış ve bina 1956 senesi itibari ile İnceminare Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi olarak halkın ziyaretine açılmıştır. Kısaca Konya İnce Minare Müzesi diye de anılan müzede Başkenti Konya olan Selçuklu Devleti ve Karamanoğlu beyliklerine ait eserler sergilenmektedir. Bunlardan başlıcaları taş ve mermer zemine oyularak yazılmış mimari detaylı kitabeler, Konya Kalesi kalıntılarından olan kabartma rölyefler, çeşitli oyma ahşap kapı pencere kanatları, gene ahşaptan imal edilmiş olan tavan göbeği motif örnekleridir. Ayrıca mermerden işlenmiş mezar taşı ile sandukalar gene müzenin eserleri arasındadır. Selçukluların devlet sembolü olan çift başlı kartal ve gene sembol olan kanatlı melek figürlerinin birbirinden güzel örnekleri teşhir edilen eserler arasında yer almaktadır.

İnce Minareli Medrese Hakkında Bilgi

Bugün İnceminare Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi olarak ziyaretçilerini ağırlayan ve İnce Minareli Medrese diye de bilinen medrese Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus Devri’nde yapılmıştır.

Devamını Oku

Konya Atatürk Müzesi

Konya ilimizin Atatürk Caddesi’nde 1912 yılında inşa edilen tarihî yapı iki kattan oluşmaktadır. Kesme taş, moloz ve tuğla malzemeden inşa edilmiş ve Konya Atatürk Müzesi olarak hizmet vermekte olan bu konak, 1923 senesinde hazine adına tescil edilerek Vali Konağı olarak kullanılmıştır. Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk’ün şehri ziyaretlerinde de kendisine tahsis edilmiştir.1923-1927 yılları arasında hazineye ait olan konak, 1927 yılında Konya Belediyesi tarafından satın alınmıştır. 19 Temmuz 1928 tarihinde ise konak, Atatürk adına tescil edilerek, konağın tapusuna da Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya Konyalıların hediyesidir şeklinde bir açıklama eklenmiştir.

Atatürk Evi

Konya Atatürk Müzesi binası, 1940 senesinde Konya Özel İdaresi tarafından cüzi bir bedel ile satın alınarak tekrar Vali Konağı haline getirilmiştir. 1963 senesine değin de Vali Konağı hizmeti için kullanılmıştır. 1963’te ise Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilen Atatürk Evi öncelikle tadilat görmüş ve bir yıl gibi bir süre sonrasında, 17 Aralık 1964’te Konya Atatürk Müzesi olarak Atatürk Evi – Kültür Müzesi adıyla halkın ziyaretine açılmıştır.

Konya Atatürk Müzesi İle İlgili Bilgi
Devamını Oku

Selçuklu Köşkü

Sultan 2. Kılıçarslan’ın hükümdarlığı döneminde (1156 – 1192) yapılmış olan Selçuklu Köşkü Konya ilimizin Selçuklu ilçesinde yer almaktadır.

Selçuklu Devleti için başkent olmuş ilimiz Konya, Selçuklular döneminde yapılmış türlü eserden oluşan ciddi bir tarihî mirasın da sahibi durumundadır. 2. Kılıçarslan tarafından yaptırıldığı ortak görüş olan Selçuklu Köşkü Evliya Çelebi’nin aktardığı şekli ile bir deprem görmüş, aldığı hasar sonucu da Alâeddin Keykubat döneminde hem onarılmış hem de genişletilmiştir. Tarihî kalıntı bu nedenle Alâeddin Köşkü olarak da adlandırılmaktadır.

Konya Kılıçarslan Köşkü Hakkında Bilgi
Devamını Oku

Konya Arkeoloji Müzesi

Konya Arkeoloji Müzesi, Konya’nın Meram ilçesindedir. 1901 yılında, müze deposu olarak kurulmuştur. 1962 yılında bugünkü binasında, Konya Arkeoloji Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.

Konya Arkeoloji Müzesi

Konya Arkeoloji Müzesi İle İlgili Bilgi 
Devamını Oku

Konya Etnografya Müzesi

Konya Etnografya Müzesi, Konya'nın Meram ilçesinde 1975 senesinde halkın hizmetine açılmıştır. Esas olarak eğitim için yapılmış 3 katlı bu bina, düzenlenerek müze haline getirilmiş, eserlerin toplanması ve tanzim edilmesi ardından da hizmete girmiştir.

Konya Etnografya Müzesi

Devamını Oku

Lukyanus Kitâbesi ve Atlı Kaya Kabartması

Lukyanus Kitâbesi ve Atlı Kaya Kabartması tarihî bir kalıntı olup Konya ilimiz, Beyşehir ilçesinin Fasıllar köyünde bulunur. Konya’da bulunan önemli tarihî miraslarımızdan birisidir.

Lukyanus Kitâbesi ve Atlı Kaya Kabartması

Lukyanus Kitabesi ve Atlı Kaya Kabartması Hakkında Bilgi 
Devamını Oku

Beyşehir Eşrefoğlu Camii

Beyşehir Eşrefoğlu Camii, Konya’nın Beyşehir ilçesinde yer alan tarihî bir ibadethanedir. Anadolu’daki ahşap direkli camiler içinde en büyük ve orijinali olma unvanını elinde bulunduran Eşrefoğlu Camii 1299 yılından bu yana yıllara meydan okuyarak ulaşmayı başarmış tarihî eserler arasında bulunur. Ağaç direkli camilerin eşsiz örneği olarak nitelendirebileceğimiz türünün seçkin örneği olan Eşrefoğlu Camii’ni gezmek için bir olanak yaratabilirsiniz.

Beyşehir Eşrefoğlu Camii Özellikleri
Devamını Oku

Akşehir Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi

Akşehir Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi (Rüştü Bey Konağı) Akşehir’in sorgu hâkimi olan Rüştü Bey tarafından 1. Dünya Savaşı ilk çeyreğine denk gelen dönemde yaptırılmıştır

Rüştü Bey’in ilçede iki bina ile ilişkisi kurulmakta olup bu binalardan biri bugün müze olan Akşehir Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi (Rüştü Bey Konağı) olup diğeri de 1904 yapımı Rüştü Bey Hanı’dır.

Devamını Oku

Kubad Âbâd Sarayı

Beyşehir Kubad Âbâd Sarayı, bir rivayete göre Sultan Alâeddin Keykubat döneminde, sultanın Kayseri’den Antalya’ya geçerken gördüğü ve güzelliğinden çok etkilendiği Beyşehir Gölü ve civarına hâkim bir yazlık saray yapılması emri ile yapılmıştır.Beyşehir Kubad Âbâd Sarayı Sultan Alâeddin Keykubat’ın av emiri olan ve eş zamanlı olarak mimarbaşılık da yapmakta olan Veziri Sadettin Köpek denetiminde inşa edilmiştir. Krokisi Alâeddin Keykubat tarafından çizilen yazlık saray, 1236 senesinde yapılmıştır. Sultan bu sarayı yaptırırken, etrafında da bir şehir kurulmasını istemiştir. Beyşehir Kubad Âbâd Sarayı kendisini yaptıran sultanın adı ile de anılmakta olup Alaaddin Keykubat Sarayı diye de bilinmektedir.Kubad Âbâd bugüne kadar gelebilmiş tek Selçuklu Sarayı kalıntısı olup Beyşehir Gölü’nün kenarında ve Anamas Dağları’nın eteklerinde yer almaktadır. Bölgede 1980’den beri kazı çalışmaları yapılmakta olup bu saraydan geriye kalan muhteşem çiniler Konya’daki çeşitli müzelerde sergilenmektedirler.

Kubadabad Sarayı Hakkında Bilgi

En ünlü Selçuklu tarihçisi olan İbn Bibi’nin yazmış olduğu Selçuknamesi’nde de bahsettiği üzere Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad’ın (1220-1236) talimatı ile inşa edilmiş Kubad Âbâd Sarayı, çevresine bir de aynı isimle tanınan şehir inşa edilerek yapılmıştır. Saray binasının kalıntıları günümüze ulaşsa da terkedilmiş olan şehirden geriye pek aydınlatıcı bir bilgi bulunmamaktadır.

Devamını Oku

Leylekler Vadisi

Konya ilimizin Beyşehir ilçesinde yer alan Beyşehir Leylekler Vadisi şehrin bahar aylarında gelen ve yaz sonuna kadar bölgede konaklayan sevimli misafirlerine ev sahipliği yapıyor.

Beyşehir Leylekler Vadisi Hakkında Bilgi

Beyşehir ilçesinde yer alan ve Leylekler Vadisi diye adlandırılan bu bölge, her sene düzenli olarak ülkemizin en büyük leylek kolonisini ağırlıyor. Afrika güzergâhından gelen sıcak iklim hayvanları, bahar başında bölgedeki ardıç ağaçlarına yerleşiyor. Yaz sonuna kadar da yavrularını hayata getirip büyütüyor ve daha sonra daha sıcak iklimlere doğru göç ediyorlar.

Devamını Oku