Tekirdağ Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Tekirdağ, Marmara Bölgesi’nin Trakya yakasından bulunan Türkiye’nin turistik noktalarından biridir. Türkiye’nin en kalabalık yirmi üçüncü şehri olan Tekirdağ’da TÜİK’in 2016 verilerine göre yaklaşık 972.875 kişi yaşamaktadır. Marmara Denizi ile birlikte Karadeniz’e kıyısı bulunan Tekirdağ ülkemizde her iki denize de kıyısı olan altı şehirden biri olma özelliği taşımaktadır. 2014 yerel seçimleri sonrasında büyükşehir unvanı alan Tekirdağ’ın 11 ilçesi bulunmaktadır. Marmara Ereğlisi, Çorlu, Çerkezköy, Şarköy, Saray, Hayrabolu, Malkara, Muratlı ile birlikte 2014 seçimleri sonrası Süleymanpaşa, Ergene ve Kapaklı da şehrin yeni ilçeleri arasında yerini almıştır.

Trakya yakasının Edirne’den sonra en büyük ikinci ili olan Tekirdağ, konumu sayesinde geçmişten günümüze önemini hiçbir zaman yitirmemiştir. Anadolu ve Avrupa arasındaki her türlü ilişkinin Trakya üzerinden gerçekleştirilmesi Tekirdağ’ın köklü bir kültürel mirasa sahip olmasını sağlamıştır. Tekirdağ’da ilk yerleşime dair kalıntılar AntikÇağ’a kadar uzanmaktadır. Kuştepe ve Yatak ile birlikte Malkara ilçesine ait Balıtepede yapılan kazı çalışmaları sonucu bu kalıntıların ortaya çıkartıldığı yerler arasındadır.

Tekirdağ’da Eski Taş Devri’ne ait kalıntılara Saray ilçesindeki Güngörmez ve Güneş kaya vadilerinde yer alan mağaralarda rastlanmıştır. Marmara Denizi boyunca uzanan bazı nehir ağızlarındaki yerleşmelerde Kalkolitik Çağ’a ait izler bulunmuştur. MÖ 1400 ile 1000 yılları arasında Proto Trak olarak bilinen ve Trakya’ya göç ile gelen toplulukların yaşadığı da bilinmektedir. MÖ 8 ve 6. yüzyılda Samoslu kolonistler Marmara Denizi kıyılarına yerleşmeye başlamışlardır. Günümüzde Tekirdağ sınırları içerisinde yer alan Perinthos (Marmara Ereğlisi), Bisanthe (Barbaros) beldeleri koloni kurulan yerler arasındadır. MÖ 546 ile 430 yılları arasında Pers egemenliği altına giren şehir MÖ 352 yılında Makedonya Kralı II. Philip tarafından kuşatılmıştır. Daha sonra sırasıyla Büyük İskender ve Lysimochs’un hâkimiyetinde kalan Tekirdağ, Roma İmparatorluğu’na geçmiştir. Doğu Roma İmparatorluğu Dönemi’nde başkent Konstantinopolis’in tahıl ihtiyacını büyük ölçüde karşıladığı için önemli bir yere sahiptir.

Bir dönemler Resito olarak anılan şehir sonrasında Rodosto adını almış, 14. yüzyılda Osmanlılar tarafından fethedildikten sonra Rodoscuk adı ile anılmaya başlanmıştır. Osmanlı Dönemi’nde Tekirdağ 1357 yılında ilk kez şehzade I. Murad tarafından fethedilmiştir. Ancak Bizanslıların şehri geri almaları ile 1367 senesinde I. Murad şehri bu sefer padişah olarak ikinci kez fethetmiştir. Tekirdağ sınırları Osmanlı Devleti hâkimiyetindeyken oldukça genişlemiş dokuz mahalleye sahip olan şehirdeki mahalle sayısı 30’a kadar çıkmıştır. 93 Harbi ile Rusların I. Balkan Savaşı ile Bulgarların işgali altına giren Tekirdağ 20 Temmuz 1920’de Yunanların işgaline uğradıktan sonra 13 Kasım 1922’de tamamen Türklerin hâkimiyetine girmiştir. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’na göre il olan Tekirdağ’ın15 Ekim 1923 yılında il olduğu ilan edilmiştir. Cumhuriyet Dönemi’ne kadar Tekfurdağı ismi ile bilinen şehir Tekirdağ ismine 1927’de kavuşmuştur.

Marmara Bölgesi’nin en güzel şehirlerinden biri olan Tekirdağ gerek doğal güzellikleri gerek tarihî yerleri ve tertemiz sahilleri ile seyahatseverlerin gözdesi konumundadır. Ekonomisi tarıma ve sanayiye dayalı olan şehirde özellikle yaz aylarında turizm de önemli bir gelir kaynağıdır. Tekirdağ’ın toprakları oldukça verimlidir. Bu nedenle ülkemizin buğday ve ayçiçek yağı ihtiyacının büyük bir bölümü bu ilimizden karşılanır. Öyle ki Tekirdağ Türkiye’nin ayçiçeği bahçesi olarak bilinir. Arpa, yulaf, mısır, şekerpancarı ve soğanın yanı sıra sarımsak, domates, kabak ve patlıcan da Tekirdağ’da yetiştirilen ürünler arasında yer alır. Kavun, karpuz, üzüm, kiraz, erik kentte verimli olarak yetişen meyvelerdendir.

Hayvancılık Tekirdağ’daki bir diğer geçim kaynağıdır. Şehrin mera ve çayırları bol olduğu için koyun, sığır ve hindi yetiştiriciliği yapılmaktadır. Barbunya, tekir, karagöz, levrek, istavrit Tekirdağ kıyılarında bol miktarda bulunan balıklar arasında sayılabilir. Şehirde orman varlığı azdır ve yoğunlukla ilin kuzeydoğusundadır. Maden bakımından da fakir olan Tekirdağ’dan sadece linyit ve manganez yatakları bulunmaktadır. 1970’ten sonra sanayi bakımından hızla gelişen kentlerimizden biri olan Tekirdağ’da ayçiçeği, un, kiremit, mobilya ve tekstil fabrikalarının sayısı oldukça fazladır. Şehir metal eşya imalatında oldukça ileridir. 1931 senesinde kurulan Tekel İçki Fabrikası şehirde yeni bir üretim sektörünün doğmasını sağlamıştır. Kentin İstanbul’a yakın olması sanayiciliğin gelişmesi açısından etkin rol oynar. Tekirdağ’ın kardeş şehirleri arasında Gümülcine, Kavala, Kırcaali, İslimiye, Pyongeeak, Tekirgöl, Sarospatak ve Kecskemet sayılabilir.