Kuleler Şehri San Gimignano

Etrafı surlarla çevrili olan San Gimignano çok iyi korunmuş olan bir Ortaçağ kasabasıdır. İtalya'nın Toskana bölgesinde Siena ili'ne bağlıdır.

Biz San Gimignano’ya Siena üzerinden ulaşıyoruz. Bu Ortaçağ kasabasının en büyük özelliği 12. ve 13. yy.’lardan kalma kuleleri. Günümüzde bu kulelerden 14 tanesi ayakta kalabilmiş. "Ortaçağın Manhattan'ı" olarak adlandırılan bu kasaba, 18. ve 19. yy.’da gerilemiş olsa da günümüzde halen 14.yy’ın ikinci yarısındaki görüntüsünü korumaktadır. Bu özelliği ile de Unesco dünya mirasları listesinde yer almaktadır.

Aynı Siena’da olduğu gibi burada da ana meydana ulaşmak için daracık sokaklardan geçiyoruz. Dar sokaklardan ilerleyerek Piazza Cisterna yani Sarnıç meydanına geliyoruz.

Bu meydan da oldukça geniş ve kasabanın kalbi durumunda. Bu meydanda yer alan Galeteria dondurmacısından mutlaka dondurma almalısınız. 2006 – 2007 – 2008 – 2009 senelerinde dondurma festivalinde üst üste en iyi dondurma ödülünü almış bir dondurmacı. Bir külah ile yetinmemenizi tavsiye ederim.

Bu meydandan devam ediyor ve ana kiliseye geliyoruz. Kilisenin arka tarafında arp çalan bir bayanı dinliyoruz. Daha sonra Piazza del Popolo’ya geliyoruz. Palazzo del Popolo kulesinden kasabanın panoraması muhteşem.

Dar sokaklar sonra bir avlu, yine dar sokaklar, yine bir avlu. Bol kuleler, şirin bir ortaçağ kasabası.

Dönüş yolunda pek çok hediyelik eşyanın satıldığı küçük ama şık dükkanların arasından geçiyoruz.

Yine bu dönüş yolunda Museo della Tortura’yı görüyoruz. Burası Ortaçağ’da ceza verilirken ve işkence yaparken kullanılan araç ve malzemelerin sergilendiği bir müze. Müzenin girişi çok küçük ama ilginç. Girişteki duvar ve tünel gibi kemerli tavanı komple kurukafalarla kaplamışlar. Kafataslarından duvar görünmüyor. Girişte burada çok insanın yakıldığını temsil eden bir heykel konulmuş. Bu giriş açıkçası biraz irite edici...

Bu bölgenin en önemli ürünlerinden biri de meşhur "Vernaccia" adlı beyaz şarapları. Bu şaraplardan dönmeden önce mutlaka ya tadın ya da yanınıza alın.

Tabii buradan sonra Venedik’e dönüş yolunda yol boyunca bize üzüm bağları eşlik ediyor.

Siena'da konaklayabileceğiniz birçok otel seçeneği mevcut. Bunlardan bir tanesi de güzel bir bahçe içinde yer alan Hotel GardenPorta Camollia'ya 15 dakikalık bir yürüme mesafesinde olan otel, şehrin tarihi dokusunun içinde bulunuyor. Bu otelin yanında 13. yüzyıldan kalma tarihi bir binada bulunan Hotel Alma Domus, kendi başına bir tarihi simge. Ayrıca otel Cateriniana Bazilikası'na 2 dakikalık bir uzaklıkta yer alıyor. Piazza del Campo ve Siena Katedrali ise 500 metrelik bir mesafede.   Siena'da biraz daha lüks bir otelde konaklamak istiyorsanız Piazza del Campo'ya 10 dakikalık uzaklıkta bulunan NH Excelsior'u tercih edebilirsiniz. Otel birçok turistik mekana kolayca ulaşabileceğiniz toplu taşıma noktalarının içinde. Bunun yanında B&B Il Corso ve Hotel Minerva'da tercih listenizde olması gereken oteller arasında yer alıyor. Bunların yanında  Siena'da ki diğer otellere göz atmak için buradan booking.com'a girebilir ve isterseniz rezervasyonda yaptırabilirsiniz.

NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.